Şair ve yazar,
müzisyen. 1985 yılında Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik
Bölümünde yüksek lisans öğrenimi
gördü. Çeşitli rock gruplarında gitar çaldı, vokal yaptı. Edebiyat ve müzik
dergilerinde şiir, öykü ve makaleleri yayımlandı.
Arkadaşlarıyla birlikte “Palimsest”
dergisini çıkardı. “Kırçıl”
(2011) adlı ilk şiir kitabı yayımlandı. Kitabıyla ilgili bir tanıtım şarkısı,
kendisinin oynadığı klipte yer aldı.
“Müzisyenliği şiirlerinden daha iyi; ama bana kalırsa öyküleri ve sesi
her şeyden daha iyi olan can arkadaşım. Şu sıralar Tanzimat dönemi gazetecilik
olaylarıyla sıyırmış, zamanının çoğunu Milli Kütüphane’de çalışarak
geçirmektedir. Artık albüm yapması gerektiği konusunda herkes tarafından
kendisine baskı yapılsa da, o akademik çalışmalarını daha ön planda tutar.
Hayallerine kavuşması için dua ettim...
Dinsel kavramları birçok şair
kullanıyor. Kullanıyorlar da, kullanırken ya şiirsel metni bir teolojik
körlüğün öksesine feda ediyorlar ya da yapıştırma olduğu sırıtıveren bir süs
eşyasına dönüştürüyorlar o kavramları. Tamer Sağır’da öyle değil. Dinsel kavramları
sekülerleştiriyor, dünyayla barıştırıyor, bir çeşit. Daha iyisi: Bunu yaparken
de, ‘sosyologluk’ taslamıyor hiç. Şiirin sınırlarını ihlâl etmiyor. İhlâl etmek
de ne kelime, imgelemini dalgalandırıyor adeta. Tamer Sağır’ın şiiri, ileride
kendinden yoğun olarak söz ettirecek.” (Bünyamin Durali)
ESERLERİ:
Şiir Kitabı:
Kırçıl (2011),
Arabın Şeyi (2013).
Albüm:
Sen Duy Diye.
KAYNAKÇA: Tamer Sağır (idefix.com, 14.06. 2016), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2017).
Çam devrildi, son görmelerim diye paniğim
Çantasına attığım muskaları görürse diye annesi
Bahar gelmiş, yeni bir darbe planı yapılmış; bana ne
Dürüp kalbimi soktum en sevdiğim kitabın içine
Ama yok; haberin var mı olandan bitenden?
Şu günlerde hep Mısır Çarşısı’nda geziyorum
Hep Sultanahmet'te; hangi çiçek ne zaman açar solar
Hangi baharatın fiyatı ne kadar biliyorum
En çok huş ağacının yere serilişini seviyorum.
Bakırcılar, tenha kalabalıklardaki çocuklar
Reşit bir hikâyeye burun kıvırmış aşklar ve aşklar
Ve hep sordum seni; gelenden gidenden…
Annemden dayak yemem bu yaşta ya da tokatını Allah’ın
Sabit olan her şey çürür diye gezdirdiğim canım
Güneşe çıkan kedi ve köpeklerin mutluluğuna ağlamamdan az çok.
Duygusal bir günahkârım bu aralar, "romantik" bir şirk
Yine de Allah büyüktür dedim hep içimden içimden.
Benim odama artık melekler inmiyor; ne bu cennet budalalığı
Anlamadığım pek çok şey var geceleri yatağımı döndüren
Geceleri, rüyama giren şeyhim dua et diyor bol bol ve unut
Ben aşk’a çıkan kelimeleri buluyorum sözlükten.