Abdülmelik Fırat

Milletvekili, İş İnsanı, Siyasetçi, Şair

Doğum
Ölüm
28 Eylül, 2009
Eğitim
Diyarbakır Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu
Diğer İsimler
Abdulmelik Fırat

Çiftçi, iş adamı, siyasetçi, XI. ve XIX. Dönem Erzurum Milletvekili ı, şair (D. 1934, Erzurum – Ö. 28 Eylül 2009, Ankara). Şeyh Sait’in torunudur. Diyarbakır Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu mezunudur. Arapça, Farsça, İngilizce, Kürtçe, Zazaca biliyordu.

Baba adı Şahabettin. Anne adı Ayşe. Babası Şeyh Şahabettin, Şeyh Said'in yeğeni aynı zamanda Onun kızı Ayşan Hanım ile evliydi. 1925'deki isyanın ardından Şeyh Sait ve pek çok yakını idam edilmişti.

Ailenin hayatta olan mensupları da sürgüne gönderildiler. Sürgüne gönderilenler, 1929'un Mart ayında Takrir-i Sükun Kanunu'nun kaldırılmasıyla memleketlerine geri dönebildi. Ancak topraklarına el konulmuştu. Tekrar gidip yerleşmelerine izin verilmiş, fakat araziler resmen verilmemişti. Bu arada Soyadı Kanunu çıkarılmış, Şeyh Said ailesinin bir kısmına sürgünde Fırat soyadı verilmişti. Ancak Aile 1935'de ikinci kez sürgüne tabi tutuldu. Çok partili dönemin başlaması ile TBMM, 8 Haziran 1947'de 5098 sayılı kanunu kabul ederek, 1934'teki Mecburi İskan Kanunu'nun bazı maddelerini değiştirmiş, bazı maddelerini de yürürlükten kaldırmıştı. Böylece Fırat ailesi birkaç günlük yolculuğun ardından Hınıs'ın Kolhisar köyüne döndüler.

İlk kez 1957'de 7 yıl yaşını büyüterek DP’den XI. Dönem Erzurum milletvekili oldu. Ereğli Demir Çelik Fabrikası Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 27 Mayıs İhtilali'nde tutuklanan yaklaşık 500 kişinin içinde en genciydi. 1,5 yıla yakın Yassıada'da kaldı. Yargılama sonucu önce idam cezasına çarptırıldı, daha sonra cezası hapis cezasına çevrildi ve 1,5 sene de Kayseri cezaevinde kaldı.

20.10.1991 'de Erzurum'dan XIX. Dönem DYP milletvekili seçildi, ancak daha sonra hükümetin Kürt politikasıyla ters düşerek istifa etti. Bir ara RP'den ihraç edilen Hasan Mezarcı ile yeni bir parti kuruluşuna çalıştı, sonuç alamadı. Bilahare Yeni Demokrasi Hareketi ile temas kurdu. Hak ve Özgürlük Partisi'ni kurdu. Kürtçe ve Türkçe'nin yanı sıra Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca da konuşan Fırat, TBMM'nin en çok yabancı dil bilen üyelerindendi. Fırat, kurucusu olduğu Hak ve Özgürlükler Partisi'nin onursal başkanıydı.

Şairlik yönü de bulunan Abdülmelik Fırat’ın anılarını gazeteci Ferzende Kaya kaleme alıp yayımladı. Anılarında sürgünün ve sürgünden dönüşünün hikâyesi ayrıntılı olarak yer almaktadır.

 

Vefatı:

 

Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Onursal Başkanı ve eski milletvekili Abdülmelik Fırat vefat etti.

Uzun yıllardır ''Multiple Myelom'' adı verilen kan hastalığıyla mücadele eden Fırat, bir süre önce böbrek yetmezliği gelişince Güven Hastanesi'nde tedavi altına alındı.

Dün sabah solunum ve yutma problemi ortaya çıkması üzerine yoğun bakım servisine kaldırılan Fırat, 28 Eylül 2009 günü saat 13.55'de solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu hastanede hayatını kaybetti. Evli ve 4 çocuk babasıydı.

 

ABDÜLMELİK FIRAT İÇİN NE DEMİŞLERDİ?

 

Abdülmelik Fırat, daima barışı desteklemiş, genç yaşından itibaren parlamentoda görev almış, Türkiye'yi yöneten dört yüz elli kişinin arasına girmiş, Her zaman kardeşliği ve demokrasiyi savunmuş, bu ülkenin ve Kürt halkının sembollerinden olmuş bir isim. (Ahmet Altan)

 

***

 

Abdülmelik Fırat, bu toprakların en köklü ailelerinden bugüne uzanan bir bilgi ve irfan dalıdır. Oturuşu, kalkışı, duruşu, davranışıyla o bir 'bey'dir. Melik bey... (Cengiz Çandar)

Tanıyanlar iyi biliyor. Çileli bir aileden gelen Abdülmelik Fırat kültürlü bir insan; barıştan, hoşgörüden ve kardeşlikten yana.. (Fehmi Koru)

 

***

 

Köklerini bu toprakların çok derinlerine salmış olmanın soyluluğu, medrese kültüründen süzülüp gelen bilgeliğiyle küçük hesapların ve küçük adamların çok uzağında bir yerdedir Abdülmelik Fırat. (Gülay Göktürk)

 

***

 

Abdülmelik Fırat'ı 1980'li yıllarda rahmetli Uğur Mumcu tanıştırmıştı bana. Cumhuriyet'te bir süre sohbet etmiştik. Kürt sorunuyla ilgili gerçekçi, serinkanlı tespitleri var. (...) Sürgün ve hapislik yılları toplam on yedi. Yani arkasında çileli bir yaşam bırakmış. (Hasan Cemal)

 

***

 

Bir İslam bilgini kadar vukuf sahibi. Bir Yezidî hırsıyla Kürt tarihi uzmanı olmuş. Bir bakan kadar devlet mahfilinin umûruna aşina. Sabık bir kral gibi siyasi sürgünlere gitti. Şehirlerden ayrılmazsın da dediler. Cumhurbaşkanlığı köşkünde davetlere de çağırdılar. (Reha Mağden)

 

***

 

Abdülmelik Fırat Kürt sorununun çözümü için çok önemli ve ağırlıklı bir insan. Bunu herkes biliyor. El üstünde taşınıp görüşlerinden yararlanılması gerekirken, en layık olmadığı muamelelere tabi tutuldu. Bir gün gelecek Abdülmelik bey gibilerini mumla arayacağız. (Mehmet Ali Birand)

 

***

 

Batı dillerinden başka Arapça ve Farsça'yı da bilen Abdülmelik Fırat, Doğu kültürü ile çağdaş bir dünya görüşünden kaynaklanan demokrasi mücahitliğini, dini bütün Müslümanlığı ile devrimci tutum ve davranışı şahsında birleştirilebilen bir düzeye erişmiş bir kişiliktir. Bu nitelikteki bir siyaset adamının varlığı yalnızca Kürt halkı için değil, Türk halkı için de bir kazanımdır. Bu ülkede demokrasi var olacaksa Abdülmelikler'in sayısı artmalıdır. (Mihri Belli)

 

KAYNAKÇA: Ferzende Kaya / Mezopotamya Sürgünü: Abdulmelik Fırat’ın Yaşam Öyküsü (2003), Abdülmelik Fırat hayatını kaybetti  (Haber 7 – haber7.com, 28 Eylül 2009), Mezopotamya Sürgünü; Abdülmelik Fırat (Haber 7, 29 Eylül 2009), TBMM Albümü 3. Cilt 1983-2010 (2010).

MEZOPOTAMYA SÜRGÜNÜ; ABDÜLMELİK FIRAT

 

 

 

Abdülmelik Fırat, Tük demokrasi tarihinin kara lekesi olan 27 Mayıs'ı iliklerine kadar hissedenlerdendi. Tüklerle Kürtlerin bin yıllık kardeşliğinin asla bozulmayacağını söyleyen 'Kürt aydın'ı usta gazeteciler böyle övmüştü...

 

Ersin ÇELİK'in haberi

 

Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Onursal Başkanı ve Demokrati Parti eski milletvekili Abdülmelik Fırat bugün vefat etti.

 

Darbeci ve baskıcı zihniyete karşı verdiği siyasi ve sosyal mücadele kadar Kürt halkının yanlış yerlere kanalize edilmesini engellemek için yaptığı çalışmalarla da bilinen Abdülmelik Fırat siyasete girdikten sonra  adının önüne Şeyh Sait'in torunu titri eklendi... 27 Mayıs askeri darbesini her adımda yaşayanlardan aynı zamanda...

 

Kürt halkı için sembol isimlerden olan Fırat demokrasi verdiği mücadelesiyle de toplumun her kesiminden büyük destekler gördü... Cengiz Çandar onin için "bilgi ve İrfan dalı" benzetmesi yaparken Mehmet Ali Birand ise onun haketmediği muamelere maruz kaldığını şu sözlerle ifade etmişti: "El üstünde taşınıp görüşlerinden yararlanılması gerekirken, en layık olmadığı muamelelere tabi tutuldu."

 

"27 MAYIS'IN EN GENÇ İDAMLIĞI"

 

Babası, Şeyh Said'in yeğeni olan Fırat, çocukluğu ve gençliğinin büyük büyük bir bölümünü sürgünde geçirdi. 1952'de meydana gelen "Şeyh Sait İsyanı" oalrak bilinen olaylardan sonra ailesinden bir çok isim idam edildi.

 

1957'de yaşını büyüterek Adnan Menderes'in genel başkanlığındaki Demokrat Parti'den Erzurum milletvekili seçildi. Kürt aydın, 27 Mayıs İhtilali'nde tutuklanan yaklaşık 500 kişininen genciydi... 1,5 yıla yakın Yassıada'da kalıp, Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla birlikte idam cezasına çarptırıldı. Daha sonra cezası hapis cezasına çevrilen Fırat 1,5 sene de Kayseri cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu...

 

Daha sonra çeşitli zeminlerde siyaset yapan Fırat, 1991'de DYP'den milletvekili seçildi. Daha sonra partisinin Kürt politikası ile trs düşünce farklı zemimlerde siyaset yaptı. Hükümetin son demokratik açılım çalışmalarında sürece olumlu yönde katkıda bulun isimlerden olan Fırat , demokratik açılım ile 'ülkenin bölüneceği' yönündeki endişelere katılmadığını söylemişti.

 

TÜRKLER KÜRTLER BU YÜZDEN AYRILMAZ!

 

Geçtiğimiz Haziran ayının başında yaptığı açıklamada, demokratik açılım ile hem Kürt sorunun hem de PKK terörünün biteceğine inandığını ifade eden Fırat, PKK ile Kürt halkının ayrıştırılmasına dikkat çekmişti. Tükler ile Kürtlerin ne olursa olsun asla ayrılmayacağını belirten Fırat bu tezini şu sözleriyle pekiştirmişti: 40 yıl önce ne bir Kürt bir Türk hakkında ne düşünüyorsa bugün de aynı kanaati taşıyor. 'Benim Müslüman kardeşimdir' diyor. Bu çok önemli bir kredidir. Bu yok olmaz. Ama bu kredi yeterince değerlendirilmiyor. Eğer bu olmasa bu ülke çoktan bölünmüştü. En büyük sebebi budur. 1000 yıldır beraberiz diyoruz. Neden diyoruz? Çünkü Kürt ile Türk'ün birbirine düşman olmamasının sebebi budur. Bizi bir arada tutan başka şey var mı? Dil farkı, anane ve töre farkı var. Ama dinin etkisi ile evlenmişler, ticaret yapmışlar, komşuluklar kurmuşlar. Bunun en önemli sebebi aynı dine inanmalarıdır. Birlikteliklerinin sebebi budur. 25 yıldır PKK'ya rağmen bu birliktelik bozulmadı."

 

27 Mayıs 1960 Darbesine hem tanıklık etmiş, hem de Adnan Menderes ve arkadaşları ile birlikte idamla yargılanan Abdülmelik Fırat, 27 Mayıs 2009'da yani darbeden 49 yıl sonra Yassıada'ya çıkarak o günlerde yaşananları anlatmıştı...  49 yıl sonra ilk kez yargılandığı salona gelerek, 24 TV'nin canlı yayınında, ogünlerde yaşananları anlatan salondaki oturma düzeninden orada yaşananlara, adaya getirilişlerinden uğradıkları işkenceye varan bir hatıralarını aktarmıştı.

 

Adaya getirilişleri ve mahkeme salonuna getirilişleri esnasında tekme tokat dövüldüklerini anlatan Fırat, bizi korkutmak için “bazı tutukluların et kıyma makinelerine atıldığını anlatırlardı” demişit.

 

"YUHALAMAK İÇİN GRUP GETİRİYORLARDI"

 

Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs'ın canlı tanığı Abdulmelik Fırat o dönemde yaşananları şöyle anlatmıştı:

 

"Darbenin yapılabilmesi imkânını sağlayan bizim kendimizi güvenceye almamamız ve CHP’nin fetva vermesi ile gerçekleştirildi. Tutuklanmamız sonrasında ben de çok tekme tokat yedim fakat genç olduğum için dayandım ama bazı milletvekillerinin yaşı ileriydi dayanamıyordu. Bizi bir koridordan geçirirlerdi, koridorun iki tarafından tekmeler gelirdi, ben kendimi korumaya çalışırdım. Buranın kumandanı bize hakaret ediyordu. Ellerimiz havada dışarıya çıkarıyorlardı. Menderesin arkasından gittiniz deyip ağzı köpük yayarak küfür ediyordu. O küfür ederken 'bana değil öbürüne küfür ediyor' diyerek kendimizi teselli etmeye çalışıyorduk. Sürekli aşağılanıyorduk. Bize 'sizi buraya tıkan güçler böyle istiyor' diyorlardı. Mahkeme salonuna bizi yuhalamak için gruplar getiriliyordu. Sesimizi yükseltirsek yüzümüze tükürüp aşağılanıp koğuşumuza gönderiliyorduk. Kin, hınç ile bize bakıyorlardı. Bize gelen mektupların “Sayın” yazan kısımları siliniyor, yerine “Düşük” yazılıyordu.

 

"YAŞIMI BÜYÜTÜP MİLLETVEKİLİ OLMAKLA SUÇLANDIM"

 

Savunma yaparken kalp krizinden ölen arkadaşlarımız oldu. İstanbul Valisi Lütfi Kırdar tokat yiyince başını taşa çarptı ve arkadaşlarımız pansuman etti. Benim için açılan mahkeme bile çok basit sebeplerledir. Ceza verebilmek için farklı sebepler buluyorlardı. 'Beni yaşımı büyüterek milletvekili olmaktan suçluyorlardı ve idamımı istiyorlardı.' Ömür boyu ceza verilenler, benim gibi 5–6 yıl ceza alanlar Kayseri’ye gönderildi. Adnan Menderes’in cezası infaz edilirken biz Kayseri’deydik. Çok hazin bir şekilde oldu bu infaz. Yıllar sonra bu salona gelmem 49 yıl öncesi kadar zor oldu. O zaman gençtim tekeme tokat getirildim, şimdi ise yaşlıyım adaya çıkmam çok zor oldu."

KAYNAK: Mezopotamya Sürgünü; Abdülmelik Fırat (Haber 7, 29 Eylül 2009)

 

Yazar: Ersin ÇELİK'in haberi
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör