Kurtuluş Savaşı
kahramanlarından, asker ve politikacı (D. 1880,
İşkodra / Arnavutluk – Ö. 26 Ekim 1974).
1900 yılında Harp Okulunu, 1902 yılında kurmay
yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisini bitirdi. İlk görev yeri olan Dersim (Tunceli) ve çevresinde sekiz
yıl görev yaptı. 1910'da Erkanı Harbiye (Genelkurmay Başkanlığı) 1. Şube
Müdürlüğüne atandığı zaman binbaşıydı. Büyükçekmece'deki Donanma Komutanlığında
bir süre refakat subaylığı (1912) yaptı. Balkan Savaşı
sonrasında Edirne’ye kadar gelen Bulgar ordusunu Çatalca
Aşiret Süvari Tugayı Komutanı olarak (1913) püskürttü. 1914 yılında yarbaylığa
yükseltilerek önce 4. Kolordu Kurmay Başkanı oldu, arkasından ikinci defa
Erkanı Harbiyede şube müdürlüğü yaptı. 1915'te Albay oldu ve Harbiye Nezareti
müsteşar yardımcılığı ile birlikte askeri protokol memurluğu görevini yürüttü
ve 4. Ordu'nun emrinde çalıştı. 1917'de Vehip Paşa ile birlikte Almanya'ya
giden heyette yer aldı. 1917'de 26. Tümen komutanlığına, 1918'de 15. Kolordu
komutan vekilliğine ve gene aynı yıl 12. Ordu komutanlığına atandı. Birinci Dünya Savaşı’na
3. Kolordu Komutanı olarak katıldı. Kurtuluş Savaşı
boyunca 12. Kolordu Komutanı olarak Delibaş
İsyanı’nın bastırılmasında, 1. ve 2. İnönü savaşlarında ve Sakarya
Savaşında görev yaptı. 1921’de tümgeneralliğe yükseltildi ve
Süvari Gurup Komutanlığı görevine getirildi. Kurtuluş Savaşı’nın
son yıllarında Uşak, Afyon, Alaşehir yörelerindeki çarpışmalarda süvarileri
büyük hizmet gördü. Başkomutanlık
Meydan Savaşı’nda Yunan ordusunu püskürterek İzmir’e giren ilk Türk süvarilerinin komutanıydı. Bu
başarılardan dolayı korgeneralliğe
yükseltildi.
Çeşitli kaynaklarda, Konya’da İkinci Ordu
Komutanı olarak bulunduğu dönemde çevre düzenlemesi adı altında pek çok tarihî
eserin (bir çok türbe, câmi ve mescidin) yıkılmasına göz yumduğu iddiası yer
almaktadır.
“Selçuklularda büyüklerin ve pâdişahların
cesetleri mumyalanarak gömüldüğü için sultanların da naaşları türbenin alt
kısmında mumyalı olarak bir arada bulunmaktadır. Fakat ne yazık ki bir kumandan
zamanında bu kısım açılmış ve bu cesetleri dağınık bir duruma getirilmiştir.” (Prof. Dr. Osman Turan)
Fahrettin
Altay, I. Dönem TBMM’de milletvekili olarak bulunuyordu,
ancak devamlı olarak cephede görev yapmaktaydı. II. Dönem TBMM’de de yer aldı. 1924'te,
on yıl boyunca kalacağı 2. Ordu Müfettişliğine atandı.Askerlik ve
milletvekilliğini birlikte yürütmesi mümkün olmayınca Atatürk’ün isteğine uyarak meclisten
ayrıldı ve orduda kaldı. 1944’te 1. Ordu Komutanlığına atandı. Aynı yıl
İran ve Afganistan arasındaki sınır anlaşmazlığında
hakemlik yaptı. Hazırladığı rapor anlaşmazlığın çözümlenmesinde yararlı oldu.
Altay,
Yüksek Askeri Şura üyeliği
sırasında yaş sınırını doldurarak 1945'te emekliye ayrıldı. 1946-50
yılları arasında Burdur Milletvekili olarak TBMM’de görev
yaptı. Demokrat Partinin
kuruluşunda rol oynadı. 1950’den sonra siyasi hayattan çekilerek İstanbul'a yerleşen Fahrettin Altay’ın; Türkiye İstiklâl Muhârebâtında Süvârî
Kolordusunun Harekatı, İstiklâl Harbimizde Süvârî Kolordusu, İslâm Dini, On Yıl
Savaşı ve Sonrası: 1912-1922 adlarıyla basılmış eserleri vardır. Mezarı, Ankara'daki Devlet Mezarlığındadır. Türkiye İstiklal Savaşları‘nda Süvari
Kolordusu‘ nun Harekatı isimli eseri 1925‘te yabancı dillere çevrildi.
ESERLERİ
Fahreddin Altay’ın Türkiye İstiklâl
Muhârebâtında Süvârî Kolordusunun Harekâtı, İstiklâl Harbimizde Süvârî
Kolordusu, İslâm Dini, On Yıl Savaşı ve Sonrası 1912-1922, Çanakkale Hatıraları
(Cemil Conk Paşa - Liman
Von Sanders ile, 2002).
KAYNAKÇA: Prof. Dr. Osman Turan / Selçuklular
Târihi (1965, s.689), İbrahim Hakkı Konyalı / Abideleri ve Kitabeleri ile Konya
Tarihi (1964, s.584-585), Çanak-kale
Hatıraları (Kitap Rehberi, Kasım 2002).