Öykü ve deneme yazarı,
çevirmen (D. 15 Mart 1941, İstanbul - Ö. 4 Temmuz 2003, İstanbul). 1969’a kadar
R. Tomris imzasını kullandı. Hukukçu Celile Hanım ile hukukçu ve yazar Ali Fuad
Gedik’in kızı, CHP Trabzon milletvekillerinden Süleyman Sırrı Gedik dedesidir.
İlkokulu Taksim’deki Yeni Kolej’de (1952) bitirdi. High School (İngiliz Kız
Ortaokulu, 1957), Arnavutköy Amerikan Kız Koleji (1961) ve İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesine bağlı Gazetecilik Enstitüsü (1963) mezunu.
Kısa süre Boğaziçi Üniversitesinde karşılaştırmalı edebiyat dersleri verdi.
Şair Ülkü Tamer’le evlenip ayrıldı. 1969’da evlenerek soyadını aldığı şair ve
yazar Turgut Uyar’dan bir oğlu oldu. Yemek borusu kanseri tanısıyla yattığı
Metropolitan Florance Nightingale Hastanesinde öldü, cenazesi Zincirlikuyu
Mezarlığında toprağa verildi.
Tomris Uyar, önce
İngilizceden yaptığı çevirilerle tanındı. İlk çevirisi “Şekerden Bebek” (Tagore’dan)
1962’de Varlık dergisinde yayımlandı. İlk hikâyesi “Kristin”, Türk
Dili (Mart 1965) dergisinde çıktı. Daha sonraki hikâye, deneme ve
eleştirilerini; Papirüs, Yeni Dergi, Soyut, Bilim ve Sanat, Yeni Edebiyat,
Varlık, Dost, Yeni Düşün, Gösteri, Gergedan, Argos, Adam Öykü gibi
dergilerde yayımladı. Ülkü Tamer ile birlikte Cemal Süreya’nın çıkardığı Papirüs
dergisinin yayımına katıldı ve 1966’dan sonra burada yayımladığı
ürünleriyle adını duyurdu. 1970’ten sonra gelişen yeni Türk öykücülüğünün önde
gelen isimleri arasında yer aldı. Şiirsel bir dille izlenimler, anılar,
ayrıntılar, betimlemeler, çağrışımlar, imgeler ve iç konuşmalara dayalı bir
öykü dünyası kurdu. İlk öyküleri evlilik ve aile konuları çevresinde gelişti.
İlk kitabı İpek ve
Bakır’da, küçük burjuva kökenli insanların yaşama biçimleri vardır. Füsun
Akatlı’nın ifadesiyle bu kitapta olay akışları değil, “durumlara ışık
düşürecek, can alıcı ‘zum’lar var”dır. İkinci kitap Ödeşmeler ve Şahmeran
Hikâyesi’nde, sınıf atlama özlemi taşıyan kitlelerle, ezilmiş kesimlerin
çatışmalarını, ödeşmelerini işledi. Diz Boyu Papatyalar’da insanların
yaşama biçimleri anlatıldı. Bu kitapta bıçkın kabadayılar, ününü yitirmiş
sinema oyuncuları, ekmek parasını nasıl çıkartacağını kestiremeyen kimseler hep
bir aradadır. Selim İleri’ye göre, “Geçiş toplumunun insanlarından bir kesit
vermek istiyor hikâyeci. Bu insanların sergilenişinde de özel bir tutum göze
çarpıyor”.
Yürekte Bukağı kitabında ise gittikçe
yozlaşan bir ortamı ve bu ortamla beslenen hastalıklı toplum düzenini, yeni
değerler geliştirmeye çabalayan insanlar aracılığıyla resmeder. Akatlı, bu
kitapla ilgili olarak, Tomris Uyar’ın “öykücülüğünün temelini kuran iki
belirgin bileşenin; nesnel, ama yorumlayıcı gözlemciliği ile yaratıcı ve şiirleştirici
imgeleminin dil düzleminde gerçeklik kazanan bir bütünleşmesi” olarak düşünmek
gerektiğini yazdı.
Gece Gezen Kızlar, evrensel masalların
günümüze bir yansıması idi. Yaza Yolculuk’taki öykülerde, toplumun
klişeleşmiş değer yargılarının gözden geçirilmesi, kişinin kendine ya da
yaşadığı yere dönüşü gibi bir çeşit dönüş yolculuğu vardır. Bu kitapta ayrıca
Necip Tosun’un ifadesiyle “öykü kahramanlarıyla kendi yazarlık tutumu
arasındaki ilişkiyi” irdeledi. Sekizinci Günah’ta günah temasını, bir
anlatım imkanı olarak ironiden yararlanarak işledi. Otuzların Kadını’nda
annesinin bir portresinden yola çıkarak, 1930’ların diğer kadınlarını anlattı. Aramızdaki
Şey’de yazar, yalın bir anlatımla, hesaplaşmaların ve söylenmemiş sözlerin
öyküsünü yazdı.
Tomris Uyar, Turgut
Uyar’la birlikte Latin şairi Lucretius’tan çevirdikleri Evrenin Yapısı
adlı kitap ile 1975 TDK Çeviri Ödülünü, Yürekte Bukağı (1979) ve Yaza
Yolculuk (1986) adlı hikâye kitaplarıyla 1980 ve 1987 Sait Faik Hikâye
Armağanını kazandı. Son Sınır ile 1987 Haldun Taner Ödülünde Murathan
Mungan ve Nedim Gürsel’le paylaşmak üzere verilen ödülü, kendisi bu ödüle
katılmadığı gerekçesiyle reddetti. Hiawatha çevirisiyle 1986-87 Avni Dilligil
Tiyatro Ödülünü, Güzel Yazı Defteri ile 2002 yılında Sedat Simavi
Edebiyat Ödülünü aldı. Bir öyküsü “Sarmaşık Gülleri” adıyla S. Önal tarafından
televizyona uyarlandı. Elli civarında kitap çevirdi. Öyküleri, İngilizce,
Almanca, Fransızca, Lehçe, Rusçaya çevrildi, o ülkelerdeki antolojilere girdi.
Kurucu üyesi olduğu Türkiye Yazarlar Sendikasından daha sonra istifa etti, PEN
Yazarlar Derneği üyesi oldu.
“Öyküdeki ısrarı,
yazınsal titizliği ve sanatçı duruşu, Tomris Uyar’ın Türk edebiyatındaki yerini
seçkinleştiren en belirgin üç özelliğidir. Tomris Uyar, yazın hayatında,
kuşağının pek çok yazarının aksine ne roman ne de bir başka türe ‘sapmış’tır,
öykü dışında hiçbir yazınsal türde ürün vermemiştir. Öyküdeki ısrarı yanında
yazınsal titizliği de onu Türk edebiyatında seçkinleştiren bir başka
özelliğidir. Öykü serüveni boyunca hep yeni arayışlar içerisinde olmuş,
gerçeküstücülükten postmodern eğilimlere, metinlerarası göndermelerden sembolik
yaklaşımlara, yazın dünyasının pek çok anlatım alanında denemeler yapmış,
ürünler vermiştir. Öyle ki biçimsel arayış onun neredeyse öykü anlayışı
olmuştur. Dünya yazınını iyi izlemesi, özellikle öykü evrenine yakın
yazarlardan çeviriler yapması, öykülerinin çeşitlenmesi ve zenginleşmesi
sonucunu doğurmuştur. Sonuçta sadece öykücü kalarak ortaya, ilkeli, saygın bir
sanatçı portresi çıkarmayı başarmıştır.” (Necip Tosun)
“Deneyim aşınırken,
sahiciliğin de ancak yapay olarak üretilebilecek sentetik bir görüngü olduğuna
gittikçe daha çok inanmaya başlarız. Çoktandır deneyimi öylece almak yerine
kışkırtır olduğumuzu fark ederiz. İzlenimcilik alegoriye, dışavurumculuğa ve
kübizme (tahribatın bilgisidir üçü de) doğru atıldıkça daha da yoruluyor,
bitkin düşüyordur. Tomris Uyar’da da Gece Gezen Kızlar’dan (1983) itibaren
deneyimin giderek deneyselciliğe dönüştüğü görülür. Bir yandan hazır biçimler
(masal) bir yandan da anlatının “kurmaca” ya da “kurgulama” olarak adlandırılan
deneyselci boyutu, izlenime oranla daha çok yer tutmaya başlar öykülerde –
Otuzların Kadını’na gelinceye kadar. Bu metin, Uyar’ın doruklarından biri, tam
da bu sorunu üstlenmek üzere yazılmış gibidir.” (Orhan Koçak)
“Eğer Tomris Uyar’ın
öykücülüğü hakkında söylenebilecekleri sıralamam gerekseydi, dilden başlardım.
Kuşkusuz ki günümüzde Türkçeyi en kıvrak kullanan yazardır Uyar. Dil onun
elinde kendi başına organik bir yapı olup çıkar. Öyle ki kimi zamanlar orada
zaten akıp gitmekte olan bu cümleler varmış da, Uyar onları yalnızca yakalayıp
kâğıda geçirmiş gibi bir duyguya kapılırsınız.” (Sırma Köksal)
ESERLERİ:
ÖYKÜ: İpek ve Bakır (1971),
Ödeşmeler ve Şahmeran Hikâyesi (resimleyen N. Günsür, 1973), Dizboyu Papatyalar
(1975), Yürekte Bukağı (1979), Yaz Düşleri / Düş Kışları (1981),
Gece Gezen Kızlar (1983), Rus Ruleti-Dön Geri Bak (toplu hikâyeleri,
1985), Yaza Yolculuk (1989), Sekizinci Günah (1990), Otuzların
Kadını (1992), İki Yaka İki Uç (gençlik öyküleri-seçmeler, 1992), Aramızdaki
Şey (1997), Güzel Yazı Defteri (2002).
GÜNCE: Gündökümü 75 (1976),
Sesler Yüzler Sokaklar (1981), Günlerin Tortusu: Bir Uyumsuzun Notları (1985),
Yazılı Günler 1985-1988 (1989), Gündökümü (1975-1980): Bir Uyumsuzun
Notları (1989), Tanışma Anları 1989-1995 (1995), Yüzleşmeler -
Bir Uyumsuzluğun Notları 1995 - 1999 (günce-deneme, 2000), Gündökümü -
Bir Uyumsuzun Notları I-II (yeni bas. 2003).
DERLEME: Çağdaş
Amerikan Öyküleri (1980), Hint Masalları: Şekerden Bebek (1982), Amerikan
Hikâyeleri Antolojisi (1983), Sonsuz ve Öbürü (Turgut Uyar’ın anısına,
Seyyit Nezir ile, 1985), Şiirde Dün Yok mu: Turgut Uyar Üzerine Yazılar
(1999).
ÇEVİRİ: 1 Mayıs (1968)
- Son Düş (1994) (S. Fitzgerald’dan), Altın Böcek (1969) - Olağandışı
Öyküler (M. Fuat ile, 1982) - Kızıl Ölümün Maskesi (2. bas. 1994) - Çalınan
Mektup (2000) (E.A. Poe’dan), Pedro Paramo (J. Rulfo’dan, 1970), İnsan
Postu (W. Heinrich’ten, 1972), Değirmencinin Karısı (P. A. de
Alarcon’dan, 1973), Tehlike (1973), Evrenin Yapısı (Lucretius’tan,
Turgut Uyar ile, 1974), Gönül Abla ve Fırsatlar Ülkesi (N. West’ten,
1974; yeni basımı Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon adıyla, 1999), Küçük
Prens (A. de S. Exupéry’den, C. Süreya ile, 1975), Mrs. Dalloway (1976)
- Perde Arası (1992) (V. Woolf’tan), Alis Harikalar Ülkesinde (1976)
- Aynanın İçinden (2000) (L. Carrol’dan), Aç Kaplan Yılları (J.
G. Davis’ten, 1977), Petersburg Ekspresi (H. Koning’den, 1977), Şarlatanlar
Dönemi (L. Hellman’dan, 1977), Başkan Babamızın Sonbaharı (G.G.
Marquez’den, 1978), Laura Mars’ın Gözleri (H.B. Gilmour’dan, 1979), Al
Midilli (1980) - İnci (1981) (J. Steinbeck’ten), Gök Nasıl da
Karardı (E. Gaines’ten, 1980), Hapishane Kuşu (K. Vonnegut’tan,
1980; Kodes Kuşu adıyla 2002), Ölüm ve Pusula (1982) – Alef
(ortak çeviri, 1998) - Ficciones (ortak, 1998) (J.L. Borges’ten), On
Küçük Zenci (A.M. Christie’den, 1982), Hiroşima (J. Hersey’den, 2.
bas. 1984), G (J. Berger’den, 1984), Türk Romanı-İlk Dönem 1872- 1900
(R.P. Finn’den, 1984), Mırıldandığım Öyküler (J. Cortázar’dan, 1985), Son
Perde (R. Dahl’den, 1987), Seni İçime Gömdüm (A. Jolly’den, 1988), Merdivenin
Dibindeki Gülümseyiş (H. Miller’dan, 1989), Babayasaları Anasözleri (der.
S. J. Peers-G. Bennett, 1989), Trendeki Yabancılar (P. Highsmith’ten,
1991), Uşak Ne Gördü (J. Orton’dan, 1992), Ormanın Tam İçinden (F.
O’Connor’dan, F. Özgüven ile, 1993), Oscar Wilde’ın Son Vasiyeti (P.
Ackroyd’dan, 1994), Yüzücü (J. Cheever’den, 1994), Sigaranın
Saltanatı (K. Klein’dan, 1995), Ailede Bir Ölüm (J. Agee’den, 1996),
Karanlık Gözükünce (W. Styron’dan, 1996), Küçük Tragedyalar (A.S.
Puşkin’den, 1997), Gene Aşk (D. Lessing’ten, 1997), Başka
Ateşler-Latin Amerikalı Kadın Yazarlardan Öyküler (A. Manguel’den, 1998), Borges
ve Yazma Üzerine (der. N.T. di Giovanni, D. Halpern, F. Macshane, 1998), Pnin
(V. Nabokov’dan, 1999), Yağmur Gibi Söyle Bana (T. Williams’tan,
1999), Bir Aşk Kırgınının Şarkısı (G. Apollinaire’den), Türk Edebiyatında
Sosyal Konular (K. Karpat), Caz Dönemi (E.L. Doctorow’dan, 2000), Çifte
Alev (Octavio Paz’dan, 2002).
HAKKINDA: Fethi Naci /
Dönüp Baktığımda (1999), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18.
bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (6. bas. 1999), Orhan
Koçak / Deneyim İmkânsızlaşırken (Virgül, sayı: 33, Eylül 2000), Necip Tosun /
Yüzleşme Fanilik İncelik ve Aile İçi İnsanlık Halleri: Tomris Uyar (Hece, Ekim
2002), Tomris Uyar Niçin Sadece Öykü Yazdı? (Eşik Cini, sayı: 2), Behçet Çelik
/ Günden Dökülen Notlar (Virgül, sayı: 59, Şubat 2003).