Şair ve
yazar. 3 Mayıs 1971, Değirmenciuşağı köyü / Saimbeyli / Adana doğumlu. Bazi
ürünlerinde Mehmet Saim Değirmenci imzasını kullandı. İlkokulu köyünde (1983),
ortaokulu Kozan’da bitirdi (1987). Eskişehir TCDD Meslek Lisesi (1990), Anadolu
Üniversitesi İktisat Fakültesi (1996) mezunu. Ankara’da TCDD Genel Müdürlüğünde
basın yayın ve halkla ilişkiler müşavirliği, Ulaştırma Bakanlığı müşavirliği
yaparak çalışmalarını sürdürdü.
Türkiye
Yazarlar Birliği ve Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği üyesidir.
İlk ürünü
1990 yılında Yeni Hür Söz gazetesinde çıkmıştı. 1990 yılından bu yana, Adıyok,
Ardıç, Aşiyan, Avaz, Ay Vakti, Bağrıyanık, Bakış, Bay (Yugoslavya),
Baykuş, Berceste, Bizim Külliye, Çerağ, Çınar, Dergah, Dergibi, Düş Çınarı,
Edebistan, Edebi Pankart, Endülüs, Erciyes, Gerçek Hayat, Güneysu, Harman,
Hazan, Hayat Ağacı, Hece, İkindi Yazıları, Jurnal, Kalem ve Onur, Karçiçeği,
Kertenkele, Kılavuz, Kırağı, Kırkayak, Kırklar, Kırkikindi, Kitap Postası,
Kökler, Kum Yazıları, Lamure, Lika, Martı, Mina, Mostar, Palandöken, Patlıcan,
Rail Life, Rayiha, Ruzigar, Semerkand (Mehmet Berat Irmak adıyla), Sabır,
Seviye, Seyir (Şanlıurfa), Seyir (Van),
Sühan, Şafak (Batı Trakya), Şardağı, Tasfiye, Taşra Edebiyat, Tepe, Türk
Edebiyatı, Ülke, Ünlem, Varide, Virgül, Yalnız Ardıç, Yansıma, Yedi İklim, Yeni
Dergi, Yeni Kuşak, Yeni Sıla, Yeni Şafak Kitap, Yitik Düşler, Yolcu olmak
üzere çok sayıda dergide şiir ve yazıları yayımlandı.
Bir süre Sağduyu
gazetesinde haftalık yazılar yazdı. Şiir yanı sıra deneme ve portre
türlerinde eserler verdi.
Ödülleri:
1993
yılında Türkiye gazetesinin düzenlediği Bosna konulu şiir yarışmasında
üçüncülük,
1998
yılında Tuzla Belediyesinin düzenlediği Gül Şiirleri yarışmasında ikincilik,
1999’da
Urfa Belediyesinin M. Akif İnan Şiir Yarışmasında üçüncülük,
2012’de Sonrası Şimendifer adlı
kitabıyla Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği ESKADER’ “Yılın En
İyi Deneme Yazarı”.
Mehmet Aycı İçin Ne Dediler?
“Mehmet
Aycı genç kuşağın en iyi deneme yazarlarından…” (Ahmet Turan Alkan)
***
“Şair
Mehmet Aycı’nın Serkisof Ahbabım Olur kitabı, tren edebiyatımızın unutulmazları
arasında yer almayı hak ediyor” (Ali
Çolak)
ESERLERİ:
Şiir: Mor
Kitap (1997), Aşk Bir Deniz Rüyası
(1999), Yakı (2007), Derin (2008), Bağdat Kitabı (2010), Dil
Gölgesi (2010), Bunlar Yazmaz Kitapta
(2010), Yalnızlık Vergisi (2010), Aramadığım Günler (2010), Muhtasar Türkiye Tarihi (2011), Mesafe Ayarı (2013), Zeliha’nın Ön Dişi (2013), Portakal Kuşlar (2014) Yağmurlu Perçem (2016), Yokluk Güzel Yalnızlık İyi (2016), Atlar Göçebe (2016), Toy (2016), Pazartesi Ayini (2016).
Deneme: Serkisof
Ahbabım Olur (3. Bas.
2006), Mürekkep Ten (2007), Zehirli Ağaçlar Albümü (2007), Kahvede Kürt Var mı? (2009), Bunların Hepsini Okudun mu? (2009), Şirazlı Bir Türk Dilber (2010), Biblo (2012), Sonrası Şimendifer (/2012), Çarşaftan
Kol Atmak (2013), Şehir Mektupları
(2016).
İnceleme- Araştırma: Nasreddin Hoca (3.Bas.
2006), Demiryoluna Hızlandırılmış İnfaz (2004),
Nasrettin Hoca Fıkraları (2005), Nasıl Bir Kentin Lanetlisi Oldum?
(2011).
Antoloji: İçinden Tren Geçen Şiirler (Mehmet Saim Değirmenci adıyla, 2005).
Portre: İki Yüz (2015), Böyle Biliriz (2016).
Derleme: Uçtu
Ördek Viran Kaldı Gölümüz
(2016).
KAYNAKÇA: Mehmet Aycı ile
Şiir ve Şair Üzerine (Beklenen Vakit, 16.9.1994) - Kırağı, Ağustos-Ekim 1994),
Ali Büyükçınar / Mor Kitap (Aksu gazetesi, 9.4.1997), İbrahim Taşköprülü /
Arkadaşımın Aşkı (Sağduyu, 8.5.1999), Mehmet Çetin / Tanzimat’tan Günümüze Türk
Şiiri Antolojisi (c. 4, 2002), TBE Ansiklopedisi (C.1, 2001), İhsan Işık /
Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors
(2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Osman S. Arolat / Serkisof Ahbabım
Olur (Dünya Kitap, 4.3.2005), Ahmet Turan Alkan / Aksiyon (14.2.2005), Ali
Çolak / Zaman (21.5.2005), Haydar Ergülen / Eski Zaman Hayvanı (Radikal,
25.1.2006).
Güncelleme:
10/06/2013 14:02
Rahat adam… Rahatlığı bilindik rahatlıklardan değil… Kendi
yüreğinde inşa ettiği adanın sahillerinde ayaklarını çıplatıp denizle
halleşerek öyle başlıyor güne…
Her güne öyle başlıyor. Her gün dünya onun için herkesin
dünyasından farklı…
Kendi gündemiyle ülke ve dünya gündemi arasında uçurumlarca
mesafe kıldan ince yakınlık olan bir adada yaşıyormuş gibi rahat; en azından
öyle bir izlenim uyandırıyor.
Konuşurken, çalışırken, masasında elini şakağına dayayıp
düşünürken, bir elinde çanta ığranı ığranı yürürken de öyle…
Konuşurken sayılı sözcüklerle konuşuyor; en hoyrat, en
külhanbeyi sözcüklere bile uçsuz bucaksız bir mülayimlik libası giydiren bir
konuşması var. Hiçbir cümlesi dikenli değil.
Hayret ve hayranlık adamı… Bu hayret evrenin ve eşyanın
hallerine ilişkin de değil, daha çok insan yüzlerine bakarken, baygınımsı bir
hayret… Onun için ikili ilişkilerinde kavga ettiği, zıtlaştığı, uyuşamadığı pek
kimse yok… Herkesle ve her kesimle iyi… Suyuna gitme hali kurgulanmış bir hal
de değil; doğal olarak yürüyor her derenin, her çayın, her ırmağın kenarında;
doğal olarak karışıyor bunlara…
İsrafa varan bir cömertliği var. Cüzdan taşımıyor. Bir yere
gidilecekse, yemek yenecekse, ne bileyim paraya taalluk eden bir toplu eylemde
bulunulacaksa, cebindekileri o anda, o durumda azat etmekte usta…
İyi huyu: Her biyografiye, her hayat kırıntısına canlı bir
insan gibi bakıyor.
Kötü huyu: Her insana bir biyografi olarak bakıyor.
Maddi olan hiçbir varlığı biriktirmeye değer görmüyor
Ezberindeki şiirler kendi şiir kitaplarındaki şiirlerden
daha coşkun, daha kalıcı, daha usta işi olan nadir insanlardan biri…
Konuşurken kelimeleri mülayimleşiyor ya, sadece o değil,
baktığı her şey, tuttuğu kapı kolu, çevirdiği anahtar, çantasındaki kitabın
cildi, sayfaları, temas ettiği her şey, ama her şey mutedil ve güler yüzlü bir
hal alıyor.
Tütün tiryakiliği var.
Başkalarının gülecek bir şey bulamadığı şeylerde bile bir
ironi, komiğe kaçan bir yan bulup bunu yazı yahut bir tezyinat unsuru olarak
değil, hayatta rintliğine bir katkı olarak kullanıyor.
Atı arabası evi barkı yok.
Maddi olan hiçbir varlığı biriktirmeye değer görmüyor.
İhsan Işık bu, biyografi yazarımız.
Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi adlı muhalled eserin müellifi…
Şiir, deneme ve roman denemeleri de var, kendi halince…
Öğretmenlik yaptı. Kısa dönem bürokratlık tecrübesi var.
Bir yazar kuruluşunun yöneticiliğinde bulundu.
Diyarbakırlı…
Yüzü şehir surlarından havalanan bir güvercinin kanadı…
Kırılmasından korkuyor.
Böyle biliriz.
Mehmet Aycı yazdı
KAYNAK: Mehmet Aycı / Her insana
bir biyografi olarak bakıyor (dunyabizim.com, 10.06.2013).