Enis Berki

Tenisçi

Doğum
Ölüm

Milli tenisçi (D. 1942, İzmir – Ö. 2011, İzmir). 1954’de başladığı teniste büyük başarılar göstererek bu dalda çok sayıda madalya kazandı. Davis Cup'ta, milli maçlarda ülkemizi başarıyla temsil etti. 2011 yılında İzmir’de öldü.

“Necdet Kestelli - Camiamızdan bir yıldız daha kaydı maalesef. Enis'i zamansız kaybettik işte! Enis'i 1947 senesinden beri tanırım. 50'li yıllarda ağabeyi Rami ile tenis hayatımız başladı. Enis ise bize daha sonra katıldı. Ama öyle bir katıldı ki seneler sonra, Ziya Kıpkızıl ile sürekli çalışarak hepimizin önüne geçti, bizleri fersah fersah geçerek milli takıma bile seçildi. Davis Cup'ta, milli maçlarda ülkemizi başarıyla temsil etti. Törende Enis hakkında pek çok şey söylendi. Bunlara katılmamak mümkün değil. Ancak pek bilinmeyen bir yönü daha var; yardım severliği. Yaşam tarzına rağmen gösterişi sevmezdi. Yaptığı yardımları bile gizleyerek yapar, kimselerin bilmesini istemez, her bayramda tribünlerin arkasında teker teker çağırdığı "ball boy"ların ceplerine para koyardı... İyi insandı, şaka yapmayı ve kızdırmayı çok severdi. Kendine göre bir hayatı vardı. Hep istediği gibi yaşadı, güzel yaşadı, renkli yaşadı, severek yaşadı. Kimselerin tesirinde kalmadı. Sevdiğini çok severdi. Kimsenin arkasından konuşmaz, söyleyeceğini insanların yüzlerine söylerdi. Tabii ki her konuda onunla anlaşmak imkânsızdı. Zor biriydi, ama Enis'ti O... Tabii biraz da inatçı ve hırslıydı. Zaten hırslı olmasaydı sporda başarılı olabilir miydi? O'nu hep özleyeceğiz.. Nur içinde yatsın.”

KAYNAK: Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar), Türkiye Yazarlar Birliği / Türkiye Kültür Sanat Yıllığı (2012).

Hakkında

Amcam benim çocuklarımı, aslında tüm çocukları çok severdi. Fakat anormal mıncıklayarak severdi.. Bir gün kızım Elif'i öyle çok mıncıklamışki Elif elini ısırdı. Elini ısırdığı için ona küsmüştü. Esprili hallerinin yanı sıra aşırı duygusaldı fakat hislerini hiç belli etmezdi. Benim genç kızlığımda sürekli beni takip ederdi. Bir gün nasıl olduysa izin alıp çıkmıştım. Kalabalık bir gruptuk. Bir ara herkes dağılmış tesadüfen bir erkek arkadaşımla yalnız kalmıştım. O arada nereden çıktıysa kulağımdan tutup beni eve getirmişti. Ben evlenene kadar bu hep böyle devam etti.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: FERİDE SARAÇOĞLU

Hakkında

Enis Berki kulübümüzün sembolüydü. Nerede Kültürpark Tenis Kulübü'nün konusu açılsa mutlaka herkes onu sorardı.. Çok dürüst bir kişiliği vardı. Kulüp yönetimine talip olmaya karar verdiğimizde birkaç arkadaş icazet almak için ona gittik. Mevcut yönetimden sıkıntılarımızı ve neden aday olmak istediğimizi anlattık. Bizi uzun uzun dinledikten sonra ''Çocuklar eleştrilerinizde haklısınız ama benim mevcut başkanla gönül bağım var. Sizi destekleyemem'' diyerek düşüncesini dürüstçe dile getirdi.. Fakat biz seçimi kazandıktan sonra bize sıcak baktı.. Nur içinde yatsın.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: OSMAN SAVRAN

Hakkında

 Herkes bilir Enis geceleri yaşar gündüzleri uyurdu. Enis'in uyku tutkusu ufak yaşlarda başlamıştı. 1948-49'lu yıllarda ailecek yazın hafta sonları Çeşme'ye giderdik. O yıllarda Çeşme yolu toprak ve çok virajlı oldğundan yaklaşık 4 saatte gidilirdi. Bu nedenle günü yaşamak için çok erken saatte yola çıkmak gerekirdi. Bütün aile hazır olmasına karşın Enis'i bir türlü yataktan kaldıramazdık. Rahmetli babam onu uyandırmak için iki ayak bileğinden kavrar ve sallayarak uyandırırdı..
Bir başka hatıra da şu; Milli maç öncesi kendisine ertesi gün saat on dörtte maça çıkacağı yetkililerce tebliğ edildiğinde; ''Ya sabah sabah maç oynanır mı?'' diye çıkışıyor ve maçın daha sonraki bir saate alınmasını rica ediyor. Düşünün saat on dört bile onun için erken bir saat oluyor! Enis'le hatıralar o kadar çok ki.. Çok değişik.. Nev-i şahsına münhasır bir insandı. İstediği gibi yaşar, istediği tarzda giyinirdi.. Son derece dürüsttü. Kimsenin arkasından konuşmazdı.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: RAMİ BERKİ

Hakkında

Camiamızdan bir yıldız daha kaydı maalesef. Enis'i zamansız kaybettik işte! Enis'i 1947 senesinden beri tanırım. 50'li yıllarda ağabeyi Rami ile tenis hayatımız başladı. Enis ise bize daha sonra katıldı. Ama öyle bir katıldı ki seneler sonra, Ziya Kıpkızıl ile sürekli çalışarak hepimizin önüne geçti, bizleri fersah fersah geçerek milli takıma bile seçildi. Davis Cup'ta, milli maçlarda ülkemizi başarıyla temsil etti. Törende Enis hakkında pek çok şey söylendi. Bunlara katılmamak mümkün değil. Ancak pek bilinmeyen bir yönü daha var; yardım severliği. Yaşam tarzına rağmen gösterişi sevmezdi. Yaptığı yardımları bile gizleyerek yapar, kimselerin bilmesini istemez, her bayramda tribünlerin arkasında teker teker çağırdığı "ball boy"ların ceplerine para koyardı... İyi insandı, şaka yapmayı ve kızdırmayı çok severdi. Kendine göre bir hayatı vardı. Hep istediği gibi yaşadı, güzel yaşadı, renkli yaşadı, severek yaşadı. Kimselerin tesirinde kalmadı. Sevdiğini çok severdi. Kimsenin arkasından konuşmaz, söyleyeceğini insanların yüzlerine söylerdi. Tabii ki her konuda onunla anlaşmak imkansızdı. Zor biriydi, ama Enis'ti O... Tabii biraz da inatçı ve hırslıydı. Zaten hırslı olmasaydı sporda başarılı olabilir miydi? O'nu hep özleyeceğiz.. Nur içinde yatsın.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: NECDET KESTELLİ

Hakkında

 Enis Berki her an şaka yapmayı seven bir insandı. Benim ona yapmış olduğum bir şakadan bahsedeceğim. Kulübümüze bekar orta yaşlarda bir bayan yeni üye olmuştu. Bir akşam yeni üye olmuş bu bayan arkadaşımızı masamıza davet ettik. Bayan aramızdan ayrıldı.. Yarım saat sonra Enis Berki lavaboya gitti, cep telefonunu masada bırakmak gafletinde bulundu. Ben Enis abinin telefonunu alarak giden bayanın telefonuna bir mesaj çektim. "Güzel bayan, bu akşam masamıza renk verdiniz güzelliğinize hayranım, ben galiba size aşık oldum. Lütfen beni anlayışla karşılayın.".. Enis abi masaya geldikten biraz sonra telefonu çaldı. Arayan o bayan. "Kimsin sen pis adam "diye bağırıyor. Enis abi de küfür etti kapattı. Sonrada bize dönerek, "Beni manyak bir kadın arıyor " dedi. Bir saat sonra Enis abi tekrar lavaboya gitti. Ben yine aynı bayana mesaj çektim. "Ben sizsiz yaşayamam,beni reddetmeyin lütfen".. Beş dakika sonra bayan tekrar aradı ve "Pis sapık seni şikayet edeceğim"diye Enis ağabeyi azarladı. Bunun üzerine Enis abi tekrar küfür edip telefonu kapattı ve bize dönerek "Bu gece bir manyağa çattık galiba" dedi. Beş dakika içinde bayan bu sefer benim telefonumu çaldırdı. Açtım. "Başkanım,bu akşam iki defa beni cinsi sapık bir kişi aradı, çok afedersiniz ama ben sizin masanızdaki arkadaşlardan şüphe ediyorum" dedi. Bende böyle birşeyin mümkün olamıyacağını söyledim. İki ay geçti bu bayan heyecanla yanıma geldi. "Başkanım ben sapığı buldum ve ondan şikayetçi olacağım.. Maalesef Enis Bey'miş.. Beni daha önce arayan telefonu tekrar aradım, açıldı. Kimsin dedim. Ben Enis Berki'yim dedi. Demek ki sapık oymuş!"

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: SERMET YEŞİLPINAR

Hakkında

Allah her kese Enis gibi iyi yürek, kötü gün dostu versin. Törende 118 genci okuttuğunu, onları topluma kazandırdığını doktor, mühendis, kimyager iş adamı yaptığını duyunca canım dostumla daha çok gurur duydum. Bana kendi kardeşlerim sahip çıkmadı onun sahip çıktığı kadar... Parası imkanı olupta yapmıyanlar utansın.. İyi ki bizlerin yakın dostuymuş.. Ben kendi adıma Enisim'den çok şey öğrendim. En takdir ettiğim yönü de kimsenin arkasından konuşmayıp her şeyi insanın yüzüne konuşmasıdır. Herkese çok iyilik yaptığı bilinirdi ama asla kendi söylemez ve hep gizli kalsın isterdi. Törende herkes çok üzgündü herkes çok ağlıyordu Allahım hepimize böyle sevilmeyi ve böyle uğurlanmayı nasip etsin. O'nu uğurlarken gökyüzü bile ağladı arkasından.. Sevgiyle uyusun Ayla'sına kavuştu. Tüm sevdiği dostlarına kavuştu mekanı cennet olsun, sevgiyle uyusun.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).


Yazar: TÜRKAN USLU

Hakkında

Hani herkesin bir yaşam felsefesi vardır ya... Onunki kimseye benzemezdi herkesin tam tersi.. Gündüz uyur gece yaşar.. Zaten nesi benzerdi ki? Giyimi, kuşamı ve davranışları da... Bütün bu aykırılıklar yanında gerçek dostluk, güvenilirlik, samimiyet ve insan sevgisi ile de farklıydı. O'nun hiç kimseyle kavga ettiğini, bağırdığını görmedim. Tenis Kulüp seçimleri sırasında geceler boyu birlikte çalışırdık. Gene bir gece kulüpten geç vakit çıkmıştık. Tabi kafalar da biraz yüksek, üç araba arka arkaya, biz önde Enis'in arabasıyla beraber evine gidiyoruz. Mustafa Bey Caddesi üzerinde ben, "Bu araba kaç yapar ki" deyince gaza öyle bir bastıki az kaldı garajın kapısına yapışacaktık. Allah'tan sokak tenha. Trafik polisi ensemize yapıştı. Zar zor atlattık. Hızlı sürdü, hızlı yaşadı, genç öldü. Nur içinde yatsın.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: MİZYAL AKIMSAR

Hakkında

Onu tanımanın her zerresinden duyduğum mutluluğu ve beyefendiliğini ve de bana olan ağabeyliğini hiçbir zaman unutmayacağım. Enis ağabeyle en unutulmaz anım; KTK ile gittiğimiz bir Bodrum seyahatidir. Gecenin ilerleyen bir saati herkes uyumak için odasına çekilmişti. Biz her zamanki gibi Enis ağabeyle başbaşa kalmıştık. Sabaha karşı odamıza giderken sokakta kaybolmuş yavru bir Dalmaçyalı köpeğe rastladık.. Ve ona kıyamıyarak köpeği alıp Enis ağabeyin odasına taşıdık. Kapıyı çaldık. Selma abla uyku sersemi kalktı ve biz yavru köpeği Selma ablanın kucağına atıverdik. Selma abla avaz avaz veryansın ediyor, Eniz ağabey ''Bu zavallı köpek bu odada kalacak'diyor.. Selma abla en sonunda köpeği kabul etti. Sabahın beşinde yaşadığımız bu olay Enis ağabeyle olan unutulmaz hatıralarımdan biridir. Çok merhametli iyi bir insandı.. Enis ağabeyi anlatmakla bitmez.. O'nu hep neşeyle anacağız.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: MURAT ALPİSKENDER

Hakkında

Enis'le beraber olmaya başladığım ilk aylar kendi evimde kalıyordum. Gece o uyuduktan sonra Karşıyaka'ya kendi evime dönerdim. Bir gece yarısı yatmaya hazırlanırken telefonum çaldı. Enis arıyor. ''Selma eski arkadaşım Songül İzmir'e gelmiş, beni ziyarete gelmek istiyor. Evde senin de bulunmanı istiyorum''dedi. Ben bu yaptığı hareketin çok hoşuma gittiğini ancak sabah erken kalkıp işe gitmem gerektiğini ve gelemeyeceğimi söyledim. Ve kendisine beni düşündüğü için çok teşekkür ettim. Enis döndü ''Selma'cığım sen benim helallimsin, senin üstüne evime eski yeni kimse giremez. Hemen taksiye bin gel'' dedi. Bu hareketi beni çok onurlandırdı ve apar topar taksiye binip Alsancak'taki eve gittim. Eve girdikten birkaç saniye sonra kapı çaldı. Ve iki bayan beni görünce şaşkınlıklarını gizleyemediler.. Öylece kaldılar. Enis beni onlara ''Selma benim helalimdir'' diye tanıştırdı. Bu olayda bir erkeğe duyulabilecek en büyük aşkı, saygıyı ve güveni duydum.. Enis'e ölesiye aşık olduğum andır bu.. Enis'i hep mizansen biri olarak bilirler.. Ama buna benzer onlarca duygusal anı yaşadık.. Onu şimdiden çok özlüyorum. Enis'le beraber olmak 3 üniversite diploması almaya bedeldi.. Ondan çok hayat dersi aldım..O da benden çok şey aldı. Yıllar sonra zaman zaman bana 'Evet haklısın' demeyi öğrenmişti.. Yeri dolduralamaycak müstesna iyi kalpli bir insandı. Nur içinde yatsın.

KAYNAK:

Rolünü hakkıyla oynadı! (yeniasir.com.tr, 15 Mayıs 2011, Pazar).

Yazar: Selma McCain

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör