Tarih yazarı ve şair (D. ?, Bulgaristan / Deliorman /
Hezargrad (Razgrat), ? – Ö. Belgrat, 1683). Hüseyin Efendi “Behçetî” mahlasını
kullanırdı. Ama birçok şair tarafından aynı mahlası taşıyan (kullanan) Behçetî
İbrahim ve Antepli Behçetî Hasan Efendi gibi şairlerle karıştırılmamalıdır.
Hüseyin Efendi, Vezir-i Âzam (Başbakan) Köprülü Mehmet Paşa soyundan Noğman Paşazade
Ebul Hayır Ahmet Paşa’nın imamıdır. Bazı başka vezirlerin yanında da çalışmıştır.
Divan edebiyatı şairlerinden olan Behçetî, eserlerinde
yer yer Deliorman ve Dobruca yörelerinin havasını estirir. Metafizik
görüşlerle ele alınan olaylar, o zamanın düşünce tarzını yansıtır, insan
ruhunun ince tellerine dokunur.
Hem gazeller yazmayı sürdürdü ve hem de divan kâtipliğinde
çalıştı. İstanbul’da gayet renkli bir hayat yaşamıştı. Anavatanın değeri onun nezdinde
mukaddestir. Osmanlı devletini bölünmez bir bütün olarak ele aldı.
Yayımlanmış bir “Divan”ı
olmasına rağmen, sanat dünyasında en fazla “Zafername”
“Miracü’z Zafer” adlı eseriyle bilinmekteydi. Bu eser, 1678 Avusturya seferini,
özellikle Cehennem Kalesi savaşını ve fethini konu edinir.
Bursalı Mehmet Tahir, onun hakkında bir gerçeği şu
satırlarla anlatır: “Hammer tarihinin on birinci cildinin mukaddemesinde
(Köprülüzâde Ahmet Paşa)’nın mühürdarı Hasan Ağanın eseri olmak üzere mezkûr
olan (Cevahir-i Tevarih der Ahval Fazıl Ahmet Paşa) ismindeki tarih Hammer’in
nakli gibi Hasan Ağa’nın değildir. Beynel Münerrihin mühürdür Tarihçi namıyle
maruf olan bu tarih Erzurumlu (Osman Dede)’nindir. (Dede)’nin Hasan Ağa’dan
nakliyatı vardır. 1069’dan sadr meşaruleyhin irtihaline kadar geçen vakaiden
bahistir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde mevcuttur.”
Değinildiği gibi, Behçetî Hüseyin Efendi, son derece vatansever
bir kişiydi. Harp başlayınca cepheye koştu, Peç Savaşları’na katıldı ve dönüşte
1683 yılında Belgrat’ta hayata gözlerini yumdu.