Müzisyen, Türk Sanat Müziği kemençe
sanatçısı, hukukçu, avukat (D. 1930, Aydın / Kuşadası – Ö. 12 Mart 2018, İzmir).
İlkokulu İzmit’te, ortaokulu Adapazarı’nda ve liseyi İstanbul’da tamamladı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Bir süre İstanbul ve
İzmir’de serbest avukat olarak çalıştı.
İlkokul ve ortaokul yıllarında
ağız armonikası, mandolin ve bağlama çaldı. Lise yıllarında başladığı klasik
kemençeyi, Aleko Bacanos ve Kemal Niyazi Seyhun’dan üç yıl boyunca aldığı
derslerle geliştirdi. Üsküdar Musiki Cemiyeti, İleri Türk Musikisi
Konservatuvarı, Avni Atun Fasıl Heyeti ve Yekta Akıncı Topluluğu gibi gruplarla
birlikte 1951’den itibaren İstanbul Radyosu’nda kemençe çaldı.
1960’ta açılan sınavı kazanarak
İstanbul ve İzmir radyolarında kadrolu sanatçılık yaptı. İstanbul Devlet
Korosu, Konya Mevlânâ Topluluğu, Klasik Türk Sazları Beşlisi ve Ahmet Özhan
Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu gibi gruplarla birçok Avrupa ülkesiyle Irak,
Mısır, Cezayir ve Tunus gibi Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde; Japonya’da ve beş
defa da Amerika’da konserler verdi. Yurtiçinde de birçok konsere iştirak etti.
Nihat Doğu, 12 Mart 2018’de İzmir
Torbalı’da hayatını kaybetti.
KAYNAKÇA: Kemençeyi ağlatan adam:
Nihat Doğu (buyuktorbali.com, 18.10.2011), Eskimeyen Yol Arkadaşlarımız (devletkorosu.com,
22.06.2015).
KEMENÇEYİ AGLATAN ADAM: NİHAT DOĞU
Müzik hayatı boyunca Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Ahmet Özhan, Behiye Aksoy, Bülent Ersoy, Ahmet Özhan gibi dev isimlerle çalışan Nihat Doğu, bir dönem avukatlık yaptığı Torbalı’da hayatına devam ediyor.
Torbalılı kemençe sanatçısı Nihat Doğu, 82 yaşında olmasına rağmen bir hayat adadığı müzikten kopmuyor. Çocukluk yıllarında ilgi duyduğu Türk Sanat Müziğinden bir daha da kopamayan Doğu, TRT’nin İstanbul ve İzmir Radyolarında kırk iki yıl saz sanatçısı olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. 1930 yılında Kuşadası’nda dünyaya gelen Nihat Doğu’nun yolu evlilik sonrasında Torbalı’ya düşmüş. Torbalı’da 9 sene avukatlık mesleğini icra eden daha sonra eğitimini gördüğü hukuk mesleğini bırakarak kendisini tamamen müziğe adayan Doğu, su günlerde Torbalı Türk Sanat Müziği Derneğinde kemençe çalıyor. Müzik hayati boyunca Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Ahmet Özhan, Behiye Aksoy, Bülent Ersoy, Ahmet Özhan gibi dev isimlerle çalışan Nihat Doğu, Türk müziğinin son yıllarda epey yozlaştığını söyledi. Torbalı’da sanata ve sanatçıya hiç değer verilmediğinden yakınan Doğu, “Torbalı’da para biriktirmekten başka bir şey bilmeyen bir sürü insan var. Böyle bir ortamda sanatın ve sanatçının unutulmasından doğal bir şey yok”
KEMENÇEYLE TANIŞMA
Nihat Doğu’nun 60 yıldır çaldığı kemençe ile tanışma hikayesi oldukça ilginç. Çocukluk yıllarında radyo dinlerken dönemin ünlü kemençe üstadı Aleko Bacanos’u dinleyen Doğu, “Aleko Bacanos çok güzel, duygulu bir kemençe taksimi yaptı. Çok güzel duygulu bir taksimdi. Hem taksimi hem de çalışını çok sevdim. Sonra kafama koydum, “Aleko’dan kemençe dersi alacağım” dedim. Alacağım ama elimde ne kemençe ne de ders alacak imkân var, ne de Aleko’yu tanıyorum. Önce bir kemençe aldım sonra da Aleko Bacanos’un çalıştığı gazinoya gidip onunla tanıştım. Yalvar yakar kendisini ders vermeye ikna ettim” dedi. Kemençenin kendisi için çok değerli bir enstrüman olduğunu ifade eden Doğu ,“2004 yılında bir kalp krizi geçirdim, o kalp krizi sonrasında ellerim uyuştu ve hiç kemençe çalamaz oldum. Aslında kemençe çalmayı tamamen bırakmıştım ama kemençe beni bırakmadı ve daha sonra yeniden çalmaya başladım” dedi.
AVUKATLIĞI BIRAKTI, MÜZİKTE KARAR KILDI
Liseyi bitirdikten sonra hukuk öğrenimini tamamlayarak avukatlık mesleğine atıldığını ifade eden Nihat Doğu, “9 yıl avukatlık yaptım ama bu mesleği hiç sevemedim. Daha sonra mesleği bırakıp kendimi tamamen müziğe adadım. Müzik sağ olsun bizi aç, açık bırakmadı. İki çocuğumu büyüttüm. Geçinip gittik” dedi.
40 MEMLEKET DOLAŞTIM
Müzik sayesinde Türkiye’nin tamamını bunu yanı sıra belli başlı Avrupa ülkelerini gezme fırsatı yakaladığına değinen Doğu, “Cezayir, Tunus, Mısır, İsviçre, İtalya, İngiltere, Fransa, Japonya, İsveç gibi daha birçok ülkeyi görme fırsatı buldum. Buralara konser için ya da Mevlevi ayinleri için gidiyorduk. Bu ülkeleri gezmek ufkumuzu açtı. Kimi ülkelerin haline bakıp Türkiye’de yaşadığımız için şükrettik kimi ülkelere de bakıp ‘Neden bizim ülkemizde de hayat böyle değil’ diye gıpta ettik” dedi. Avrupa’da sanatçıya çok büyük saygı olduğunu dile getiren Doğu, “Almanya’da yasadığım bir hadiseyi unutamam. Bir süpermarkette alış veriş yapıyordum oradaki bayana sanatçı olduğumu söyleyince kendisine çeki düzen verdi. Önlüğünü ilikledi. Avrupa’nın neden bizden daha ileri olduğunu orada anladım”
TURK MUZIGI YOZLASTI
Geçmiş yıllara nazaran Türk müziğinin büyük bir yozlaşma ile karşı karşıya bulunduğuna değinen Doğu “Bu yozlaşmayı gayet normal görüyorum. Çünkü tüm radyolarda televizyonlarda aksamdan sabaha kadar müzik adına bir sürü gürültü yükseliyor. Geldiğimiz noktada doğru dürüst Türk müziği yapan kişi azaldı ama konservatuarlardan hala pırıl pırıl çocuklar yetişiyor. Ne yazık ki halk da bunu dinlemiyor. Toplumlar böyle yozlaştırılır. Bir toplumun icra ettiği ve dinlediği müzik o toplumun aynası gibidir. Türkiye’de toplumla birlikte maalesef müzik de yozlaştı. Kültürsüz toplumların sonunun yıkım olduğunu herkes bilir. Türk müziğindeki yozlaşmanın planlı olarak yapıldığını düşünüyorum. Kitleleri yozlaştırıp köle haline getirmenin bir yolu da sanatı yozlaştırmak. Türkiye’nin sanatsal anlamda yaşadığı kısır döngünün bir nedeni de bu” dedi. Kendisinin gençliğinde her evde müzikle ilgilenen birkaç kişinin bulunduğuna değinen Doğu, “O iklimi özlememek mümkün değil. O dönemde herkes kıyısından kösesinden de olsa Türk müziği ile sanatla ilgilenirdi. Şimdilerde durum çok vahim. Bırakın sanatla ilgilenmeyi, doğru dürüst sanat müzik zevki olan insan bile kalmadı” dedi.
82 YAŞIMDA HÂLÂ TALEBEYİM
Kendisini hayata bağlayan en önemli unsurun müzik tutkusu olduğunu ifade eden Nihat Doğu, “Benim yaşımdakiler merdiven bile tırmanamıyor. Ben ise kendimi hala genç hissediyorum.70 yıllık müzisyenim ama kendimi geliştirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorum. Hala bir talebe gibiyim ve sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Birçok akrabam bana ‘hala kemençe çalmaktan bıkmadın mı?’ diyorlar. Ben sadece kemençe çalmakla kalmadığımı, kitap okuduğumu ve arşivimizdeki eski kayıtları derleyip topladığımı merak edenlere verdiğimi ve yeni çıkan CD’leri takip ettiğimi ve hala bir şeyler öğrendiğimi söyledim” dedi.
TORBALI’DA SANAT SAHİPSİZ
Türkiye'de olduğu gibi Torbalı’da da sanata olan ilginin istenen seviyede olmadığını dile getiren Doğu, “Torbalıda çok enteresan bir durum var. Burada halk para biriktirmeye gayret eder ama onu da ne hikmetse yemez. Burada 9 sene avukatlık yaptığım için biliyorum. Adamın kırk tane dairesi var ama o parayla ne gezer tozar ne de parasının bir kısmını sanata harcar. Buranın en zengin adamı bile bir vapura atlayıp Avrupa’yı gezmiş değildir ama zenginliğiyle övünür durur. Parası bol ama hayatı ev ile kahve arasında geçen bir zengin profili var burada. Adam zengin sadece onun haricinde ne sanatla ne de başka bir şeyle ilgisi yok. Böyle bir yerde sanatın ve sanatçının desteklenmesi, gelişme göstermesi düşünülebilir mi? Adamın hayattaki tek amacı bol para kazanmak bir de bizim gibi parasızlarla alay etmek” dedi. Torbalı Sanat Müziği Derneğinin ilçede sanat adına bir varlık göstermeye gayret ettiğini ifade eden Nihat Doğu, “Sanat Müziği Derneği elinden gelen çabayı gösteriyor ama onun da imkânları oldukça kısıtlı. Balçova’daki Derneği tamamen Balçova Belediyesi finanse ediyor. Bizim Belediye Sanat Müziği Derneğini biraz destekliyor ama daha çok desteklemesi gerektiği kanaatindeyiz.”
KAYNAK: Kemençeyi ağlatan adam: Nihat Doğu (buyuktorbali.com, 18.10.2011).