Şair (D. 1886, Halep - Ö. 29 Kasım 1942, İstanbul). İlköğrenimini
Çamlıca Altunîzâde okulu ile Kaba-taş Şemsülmekâtip’te; orta ve lise öğrenimini
Galatasaray Lisesinde tamamladı. Ali Sami ve Asım beyler ile birlikte
Galatasaray Spor Kulübünü kurdu. Bu kulübün futbol takımında oynadı.
Galatasaray futbol takımının ilk Türk kaptanı ve sol açık hücum (forvet)
oyuncusudur. Gönüllü olarak Balkan Savaşı’na katıldı. Birinci Dünya Savaşı’nda
yedek süvari subayı olarak Suriye ve Çanakkale cephelerinde bulundu. Sahil
Sıhhiye İdaresi, Reji (Tekel) İdaresi ile Elektrik ve Tramvay Şirketinde memur
olarak çalıştı. İnhisarlar (Tekel) İdaresi Evrak Kaleminde müdürlük yaptı.
Liman İdaresinde genel sekreterlik görevinde bulundu (1940-42). Bir dönem
komisyonculukla uğraştı. Ankara’da Merkez Bankasında görev yaptı. Karaciğer
kanserinden öldü. Çamlıca Selamiefendi Mezarlığına gömülüdür. 1918’de evlendiği
Sait Paşa’nın kızı Melek Hanım’dan Hayriye Sara adlı bir kızı vardır.
Yirmi iki kişiden oluşan Fecr-i Ati edebiyat topluluğunun
kurucularından olan Emin Bülent, Ahmet Haşim’den sonra topluluğun en güçlü
şairi oldu. Ürünlerini, yetiştiği dönem itibariyle Edebiyat-ı Cedîde’nin
etkisi altında verdi. Aruz ölçüsünü kullandığı şiirlerinde bireysel duygulanmaların
yanında toplumsal ve millî konulara da yer verdi. Kin adlı şiiriyle ün
kazandı. Şiirleri ölümünden sonra Salih Zeki Aktay tarafından Emin Bülend’in
Şiirleri (1943), Rıfat Necdet Evrimer’in derlediği Fecr-i Ati Şairleri:
Emin Bülent (1958) adlı kitaplarda toplandı.
“Emin Bülend, genellikle kadınsı bir duygululuk ve süslülüğe
meyilli olan Fecr-i Âti şâirleri içinde, en erkek sesli olanıdır. Bu duyuş
tarzı belki de onun Serdâr-ı Ekrem (Başkumandan) Ömer Paşa’nın torunu olmasıyla
ilgilidir. (…)
“Emin Bülend’in dili diğer Fecr-i Âti şâirlerine nazaran daha
sadedir. Onun cümleleri de umumiyetle kısa ve açıktır. Bazı mısralar tek başına
bir cümle teşkil etmektedir. Vezin ile kafiye arasında bir uyuşma vardır.
Söyleyiş bakımından dikkati çeken başka bir özellik, şâirin kelimelerin sesine
önem vermesidir. Aliterasyonlar ses tonunu yükselterek muhtevayı
kuvvetlendirmektedir.” (Mehmet Kaplan)
KAYNAK: Sadeddin Nüzhet Ergun / Türk Şâirleri (c. III, 1940),
İsmail Habip Sevük / Tanzimat’tan Beri Türk Edebiyatı Tarihi (1942), Rifat
Nejdet Evrimer / Fecr-i Atî Şâirleri, Emin Bülend (1958), Kenan Akyüz / Batı
Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi (1970), Nihat Sami Banarlı / Resimli Türk
Edebiyatı Tarihi (1978), Mehmet Behçet Yazar / Edebiyatçılar Alemi - Edebiyatımızın
Unutulan Simaları (yay. haz. Mustafa Everdi, 1999), Behçet Necatigil /
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve
Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Şerif Aktaş / Emin Bülend Serdaroğlu
(Büyük Türk Klâsikleri, c. 11, 2004), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
-Girit Müslümanlarına-
Göster semâ-yı
mağribe yüksel de alnını,
Dök kalb-i
sâf-ı millete feyz-i beyânını...
Al bayrağınla
çık yürü, sağken zafer-nümâ,
Bir gün şehît
olunca da olsun kefen sana...
Ey makber-i
muazzam-ı ecdadı titreten
Düşman sedası,
sus, yine yükselme gölgeden!
Düşman! Hilâl-i
râyet-i İslama hürmet et!
Toplar boğar
hitabını dağlarda âkıbet.
Dağlar lisana gelse
de anlatsa hepsini;
Binlerce can
dirilse de anlatsa geçmişi;
Garbın cebîn-i
zâlimi affetmedim seni...
Türk'üm ve
düşmanım sana, kalsam da bir kişi!
Ben şûre-zâr-ı
kalbimi kînimle süslerim,
Kalbimde bir
silâh ile ferdayı beklerim.
Kabrinde müsterîh
uyu ey nâm-dâr atam,
Evladının bugünkü
adı sâde İntikam!