Iraklı Kürt Asker, Komutan, Yazar, Siyaset ve Devlet Adamı, Bakan (D. Şubat 1880, Süleymaniye / Osmanlı Devleti – Ö. 10 Temmuz 1948’de Süleymaniye / Irak). Asıl ismi Muhamed Emin Zeki Beg olup, çeşitli kaynaklarda adı M. Emin Zeki, M. Emin Zeki Beg, Mehhmet Emin Zeki olarak geçmektedir.
Şubat 1880’de Süleymaniye şehrinde
doğdu. Babası tütün ticaretiyle uğraşan Hacı Abdurrahman, dedesi Mahmud
Ağa’dır. Öğrenimi sırasında parlak zekâsından dolayı kendisine “Zekî” lakabı
verildi. Farsça eğitim veren Molla Abdülazîz Medresesi’nde ilk eğitimini
aldıktan sonra ilkokula kaydoldu (1892). Ertesi yıl askerî rüşdiyenin ikinci
sınıfına geçti, buradan mezun olunca Bağdat’ta askerî idâdîye girdi (1896).
Ardından İstanbul’daki Harbiye Mektebi’ne devam etti ve ikinci mülâzım
rütbesiyle mezun oldu (1902). Harp Akademisi’ni yüzbaşı rütbesiyle birincilikle
bitirdi (1904).
Bağdat’taki Altıncı Ordu’da göreve
başladıktan bir yıl sonra Emlâk-i Seniyye İdaresi’ne mühendis tayin edildi. II.
Meşrutiyet’in ilânı üzerine kendi isteğiyle Edirne’deki İkinci Ordu’ya tayini
yapıldı; ancak İstanbul’a vardığında Harita Komisyonu’na üye seçilerek İstanbul
ve çevresinin haritasının hazırlanmasında görev aldı (1909). Ertesi yıl
Türkiye-Bulgaristan arasındaki sınır tesbit komisyonuna topografya subayı
olarak tayin edildi ve iki yıl bu görevde kaldı.
Daha sonra bir yıl kadar Kafkasya’da
Türkiye-Rusya sınır komisyonunda çalıştı. Balkan savaşı başlayınca yine kendi
isteğiyle Çatalca cephesindeki beşinci fırkaya erkânıharp olarak atandı (1912).
1913’te bir grup subayla birlikte eğitim için gittiği Fransa’da bir yıl
kaldıktan sonra tekrar Rusya sınır belirleme komisyonunda görevlendirildi
(1914). Buradaki görevini tamamlayıp Tiflis’e geçmesinden birkaç gün sonra I.
Dünya Savaşı patlak verdi. Bunun üzerine Moskova, Petersburg, İsveç ve Almanya
üzerinden bir buçuk ay içinde İstanbul’a döndü ve Birinci Ordu’da
görevlendirildi. Eylül 1915’te rütbesi binbaşılığa yükseltildi.
Irak ve Havalisi Umum
Kumandanlığı’nda erkânıharbe tayin edilen Zekî Bey, Selmânipâk’taki ordu
karargâhına gitti. Altıncı Ordu teşkil edilinceye kadar burada harekât
müdürlüğü yaptı. Selmânipâk, Dolapça, Şeyh Said, Gelâl, Küveyt ve Kûtül‘amâre
çevresinde meydana gelen savaşlara katıldı. Kûtül‘amâre’de teslim olan İngiliz
generali Townshend’ın kuvvetlerine ait silâhları teslim almakla görevlendirildi
(Nisan 1916). Halil Paşa kumandasında Altıncı Ordu kurulduğunda istihbarat
şubesine getirildi.
Bağdat’ın İngiliz kuvvetlerinin
eline geçmesinin (Mart 1917) ardından ordu kumandanlık karargâhıyla birlikte
Musul’a döndü. Bir süre sonra izinle gittiği İstanbul’da Mustafa Kemal Paşa
komutasındaki Yedinci Ordu erkânıharp başkanı muavinliğine tayin edilerek (1
Temmuz 1917) Halep’e ulaştı. Mustafa Kemal Paşa’nın ordu kumandanlığından
istifa edip (4 Ekim1917) yerine Fevzi Paşa’nın (Çakmak) getirilmesinden sonra
bu orduyla Filistin’e gitti; Halîlürrahman, Kudüs ve Nablus çevresinde meydana
gelen savaşlara katıldı. Fevzi Paşa’nın hastalanıp İstanbul’a dönmesi üzerine
ikinci defa Yedinci Ordu kumandanlığına getirilen (7 Ağustos 1918) Mustafa
Kemal Paşa’nın talebiyle gümüş imtiyaz madalyasıyla ödüllendirildi ve rütbesi
albaylığa yükseltildi.
1918 Eylülünde Kafkas cephesindeki
Üçüncü Ordu’da erkânıharp başkan muavini sıfatıyla görevlendirildi, yıl sonunda
İstanbul’da Erkânıharp Dairesi Başkanlığı Harp Tarihi Şubesi başkan
muavinliğine nakledildi. Bazı aralıklar dışında Irak’a dönünceye kadar burada
görev yaptı.
Bu sırada tamamına yakını Irak
cephesiyle ilgili Türkçe eserlerini yayımladı. Muhammed Ali Avnî ve onu izleyen
bazı müellifler Zekî Bey’in Irak dönüşü için 24 Temmuz 1924 tarihini verirken
(Ḫulâṣatü târîḫi’l-Kürd, s. 471; Süveyrekî, s. 584; Hilâl Nâcî, XI, 232) kızı
Sâniha Emin Zekî 1923 yılının ortalarında döndüğünü belirtir (Kemal Mazhar
Ahmed, Tarihin Tarihi, s. 78; Zeyn en-Nakşîbendî, s. 9).
Irak’a dönüşünden birkaç gün sonra Bağdat’ta el-Medresetü’l-askeriyyetü’l-melekiyye’ye (daha sonraki el-Külliyyetü’l-askeriyye) müderris tayin edildi, 1924 yılı sonunda okula müdür oldu. Ardından Irak ordusunda miralay rütbesi verilerek eğitim dairesinde görevlendirildi. Osmanlı ordusunda edindiği tecrübeyle Irak’ta askerî eğitim ve araştırmalara önemli katkılar sağladı. Temmuz 1925’te Süleymaniye’den mebus seçildi, meclis başkanvekilliği ve askerî komisyon başkanlığına getirildi. 1925-1942 yıllarında Irak krallık yönetiminde kurulan yaklaşık otuz hükümetin çoğunda İskân ve Ulaştırma, Maârif, Savunma, Adalet ve İktisat bakanı olarak görev yaptı. Bu arada Mayıs 1928’de Süleymaniye, Ocak 1932’de Erbil, Ağustos 1935 ve Ekim 1943’te yine Süleymaniye mebusu seçildi. 25 Aralık 1943’te Âyan Meclisi’ne üye oldu. 10 Temmuz 1948’de Süleymaniye’de vefat etti. Çoğu kaynağın aksine Suveyrekî, Bağdat’ta öldüğünü ve Süleymaniye’ye götürülerek orada defnedildiğini, Kemal Mazhar Ahmed de 9 Temmuz’da öldüğünü kaydeder.
ESERLERİ:
Kürtçe Eserleri:
1. Ḫulâṣeyekî Târîḫê Kürd u Kürdistân (I-II, Bağdat 1350-1356/1931-1937;
Mehabad 1979; Süleymaniye 2004; Dîroka Kurd u Kurdistanê, Soranî lehçesinden
Kurmançî’ye çeviren Ziya Avci, İstanbul 2002, 2012).
Mehmed Emin Zekî Bey eserinin
mukaddimesinde belirttiğine göre, Osmanlı adının yerini Türk ve Turan’ın alması
ve diğer Osmanlı unsurları arasında milliyetçilik akımlarının ortaya çıkması
üzerine daha önce hakkında bilgi sahibi olmadığı ve araştırma ihtiyacı
duymadığı kendi etnik kimliği, tarihi ve kökeni üzerinde araştırma yapmaya
yönelmiş, İstanbul’da bulunduğu 1910-1912 yıllarında İstanbul kütüphanelerinde,
ayrıca gittiği Fransa ve Almanya’daki kütüphanelerde yüzlerce kitap okuyarak
yazacağı tarihin malzemesini toplamaya çalışmıştır. I. Dünya Savaşı yüzünden
kaleme alamadığı eserinden savaştan sonra 200 sayfa kadar yazmış, ancak 1919’da
oturduğu mahallede çıkan bir yangında eviyle birlikte yazdıkları ve derlediği
doküman da yanmıştır. Ardından ümitsizliğe kapılarak çalışmayı bırakmış,
Bağdat’a döndükten sonra 1929’da Vladimir Minorsky’nin İslâm
Ansiklopedisi’ndeki “Kürtler” maddesini okuyunca tekrar çalışma arzusu duymuş,
söz konusu maddenin kaynaklarından ulaşabildiği eserler yanında ilgili diğer
kitapları yeniden inceleyip eserini hazırlamıştır.
Çeşitli dillerde yaklaşık 250
kaynaktan faydalanılarak telif edilen eserde Kürdistan coğrafyası, Kürtler’in
menşei, başlangıçtan kendi zamanına kadar Kürt tarihi, Kürtler’in sosyal
hayatları, örf ve âdetleri, dinleri ve mezhepleri, Kürt dili ve lehçeleri, Kürt
edebiyatı ve tanınmış şahsiyetleri, Kürtçe çıkan dergi ve gazeteler, Kürt
dernekleri, aşiretleri, Kürt emirlikleri ve önde gelen şahsiyetleri hakkında
bilgi verilmiştir. Eser müellifin de söylediği gibi Şeref Han Bitlisî’nin (ö.
1012/1603-1604) Farsça Şerefnâme’sinden sonra bu alanda ikinci ve aynı zamanda
Kürtçe yazılan ilk kaynak olma özelliği taşır. Bununla birlikte müellif büyük
bir çaba harcamasına rağmen eserin eksiksiz ve hatasız olduğu iddiası
taşımadığını, aksine birçok eksikliği bulunduğunu da dile getirir.
Mısır kraliyet divanında tercümanlık
yapan Muhammed Ali Avnî eserin I. cildini Arapça’ya tercüme etmiş (Ḫulâṣatü
târîḫi’l-Kürd ve Kürdistân min aḳdemi’l-ʿuṣûri’t-târîḫiyye ḥatte’l-ân, Kahire
1358/1939), araya II. Dünya Savaşı girdiğinden II. cildin tercümesini daha
sonra tamamlayabilmiş (Târîḫu’d-düvel ve’l-imârâti’l-Kürdiyye
fi’l-ʿahdi’l-İslâmî, Kahire 1367/1948), daha sonra iki cilt birlikte
basılmıştır (I-II, Bağdat 1962, 2006; Kahire 1430/2009). Habîbullah Tâbânî
(Taḥḳīḳī der Bâre-i Kürd u Kürdistân, Tebriz 1377 hş.) ve Yedullah Rûşen
Erdelân (Zübde-i Târîḫ-i Kürd u Kürdistân, I-II, Tahran 1381 hş.) eseri
Farsça’ya çevirmiştir.
Arapça tercümesinden Türkçe’ye
yapılan eksik bir çevirinin (Kürdistan Tarihi, İstanbul 1977; Ankara 1992)
ardından tam tercümesi de gerçekleştirilmiştir (Kürtler ve Kürdistan Tarihi,
trc. Vahdettin İnce – Mehmet Dağ – Reşat Adak – Şükrü Aslan, İstanbul 2010).
Eserin üç bölümünü Ni‘met Şerif
İngilizce’ye tercüme etmiştir (“A Brief History of Kurds and Kurdistan”, The
International Journal of Kurdish Studies, X/1-2, 1996, s. 105-155). 2. Meşâhîrê
Kürd u Kürdistân. Yine başlangıçtan müellifin zamanına kadar yaşamış bin
civarında Kürt asıllı hükümdar, emîr, âlim ve edibin biyografisini içeren
eserin sonunda meşhur Kürt kadınlarından da otuz üçü hakkında bilgi
verilmiştir.
Kürt tarihine dair eseri gibi bunun
da eksik olduğunu ve başkalarınca ikmal edilmesi gerektiğini belirten müellif,
hakkında bilgi verilen kişilerin diğer toplumlar tarafından tanınması için önce
Arapça neşrini uygun gördüğünü ifade eder.
Kızı Sâniha Emin Zekî’nin Arapça’ya
çevirdiği kitabın II. cildini Muhammed Ali Avnî gözden geçirmiş ve ilâvelerde
bulunmuştur (Meşâhîrü’l-Kürd ve Kürdistân fi’d-devri’l-İslâmî, I, Bağdat
1364/1945; II, Kahire 1366/1947; I-II, Dımaşk 2006; nşr. Refîk Sâlih,
Süleymaniye 2011). Eser bu Arapça tercümeden Türkçe’ye de çevrilmiştir (Kürd ve
Kürdistan Ünlüleri, trc. M. Baban – M. Yağmur – S. Kutlay, Spanga / Stockholm
1998; Ankara 2005). 3. Târîḫê Süleymânî ve Vülâtî (Bağdat 1939). Süleymaniye
şehrinin tarihi, nüfusu, aşiretleri, ünlü şahsiyetleri, cami ve okulları
hakkında bilgi içerir. Eser Muhammed Cemîl Bendî er-Rûzbeyânî tarafından
Arapça’ya tercüme edilmiştir (Târîḫu’s-Süleymâniyye ve enhâʾihâ, Bağdat
1370/1951; Süleymaniye 2002). 4. Dû Tekalâyê Bêsûd (Bağdat 1935).
Irak’taki Kürtler’le ilgili
sorunların çözümü için Kral Faysal’a ve İngiliz yüksek komiserine 1930 ve 1931
yıllarında sunulan, ancak sonuçsuz kalan iki teklifi içerir (Türkçe tercümesi
için bk. Yıldırım, s. 14-23). Müellifin Yâsin el-Hâşimî hükümetinde bakan iken
Kürtçe’ye çevirerek bastırdığı bu risâle yöneticileri rahatsız ettiğinden
toplatılarak yakılmıştır. 5. Muḥâsebeî Niyâbet (Bağdat 1938; nşr. Ahmed Hüseyin
Ahmed, Muḥâsebeî Niyâbet: Eve Ḥisâbî pâke le miḥâsebe bêbâke, Süleymaniye
2005).
Seçildiği meclisteki faaliyetlerle
ilgili bu raporda Kürdistan bölgesinde eğitim ve yargı dilinin, hatta resmî
dilin Arapça yerine Kürtçe olması teklif edilmiş, bunun Irak’ın birlik ve
bütünlüğü için gerekli olduğu dile getirilmiştir (bu eser ve bir önceki eserle
ilgili olarak ayrıca bk. Hassanpour, tür.yer.).
Emin Zekî Bey’in Taḳrîr ḥavle
inḥiṣâri’t-tabġ ve taḥsînihî fi’l-ʿIrâḳ (Bağdat 1941), Kürdânî Benâvbâng,
Defterê Hâtıratım adlı eserleri de vardır.
Türkçe Eserleri:
Osmanlı Ordusu (Bağdat 1334), Osmanlı Esfârı Hakkında Tedkîkat (İstanbul 1336),
Irakı Nasıl Kaybettik (İstanbul 1337), Irak Seferi ve Hatalarımız (İstanbul
1337), Selmân-ı Pâk Meydan Muharebesi Ktesifon ve Zeyli (İstanbul 1337), Harb-i
Umûmîde Osmanlı Cepheleri Vekāyii 1330-1334 (İstanbul 1338), Irak Târîh-i Harbi
Muhtasarı (İstanbul 1339), Bağdâd ve Son Hâdise-i Ziyâî (İstanbul 1338/1341;
Hamdî el-Baytâr’ın Arapça’ya çevirip Sâlim el-Âlûsî’nin gözden geçirdiği eser
Baytâr’ın ailesinde bulunmaktadır), Kûtül‘amâre Hücum ve Muhâsarası
(Londra’daki harp tarihi şubesine hediye edilen iki ciltlik bir eserdir).
BİBLİYOGRAFYA:
Mehmed Emin Zekî Bey, Ḫulâṣatü
târîḫi’l-Kürd ve Kürdistân (trc. M. Ali Avnî), Kahire 1939, müellifin girişi,
s. ye-yv, ayrıca bk. tercüme edenin yazdığı biyografi, s. 469-472; Abdürrezzâk
el-Hasenî, Târîḫu’l-vezâreti’l-ʿIrâḳıyye, Sayda 1372/1953, I, 153, 169; II, 19,
20, 40, 77, 79, 83, 160, 213, 214, 242, 260; III, 148, 213, 297; IV, 54, 74,
105, 120, 128; V, 102, 111, 129, 179; VI, 43, 58-59; Abbas el-Azzâvî,
Târîḫu’l-ʿIrâḳ beyne’l-iḥtilâleyn, Bağdad 1375-76/1955-56, VII, 35; VIII, 283,
302, 304; K. Avvâd, Muʿcemü’l-müʾellifîne’l-ʿIrâḳıyyîn, Bağdad 1969, III,
103-104; Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), VI, 45; Ömer Rızâ Kehhâle, Muʿcemü
muṣannifi’l-kütübi’l-ʿArabiyye, Beyrut 1406/1986, s. 437; a.mlf.,
Muʿcemü’l-müʾellifîn, Beyrut 1414/1993, III, 142; Kemal Burkay, Geçmişten
Bugüne Kürtler ve Kürdistan: Coğrafya-Tarih-Edebiyat, İstanbul 1992, I, 233,
235-236; D. McDowall, A Modern History of the Kurds, London 1996, s. 4-5; Kemal
Mazhar Ahmed, I. Dünya Savaşı’nda Kürdistan (trc. M. Hüseyin), İstanbul 1996,
s. 13, 66, 212, 223, 286, 333; a.mlf., Tarihin Tarihi: Kürtlerde Tarih, Tarihte
Kadın (trc. Abdullah Babek Pışderi), İstanbul 1997, s. 70, 77-82, 87, 88, 90,
91, 100, 189, 238; Rohat Alakom, Eski İstanbul Kürtleri (1453-1925), İstanbul
1998, s. 93-94; Malmîsanij, Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti ve Gazetesi,
İstanbul 1999, s. 76, 85, 101; Sabâh Nûrî el-Merzûk, Muʿcemü’l-müʾellifîn
ve’l-küttâbi’l-ʿIrâḳıyyîn: 1970-2000, Bağdad 2002, VII, 97; Bâbâ Merdûh Rûhânî,
Târîḫ-i Meşâhîr-i Kürd, Tahran 1382 hş., II, 316-317; M. T. O’Shea, Trapped
Between The Map and Reality: Geography and Perceptions of Kurdistan, New York-London
2004, s. 58, 143, 149-150, 185, 191; Amir Hassanpour, Kürdistan’da
Milliyetçilik ve Dil: 1918-1985 (trc. İbrahim Bingöl – Cemil Gündoğan),
İstanbul 2005, s. 205-209, 258-259, 448, 450-451, 453, 485, 486, 543, 545; M.
Ali Suveyrekî, Muʿcemü aʿlâmi’l-Kürd, Süleymaniye 2006, s. 583-586; Yûsuf
Abdurrahman el-Mar‘aşlî, ʿİḳdü’l-cevher fî ʿulemâʾi’r-rubʿi’l-evvel
mine’l-ḳarni’l-ḫâmis ʿaşer, Beyrut 1427/2006, II, 1062-1063; Wadie Jwaideh,
Kurdish National Movement: Its Origins and Development, New York 2006, s. 125,
319, 393; Nevin Güngör Reşan, Kürt Ünlüleri, İstanbul 2008, s. 96; Mohammad A.
Tarbush, The Role of the Military in Politics: A Case Study of Iraq to 1941,
New York 2010, s. 46, 50, 196, 242; O. Bengio, The Kurds of Iraq: Building a
State Within a State, Boulder 2012, s. 8, 17, 20; Kadri Yıldırım, Asker,
Diplomat, Düşünür, Siyasetçi, Ressam, Şair ve Tarihçi Muhammed Emin Zeki Bey
(Kürt Tarihi [sy. 9, İstanbul 2013] dergisinin eki); Thomas Bois, “Coup d’oeil
sur la litérature Kurde”, el-Meşriḳ, XLIX/2, Beyrut 1955, s. 217-218; a.mlf.,
“Kurds, Kurdistān (Folklore and Literature)”, EI2 (İng.), V, 483; Zeyn
en-Nakşibendî, “Muḥammed Emîn Zekî: el-ʿAskerî ve’l-müʾerriḫ
ve’l-vezîrü’l-Kürdî”, ʿIrâḳıyyûn min zemeni’t-tevehhüc (mülḥaḳu
cerîdeti’l-Medâ), VIII/2072, Bağdad 2011, s. 1-5, 9; Cevâd Kâzım el-Beydânî,
“Muḥammed Emîn Zekî: Menhecühû fî kitâbeti’t-târîḫ”, a.e., s. 6-7; “Muḥammed
Emîn Zekî: Sîretün ʿaṭire ve târîḫun nâṣıʿ”, a.e. (Mîr Basrî’nin Aʿlâmü’l-Kürd
adlı eserinden naklen), s. 8-9; İbrâhim Halîl Ârif, “Muḥammed Emîn Zekî
(1880-1945) ve’r-riyâde fi’l-ihtimâm bi’t-târîḫi’l-Kürdî”, a.e., s. 10-11;
İbrâhim Bâcâden, “ʿAmîdü’t-târîḫi’l-Kürdî Muḥammed Emîn Zekî”, a.e., s. 12-13;
Hilâl Nâcî, “Zekî Bek, Muḥammed Emîn”, Mv.AU, XI, 231-235; Cevdet Hûşyâr, “el-Müsteşriḳ
Filâdîmîr Mînûrskî ve’l-müʾerriḫûne’l-Kürd”, http://gulbihar.yoo7.com/t4-topic
(17.06.2015).
Ahmet
ÖZER tarafından yazılan bu madde, ilk olarak 2016 senesinde İstanbul'da basılan
TDV İslâm Ansiklopedisi’nin EK-2. cildinde, 222-225 numaralı sayfalarda yer
almıştır.
KAYNAKÇA:
M. Emin Zeki / Kürdistan Tarihi (1992), Uğur Mumcu / Kürt Dosyası (6. bas.
1994), İhsan
Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2006, 2007, 2. bas., 2009), Ahmet Özer / Mehmed Emin Zekî Bey (TDV
İslâm Ansiklopedisi, EK-2. cilt, s. 222-225,
2016), Kürtler ve Kürdistan Tarihi
Kitabı (kundir.com, 12.03.2019).
KÜRTLER VE
KÜRDİSTAN TARİHİ KİTABI
Günümüzde
Kürt Tarihini anlatmada en kapsamlı kitaplar arasında yer alan ve Kürt Tarihi
kaynak kitapları içinde de yer alan Kürtler Ve Kürdistan Tarihi Kitabı hakkında
bilgiler vereceğimiz bu makalemizde, Mehmet Emin Zeki Beg’in hayatı hakkında
kısa bilgiler vermekle beraber Kürt Tarihi alanında da faydalı bilgiler
vereceğiz.
Kürdistan
Tarihinin geçmişine objektif şekilde yaklaşan ve Kürt Tarihini de detaylıca
anlatan M.Emin Zeki Beg’in bu kitabını bulup okumanızda fayda görüyoruz.
İçindekiler:
1
Kürtler ve Kürdistan Tarihi Kitabı
2
Mehmet Zeki Bey; Önsüz
3
Kürtlerin Soy Ağacı İlk Ata Kahtani Kurd B. Amr’e Dayanıyor
4
Yoğun Kürt Tarihi Araştırması
5
Emin Zeki Bey; Yılmak Yok!
6
‘Kürt Tarihi Kürtçe Yazılmalıdır‘ Sebatı
7
Dağınık Kürt Tarihi
8
Tarihte Nam Salmış Kürt İsimler
Kürtler ve
Kürdistan Tarihi Kitabı
Mehmet
Emin Zeki Beyin Unutulmaz Eseri; Kürtler Ve Kürdistan Tarihi Kitabı Ünlü
Osmanlı subayı Mehmet Emin Zeki bey; Çanakkale, Filistin, Irak, Suriye, Balkan
ve Kafkas cephelerinde savaşmış olan kıdemli bir subaydır ve devamlı olarak
anılarını kaleme alan bir zattır. Ayrıca “Kürtler ve Kürdistan Tarihi” eserinde
Kürt meselesine önemli derecede ışık tutan ilk Osmanlı yazarıdır. “Kürtler ve
Kürdistan Tarihi” kitabı, Kürt tarihinin en önemli eserlerinden sayılır. Bu
kitap yıllarca emek verilmiş bir çalışmanın eseri olarak Osmanlı subayı Mehmet
Emin Zeki bey tarafından yazılmıştır.
Mehmet
Emin Zeki, 1880-1948 yılları arasında yaşamıştır ve iyi derecede; Osmanlıca,
Kürtçe, Farsça, Arapça, Almanca, Rusça, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Kürtler ve Kürdistan tarihi eseri ise başyapıtlardan biri olarak kabul edilir.
Türkler ve Anadolu konusunun işlendiği bu kitap 800 sayfadır.
Mehmet Zeki Bey;
Önsöz
Mehmet
Emin Zeki Bey, uzun yıllar araştırma yaparak meydana getirdiği Kürt tarihi
kitabı ile ilgili olarak söze şöyle başlar.
‘Rahman
ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Bu kitabı nasıl yazdım;
Kürtler
Ve Kürdistan Tarihi Kitabı ‘Türkiye’de “Osmanlı” kavramı bütünüyle ortadan
kaldırılıp yerine “Türk” ve “Turan” kavramları kullanılmaya başlandığı andan
itibaren, ben de Türk olmayan her Osmanlı vatandaşı gibi doğal olarak
Türklerden ayrı bir ulusal kimliğin bilincine vardım. Bu bilinç, beni coşkulu
ve duyarlı bir ulusçuluğa ve ulusal nitelemeleri ön plana çıkarma eğilimine
yöneltti. Ne var ki, mensup olduğum ulusun kökeni hakkında hiçbir şey
bilmiyordum. Çünkü o güne kadar, hiçbir şekilde Kürt ulusunun tarihini
araştırma, tarihsel bulguları değerlendirme gibi bir düşünce uyanmamıştı
zihnimde. Ne eğitimim esnasında, ne de daha sonraki dönemlerde böyle bir
ihtiyaç duymamıştım. Bunun “Osmanlılık” kavramının, Osmanlı devletine bağlı
halkları ve etnisiteleri kapsayacak anlamda kullanılmasından başka bir nedeni
yoktu ve kuşkusuz bu durum, başka uluslara mensup olan her birimizi bir bakıma
birleştirmişti.’
Kürtlerin Soy
Ağacı İlk Ata Kahtani Kurd B. Amr’e Dayanıyor
Mehmet
Emin Zeki bey bu eserinde sıklıkla kendisine ‘acaba Kürt ulusu hangi kökenden
geliyor’ sorusunu sorduğunu belirtir. Kürt tarihini ve eserlerini her daim
merak eden Emin bey, yıllar yılı bu sorularına tatmin edici bir cevap
bulamadığından Kürt liderlerine ve alimlerine başvurma gereği duyduğunu
açıklıyor. Sonuç olarak Kürtlerin kökeninin ve soy atasının; Kahtani
sülalesinden Kurd b. Amr’den geldiğini tespit etmiştir.
Yoğun Kürt
Tarihi Araştırması
İstanbul’da
bulunduğu sıralarda kitabı yazmak için araştırma yaptığını ve bilgi topladığını
anlatan Zeki bey, hayatının önemli bir kısmını Kürt tarihini araştırarak
geçirmiştir.1910 yılında araştırmalara başlayan Zeki bey, öncelikle
İstanbul’daki halk kütüphanelerini gezerek, bilimsel verileri ayıklamaya,
araştırma yapmaya ve etüt etmeye başlar. 1912 yılında yüzlerce esere ve çok
sayıda tarihsel kaynağa ulaşır, değerli metinler ve görüşler derler ve notlar
alır. 1913 yılında Avrupa’ya gider. Kürtler Ve Kürdistan Tarihi Kitabı Bu
sırada birçok kütüphaneyi, sahafları, Almanya’da ve Fransa’da bulunan müzeleri
gezer. Değerli kaynaklardan Kürtler ve Kürdistan hakkında önemli bilgiler
toplar.
Avrupa’dan
döndükten sonra aradan uzun bir zaman geçmeden I. Dünya Savaşı patlak verir ve
kitabın çalışmaları bir müddet askıya alınır. Üstüne üstlük 1919 yılında kurban
bayramı sırasında Zeki beylerin oturduğu mahallede çıkan bir yangın sonucu tüm
topladığı deliller, kaynaklar ve notlar yanar. Kısacası 6 yıllık Kürt tarihi
araştırma çalışmaları çöp olmuştur.
Emin Zeki Bey;
Yılmak Yok!
Bu
olayın ardından tüm hevesini yitiren ve tüm çabasını bir yangında kaybeden Zeki
bey, 10 yıl sonra 1929 Bağdat Parlamento kütüphanesinde İslam Ansiklopedisi’ni
incelemeye başlar. 1903’de yazılmaya başlanan ansiklopedide dünyaca ünlü uzman
ve stratejistlerin çalışmalarını bulur.
İkinci
ciltte yer alan Kürtler ve Kürdistan’dan söz edilen kısımdan yani doğu bilimci
Vladimir Minorsky’nin kaleme aldığı bölümlerden çok etkilenir. Yeniden azmeder,
Kürtler ve Kürdistan kitabını yazmaya koyulur. Ayrıca konu ile ilgili olarak
İslam Ansiklopedisi’nde yer alan değerli araştırmaları esas alır ve sürdürür.
Kürtler
ve Kürdistan’la ilgili olarak değişik maddelerdeki her türlü bilgiyi Kürtçe’ye
çevirir. Ardından büyük bir titizlikle adı geçen kitabın indeksinde bulunan tüm
diğer kaynakları da edinir. Kürtler Ve Kürdistan Tarihi Kitabı Irak Tarihi
Eserler Dairesi müdürü Sr. Sidney Smith’in yol göstericiliğinden ve değerli
bilimsel katkılarından yararlanır. Bir yıl süren kesintisiz bir çalışma ve
emekle kitabın ilk cildi olan Kürtler ve Kürdistan Tarihinin özetini ve ikinci
cildin bir kısmını içeren Kürt Devletleri Tarihi bölümünü tamamlar.
‘Kürt Tarihi
Kürtçe Yazılmalıdır‘ Sebatı
Ayrıca
bizzat Kürtler için yazdığı Kürtler ve Kürdistan tarihini kitabının kendi
ulusunun dilinden başka bir dille yazılmasının yakışık almayacağından ötürü de
Kürtçe’den sapmamıştır ve asla kitabında bu lisandan vaz geçmez. Kürtçe
kelimeleri konuşulduğu şekilde yazmaya büyük bir özen gösterir. Ayrıca
Kürtçe’de yer alan Arapça ve Farsça kelimelerde de yazım açısından hiçbir
değişiklik yapmamıştır. Son olarak da Kürtlerin ve Kürdistan’ın eski tarihine
ilişkin olan araştırmalara ışık tutacağı umutlarıyla da eserini tamamlamıştır.
Dağınık Kürt
Tarihi
Ona
göre kimi zaman insanlar Kürtler ve Kürdistan’a ilişkin olaylar ve olgular
arasında ya da tarihsel akış kısmında bir ahenk ve bağlantı bulamamaktaydı.
Emin Zeki bey, bunun nedenini Kürt halkıyla ilgili özel bir araştırmanın
bulunmamasına bağlamaktadır. Çünkü Doğu – Batı kaynaklarında Kürtler ve
Kürdistan tarihinin bazı bölümleri ele alınsa da bunlar, bölük börçük parçalar
ve düzensiz sayfalar, eksik rivayetler halinde bırakılmıştı.
Tarihte Nam
Salmış Kürt İsimler
Örneğin
İbn Esir’in el-Kamil adlı tarih kitabında sözü edilen “Cafer” adlı Kürt
büyüğünden bahseder ya da ünlü tarihçi İbn-i Miskeveyh, Tecaribu’l-Umem adlı
eserinde, Suriye’de Rumlarla savaşan İbn Samsama komutasındaki Mısır ordusunda
yer alan ve Mısır ordusunun Rumlar karşısında yenilgiye uğratan Ahmed ed-Dahhak
tan söz eder. Hatta bu ulu kişi Rumların dağılmasına ve Mısırlıların 992
yılında zafer kazanmasına sebep olmuştur.
Sonuç
olarak Emin Zeki bey, kitabın Kürtçe baskısından elde edilecek geliri, bilimsel
çalışmalarını takdir etmek, bu tür faaliyetlerin teşviki için “Yaneyî Serkewtin”
derneğine bağışlar. Kürtler ve Kürdistan Tarihi Kitabı sözün özü Emin Zeki
beyin ölümsüz eseri olan Kürtler ve Kürt tarihi o gün bu gündür Kürt tarihini
merak eden kişilere ışık tutarak soluksuz okunmaktadır.
KAYNAK:
Kürtler ve Kürdistan Tarihi Kitabı (kundir.com, 12.03.2019).