Şair.
14 Eylül 1968, Maksutuşağı köyü / Pazarcık / Kahramanmaraş doğumlu. Ortaokul ve
liseyi Gaziantep’te okudu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Sivil
toplum çalışmalarında bulunarak, Türkiye’de uluslararası bir sanatçı kadınlar
kongresi düzenlenmesine öncülük etti.
Bejan Matur’un “Gözleri Yanlış Hatırlanan Çingene” başlıklı
ilk şiiri 1991 yılında Ankara’da çıkan Yazıt dergisinde yayımlandı. Ardından Adam Sanat, Defter, Ekin Belleten gibi dergilerde yayımlamayı sürdürdü. İlk
kitabı “Rüzgâr Dolu Konaklar”
çıktığında gerek ele alıp işlediği gerçeklikler, gerekse Anadolu-Ortadoğu şiir
birikimini özümseyip ondan yeni bir duyarlılık ve şiir bireşimi ortaya koyması
ilgiyle karşılandı. Şiirleri İngilizce,
Almanca ve Fransızca olarak da yayımlandı.
Matur’un Şiirlerinden yapılmış olan bir seçki
2004 yılında “The Temple of a Patient God”
adıyla İngiltere’de, Almanca-Fransızca diğer bir seçki ise “Winddurchwehte Herrenhauser” adıyla 2006
yılında Lüksemburg’da yayımlandı.
“Rüzgâr
Dolu Konaklar”
adlı ilk kitabıyla 1997
Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü ve 1997 Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü aldı. 2008
yılında kurulan Diyarbakır Kültür Sanat Vakfı’nın kurucu başkanlığını yaptı.
“Matur’un
şiirlerinin bir başka izleği de yolculuk. Gittiği her yerde yazıyor o. Rodos,
Berlin, Edinburgh/İskoçya, İstanbul ve daha pek çok coğrafya, pek çok kent
Matur’un şiirinde yerlerini buluyor. Çünkü gidilen her yerin, şiirine bir
katkısı olduğunu düşünüyor Matur. Doğaya, sokaklara, insanlara bakıyor; onları
izliyor. Bakmadan, görmeden yaşayamıyor. Tabii bir de yolculuk yapmadan...
Yolculuk ve sürgün duygusu şiirinin ana izleğini oluşturuyor.” (Duygu Durgun)
“Matur’un
şiiri, ‘Eğretileme düşünce’ yapısıyla kurulmuştur. Aklın ya da modern dünyanın
sözcüklerini bu yapı amacıyla dışlar şâir; başka bir deyişle poetik tutarlılık
için dışlar. Çünkü dille deneyimlediği hayat, eski dünyanın, anadilinin
yadigârı olan o eski hayattır. Bu tarihi anlamak için imgeler kavramların
yerini alır, nesneler olayların. Eski çağların rüzgârını getiren sözcüklerin iç
sesiyle, geçmişin simgeleri, duygusu, kokusu şiire atmosferini kazandırır.
Geçmiş yalnızca öyküsel geçmiş değil, söylencesel bir geçmiştir.” (Mahmut Temizyürek)
“Bejan
Matur’un şiiri büyülü bir rüyadan uyandırır beni ama yataktan hemen çıkarmaz,
gıdım gıdım döker eteğindekileri. Bana dokunur, rahatsız olurum. Ellerini
uzatır, severim. Daima bağlanmak isterim ona. Bağlanmanın bütün acılığıyla.” (Leyla İpekçi)
ESERLERİ:
ŞİİR: Rüzgâr Dolu Konaklar (1996), Tanrı Görmesin Harflerimi
(1999), Ayın Büyüttüğü Oğullar
(2002), Onun Çölünde
(2002; İbrahim’in Beni Terk Etmesi (2008), Kader Denizi (2010), Dağın
Ardına Bakmak (2011).
DİĞER: Doğunun Kapısı Diyarbakır (2009).
Doğduğumuzda
Bizim için yaptırdığı sandıklara
Gümüş aynalar
Lacivert taşlar
Ve Halep’ten kaçak gelen kumaşlar
Dolduran annemiz
Bir zaman sonra
Bizi koyup o sandıklara
Yol
Rüzgâr
Ve konakları fısıldayacaktı kulağımıza.
Yalnız kalmayalım diye karanlıkta
Çocukluğumuzu ekleyecek
Avunmamızı isteyecekti
O çocuklukla.
Sırtımızdan jiletle akıtılan kanın
Karıştığı uzun ırmağa
Bırakıldığımızda
Annemiz bu kadarını istemezdi
Bu yüzden
O uyurken
Uzaklaştık
Diyorduk sulara.
Gidişin kendisinden artakalan
Her şey, herkes burada.
Ben buradayım
Kardeşlerim yitikliğiyle burada
Annem elbiseleriyle
Erkek kardeşim savaş korkusuyla
Babam burada hiç uyanmış olmasa da
Dünya eksilmiş etrafımda
Bir düş sanki olanlar
Uzayan ve uzadıkça acıtan
I
Annemiz
Siyah kadife elbisesini okşadığında
Saçlarını düşürerek bakışlarına
Babamızı hatırlardı:
Beyaz bir dağda olduğunu söylüyordu onun
Beyaz ve her bahar küçülen bir dağda
II
Hepimizden büyük olan
Ve uzaktaki savaştan korkan
Erkek kardeşimiz
Dönmeyince bir daha
Biz de korktuk savaştan.
Ama savaş değildi onu bırakmayan.
Gelirken yanımıza
Atıyla uyumuş
Babamızın karşısındaki karlı dağda
Annemizin yüzü azaldıkça
Omuzları küçüldükçe annemizin
Şaşırdık hangi dağa bakacağımıza