Öykü ve roman yazarı, gazeteci (D. 1895,
İstanbul - Ö. 1971, İstanbul). Ayasofya Merkez Rüştiyesi (ortaokul, 1908),
İstanbul Lisesi orta kısmı (1911), Hadika-i Meşveret İdadisi (lise, 1912),
Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Şubesi (1920) mezunu. Fakülte
yıllarında Beşiktaş İttihad ve Terakki Mektebi ile Darüşşafaka Lisesinde Türkçe
öğretmenliği yaptı. İstiklâl Savaşı’nda millî hükümete destek olmak için
Ankara’ya gitti. Bir ara kimliğini giz-leyerek Yunan işgali altındaki bölge-ye
girdi, oradan İstanbul’daki İkdam gazetesine muhabir olarak çalıştı,
yorumlar yazdı. Zaferden sonra Lozan Konferansı görüşmeleri sırasında Ankara’da
çıkan Öğüt gazetesinin temsilcisi olarak Lozan’a gitti. Daha sonra
Viyana’da yeniden kurulan Türk Basın Bürosunun şefliğini yaptı. 1924’te
Dışişleri Bakanlığına girerek Berlin Büyükelçiliği üçüncü kâtipliği, 1925’te
Belgrat Büyükelçiliği ikin-ci kâtipliği ve 1926’da Sofya Bü-yükelçiliği ikinci
kâtipliği ile konsolos vekilliği görevlerinde bulundu. Bir süre Matbuat Umum
Müdürlüğü görevinde bulundu. Sonraki yıllarda İstanbul’a giderek Cumhuriyet
gazetesinde yazarlık ve Kadıköy Fransız Saint Joseph ve Darüşşafaka liselerinde
tarih ve coğrafya öğretmenliği (1931-55) yaptı.
Ahmet Hidayet’in basın hayatına ilgisi,
1908’den sonra babası Tahir Efendi’nin
bir basımevi kurmasıyla başladı. İstanbul lisesinde iken de şair Şahabettin
Süleyman’ın öğrencisi olmuş ve onun etkisi ile sanat ve edebiyata eğilim
gösterdi. Özellikle Fransızcasını ilerletmeye çalışarak dünya edebiyatına,
sosyolojiye ve felsefeye ilişkin eserleri okuymaya başladı. Henüz on beş
yaşında iken Şahika dergisinde “Gülden Kelebeğe” (1910) başlıklı
bir yazısı yayımlandı. 1911’de daha lise öğrencisi iken Tercüman-ı Hakikat
gazetesi için çeviriler yapmaya ve hikâyeler yazmaya başladı. Darülfünun’a
(İstanbul Üniversitesi) devam ettiği sıralarda Servet-i Fünûn dergisinde
dünya edebiyatına ilişkin bazı incelemeler, çeşitli toplumsal sorunlar hakkında
makaleler yayımladı. Yeni bir edebi akım başlatmak için Birinci Dünya Savaşı
yıllarında Halit Fahri, Salih Zeki, Faruk Nafiz ve Yusuf Ziya’nın öncülüğünde
kurulan “Nayiler” grubuna katılarak Batı edebiyatından çeviriler yapmayı ve
eleştiriler yazmayı üstlendi. Edebiyat yazılarının yanında, 1920’den itibaren
çalışmalarının büyük bölümünü gazeteciliğe ayırarak İleri ve İkdam
gazetelerinde çalıştı. 1921’de İleri gazetesinde “Şehir Uşağı” imzasıyla “İstanbullunun
Defteri” başlığı altında fıkralar, kendi imzasıyla “Edebi Musahabe” başlığı
altında makaleler yazdı. 1922’de Yunan işgali üzerine İkdam gazetesine
yazdığı mektuplar yabancı sansür engeline rağmen- tarihi değerdedir.
Ahmet Hidayet Reel, 1924-26 yıllarında
Hikâyelerinde İstanbul kent hayatının
çeşitli alanlarına eğilerek izlenimlerini olduğu gibi aktardı. İstanbul’un
hemen her semtini maddi ve manevi bütün özellikleriyle sokakları, pazar
yerleri, dükkânları, satıcıları ile ulaşım araçları, evlerinin dış ve iç
biçimleri, tarz ve ayrıntılarıyla neşeli, şakrak, esprili bir dille anlattı. Sanatının
çoğu malzemesi yerli olan Ahmet Hidayet’in hikâyelerinde olay örgüsü yalındır.
Çeşitli dergilerde çıkan yüzlerce hikâyesi, çevirisi ve çocuk yazısı
kitaplaşmadı.
ESERLERİ:
ROMAN: Yankesiciler Kraliçesi (1932),
Yabancı Kadın.
DERLEME: Atatürk’e Hatıralar (1949).
ÇEVİRİ: Yeni Felsefe Tarihi ve Meşhur
Filozoflar (Emil Faguett’ten,1927), Paul et Virginie (Bernardin de
Saint-Pierre’den,1927), Bu Kapıyı Açmayınız, Pembe Köşkün Esrarı (Pertev
Şevket imzasıyla, 1931).
ÇOCUK KİTABI: Faydalı Hikâyeler (1933),
Zehra’nın Falı (1935), Ateş Kuşu ile Bozkurt (1943), Macera
Peşinde (1943).
KAYNAK: Osman Nebioğlu / Türkiye’de Kim Kimdir? (1962), Reşid
Halid Gönç’ün Koleksiyonundan Bab-ı Ali’nin Hatıra Defteri (yay. haz. A.
Yetkiner, 3 cilt, 1984-88), Mehmet Behçet Yazar / Edebiyatçılar Âlemi:
Edebiyatımızın Unutulan Simaları (yay. haz. Mustafa Everdi, 1999), TBE
Ansiklopedisi (c. 1, 2001),
İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009).