Şair ve
yazar (D. 1926, Ceylan köyü / Lüleburgaz / Kırklareli – 28 Haziran 2015,
İstanbul). İlkokulun üç sınıfını köyünde, diğer kısmını ise Uzunköprü Gazi
Mahmut Okulu’nda bitirdi. Kepirtepe ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinde orta ve
yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra 1946’dan itibaren çeşitli köy
enstitülerinde öğretmenlik, gezici başöğretmenlik, 1960’tan sonra İstanbul’daki
ortaokul ve liselerde Türkçe öğretmenliği yaptı. İstanbul Millî Eğitim
Müdürlüğü sicil bölümü memurluğu ve Folklor Bölümünde Eflatun Cem Güney’e
yardımcılık (1956-60) görevlerinde bulundu. 27 Mayıs 1960’tan sonra
ortaöğretime geçti. 1979’da isteğiyle emekliye ayrıldı. Çeşitli dönemlerde yurt
dışına çıkması engellendi, ancak Berlin Senatosunun çağrısı üzerine yurt dışına
çıkabildi (1982). 12 Eylül döneminde iki çocuk kitabı için dava açıldı,
zamanaşımı nedeniyle dava düştü. Ayrıca Ceylanköy Davası’nda on bir ay
yargılandı, aklandı. Köy Enstitüsü kökenli yazarların tanınmışlarındandır. TÖS,
TYS Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. TÖS’ün kuruluş çalışmalarına katıldı,
Marmara Bölgesi temsilciliğinde bulundu.
Başaran’ın
ilk şiiri Balıkesir’de yayımlanan Türk Dili gazetesinde (20 Ekim 1943) çıkmıştı. Diğer şiir ve hikâyeleri, Köy
Enstitüleri dergisinden (1945) başlayarak Yücel, Varlık, Ülkü, Yeditepe,
İmece, Yansıma, Yeni Dergi, Demet, Ufuklar, Yeni Ufuklar, Pazar
Postası, Kaynak, Küçük Dergi, Yaprak, Yelken, İmece, Papirüs, Türk
Dili, Somut, Milliyet Sanat, Adam Sanat, Karşı, Dünya Kitap, Gösteri,
Yazko-Edebiyat gibi dergilerde yer aldı. 1960’tan sonra Eyuboğlu’nun
başkanlığında Tonguç’a Kitap’ı hazırladılar ve İmece dergisini
çıkardılar. Üç buçuk yıl Yurt Ansiklopedisi’nde çalıştı. Elif Diye
Bir Türkü adlı hikâyesiyle TRT 1970 Sanat Ödülleri Yarışmasında başarı
ödülünü, Ayarlanmak adlı hikâyesiyle 1974 Sabahattin Ali Hikâye
Yarışması ikinciliğini, Mehmetçik Mehmet adlı romanıyla da 1979 Orhan
Kemal Roman Armağanını kazandı.
“Köy
Enstitülü Yazar Kuşağı”nın öncü ustalarından Mehmet Başaran, 28 Haziran 2015
tarihinde İstanbul’da vefat etti. Kuşak içinde şairliğiyle bilinen Başaran;
deneme, öykü ve romanlarıyla da toplumcu edebiyatın ana damar yazarlarından
biriydi.
Türkiye
Yazarlar Sendikası üyesi olan ve bir süre yönetim kurulunda da görev alan
Başaran, 29 Haziran 2015 Pazartesi günü Karacaahmet Şakirin Camisi’nde kılınan
öğle namazından sonra Lüleburgaz’a götürülerek, Ceylanköy’de toprağa verildi.
“Başaran,
öykülerinde toplumsal gerçeklerin içinde köy insanının dünyasını, duyguları,
düşünceleri, gelenekleriyle var olma kavgası verişini işliyor.” (Atilla Özkırımlı)
“Ulusal
gücün simgesi olan savaşçılardandır. Halkın nabzını tutup, ‘çağla kokan
sözcüklerle’ yaşamı güzelleştirme uğraşı verir sürekli. Yaşamın kirlenmesini
önlemeye çalışır. ‘Pir Sultan Ölür Ölür Dirilir’ kitabı, zengin ve örnek alınacak bir yaşam
öyküsü sunuyor bize.” (Hasan Akarsu)
“Başaran
Usta, benim için öncelikle doğanın sesidir. Bencileyin doğaya uzak doğup
büyümüşlere bir kır soluğu, bir başak serinliği taşır durmadan.” (Kemal Özer)
”Başaran şiirinde, öne çıkan belirgin bir biçim
kaygısı yoktur. Biçimi daha çok şiirin içeriği belirler. Yapıtının genelinde çok
farklı biçim örnekleri var. Dizelerin uzunluk ya da kısalığı; yalın, doğal
söylemin gerektirdiği boyutta. Dize, sözcük kırma gibi uygulamalara
rastlanmıyor... Dil en önemli, öncelikli iletişim aracı. Başaran şiiri, dilin
bu özelliğinin ayırdında. Bu nedenle dizelerini, bireyi olduğu toplumun diliyle
kurgulayarak; şiirinin, okurun uzağına düşmemesine özen gösteriyor Başaran.” (Bedrettin
Aykın)
ESERLERİ:
ŞİİR: Ahlat Ağacı
(1953), Karşılama (1958), Nisan Haritası (1960), Kocakent (1963),
Pıtraklı Memleket (1969), Gök Ekin (1975), Meşe Seli
(1982), Günler Tuz Rengi (1986), Sis Dağının Başında Borana Bak
Borana (1990), Eylülün Kızgın Soluğu (1996), Koca Bir Troya Dünya
(1997), Pir Sultan Ölür Ölür Dirilir (2002).
HİKÂYE-ANI: Çarığımı
Yitirdiğim Tarla (köy notları, 1955), Aç Harmanı (1962), Zeytin
Ülkesi (1964, yeni bas. Yüreğin Sesi - Zeytin Ülkesi adıyla, 1983), Sürgünler
(1970), Elif Diye Bir Türkü (1976), Dilsiz Oyunu (1982), Yasaklı
(1987), Hoşçakal Dünya (1990), Giz Kokan Suskunluk (1991), Kalın
Mavi Bir Ses (1992).
ROMAN: Mehmetçik
Mehmet (1979).
MASAL: Kuş Dili
(1968), Akça Kız (1970), Aç Kapıyı Bezirgan Başı (1974), Evvel
Evvelken (1974), Yağmur Gelini (1974), Boyalı Irmak (1979), Armutlu
Tarla (1979), Söğütler Ses Verince (1981), Çiçeklerin Dili (1992),
Güneşin Türküsü (1992), Keloğlan (2004).
EĞİTİM ÜZERİNE: Tonguç
Yolu (denemeler, 1974), Sabahattin Eyüboğlu ve Köy Enstitüleri
(1990), Özgürleşme Eğilimleri ve Köy Enstitüleri (1990), Aydınlanma
Yolunda Eğitim Emekçisi Ferit Oğuz (1993), Devrimci Eğitim - Köy
Enstitüleri (1999).
KAYNAKÇA: Memet Fuat (Yeditepe, 15.3.1954), Oktay Akbal (Vatan
Sanat Eki, 7.2.1954), Mehmet Kaplan / Cumhuriyet Devri Türk Şiiri (1973, s.
488-491), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar
Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli
ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006,
gen. 2. bas. 2007) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), İmece /
Kırkıncı Sanat Yılı Özel Sayısı (26.12.1993), Damla / 40. Sanat Yılı Özel
Sayısı (7.5.1993), Dünya Kitap (Özel sayı ve ayrıntılı kaynakça, Nisan 1996),
Mehmet Cimi / O Yıllar Dile Gelse (1997), Bedrettin Aykın / Başaran’ın dünyayı
kucaklayan türküsü (Cumhuriyet Kitap, 2 .7.1998), Behçet Necatigil /
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve
Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Hasan Akarsu /
Pir Sultan Abdal Dirilir (Cumhuriyet Kitap, 20.6.2002), İbrahim Oluklu / Seni Yazarak (Balıkesir, 2003), Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi (2002), Hasan
Akarsu / Şiirler-Den / İzler (2004), Berfin Bahar-Özel Bölüm (Eylül 2004).
Eşin dostun yaşıyor bak bahçelerde
Sen çıplak bir doruğun üzerindesin
Tam rüzgârın engini sardığı yerde
Yekpare bir mavilik üstünden akar
Altında köklerini sıkan toprak var
Dertleşir durursun gölgenle
Bazan öyle yakın geçer ki kayan yıldızlar
Halini soruverecekler sanırsın
Dağılır üstündeki yeşil sükût
Ümitle kımıldanırsın
Bakma sana bir ad verdiklerinde
Yerle gök arasında bir karaltısın
Ve bütün dünya seni unutmuş
Sanki kim bilecek yaşadığını
Gelmese dallarına birkaç fakir kuş
Ne de dolmaz çilen varmış
İlk defa kırağı yaktı canını
Aşkı sonra bulutların
Rüzgarın cilvesi değil miydi
Döken yapraklarını
Durmuşsun kırların bir ucuna
Ah senin halin köylü hali
Yaşarsın kıraç toprakta
Servi-simin misali
İlkyazın ucu göründü
Harlayıverdi çiçek çimen
Kalktım Akçadoruğa çıktım
Bu ova serildi önüme
Karşıma bu dağlar dikildi
Elim ağzımda bakakaldım
Bir yanda dumanlı toprak
Bir yanda deniz
Eriklerin bademlerin şavkı vurmuş havaya
Ortalığı tutmuş zeytin
Gözlerim yeşile kesti
Hey ne dünyaymış dünyamız
Çamların heybelinde sesinde kaynakların
Yaşamak uğul uğuldu
Kımıldıyordu yamaçlarda tarlalar
Tepemde gök
Çevrilmiş üstüme sayısız sevdalı göz
Güp güp atıyordu yüreğim
Kıyısında söğütler göveren
Bir nehir yatağına dönmüştü içim
Üstüme üstüme geliyordu ıraklar
Yankısıyla nice ilkyazların
Coşkun sular geçiyordu
Derinlerimden
Yosunlu kayaların dibinde
Ordan ordan dürtüyordu tohum tomurcuk
Elimi uzatsam özgürlüğe dokunacaktım
Yeni düşünceler patlıyordu zihnimde
Açtım bağrımı güne güneşe
Eh beee