Şair ve yazar
(D. 1854, Trabzon - Ö. 1914, Vakfıkebir-Giresun arası). Kaynaklarda adı
Tayyibzade Hafız Zühdî olarak geçmekte olup, şiirlerinde Hafız takma adını
kullanmıştır. Hoca Tayyib Efendi’nin ikinci oğlu olarak dünyaya geldi.
İlköğrenimini yaptıktan sonra hıfza (hafızlığa) çalışmaya başlamış, Hacı Pir
Efendi, Sait Efendi, Hoca Derviş Efendi ve Çarşı Müderrisi Hacı Ahmet Efendi
gibi dönemin din bilginlerinden dersler ile feyz ve sonuncu hocasından 1293
(1877) yılında icazet (diploma, yeterlilik) almıştır. Kırk yıl kadar süren memuriyet
hayatına, İslahhane Mektebi öğretmenliği ile başlamıştı. Sonra eğitimden ayrılıp
adliye mesleğine geçerek, istinaf (hazırlık) mahkemesi üye yardımcılığı ve
üyeliği yapmış, daha sonra icra memurluğu görevlerinde bulundu.
Hafız Zühdi,
Hamidiye Mektebi ile Askeri Rüştiye’de
(ortaokul) Farisi (Farsça) ve kavaid (dil
kuralları, dilbilgisi) öğretmenliği de yapmış, bir süre de Trabzon
Vilâyet Matbaası Müdürlüğü’nde bulunmuştur. Trabzon gazetesinde birçok
makale yayımlamış, bu makalelerden önemli bir bölümünde Zeytinlik (Cudibey)
Okulu’nun ve Hos Camisi’nin yapılmalarını teşvik etmiş ve yapılmalarına katkıda
bulunmaya çalışmıştı.
Mehmet
Zühdi Efendi, yazılarını Trabzon ile kendi çıkardığı Temkin gazetelerinde yayımladı. Şiirlerinden
önemli bir bölümü Nevbare dergisinde
yayımladı. Siyerinden başka, Trabzon
Merkez Mukavelât Muharrirliği görevinde bulunduğu sırada yayımladığı Ziynet-il Efadede ve Risale-i Ukud adlı kitapları da
bulunmaktadır. Kütüphane fişlerinde Türk harfleriyle bunlardan birincisinde
Mehmet Zühdî olarak yazılan şairin adı, ikinci kitabında Muhammed Zühdi
biçiminde yazılmıştır. Ziynet-il Efadede
kitabında yer alan Hadim-i fukara-i Halveti Mehmet Zühdî ifadesinden de Halvetî
tarikatına bağlı olduğunu anlıyoruz. Mehmet Zühdi, Temkin gazetesini 1908 Meşrutiyetini
izleyen ilk yıllarda çıkarmıştı. 1990'da
Murat Yüksel tarafından yayına hazırlanan Nazmu’s-Siyer
adlı eseri Hz. Muhammed’in hayatını ve yaptığı savaşları konu olan 4200
beyitlik manzum bir eserdir. Eser hem edebi hem dinî, hem de tarihî bir nitelik
taşımaktadır. Yer yer sade, yer yer de ağır bir dille yazılmıştır.
Şen, aranükte, edib-i lebib bir zat olarak nitelenen Hafuz Zühdî’nin
son memuriyeti Trabzon İstinaf Mahkemesi üyeliği olmuştur. 1914 yılında,
İstanbul’a giderken, Kumuşyan vapurunun Vakfıkebir-Giresun arasında batmasıyla
boğularak ölmüştür.
ESERLERİ:
ŞİİR: Nevbave (1876), Nazm-ı Siyer-i Zühdi (1908 / Kitabın 207. sayfasında başlayan ve 219. sayfada sona eren
manzum Siyer bölümünden sonra gelen
220. sayfada Lügat ve izah başlığı altında
kimi sözcük ve sözcük türetmelerinin açıklaması bulunmaktadır), Ziynetûl Efidede (Trabzon 1908).
ARAŞTIRMA-İNCELEME: Mir’atü’l-Mûlûk (1877), Risale-i Ukud, Mecmua-i Zühdi (1890), Vatan
Hediyesi (1913), Defter-i Esami-i
Rical.
KAYNAK: İbnülemin Mahmud
Kemâl İnal / Son Asır Türk Şairleri (c. IV, 1942), Ömer Akbulut / Trabzon
Şairleri (1952), Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri II (1972), Murat
Yüksel / Trabzonlu Tayyib-zâde Hâfız Mehmed Zühdî: Hayatı Eserleri Bazı Şiirleri
ve Nazmu’s-Siyer’i (1990), Hikmet S. Karahasanoğlu / “Nazm-ı Siyer-i Zühdi”
(Tarih ve Toplum, Mart 1991), TDE Ansiklopedisi (c. VIII, 1998), İhsan Işık / Mehmet
Zühdi Efendi (2. bas. 2009) – Zühdi Mehmed Efendi (Tayyibzade) (Resimli ve
Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (c. 12,
2015).