Şair, edebiyat araştırmacısı, ilâhiyatçı (D. 1902, Urfa - Ö. 15 Nisan 1977, İstanbul). İlköğretimini Urfa’da tamamladı. AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Şark Dilleri ve Edebiyatı Bölümü mezunu.
Bir süre ilkokul, ortaokul ve lise öğretmenliği yaptı. İlköğretim Müfettişliği, Millî Eğitim Bakanlığı Özel Okullar Daire Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi İslâm Dini, Tasavvuf Tarihi öğretmenliği, İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü Müdürlüğü, Konya Yüksek İslâm Enstitüsü İslâmi Türk Edebiyatı Öğretmenliği, Gazi Eğitim Fakültesi Fransızca Bölümü Türk Edebiyatı Öğretmenliği, Talim Terbiye Kurulu Üyeliği, Din Eğitimi Dairesi Müdürlüğü ve Millî Eğitim Bakanlığı Baş Müfettişliği gibi görevlerde bulundu. 1968 yılında emekliye ayrıldı. Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
Bilimsel araştırmaları yanı sıra dinî duygular yüklü şiirleri vardır. On altı yaşında şiir yazmaya başladı. Bazı şiirlerini Ra’di mahlasıyla Tarih ve Edebiyat dergisinde, Adnan Menderes için yazdığı 45 beyitlik Mersiye’sini Köprü dergisinde yayımladı. Şiirlerini kitaplaştırmadı.
ESERLERİ:
Kırk Hadis Tercümesi (1951), İmanda Birlik Vatanda Dirlik (1955), Beng ü Bâde (Fuzuli’nin eserinin tenkidli basımı, 1955), Din ve Milliyet (1956), Rind ü Zâhid (Fuzuli’nin eserinin tenkidli basımı,1956), Ramazana Girerken (1956), Radyoda Dini ve Ahlaki Konuşmalar (1956), Dinde Reform Meselesi (1957), Seyyid Nesîmî Divanı’ndan Seçmeler (1973), Edebiyat Lügati (Tahirü’l-Mevlevî’den, yay. haz., 1973), Osman Şems Dîvânı’ndan Seçmeler (1996).
KAYNAKÇA:
Yurt Ansiklopedisi (c. X, 1984), S. Ahmet Kaya / Urfa Şairleri - Cumhuriyet
Dönemi (1998), Arslan Tekin / Edebiyatımızda İsimler ve Terimler (2. bas.1999),
Mustafa Uzun / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 26, 2002), İhsan
Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2004) –- Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007),
FERYÂD
KEMAL EDİB KÜRKÇÜOĞLU
Geçti bir yıl, yine bir màh-ı Muharrem geldi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Göze nem, gönle elem, her- yana màtem geldi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Kerbelâ; kerb ü belâ, kahr u anà meydànı
O'na kim kıydı Zebùn- etti kim ol sultànı
Götürür hufre-i ısyàna, şu hàl insànı
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Lûtf-edüp verme haber; Fatımet'üz'zehrà'ya
Melekûtun, boğar- àfàkını vàveylàya
Getirir belki tezelzül; mele-i a'lâ' ya
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Ne içün kast-i ciğergâh-ı Betùl- eylediler
Rùh-i Peygamber-i Ziyşan'ı melûl- eylediler
Burc-i îmànı yıkup, küfrü kabûl- eylediler
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Anı, derler ki; o gün, Şimr-i lâiyn-etti şehîd
Dedi sükkân-ı semàvàt, çeküp àh-ı mediyd
"lean'allâhü yeziyden ve alâ âli yeziyd"
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Evliyà devletinin şàh-ı cihanbànı idi
Murtazà Hazretinin vàris-i irfànı idi
Mustafà ümmetinin kıble-i îmànı idi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Ehl-i-beyt- uğradı, düşmence; sitem taşlarına ,
Anların, çeşm-i felek, bakmadı gözyaşlarına ,
Yağdı birdenbire, bàran-ı belà, başlarına ,
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede ?
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede ?.
Cennet'in gülleri, hasretle yolunsun gayrı
Àlemin mihr-i cihan-tàbı bulunsun gayrı
Màtem àdàbına, tam gayret olunsun gayrı
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Olamaz gerçi bir- iş; hükm-i kaderden ileri
Nice imhàya şitàb- eylediler öyle eri
Yok mu zûlm- ordusunun rùz-i cezàdan haberi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Dîde-i rahmete manzûr,- ulu bir tùr - idi o
Haseben ve neseben; silsile-i nûr- idi o
Ey "Kemâl!" en yüce ahlâk- ile meftûr- idi o
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyn' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
"Bende-i Àl-i abà, Kürkçüoğlu Muhammed Kemàleddin Baba"
"1384 Muharrem"
"1964 Mayıs"
KAYNAK:
Bir Ehl-i Beyt Sevdalısı Kemal Edip Kürkçüoğlu (kadimsanat.blogspot.com.tr,
14.04.2017).