Öykücü, şair (D. 1919, İstanbul - Ö. 5 Nisan 1993, Londra
/ İngiltere). Asıl adı Feyyaz Fergar. İstanbul Saint Joseph Fransız Lisesi
mezunu. Paris’te bir yıl Ecole Libre de Sciences’te siyaset, Londra’da Durham
Üniversitesinde ekonomi alanında yükseköğrenim gördü. Uzun yıllar Londra’da
BBC’nin Türkçe Yayın Servisinde çalışarak emekliye ayrıldı.
Eleştirmenlerce özden çok biçime önem verdiği belirtilen
hikâyeleri, Yeditepe, Yenilik, Türk Dili gibi dergilerde yer aldı.
Kullandığı dilde çağrışımlara ve ironiye yer veren anlatımdan dolayı “Türk
edebiyatının şen kirpisi” diye adlandırıldı. Öykülerinde savaşın insan ruhu
üzerindeki etkisini, yol açtığı saplantılı davranış biçimlerini ve buna
karşılık yeni başkaldırılara yöneltişini şiirsel bir dille anlattı. Biçime ve
kurguya önem verdi, gerçeküstü ve somut öğeleri kaynaştırmaya çalıştı.
Kitaplarındaki gerçeküstücü öğeler ve soyut ifadeler ile İkinci Yeni akımıyla
ortak bir alanda durdu.
Sığınak Hikâyeleri’nde
İkinci Dünya Savaşının insanlarda oluşturduğu değişiklikleri, Londra
atmosferinde sundu. Hikâyelerindeki kahramanların ortak noktası ölümle burun
buruna gelinen her yerde ölüme baş kaldırmalarıdır. Cehennemde Bir Yusuf
ve Hiçoğlu’nun Serüvenleri’nde üstü örtülü bir ironi, mizah ve kara
mizah öncülüğünde ilgi çekici “bilim kurgular ve anti-ütopyalar” oluşturdu.
Bir Deli Değilin Defteri adlı kitabındaki hikâyelerde yer yer klasik
üslûpta, yazarın idrak ettiği dünyanın değişmişliğinin payı vardır. Bu
kitabında, anarşizan bir sürece dönüşen yaşamı, nihilist bir oluşum olarak
yansıttı. Bu bağlamda karakterlerini ölüm, uygarlık, varoluş üzerine
konuşturdu. Demir Özlü onu, “anlatımcı bir gerçeküstücü” ve “çağdaş
bir postmodernist” olarak niteledi. Sığınak Hikâyeleri kitabıyla
1963 Türk Dil Kurumunun Hikâye Ödülünü kazandı.
“İroninin yanı sıra şiir, şiirin yanı sıra handiyse
tozlanmış bir maziperestlik ve o maziperestlikle için için fokurdayarak alay
eden bir yenilikçilik: Feyyaz Kayacan’ın öykülerini ille özetlemek gerekirse,
akla ilk gelen bunlar.” (Selim
İleri).
“Bütün üslûplar, kelime oyunları, değişmeyen sonla
karşılaştığında, ölümle karşılaştığında önemini yitirmekte midir? Metafizik
boyut galiba sadelik ve klasik üslûpla bütün peçelerinden kurtulmuş olarak
okuyucusuna ulaşmaktadır. Üslûp söylenmek, gösterilmek istenenin peçesi. Bazı
peçeler gösterilmek isteneni daha da güzelleştirirken bazı peçeler aslolan
güzelin çirkinleşmesine sebep olabilmektedir. Son kitabında Kayacan
hikâyelerini peçesiz olarak okuyucusuna takdim etmektedir, sanki bunların bir
veda hikâyesi olduğunu hissetmişçesine.” (Fatma
Karabıyık Barbarosoğlu)
“Feyyaz Kayacan’ın düzyazı özellikleri nelerdir? Nasıl bir
düzyazıdır onunkisi?
“Gerçeklikten de hareket etse, hayal gücüyle, buluşlarla,
giderek dile de yaslanan humour’la zenginleşen bir düzyazıdır bu. Gündelik
gerçek, onun metinlerinde, geçişli değişimlere uğrayarak, yer yer alegoriler ve
yarı metaforlar katına yükselir; böylece de zihinsel gerçekliğin o oldukça
karanlık mağaralarını aydınlatmak ister yazar. İnsanın zihinsel mağaralarında
bulunan yalnızca belirsizlik ve karanlık değildir: Delilik ve bunamadır da.
İşte Feyyaz Kayacan, imgesel, alegorik yazışıyla bunları serimliyor. Süslü
hazine kutusu açılmıştır ve ortaya dökülen iğretilemeler yoluyla kavranabilen belirsiz
insan varoluşunun zihinsel gerçeklikleridir: İmgeler, boşluklar, karıştırımlar,
simgeler, karanlıklar, başka bir şeye dönüşen nesneler...” (Demir Özlü)
“Edebiyatımızın özgün yazarlarından Feyyaz (Fergar)
Kayacan’ı 5 Nisan 1993’te yitirmiştik. Geçen on yıl içinde, eğer toplu öyküleri
de basılmamış olsaydı, tümüyle unutulmuş olacaktı. Aslında onun şiir, öykü,
roman, oyun ve çevirilerden oluşan seçkin yapıtlarıyla tanışmamak, edebiyata
ilgi duyanlar için bir eksiklik sayılabilir. Gelin görün ki, hem devletimizin
olmayan kültür politikasının boşlukları, hem de edebiyatımızın birbirini
görmezlikten gelme alışkanlığı nedeniyle, Feyyaz Kayacan, yaşarken ve ölümünden
sonra ülkesinde gerekli ilgiyi göremeyen yazarlardan biri olmuştur.” (Melisa Gürpınar)
ESERLERİ:
HİKÂYE: Şişedeki Adam (1957), Sığınak Hikâyeleri
(1962), Cehennemde Bir Yusuf (1964), Gibiciler (1967), Hiçoğlunun
Serüvenleri (ilk kitabındaki hikâyelere üç yenisinin eklenmesiyle, 1969), Bir
Deli Değilin Defterleri (1987), Bütün Öyküler (1993).
OYUN: Mutlu Azınlık (dört perde, 1968).
ROMAN: Çocuktaki Bahçe (1982).
ŞİİR: Les Gammes Insolites (Fransızca, 1938), Géstes
a la Mer (Fransızca, 1939), Kaşık Havası (1976), Benim Örümceğim
Başka (1982).
ANTOLOJİ: Modern Türk Şiiri (Modern Turkish Poetry,
1992).