Eleştirmen, araştırmacı, bürokrat (D. 27 Ekim 1941, Adana – Ö. 25 Ekim
2013, Ankara). Tarih yazarı ve araştırmacı Rifat Uçarol’un kardeşidir. Adana Erkek Lisesi (1960), Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (1964) mezunu. 1959-60 yıllarında Adana
Şehir Tiyatrosunda figüranlık yaptı. Üniversiteyi bitirdikten sonra Ticaret
Bakanlığında müfettişlik (1965-92), Sanayi ve Ticaret Bakanlığında
Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü (1992-97), bakanlık danışmanlığı (1997-99)
yaptı ve bu görevinden emekliye ayrıldı. Esnaf ve Sanatkar Öyküleri Yarışması
ile Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarışmasının kurulmasına öncülük etti.
Tuncer
Uçarol, 25 Ekim 2013 sabahı Ankara Ulus Devlet Hastanesi'nin yoğun bakım
servisinde yaşama gözlerini yumdu. Uçarol için ilk tören, 26 Ekim günü
Ankara'da, Kocatepe Camisi'nde yapıldı. Cenaze daha sonra İstanbul'a götürüldü,
ertesi gün Karacaahmet Mezarlığında toprağa verildi.
Yazmaya
Adana’da çıkan dergi ve gazetelerde şiirle başladı. 1958-60 yıllarında Yeni
Adana gazetesindeki köşesinde edebiyat, tiyatro, sinema yazıları yazdı,
söyleşiler yayımladı. Edebiyat çalışmalarına verdiği uzunca bir aradan sonra,
1969’da Papirüs dergisinde çıkan iki incelemesiyle dikkat çekti.
Sonraki
yıllarda Dost, Türk Dili, Soyut, Yusufçuk, Somut, Varlık, Yazko Edebiyat,
Çağdaş Eleştiri, Gösteri, Çağdaş Türk Dili (2003 yılından itibaren yazı
kurulu üyesi), Yeni Biçem, Dil, Şiir Odası, Kum, Edebiyat ve Eleştiri,
Mortaka, Sonsuzluk ve Bir Gün gibi dergilerde dörtyüz elliden fazla
eleştiri, inceleme, günce, deneme, şiir üzerine yazı ve birçok söyleşi
yayımladı.
Şiir
dizelerini olduğu gibi alıntılayarak şiirler üzerine öyküler oluşturdu. Temel
uğraş alanı olan şiir eleştirilerinin önemli bir bölümünü, alanında tek örnek
olan “günce eleştiri” biçeminde yayımlıyor. Günce türü üzerine de bir dizi yazı
yazdı. Genel edebiyat, şiir, kadın edebiyatçılar, kalıcılık, edebiyat dergileri
gibi konularda edebiyat sosyolojisi çalışmaları yaptı.
ESERLERİ:
En Güzel Esnaf ve Sanatkâr Öyküleri
(2002), Bakkal Öyküleri (2003),
İşçi Öyküleri 2004 (2005, İşçi
Öyküleri - Kadın İşçiler adıyla 2007), İşçi Öyküleri Çocuk İşçiler (2007),
Hüzün Dolu İşçi Öyküleri (2008), Taşköprü Karşıyaka
(2015), İncelemesel Şiir Eleştirileri (Birinci Kitap, 2018)
KAYNAKÇA: Ali
Püsküllüoğlu / Şiir Üzerine Yazılar (Yusufçuk, Mayıs 1979), Mülkiyeli Bir
Sanatçı (Mülkiyeliler Birliği dergisi, Temmuz 1979), Şükran Kurdakul / Şairler
ve Yazarlar Sözlüğü (1985), Tuncer Uçarol: “İkinci İşim Yazarlık” (Çağdaş Türk
Dili, Temmuz 1995), Şiir İncelemelerinde Özel Yöntemler (Yeni Biçem, sayı: 34,
Şubat 1996), Dergiden (Şiir Odası, Temmuz 2000), Türkan Yeşilyurt – Emel Güz /
Tuncer Uçarol ile Söyleşi (Şiir Odası, Ekim 2000) Doğan Hızlan / 131 Tane
Edebiyat Dergisi Yayınlanıyor (Hürriyet, 13.11.2002), Mustafa Şerif Onaran / An
An Yaşamak (Cumhuriyet Kitap, 9.9.2004), Şiir ve Eleştiri Üstüne İlhan Kemal /
Tuncer Uçarol ile Söyleşi (İmgelem Çocukları, Mart 2004), İhsan Işık /
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(2006, 2009, 2017), Attila Aşut / Şiirin
Başı Sağ Olsun! (bizhaberiz.net, 30.10.2013).
Bir süredir kanser sağaltımı görüyordu. Sayrı olduğunu BirGün'deki
köşemizde duyurduğumuzda durumu ağırdı. Yine de umutla bekliyorduk
iyileşmesini. Tüm çabalar sonuçsuz kaldı ve değerli yazın emekçisi Tuncer
Uçarol, 25 Ekim sabahı Ulus Devlet Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde yaşama
gözlerini yumdu.
Uçarol için ilk tören, 26 Ekim günü Ankara'da, Kocatepe Camisi'nde
yapıldı. Cenaze daha sonra İstanbul'a götürüldü, ertesi gün Karacaahmet
Gömütlüğü'nde toprağa verildi. Arkadaşları ve yazın dostları, son yolculuğunda
yalnız bırakmadılar onu. Ozan dostumuz Abdülkadir Budak'ın dediği gibi, bugüne
değin şiire omuz veren Uçarol'un tabutuna bu kez şiirseverler omuz verdi...
Ne acıdır ki cenazenin kaldırıldığı 27 Ekim, sevgili Tuncer'imizin
doğum günüydü! Yaşasaydı, 73 yaşına basacaktı o gün. Yani, "İyi ki doğdun
Tuncer!" diyeceğimiz bir günde toprağa verdik arkadaşımızı...
Evet sürpriz olmadı, beklenen bir durumdu ama bu zamansız
"veda"yı kabullenmek kolay değildi bizim için. Tuncer'in ölümü taş
gibi oturdu içimize. Yazınımız çok değerli bir kalemini, çalışkan bir
eleştirmenini yitirdi. Bizler unutulmaz bir dosttan yoksun kaldık. Bir yanımız
eksik şimdi...
Tuncer Uçarol'un ölümüyle, "Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı
Ödülü" de öksüz kaldı. Ödülün kurucusu ve mimarı oydu. On yıldır büyük
özveriyle çalışıyordu bu ödülü yaşatmak için. İnanarak üstlenmişti bu
sorumluluğu. Adanalı bir marangozun oğluydu. Kendi deyişiyle, bir "kenar
mahalle çocuğu" idi. Sınıfsal kökenini hiçbir zaman yadsımamıştı. Orhan
Kemal'in hemşerisi olarak, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş "emek"
kavramını yeniden yazınımızın gündemine sokmak için uğraştı. Salt bu hizmeti
bile Tuncer Uçarol'u, has edebiyatçıların gözünde değerli kılmaya yeter.
Tuncer'in "İşçi Edebiyatı" yarışma yazılarından seçip
hazırladığı son kitabın adı, "Sonu Mutlu Biten İşçi Öyküleri"ydi. Ne
yazık ki kendi öyküsü pek mutlu bitmedi. En verimli döneminde, hiç beklenmedik
biçimde yitirdik onu. Aydınlık beyninin iki yanını hızla saran habis tümör,
birkaç ay içinde kopardı bu dal gibi adamı bizden...
* * *
Tuncer Uçarol, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirmiş, Ticaret
Bakanlığı'nda Maliye Müfettişi olarak çalışmış dürüst bir cumhuriyet aydınıydı.
Okuma ve yazma uğraşına gençlik yıllarında başlamıştı. Emekliye ayrıldıktan
sonra kendini tümüyle yazıya adamış, özellikle yazın eleştirmenliği alanında
yetkinleşmişti...
Deneme ağırlıklı yazılar yazmayı severdi. Kendine özgü bir
"günce" türü yaratmıştı. "Günce Eleştiri" olarak nitelendiriyordu
yazdıklarını. "Denemesel Eleştiriler" ve "İncelemesel
Eleştiriler" de, eleştiri yazıları için yeğlediği tanımlamalardı...
Ayrıntı ustasıydı. "Müfettişlik" mesleğinin kendisine
kazandırdığı sıkıdüzen ve titizlik açıkça görülürdü yazılarında. Yine bu
alışkanlıkla, sayısal verileri de sıklıkla kullanırdı yazın incelemelerinde.
Nasıl da sabırla, sevgiyle, ama serinkanlılıkla irdelerdi çok katmanlı
dizeleri! İncelemelerinde eleştirel bir yöntem izlerdi. Ele aldığı sorunları
enine boyuna didikler; beğenmediği, yanlış bulduğu şeyleri incelikle ama
açıklıkla belirtirdi. "Aykırı düşüncelerle, tersinlemelerle yazmayı da
severim" demişti bir söyleşisinde. Titiz çalışmak, konulara eleştirel
yaklaşmak ve de dilde özenli olmak, Tuncer'le ortak özelliğimizdi...
Çok iyi bir dergi izleyicisiydi. Türkiye'nin dört bir yanında
yayımlanan irili ufaklı kültür-sanat dergilerinin çetelesini tutar, bu
yayınların künyelerine ve içeriklerine göre dökümünü çıkarırdı. Zengin bir
dergi koleksiyonu vardı. Elindeki fazla sayıları zaman zaman bana aktarırdı.
Düşünsel paylaşımlarımızı da sıklıkla sürdürürdük. Yazılarımı okuduğunda ya
telefon açar ya da ileti gönderir, görüşünü aktarırdı.
Şiirle yatıp kalkan bir eleştirmendi. Saat saat, dakika dakika
tutardı okuduğu şiirlerin günlüklerini. Çoğu zaman sevgili eşi Aytül de girerdi
"denemesel eleştiriler"ine.
Şiirin tutanakçısıydı o! İşini aşkla yapardı!
Ama hepsinin ötesinde candı, insandı o!
Saygındı, saygılıydı, içtendi, sevgi doluydu. Bürokrasiden gelmiş
olmasına karşın klasik bürokrat soğukluğu, üsttenciliği yoktu onda. Her daim
gülerdi yüzü. Onu hep gülümseyen aydınlık yüzüyle anımsayacağız...
Kendisi de yıllardır ciddi bir sağlık sorunuyla savaşan sevgili
Aytül Uçarol, eşinin ölümüyle en büyük destekçisini, yardımcısını, can yoldaşını
yitirdi. Şiirimiz ise seçkin bir eleştirmenini...
Uçarol ailesinin ve şiirin başı sağ olsun!
KAYNAK: Attila Aşut / Şiirin Başı Sağ Olsun! (bizhaberiz.net,
30.10.2013).