Tarihçi, ordinaryüs
profesör, devlet ve siyaset adamı, 8. başbakan (D. 1883, Kemaliye / Erzincan –
Ö. 19 Ekim 1961, İstanbul). Tam adı Mehmet Şemsettin Günaltay’dır. Babası
müderris İbrahim Ethem Efendi, annesi Saliha Hanımdır. Küçük yaşlarında İstanbul’a
gelerek Üsküdar’da Ravza-i Terakki Mektebi’nde, sonra Vefa İdadisi (Lisesi)’nde
okudu. Ardından, Darülmuallimin-i Âliye (Yüksek Öğretmen Okulu)’ye devam
ederek, 1905’te bu okulun fen bölümünü birincilikle bitirdi. Bu arada, özel
olarak Arapça ve Farsça derslerine devam etti, dinî bilimler alanında kendisini
yetiştirdi, ayrıca Fransızca öğrendi.
Mehmet Şemsettin
Bey, meslek hayatına İstanbul Darüşşafaka’da geometri öğretmeni olarak başladı.
Daha sonra Kıbrıs Lisesi’nde müdür yardımcılığı ve müdürlük yaptı. Başarılı bir
öğretmen ve iyi bir yönetici olan Şemsettin Bey, tabii bilimler okumak üzere
Maarif Nezâreti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından 1909’da İsviçre’nin Lozan
Üniversitesi’ne gönderildi.
Bu üniversitenin Doğa Bilimleri Bölümünden mezun olarak sonra yurda döndüğünde bu
kez Midilli Lisesi’nde ile İstanbul Gelenbevi Lisesi’nde müdürlük yaptı.
İstanbul Dârülfünunu (Ünivesitesi)’nda yapılan 1915 reformu sırasında Edebiyat
Fakültesi’nde Türk tarihi ve medeniyet tarihi müderrisi (öğretim üyesi) oldu. Aynı
zamanda dönemin en yüksek medresesi sayılan Süleymaniye Medresesi’nde de dinler
tarihi hocasıydı.
1919’da İ.Ü. Edebiyat Fakültesi İslâm kavimleri tarihi ve Süleymaniye Medresesi
İslâm felsefesi müderrisliklerine atandı. 1924’te Dârülfünun İlahiyat
Fakültesi’nde İslâm tarihi ve fıkıh (İslam hukuku) tarihi müderrisi ve aynı zamanda fakülte
genel sekreteri oldu. Ertesi yıl bu fakültede dekanlık görevine getirildi.
Şemsettin Bey,
meslek hayatına başlar başlamaz, siyasetle de ilgilenmeye başlamış ve çeşitli
devlet işlerinde çalışarak, Başbakanlık makamına kadar yükselmiştir. O, daha
1915’te İttihat ve Terakkî Fırkası’ndan Ertuğrul (Bilecik) mebusu seçilerek Osmanlı
Meclis-i Mebusanı’na girmiş ve böylece siyasî hayatı fiilen başladı. 1918’de Meclis-i
Mebusan idare memuru oldu. Birinci Dünya Savaşı (1914-18)’ndan sonra kurulan ve
harp sorumlusu olarak İttihat ve Terakkî Fırkası ileri gelenlerini sorgulayan
Divan-ı Harp komisyonunda yer aldı. Mebusluk görevi Meclis’in kapatıldığı
1920’ye kadar sürdü. Bu sırada Dârülfünun’un yeniden düzenlenmesi
çalışmalarında görev aldı. Mütareke günlerinde, İstanbul Darülfünunu’nda millî mücadeleyi
kuvvetle savunan ve gençlere yol gösteren başlıca hocalardan biriydi.
1920’de Teceddüd
Fırkası’nın kurucuları arasında bulunan Mehmet Şemsettin, Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin İstanbul teşkilâtında da görevliydi. Bu sırada
Mustafa Kemal’in isteğiyle İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
teşkilâtının kurulmasıyla görevlendirildi. Daha sonra Kuvây-ı Milliye içinde
bulunan ve İstanbul Belediye Meclis Üyeliği ve Başkan Vekilliği’ne seçilen
Günaltay’ın siyasî hayatının ikinci dönemi ise, 1923’te CHP’den Sivas
Milletvekili olarak seçilmesiyle başladı... Siyasî hayatının yanı sıra, genç
Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir bilim adamıydı. Siyaset ile bilim adamlığını
birlikte yürüten Günaltay, Mustafa Kemal’in isteği üzerine 1931’de Türk Tarihi
Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu, 1933)’nin kurucu üyesi olmuş ve 1941’de kurumun
başkanlığına seçilerek, bu görevi ölünceye kadar sürdürdü.
Şemsettin
Günaltay, fen ve tabii bilimler öğrenimi gördüğü halde, tarihçi olmayı tercih
etmiş, çalışmalarını bu alana yöneltmişti. Daha ilk görev yıllarındayken İslâm
düşüncesi ve tarihi üzerine yazılar yazmaya başladı. Bu yöndeki makalelerini
1909 yılından itibaren “Sırât-ı Müstakîm”
ve daha sonra “Sebilürreşad” adlı
haftalık dergilerde yayımlamaya başladı ve böylece dönemin modern İslâmcıları
arasında yer aldı. Ancak o, Batı
kültüründen kazandığı eleştirel tavırla hareket ederek, kendisine özgü bir
üslup benimsedi. Önceleri daha çok felsefe ağırlıklı yazılar yazan
Günaltay, bir süre sonra toplumsal konulara yönelmiş, 1911’de kurulan Türk
Ocağı’nda tarih dersleri ve konferanslar vermeye başladı.
Günaltay,
Dârülfünun’un İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmesinden sonra da Edebiyat
Fakültesi Tarih Bölümü’nde Ortaçağ tarihi derslerini vermek üzere ‘ordinaryüs profesör’
olarak görevlendirildi ve bu görevini milletvekilliği ile birlikte yürüttü. Bu
sırada kurulan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde de
dersler vermeye başladı. Ancak Atatürk’ün ölümünden sonra, Hasan Âli Yücel’in Milli
Eğitim Bakanlığı döneminde ya milletvekilliğini ya da hocalığı seçmesi
istenmiş; bunun üzerine Ord. Prof. Günaltay, Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü
ve Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı ile birlikte üniversiteden ayrılarak yalnız
siyasetle ilgilenmeye başladı. Bununla birlikte tarihî konulardaki
araştırmalarını aralıksız olarak sürdüren Günaltay’ın, 1937’de Dolmabahçe
Sarayı’nda toplanan ve uluslararası bir özellik taşıyan İkinci Türk Tarih
Kongresi’nde sunmuş olduğu bildiri, Türk tarihinin önemli bir problemi olan “İslâm Dünyasının İnhitatı Sebebi Selçuk
İstilâsı mıdır?” başlığını taşıyordu.
Ord. Prof. M.
Şemsettin Günaltay, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce yazmış olduğu ilk
eserlerinden başka, Cumhuriyetin ilânından sonra Türk siyasî hayatında önemli
roller üstlendiği dönemlerde de Türk tarihi hakkındaki çalışmalarını sürdürmüş
ve pek çok dergide makaleler yayımlamış, birçoğu Türk Tarih Kurumu yayını olmak
üzere önemli eserler ortaya koymuştur. Daha çok Yakın Doğu tarihi ile
ilgilenmiş ve Anadolu, Suriye, Filistin, İran ve öteki Ortadoğu ülkelerinin
tarihi hakkında pek çok araştırma yapmıştır. Yoğun siyasî çalışmalarına karşın,
hayatı boyunca bilimden ve bilim çevresinden bir an bile olsun ayrılmamış, bilimsel
çalışma ve yayınlarını sürdürmüştür. Yaklaşık otuz kadar olan basılmış
eserlerinin yanı sıra Türk Ansiklopedisi’nde danışman ve yazar olarak çalışmış,
“Sırât-ı Müstakîm” ve “Sebilürreşâd”dan başka “Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi Mecmuası”,
“Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi”, “Türk
Tarih Kurumu Belleten”, “Düşünce ve
İslâm” dergilerinde de pek çok makale yazmıştır.
1923 yılından
sonra arka arkaya yedi dönem Sivas ve bir dönem de Erzincan Milletvekili
seçilen Günaltay, İkinci Hasan Saka Hükümeti’nin 14 Ocak 1949’da istifa etmesi
üzerine, 15 Ocak 1949 ile 22 Mayıs 1950 tarihleri arasında görev yapan hükümeti
kurmakla görevlendirildi. Böylece tarihçi Günaltay, Türkiye Cumhuriyeti’nin 14.
ve Türkiye’de tek parti döneminin son başbakanı oldu. Liberal eğilimleriyle
tanınmış bir siyaset adamı olarak, Şemsettin Günaltay’ın on altı ay kadar süren
başbakanlığı döneminde yapılan işlerin en önemlisi, yeni bir seçim kanununun
hazırlanmış olmasıdır. Onun başbakanlığı döneminde seçim mevzuatı
değiştirilerek tek parti sisteminin kapanmasını sağlayan gizli oy - açık
tasnife dayalı tek dereceli seçim sistemine geçildi. Başbakanlığı döneminde
yaptığı önemli işlerden birisi de, din, din eğitimi ve laiklik politikalarında
gerçekleştirilen değişikliktir.
Günaltay, iktidarın
Halk Partisi’nden Demokrat Parti’ye geçmesinden sonra da Erzincan Milletvekili
olarak 1954’e kadar Meclis’teki görevini sürdürdü, ancak 1954 Genel
Seçimlerinde seçilemedi. İstanbul’a yerleşerek, 1958-59 yıllarında CHP İstanbul
İl Başkanlığı görevini yürüten Günaltay, 27 Mayıs 1960 İhtilâli’nden sonra,
Kurucu Meclis’i oluşturan Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi. Şemsettin
Günaltay, 1961’de CHP İstanbul Senatörü olarak yeniden Meclis’e girdi. Ancak bu
göreve başlayamadan, 19 Ekim 1961’de İstanbul’da vefat etti. İstanbul
Üniversitesi’nde yapılan törenden sonra, vasiyeti gereği, Ankara’ya götürülerek
Cebeci Asrî Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.
BAŞLICA
ESERLERİ:
Fennin En Son Keşfiyatından (1912), Maziden Atiye (1913, 1920), Zulmetten
Nura (1915, 1917), Hurafattan Hakikata (1916), Tarih-i Edyan (1922), İslâm
Tarihi (1922), İslam Dini Tarihi (1924), Mufassal Türk Tarihi (5 cilt, 1922-1924, 1928-33 ), Felsefe-i Ulâ İsbat-ı Vacib ve Ruh
Nazariyeleri (1923), İslâm Dini
Tarihi (1924), Mezopotamya-Sumerler
Akatlar Gutîler Amürüler Kassitler Asurlular Mitannîler / İkinci Babil
İmparatorluğu (1934), Suriye ve Filistin
(İstanbul 1934), İbranîler (İstanbul
1936), Türk Tarihinin İlk Devirleri Uzak
Şark, Kadim Çin ve Hind (İstanbul 1937), İran Tarihi: En Eski Çağlardan İskender’in Asya Seferine Kadar
(1948), Uzak Şark Tarihi (1937), Eski Suriye ve İbraniler Tarihi (1937), Yakın Şark Tarihi (4 cilt, 1937-51), Perslerden Romalılara Kadar: Selevkoslar -
Nabatiler - Galatlar - Bitinya ve Bergama Krallıkları (1951), Hürriyet Mücadeleleri (Haz. Sabahat
Erdemir, 1958), İslâmda Tarih ve
Müverrihler (1973, yeni bas. / İslam Tarihinin Kaynakları ve Müverrihler
adıyla, yay. haz. Yüksel Kanar, 1991),
KAYNAKÇA: İbrahim
Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Afşin Oktay - Kemal
Bağlum / Biyografiler Ansiklopedisi (1959),Yurt Ansiklopedisi (c. IV, 1982), Fahri Çoker / Türk Tarih Kurumu: Kuruluş
Amacı ve Çalışmaları (1983), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) -
Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) – Ünlü
Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013) - Encyclopedia of
Turkey’s Famous People (2013), Şemseddin Günaltay / İslam Tarihinin
Kaynakları ve Müverrihler (Yay. Haz. Yüksel Kanar, 1991), Kâmil Şahin / TDV
İslâm Ansiklopedi si (c. 14, 1996), Süleyman Yeşilyurt / Türkiye’nin
Başbakanları (2006), Popüler Tarih (Şubat 2006), Remzi Demir - Doğan Atılgan / DTCF ve Türkiye’de Beşerî Bilimlerin
Yeniden İnşası - Elli Portre (2008).