Kaya Özdemir

Şair ve Yazar, Sendikacı, Milletvekili, Siyasetçi

Doğum
Ölüm
19 Ocak, 2001
-
Eğitim
Erkek Sanat Enstitüsü

Şair, siyaset adamı, milletvekili, sendikacı (D. 1931, Sivas – Ö. 19 Ocak 2001). İlk ve ortaokulu Kırıkkale’de, Erkek Sanat Enstitüsünü Ankara’da bitirdi. 1942’de çalışma hayatına atıldı. 1950 yılında Türkiye Metal-İş Sendikasının kurucuları arasında yer aldı.

On beş yıl süreyle Türk-İş Genel Eğitim Sekreterliği görevini yürüttü. 1965 genel seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçildi. Yazıları, köşe yazarlığı da yaptığı Dünya ve Adalet gazetelerinde; şiirleri Karınca, Gülpınar, Size dergilerinde yayımlandı. Çalışmalarını Türk - İş Genel Başkanlık Danışmanı olarak sürdürdü.

 

ESERLERİ:

Şiir: Çaresizlik Şarkısı (1998).

Monografi: Seyfi Demirsoy.

 

KAYNAKÇA: Feyzi Halıcı / Parlamenter Şairler (1990), Türkiye Büyük Millet Meclisi Albümü 1920-1991 (1994), Feyzi Halıcı - Hüseyin Yurdabak - Abdullah Satoğlu / Gönül Sohbetleri IV (2000), Mehmet Atilla Maraş / Şair Milletvekilleri 1 - 22. Dönem 1920-2005 (2005), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009), Şahin Ali Şen / Sendikacı Üç Şair ve Yazmak Üzerine (habername.com, 3 Haziran 2010).

 

HİÇ GECE GEÇTİNİZ Mİ KARACAAHMET’TEN

Hiç gece geçtiniz mi Karacaahmet’ten,

Nasibinizi alıp ilâhi hikmetten,

İnsana insanlığı öğreten rahmetten,

Hiç gece geçtiniz mi Karacaahmet’ten.

 

Asırlık selvilerin, ulu çınarların,

Tanrı’yı hatırlatan susuz pınarların,

Kimsesi olmayanla yalnız kalanların,

Barışa doydukları Karacaahmet’ten.

 

Tarihi konuşturup tarihle buluşup,

Faniliği bilerek gerçekle oluşup,

Enelhak sırrı ile kalbleri tutuşup,

Yarışa doydukları Karacaahmet’ten.

 

Gözleri doymuşların, gönlü doymuşların,

Yaradana sığınıp hakkı duymuşların,

Hatıra defterini taşa koymuşların

Baş başa koydukları Karacaahmet’ten.

 

Mini mini yavrunun, ihtiyar dedenin,

Yarına yaranına ihtiyar gidenin

Tanrının huzuruna bahtiyar gidenin,

Sessiz bekleştiği Karacaahmet’ten.

 

Zengin fakir farksızdır, farksızdır genç yaşlı,

Bilinmeyen yılların önü ardı taşlı,

Her hane ıstırablı, her hane ateşli

Ateşin tekleştiği Karacaahmet’ten,

 

Gaipten ses getirip ürpertir insanı,

Ölüm korkusu ile titretir insanı;

Allah sevgisi ile bekletir insanı,

Hiç gece geçtiniz mi Karacaahmet’ten...

 

İSTANBUL (TILSIMLI ŞEHİR)

İSTANBUL (TILSIMLI ŞEHİR)

 

Kaya ÖZDEMİR

 

Gökte yıldız yağmuru, yıldız yağmuru yerde,

Bir ilâhi tılsım var bu en güzel şehirde,

Bu güzellik bulunmaz cennetteki nehirde,

Bir ilâhi tılsım var bu en güzel şehirde.

 

Duaya uzanmış da gökleşmiş minareler,

Millet olmuş burada dikleşmiş minareler,

Tarih olmuş bilmeden tekleşmiş minareler,

Bir ilâhi tılsım var bu en güzel şehirde.

 

Nur yağmış gökyüzünden bu şehrin üzerine,

Tarihi gerdanlığı takıp uygun yerine,

Artık rastlanmaz oldu bu şehrin benzerine,

Bir ilâhi tılsım var bu en güzel şehirde.

 

Kutsal topraklarına şehitleri yerleşmiş,

Şehitler el uzatmış erenlerle birleşmiş,

İki cihanı birden görenlerle birleşmiş,

Bir ilâhi tılsım var bu en güzel şehirde...

 

s. 350.

YUNUS’UM

YUNUS’UM

 

Kaya ÖZDEMİR

 

Yunus Yunus diye yollara düştüm,

Aradım mürşidi dillere düştüm;

İlâhi aşkından çöllere düştüm

Önce kavur beni, kavur Yunus’um.

 

Eğitmiş düzlükte seni yaradan,

Eğitsin közlükte beni yaradan;

Bir değil bin asır geçse aradan

Harman gibi beni savur Yunus’um.

 

Gel deyişin başka, git demen başka,

Çiğken pişmek için erimen başka,

Sende güller başka, Yasemen başka

Her yere bir başka gurur Yunus’um.

 

İlmi tarikatsın İslâm elinde,

İlmi şeriatsın mümin dilinde;

İlmi marifetsin erbap belinde

İlmi hakikatte durur Yunus’um.

 

Yanmayı öğreten, yandıran Hak’tır,

Kevser şarabına bandıran Hak’tır;

Mürşidi kâmili bulduran Hak’tır

Bu garip de sende erir Yunus’um.

 

Ezelde ebette yaşar Yunus’ca,

Bir Allah yolunda koşar Yunus’ca

Cümle alem sussa coşar Yunus’ca

Seni kalp gözümde görür Yunus’um...

 

s. 351.

 

 

 

 

 

SENDİKACI ÜÇ ŞAİR ve YAZMAK ÜZERİNE

SENDİKACI ÜÇ ŞAİR ve YAZMAK ÜZERİNE

 

ŞAHİN ALİ ŞEN

 

(...) ÇARESİZLİK ŞARKISI

Sendikacılığın  ulu çınarlarından  Kaya Özdemir de  şair sendikacılardan. Rahmetlinin şiirleri “Çaresizlik Şarkısı” adıyla yayınlandı. Emekle bütünleşmiş bir yaşamı olan Kaya Özdemir’le ölümünden bir hafta önce röportaj yapmıştım. AP Milletvekilliği, Türk Metal Sendikası’nın kurucu başkanlığı, Türk-İş Genel Eğitim Sekreterliği başta olmak üzere onlarca görevi hayatına sığdırmış olan Rahmetli Özdemir, Necip Fazıl Kısakürek’i çok severdi. Türk-İş Genel Başkan Danışmanlığı yaparken uzun uzun söyleşirdik. Hep Necip Fazıl’dan bahsederdi. Özdemir, şairlerin sultanı Necip Fazıl Kısakürek’i  Tandoğan ve Kırıkkale’de Komünizmle mücadele kapsamında yapılan işçi mitinglerinde konuşturduğunu sürekli  anlatırdı. Eli kalem tutan sendikacılardan olan Özdemir, “ Çocukluk hayalim öğretmen olmaktı” diye iç geçirirdi. Bu tutkusunu gazete ve dergilerde yazı yazarak yerine getiriyordu. Rahmetlinin son yazısı Türk-İş Dergisi’nde yayınlanan “İş Güvencesi ve Sendikalar” başlıklı yazısıydı. Özdemir,   sendikacılığın yazmasına hep engel olduğunu söylerdi. “Sendikacı olmasam çok daha fazla şiir kitabım olurdu. Tek kitapta kaldım” derdi.  Özdemir’in şiirlerinin bir bölümü bestelendi ve bugün hala  Türk Sanat Müziği  olarak icra ediliyor. 

KAYNAK: Şahin Ali Şen / Sendikacı Üç Şair ve Yazmak Üzerine (habername.com, 3 Haziran 2010).

Yazar: ŞAHİN ALİ ŞEN

SENDİKACILIĞIN ULU ÇINARI VEFAT ETTİ

SENDİKACILIĞIN ULU ÇINARI VEFAT ETTİ

 

Şahin Ali ŞEN

 

Yemen'de, Galiçya'da 17 yıl savaşan, Kıbrıs'ta İngilizlere esir düşen ve sırtındaki şarapnel parçaları ile ölen Kırıkkaleli Rüstem Ağa'nın oğlu, sendikacılığın duayenlerinden Kaya Özdemir vefat etti.

AP İstanbul milletvekilliği, TBMM Çalışma Komisyonu Başkanlığı, Türk-İş Genel Eğitim Sekreterliği, Metal İş Federasyonu Kurucu ve ilk genel başkanlığı görevlerinde bulunan Özdemir'in "emekle bütünleşmiş bir yaşamı" vardı.

Sendikal hareketin başladığı 50'li yıllardan beri çalışanlara hizmet vermeye çalışan Özdemir, Hakk'a yürüdüğünde Türk-İş Genel Başkan Danışmanı olarak görevini sürdürüyordu. Yani yarım asırlık bir sendikal hizmet.

Özdemir, eli kalem tutan sendikacılardandı. Zaten çocukluk hayali "edebiyat öğretmeni" olmaktı. Birçok gazetede köşe yazarlığı yapan Özdemir, makalelerine Türk-İş Dergisi'nde devam ediyordu. Özdemir, "İş Güvencesi ve Sendikalar" başlıklı son yazısında sendikaların iş güvencesine bakışını anlattı.

Özdemir, iyi bir sendikacı olmanın yanında aynı zamanda iyi bir şair.Özdemir'in "Çaresizlik Şarkısı"ismiyle bir de şiir kitabı bulunuyor.

Özdemir, şairlerin şairi olarak bilinen Necip Fazıl Kısakürek'e sendikalarda konferans verdiren ilk sendikacılardan. Özdemir'in hayran olduğu sendikacıların başında Türk-İş'in liderliğini yapmış ve "Sendikacılık çileli meslektir." sözünün sahibi Seyfi Demirsoy var. Özdemir, Demirsoy'u anlatırken "Hayatta tanıdığım en enteresan, mert, cesur, yürekli, çıkar hesabı gütmeyen şahsiyet sahibi bir insandı. Önünde başbakanlar eğilirdi." şeklinde övgüyle söz ederdi.

Özdemir'in birçok siyasi lider ile anıları bulunuyor. MKEK ekonomik imkansızlıklar nedeniyle kapanma noktasına geliyor. Bu arada toplu iş sözleşmesi görüşmeleri de devam ediyor. Özdemir, sendikanın yöneticileri ile Başbakan Adnan Menderes'e çıkıyorlar. Görüşme sırasında Özdemir, "Biz zam istemiyoruz; yeter ki MKEK kapanmasın." diyor. Bu sorumluluğa duygulanan Başbakan Menderes, yanındakilere "Böyle sorumlu ve vatanperver sendikacılar olduğu sürece Türkiye'nin sırtı yere gelmez." diyerek Özdemir'i tebrik ediyor. Merhuma Allah'tan rahmet, sendikal camiaya da başsağlığı ve sabır diliyorum...

 

Yazar: Şahin Ali ŞEN

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör