Ahmet Emin Atasoy

Çevirmen, Eğitimci, Yazar, Şair

Doğum
16 Mayıs, 1944
Eğitim
Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümü
Burç

Eğitimci, şair, yazar, çevirmen. 16 Mayıs 1944, Tırgovişte (Eskicuma)-Krepça / Bulgaristan doğumlu. Lise öğrenimini Popovo’da tamamladıktan sonra (1962), Şumen (Şumnu) Yüksek Eğitim Enstitüsünde başladığı yükseköğrenimini Sofya Üniversitesinin Türkoloji Bölümünde tamamladı. Uzun yıllar köyünde öğretmenlik yaptı. Kısa bir süre Sofya Radyosunun Türkçe Bölümünde çalıştı. Türkçe öğretimin yasaklanması nedeniyle (1972) uzun yıllar Bulgarca öğretmenliği görevinde bulundu. Birkaç yıl Yeni Hayat-Nov Jivot dergisinin Tırgoviştr il muhabirliğini yürüttü. Ülkede Türk aydınlara uygulanan baskının (özellikle 1985-86 döneminde) o da uzağında kalamadı. Tutuklamalar, sorgu / soruşturmalardan geçti. 1989’un büyük göç kafilesine katılarak Türkiye’ye geldi. Bursa’da yerleşerek öğretmenliğini sürdürdü. Bulgarca ve Rusça biliyor.

Edebiyat dünyasında adını 1960’ta Yeni Işık gazetesinde yayımlanan şiirleriyle duyurdu. Yazdıkları daha sonra Halk Gençliği ve Puls / Nabız gazeteleri ile Türkçe ve Bulgarca olarak çıkan aylık kültür ve sanat dergisi Yeni Hayat / Nov Jivot’un Tırgovişte il muhabirliğini yürüttü. İstanbul’da çıkan aylık edebiyat sanat kültür ve eğitim dergisi Tuna’nın edebiyat ve sanat sorumluluğunu yürüttü. Bulgar ve Rus şiirinden birçok çeviri yaptı. Uzun yıllar hece ölçüsüyle yazdığını şiirlerinde daha sonra serbest ölçüyü benimsedi. Şiirleri, yazıları ve çevirileri Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili Bahçe, Bursa’da Yaşam, Düşlem, Kavram-Karmaşa, Lül, Öner Sanat, Tömer, Türk Dili, Yaba Edebiyat gibi dergilerde olduğu gibi ülke dışında çıkan birçok gazete ve dergide de yayımlandı.

“Genel olarak ele alındığında Ahmet Emin Atasoy’un şiirini üç boyutta nitelemek olasıdır; sevgi, dürüstlük kavgası ve nostalji. (...) Bunca acı olayları, derinden yaralanışını, iç dünyasındaki çoğu korkunç birikimi, ticari meta haline getiriyor görünümü vermeden, durulmasını bekleyerek şiirleştirmeye kalkışması, Ahmet Emin Atasoy’un şiir dünyasının ayrı bir özelliğidir. Kavgacı bir şiire geçmeden, insani ve uygarca bir tutumla yaklaşıyor konulara.” (Sabahattin Bayramöz)

Ahmet Emin Atasoy, Bulgar ve Rus şairlerinin şiirlerini Türkçeye çeviren önde gelen şairlerimizden biri kabul edilerek, şiirleri Bulgar, İngiliz, Romen, Makedon dillerine çevrildi. Balkan ülkelerinin şiirine katkılarından dolayı Ahmet Emin Atasoy’a “Balkanlar Büyük Şiir Ödülü” (2008, Romanya)  ve “Orpheus Liri” (Bulgaristan) Avrupa Kültür Akademisi ödülüne layık görüldü. Şiirlerini klasik vezinle yazdı, hece veznini en iyi kullanan şairlerimizdendir. Yalnızlığı, hüznü, aşkı ve göçün acılarını terennüm etti.

ESERLERİ:

ŞİİR: Sensizliğinle Beraber (Şiirler, Sofya 1967), Yüreğimde Şirin Tuna Aktıkça (İstanbul,  1994), Duygu Burgacı (Bursa, 1996), Rüzgârların Küstürdüğü Yapraklar (Bursa, 1998), Perdeledim Penceremi Geceye (Bursa, 1998), Aşkın Yaşı Yok (Bursa, 1999), Damla Damla (Bursa, 1999), Sevgi Denizi (Çocuk şiirleri, İstanbul, 2001), Küllerde Kor Ararken (2004), Moleben za dıjd (Yağmur Duası, Bulgarca, 2004), Dünya Vurdu Başıma (2004), Gurbet Akşamları (Bursa 2010).

YILLIK ve ANTOLOJİ: 1967’nin Bıraktığı Şiirler (Bulgaristan’da Naci Ferhadov’la birlikte, 1968), XV. Yüzyıldan Bugüne Rumeli Motifli Türk Şiiri Antolojisi (2001).

DENEME / İNCELEME: Birikmiş Yansımalar Vitrini (2004).

KAYNAKÇA: İbrahim Tatarlıev / Antoloji (Narodna Prosveta /Ulusal Eğitim, 1964), B. Petrov / Kökler ve Kanatlar (Bulgarca, Yeni Işık / Nova Svetlina gazetesi, 1972), Biagoy Dimitrov / Daha İyisi Can Sağlığı (Bulgarca, Yeni Hayat-Nov Jivot dergisi, sayı: 9, 1975), Mehmet Çavuş / 20. Yüzyıl Bulgaristan Türklerinin Şiiri (1988), Muharrem Tahsin / En Önde Yürüdüler (Filiz gazetesi, Sofya, 02.04.1993), Sabahattin Bayramoz / Çok Sorunlu Bir Yaş Günü Kokteyli (Balkanlarda Türk Kültürü, sayı: 11, 1994), Fulya Bayraktar / Göçmen Acıların Şairi (Bursa Olay, 28.12.1996), Hayriye Süleymanoğlu Yenisoy / Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi (c. 8 / Bulgaristan Türkleri Edebiyatı, 1997), Mehmet Çavuş / Bursalı Kalemdaşlarımız Edebiyat ve Sanat Peşinde (Tuna dDergisi, sayı: 25, 1998), Kemal Selçuk / Aşkın Yaşı Yok (Bursa Olay, 26.10.1999), Ahmet Emin Atasoy / XV. Yüzyıldan Bugüne Rumeli Motifli Türk Şiiri Antolojisi (2001), Mehmet Çavuş, Kitaplaşan Rumeli Motifli Şiirler (Tuna dergisi, sayı: 55-56-57, 2001), Kemal Selçuk / Dizelerdeki Rumeli (Bursa Olay, 16.8.2001), Cumhuriyet Kitap (27.12.2001), Virgül (sayı: 44, Ekim 2001), Bursa Ansiklopedisi (c. 1, 2002), Sabahattin Bayramöz / Türkçenin Sarmaşıkları (2002), Kemal Selçuk / Atasoy’un Sevgi Denizi (Bursa Olay, 18.1.2002), Galip Sertel / Küllerde Kor Ararken Kitabı Üstüne (Tuna dergisi, sayı: 89-90, 2004), Güngör Gençay / Küllerde Kor Ararken (Yaba Edebiyat, sayı: 28, 2004), Halit Aliosman Dağlı / Ardinolular Arasına Hoş Geldin (Ardinski Glas / Ardino’nun Sesi, Mayıs 2004), Nehir Polat / Dünyaya Âşık Şair (Bursa Olay, 29.12.2004), Ahmet Şerif Şerefli / Giderayak (2005), Hasan Akarsu / Küllerde Kor Ararken (Yaba Edebiyat, sayı: 32, 2005), Hüseyin Rasim Güler / Dünya Vurdu Başıma (Tuna, sayı: 95-96, 2005), Mehmet Çavuş Birikmiş Yansımalar Vitrini Üstüne (Tuna, sayı: 89-90, 2005), Şaban M. Kalkan Arşivi (2014).

 

SILA

nedir oralara çeken şey bizi?
belki de o bitmez tatlı düş çeker;
gurbet kavurdukça ciğerimizi,
evlat çeker, kardeş çeker, eş çeker...
alcın eder anıların en hası
geceleyin, hem de uyku arası,
cazip bir güç olur sıla havası:
çimen çeker, diken çeker, taş çeker...
göçlerin sisinde, dumanlarında
erirken kâbuslu rüyalarında,
bizleri, yas tutan dağlar ardında,

kavak çeker, servi çeker, huş çeker
gurbette yurduyla yaşar gurbetçi
hem daha duygulu, daha gerçekçi,
onu, her türküde erirken içi,
dere çeker, tepe çeker, kuş çeker...
davarıyla yaylasında yaylanır,
çiçek olur bahçesinde boylanır,
her mevsimden farklı çağrılar alır
bahar çeker, hazan çeker, kış çeker.
ömrü geçip gelince son durağa,
özlem yükü dönüşünce bir dağa,

ölmek için onu ana toprağa
beden çeker, ayak çeker, baş çeker.

(2010, Bursa)

TELEFON

Bir beş iki sıfır dokuz
Çevirmeye bıktık artık
Dokunuruz dokunuruz
Bir ses veren yok ne yazık.

Parmak belki hata eder
Yahut gözde suç diyoruz
Çevir babam teke, teker
Bir beş iki sıfır dokuz.

Almacı her dinleyişte
Bitiverir soluğumuz
Seslenecek şimdi işte
Bir beş iki sıfır dokuz.


Oysa ne bir signal vardır
Ne de o ses umduğumuz.
Meram anlamaz ki kandır
Bir beş iki sıfır dokuz

İşte meret bozuk deriz.
Hemen bir başka buluruz
İtina ile çeviririz
Bir beş sıfır iki dokuz.

Santim yine döner: Tıngır.
Ve kalbimiz kesilir buz
Parmak yine döner vır, vır
Bir beş iki sıfır dokuz.

Parmak döner her şey döner
Kaçar bütün umudumuz.
Susar babam inat eder
Bir beş iki sıfır dokuz.

Ta yirminci telefonda
Anlarız. Unutulmuşuz.
Elbet suçlu değil bunda
Bir beş iki sıfır dokuz

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör