Şair, iş adamı (D.1906, Tama köyü / Kemaliye /
Erzincan – Ö. 14 Ekim 1999). Ortaokulu bitirdikten sonra İstanbul’da serbest
çalışma hayatına başladı. Bu arada okumaya ve öğrenmeye olan ilgisinin sonucu
olarak özellikle tarih, edebiyat ve tasavvuf konularında kendisini yetiştirdi.
Uzun bir süre Ankara’da sigortacı olarak çalıştı. Daha sonra inşaat ve
elektirifikasyon müteahhitliği yaptı. 1960’lı yıllarda İstanbul’da Ankara İplik
ve Dokuma Fabrikasının kurucuları arasında yer aldı. Uzun yıllar bu fabrikanın
müdürlüğünü yaparak 1980’de emekliye ayrıldı. Dört çocuk, altı torun ve üç
torun çocuğu sahibi idi. Ölümünde, arkadaşı Elazığlı Orhan Koloğlu şu tarihi
düştü:
“Melce’i eshab-ı mesalihin
Denmedi ondan âlâ, sarihin
Bir ‘elif’ kattı Firdevs’ âlâ’ya
‘Fahr ile yazdı ömür tarihin’”
1992’de eşinin ölümünden sonra adeta inzivaya
çekildi. Eşine olan sevgi ve özlemini bu dönemde yazdığı şiirlerle dile
getirdi. Yaşamı boyunca aruz ve hece ölçüleriyle yazdığı tasavvufî şiirler ve
medhiyyeler ölümünden sonra, Orhan Koloğlu tarafından M. Fahri Tuncel /
Çeşme-i Beyt-i Dilden Damlalar (Gönül Evinin Çeşmesinden Damlalar, 2003)
adlı kitapta toplandı.
KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
Vücut iklimine
girmiş
Dolaşan bir
vefa vardır
Bütün mevcuda
rızk vermiş
Ki emsalsiz
seha vardır.
Bütün
varlığıyla âfak
Eder isbatını
mutlak
Bize bizden
yakındır Hak
Yakınlıkta sefa
vardır.
Eğer arif isen
nefse
Araya giremez
kimse
Nûrun üstün
olur şemse
Bu nûrda bil
beka vardır.
Düşün varlığını
her an
Sana rehber
olur Kur'an
Ezelden mir'atı
Rahman
Muhammet
Mustafa vardır.
İçen tevhid
şarabından
Geçer bilcümle varından
Onda Allah Lisanından
Konuşur bir edâ vardır.
Neler söyler Tuncel Fahri
Sözleri hep oldu cehri
Mekân etmişse bu derhi
Ona bir hoş nida vardır.
(Çeşme-i Beyt-i Dilden Damlalar, 2003)