Çiftçi, eğitimci, siyaset adamı, şair (D. 1892, Maden / Ergani / Diyarbakır - Ö. 16 Nisan 1985, Ankara). Nüfusta Ankara / Çankaya / Cebeci Mahallesine kayıtlıdır. Babası Maden eşrafından Tahrirat Müdürü Müftüzade Yusuf Vehbi bey, annesi Güllü hanımdır. 1907 yılında Maden Rüştiyesi (Ortaokulu)’ni bitirdi. Haziran 1910’da Ergani Maden Liva Meclisi İkinci Kâtipliği görevi ile Devlet hizmetine girdi. Eylül 1914’te Ergani İdadisi (Lisesi) Türkçe öğretmen vekilliğine atandı, bu nedenle, Kasım 1914’te istifa ederek kâtiplik görevinden ayrıldı. Aralık 1918’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde açılan sınavı kazanarak Maden Lisesi Türkçe öğretmenliğine getirildi. Bu görevi milletvekili seçilene kadar sürdü. İzmir İktisat Kongresi için Ergani’den temsilci seçildi ise de, Kongreye katılma olanağı bulamadı.
Kâzım Vehbi Bey, TBMM I. Dönem (23 Nisan 1920- 11 Ağustos 1923)’de Ergani’den milletvekili seçildi. Ancak Meclis’e hiç katılmadan, yaşının henüz 34’ten küçük olduğu, sağlığının seyahat etmeye elverişli olmadığı gerekçesiyle yazdığı istifa mektubu TBMM’de kabul edildi. II. Dönem (11 Ağustos 1923- 1 Kasım 1927) seçimlerine katıldı ve Ergani / Diyarbakır’dan milletvekili seçildi. Layiha, Nizamname-i Dahili, İrşad, Maarif komisyonlarında çalıştı. Maarif Komisyonu Kâtipliğine ve İrşad Komisyonu Sözcülüğüne seçildi. 1 Mart 1924 ve 1 Kasım 1924 tarihleri arasında Divan Kâtipliği yaptı.
Kâzım Vehbi Bey, milletvekilliği bittikten sonra, Eylül 1928’de Yozgat Öğretmen Okulu tarih-coğrafya öğretmenliğine atandı ise de, görevine gitmediğinden istifa etmiş sayıldı. Bu arada tarımla uğraştı. Daha sonra Kasım 1938’de Diyarbakır Lisesi Türkçe öğretmenliğine getirildi. Bu görevde 31 Aralık 1949 tarihine kadar çalıştı ve 22 Mart 1951’de emekliye ayrıldı, 16 Nisan 1985 tarihinde Ankara'da öldü. Münevver hanımla evliydi; bu evlilikten Saika, Cavit, Ayhan, Turhan, Vedia ve Cemile adlarında 6 çocuğu vardı.
Kâzım Vehbi Oral’ın “Şiirlerimden Seçmeler” adlı
basılı bir şiir kitabı vardır. Çok sayıdaki
şiirlerinin bir bölümünü Dicle, Elaziz, Diyarbakır gazeteleri ile Karacadağ
dergisinde yayımladı. Nüktedanlığıyla da ünlü olan Kâzım Vehbi Oral, okullarda
yeterli dinî ve fikrî eğitim verilmediği için yeni nesillerin cahil yetiştiği
düşüncesindeydi. Hatta Millî Eğitim Bakanlığı binası yandığında, Diyarbakırlı
şair Abdulgani Bulduk’tan bu olayı hicveden ve “ebced” hesabıyla yangın
tarihini belirten bir mısra aktarmıştı. Mısra şöyledir:
“Cehalet
menbaı yandı Maarif nâmı kâzibtir.”
(Cehaletin
kaynağı yandı, Eğitim yalan bir isimden ibarettir)
Bazı
kaynaklarda Kâzım Vehbi Bey’in yeniden milletvekili seçilmesine İsmet Paşa’nın
engel olduğu ileri sürülmüştür. Oral, kendisiyle aynı kanaati paylaşan Başbakan
Fethi Okyar’la birlikte, Şeyh Said isyanı sırasında, olayın bölgesel olduğunu,
önlemlerin gereğinden fazla ve geniş kapsamlı olmamasını savunurken; İsmet
Paşa’nın şiddetli muhalefetiyle karşılaşmış ve sonunda Paşa’nın dediği olmuştu...
Kâzım Vehbi Oral’ın; “Ağlarım”,
“İhtiyar” ve “Bir Bahar Akşamı” adlı şiirleri bestelenmiş, hafif müzik sanatçısı Atilla Atasoy'un 1981
yılında çıkan “Avare” adlı albümünde yer almıştır.
ESERLERİ
(Şiir):
Divan-ı
Hüsran, Şiirlerimden Seçmeler
(1975).
HAKKINDA:
Diriliş Dergisi (4. Dönem, sayı: 9, 1975), Şevket
Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (c. 2, 1997, s. 448-449,
452), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2006), TBMM Abümü (2010), İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013),
Hani benim mor salkımlı bağlarım
Ufuklarla boy ölçüşen dağlarım
Orda geçti bütün mesut çağlarım
O çağları anar anar ağlarım
Ayrı düştüm gülşenimden gülümden
Anlayan yok şimdi benim dilimden
Bir teselli duymam deli gönlümden
Bu acıyla
yanar yanar ağlarım
Gençliğin o devri oldu hep yalan
Bir acı hasrettir yürekte kalan
Sen böyle değildin gönül, bir zaman
Senin de sevgilin sevenin vardır.
Ömür sonu çekilmezmiş bu hicran
Dünyanın
verdikleri hep yalan
Sevgilime doyamazken bir zaman
Hayaline kanar kanar ağlarım
KAYNAK: Sedat Eroğlu / Gülbaran'ın Erganili
Gülleri (2014).
Hakikat gözünü aç ta bak bugün
Suret-i Rahman’dır
insan dediğin
Mana-yi hilkatı bir kere düşün
Kil ü kal olur mu irfan dediğin?
Bırak dostum artık köhne davayı
Çalış fehmetmeğe sırr-ı manayı
Akl-ı seliminle buldun Mevla’yı
En doğru kitaptır vicdan dediğin
İlahi sözlerin hepsi işaret
Mizana yüklenmez bir kötü sıklet
Ruhun rahatıdır safa-yı cennet
Kalbin azabıdır miran dediğin
Halıki düşünmek ibadet budur
Müminde, münkirde tabiat budur
Doğruyu
aramak, şeriat budur
Kemale aşıktır iman dediğin
Hakikat şarabı coşturdu beni
Söyledim ben, Kazım
kalbe geleni
Bu neş’e biraz da coştursun seni
Susar mı her
zaman rindan dediğin.
KAYNAK: Sedat Eroğlu / Gülbaran'ın Erganili
Gülleri (2014).
EMEK
Elli beş yıldır hayatımda didindim durdum
Bütün öğrenmeye,
öğretmeye sarfettim emek
Sade bir tek şeyi, öğrenmede aciz kaldım:
Kirli eller öperek, alçalarak yükselmek.
PARA
Para yutmuş bir eşek hırsına mağlup olarak
Sahibi etmiş onu hayli dayakla te’dip
Hakkı yok
döğmeğe zira bu deni dünyada
Para erbab-ı kemale ne zaman oldu nasib.
AHİRET
Va’d edilmiş bize ukbade büyük nimetler
Bu teselli ile hoş karşılarız husranı
Ahiret hali de dünyanınkinin aynı imiş
Yok demek onda da bedbahta huzur imkânı
KAYNAK: Sedat Eroğlu / Gülbaran'ın Erganili
Gülleri (2014).