Şair
(D. 1941, Diyarbakır – Ö. 2014, Diyarbakır). Çocukluğu ve gençliği Mardinkapı
semtinde geçti. İlk ve ortaokulu bitirdikten sonra bir süre Akşam Lisesine
devam etti. Babasının ısrarı üzerine öğrenimini bırakıp 35 yaşma kadar
berberlik yaptı. 1976 senesinden itibaren bir kamu kuruluşunda çalışmaya
başladı. Bayındırlık ve İskân Müdürlüğünde çalışarak emekli oldu. Sekiz çocuk
babasıdır.
Şiire,
çocuk yaşlarında merak sardı. Mehmet Akif, Necip Fazıl ve Cahit Sıtkı'dan
etkilenerek şiirler yazmaya başladı. Sonradan tasavvuf şiirine yöneldi.
Şiirlerinde Yunus Emre, Nesimi, Kuddusi Baba ve Pir Sultan Abdal esintileri
görülür. Son kitabı Şadırvandan Damlalar'da
mesnevilere yer verdi. 2014 yılının son aylarında Diyarbakır’da vefat etti.
ESERLERİ
(Şiir):
Gönül Dağı (1998), Şadırvandan Damlalar.
KAYNAK: Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı
Fikir ve Sanat Adamları (c. 4, s. 87, 2003), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar
ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas. 2009), İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi
(2013) - Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar
(2014) - Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015), Kendisinden
alınan bilgiler (Mart 2014).
Yağma eyle varlığın virane desinler sana
Dön elest aşk ile gel, pervane desinler sana
Gülşende bülbül gibi, nalan eyle durmadan
Belay-ı aşk ile hoş ol, gamhane desinler sana
Cahil ile etme sohbet, gönül evi incinir
Gir arifler bezmine, rindane desinler sana
Benliğin defterini dür, nâm-u şandan âzat ol
Giy melamet hırkasını divane desinler sana
Ey Necati aşk yolunda Ferhad-u Mecnun gibi
Sun şarab-ı aşkı sen, meyhane desinler asana
Mardin kapıda doğdum büyüdüm.
Diyarbakır uşağıyam arkadaş,
Kore mahallesinde biraz yürüdüm,
Diyarbakır uşağıyam arkadaş.
Merhalide
küçük büyük havuzlar.
Dicle
kenarında kan kırmızı karpuzlar,
Aşefçiler
toplar pırpar, yarpuzlar,
Diyarbakır
uşağıyam arkadaş.
Delilo, çepik, lorke havası,
Gözden yaş akıtır uzun mayası,
Cana can katıyor Bostan sefası,
Diyarbakır uşağıyam arkadaş.
Yenikapı, Urfakapı, Ben-u Sen,
Altın Kemer gibi görünür beden,
Akşam olur bir ses gelir derinden,
Diyarbakır uşağıyam arkadaş.
Ali Paşa, Hoca Ahmet, mahlesi.
İç Kale'den gelir bir ezan sesi,
Damlarında olur kuşlar kümesi,
Diyarbakır uşağıyam arkadaş.
Gönlümün akşamında koparken fırtınalar
Sabahın güzelliği dağlar ardında kaldı
Uyurken uyandılar güzelim hatıralar
Şebboy, fulya, menekşe, karlar altında kaldı
Her
seher mektebi Aşk'ta Ayın, Mim,
Râ okuruz.
Takılıp
şol Zülfi yâre.
Remzi esmâ okuruz
Bir sol âbdâlız ki Abdal otan anlar bizi.
Sahra-i mecnunda
her gün Leylâ, Leylâ okuruz.
Varlığı yağmaya verdik. Aşıkı üryanıyız.
Tûr
sinâya çıkıp biz. yed-i beyzâ okuruz.
Varmayan sidreyi, anamaz ahvalimiz.
Dersi
Mevlâ'dan alıp, şimdi ev edna okuruz.
Dünyanın
mâl-u câhında gözümüz yoktur bizim.
Arş-u
kürsi^den öte, bir ulu mâna okuruz.
Abdi
kül vasfına
vardık, ey Necati bil bu gün.
Men araf sırrına erdik, Hamd-u senâ okuruz.