Devlet ve ilim adamı, politikacı, tarihçi,
yazar, şair ve eğitimci (D. 1901, Hotan / Doğu Türkistan - Ö. 1965 Ankara).
Anne tarafından, bağımsız Hotan Hanlığını kurmuş olan Abdurrahman Paşa’nın
üçüncü göbekten torunudur. Küçük yaşta babasını, on yaşındayken de annesini
kaybetti. Yirmi iki yaşında Karakaş’ta, o devrin ünlü medreselerinde yüksek
din öğrenimini Arap ve Fars dillerinde tamamladı. 1923’te Hotan ve Karakaş
nahiyelerinde tefsir ve hadis konularında müderris olarak çalışmaya başladı.
Yüksek ilmi ve hitabet yeteneğinden dolayı kısa zamanda bölgede ün kazandı.
Uygur Türklerince saygın din adamlarına verilen “Hazretim” unvanıyla anıldı.
Genç yaşlardan itibaren Arap ve Fars dillerinde şiirler yazmaya başladı.
Doğu Türkistan’da yeni gelişmeye başlayan
çağdaşlaşma faaliyetlerine aktif olarak katıldı. Genç müderris ve öğrencileri
örgütleyerek Doğu Türkistan üzerindeki Çin hâkimiyetinin baskılarına karşı
çareler aradı. Yaşadıklarının etkisiyle hem kendi milletinin hem de dünya milletlerinin
tarihini araştırıp öğrendi. Bu konuda kendisini yetiştirmek için Hindistan’a
gidip gelen tüccar ve hacılarla sohbet toplantıları düzenledi. Bu yöntemle
dünyadaki gelişmeleri takip etmeye çalıştı. 1930’un sonlarına doğru Hotan’da
onun önderliğinde Millî İnkılap Teşkilâtı kuruldu. Ocak 1931’de Sabit Damollam
de Hindistan, Türkiye ve Hicaz gezisinden çok önemli bilgi ve gözlemlerle dönmüştü.
Buğra, önderliğindeki mücahitler, tahminen bir yıl süren gizli faaliyetlerden
sonra, 20 Şubat 1932’de Karakaş bucağında geçici bir Hotan Hükûmeti kurmayı
kararlaştırdı. Buğra bu hükümette başkomutan olarak görevlendirildi. 22 Şubat
1933’te, Buğra’nın komutasında Çin’e karşı Karakaş’ta ayaklanma başlatıldı.
Önce Karakaş’ı, sonra batıda Kaşgar’ ın Yenihisar nahiyesine, doğuda Çin’in
Dunhuang’a kadar olan bölgeyi Çin istilâsından kurtararak hürriyete kavuşturdular. Buğra, 12 Kasım
1934’te kurulan Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyetinin kuruluşuna büyük
katkılarda bulunmuştu. Ancak, Döngenler’in ve Rus kuklası militarist Şing Şi
Say’ın saldırılarına yenik düşerek 1934’te Hindistan’a sığındı. Bu arada
Hindistan ve Afganistan’ın Doğu Türkistan’a sınırı olan Pamir ve Vahan
yörelerinde silâhlı toparlanma ve yurda dönüş faaliyetlerinde bulundu. Dünya
kamuoyunun dikkatini çekmek ve yeniden Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesini
başlatmak için çalıştı. Ancak dış güçlerin müdahalesi sebebiyle bölgedeki
faaliyetleri durdurdu ve Afganistan’a sığındı. 1942’de Afganistan’dan Hindistan’a
geçti. Bu arada Çin’in Hindistan’daki elçisi, Buğra’nın Çin’e gitmesi için
ısrar etti. O ise gitmeyi reddedip Pigaver’e döndü, döner dönmez de tutuklandı.
Çin’e gitmek şartıyla 8 Ocak 1943’te serbest bırakıldı. 1945 yılına kadar
Çin’de kaldı, siyasi ortamlarda Doğu
Türkistan davasını anlattı. 1944 sonunda Doğu Türkistan’a döndü.
Döndükten sonra, önce halka, özellikle de
gençlere millî şuur kazandırmaya çalıştı. Çin’den dönen mücadele arkadaşı İsa
Yusuf Alptekin ile beraber Altay dergisinde ve Erk gazetesinde
makaleler yazdı. Doğu Türkistan’da kurulan Eyalet hükümetinde Bayındırlık bakanlığı
görevine atandı. Aynı zamanda Ürümçi Üniversitesinde fahri rektör ve profesör
unvanı ile çalışmalarda bulundu, bilimsel konferanslar düzenledi. 29 Aralık
1948’de eyalet hükûmetine başkan yardımcısı olarak atandı. 12 Kasım 1949’da
Doğu Türkistan, komünistler tarafından işgal edilince İsa Yusuf Alptekin’le
birlikte, ailesini ve bir kısım mücadele arkadaşlarını alarak ikinci defa
Hindistan’a gitti. 1951’de Türkiye’ ye geldi. İstanbul’da Türkistan (1951-54) adlı bir dergi
yayımladı. 1953’te bir kalp krizi geçirmesi nedeniyle derginin yayınına son
verdi ve Ankara’ya taşındı, Türk vatandaşlığına geçti. 1956’da Ankara’da Türkistan’ın
Sesi adında aylık ve The Voice of
Türkistan adında üç aylık bir İngilizce dergi yayımlamaya başladı.
Her iki dergi de bir süre sonra ekonomik sıkıntılar yüzünden kapandı. Aynı
yıllarda Buğra’nın Doğu Türkistan’ın Dünü Bugünü adlı kitabı çıktı. Şarkî
Türkistan Tarihi vasiyetine uygun olarak yeniden düzenlendi. Türkiye’nin
Kore’ye asker göndermesiyle oluşan yeni bloklaşmada Batı safında yerini aldı.
Türkiye’de yerleşik Batı Türkistanlı, Kafkasyalı, İdil-Ural ve Azerbaycanlı
liderlerle Türk Birliği, Türk Ortak Cephesi gibi adlar altında örgütlendi.
Böylece gelişen işbirliği sayesinde bir yandan Asya ve Afrika’da konferanslara katıldı,
değişik ülkelerde temaslar yaptı. Çin ve Eski Sovyet rejimlerinin yayılmacı,
sömürgeci emellerini gözler önüne sermeye çalıştı.
ESERLERİ:
ŞİİR: Vatan Kaygısı (1983).
OPERA: Kutluk Türkan Operatı (1984).
DİĞER: Şarki Türkistan Tarihi (Keşmir,
1940, 2. bas. 1987), Kalem Küresi (Nancin, 1945), Doğu Türkistan’ın Dünü Bugünü
(1952), Doğu Türkistan Kızıl Muhtariyeti
Red Eder (1955), Mücadele Hatıralarım (1965).
HAKKINDA: Ertuğrul Yaman - K. Bolaç - A.
Esatoğlu / Türkiye’deki Türk Dünyası (1998, s. I93-198), Türk Dili ve Edebiyatı
Ansiklopedisi 1 (1977), TDOE-TDE Ansiklopedisi 2 (2002).