Arif Madanoğlu

Şair

Doğum

Şair. 1944, Eşmetaş köyü / Eşme / Uşak doğumlu. On dört yıl PTT’de çalıştı. 1975’te sürgün edildi, 1982’de hapis cezası alınca PTT’deki işine son verildi. Beş yıl kahvecilik, çiftçilik ve hayvancılık yaptıktan sonra 1987’de gittiği Almanya’dan 2004 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptı. Son yıllarda şiirleri çoğunlukla Damar dergisinde yayımlandı. Edebiyatçılar Derneği üyesidir.

Kavramsal duyarlık’tan amacım, şiirdeki mekanik sesle ilgili. Doğrudan sözcükleriyle masaya oturuyor şair, duyarlık sonradan oluşuyor. Madanoğlu şiirinin ikinci dönemini belirleyen en önemli özellik bu. İzlek olarak geçmişe bağlı. Tümüyle birey eleştirisine, düşünsel çürümeye, yabancılaşmaya yer veren tutumuyla geleceği yeniden biçimleyen bir uzun yürüyüşün içinde görünüyor.” (Ahmet Günbaş)

“Madanoğlu’nun ilk şiirleri ile son şiirleri karşılaştırıldığında dilde çok büyük farklılıklar ortaya çıktığı görülüyor. Aslında daha sade ve ağırlıklı olarak yalın olan şiir örgüsü son şiirlerinde ağırlaşıyor. Özellikle de Arapçaden uzaklaştığı Arapça, Farsça sözcüklere çok yer verdiği görülüyor.

“Sanatçılar; özellikle şair ve yazarlar dilin işçileridir. Ulusu ayakta tutan unsurlardan biri de dildir. Dil karmaşıklaşırsa bireyler arasındaki iletişim de bundan payını alır. Genel olarak bakıldığında Madanoğlu’nun şiirlerinde imge-simge yoğunluğu görülür. Bu yoğunluk onun şiirlerinde kendine haslık, yani bir özgünlük oluşturuyor.” (Hasan Efe)

ESERLERİ (Şiir):

Bu Can Bende Durdukça (1974), Belalı Sevda (1986), Gül Dikenini Öpünce (1994), Aslı Bende Kalsın (1998), Üçüncü Gölge (1998), Aşk ve Öteki (2000), Yürüyüş Şarkıları (2004).

KAYNAK: Cumhuriyet Kitap (22.3.2001), Ahmet Günbaş / Sevgilim-Bir Ara Sesime Uğra (Damar, Ağustos 2004), Hasan Efe / Madanoğlu’nun Anılarda Kalan Küstüm Çiçekleri - Günümüz Şairlerinden Şiir Çözümlemeleri (2004), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).

DÖNE DÖNE KAN MÜREKKEBİ

DÖNE DÖNE KAN MÜREKKEBİ

Menzil dışı, kanat yordamı
yüksek uçar hüma kuşu
kibir üstüne fikir geliştirir
tüyü de kuru!
Ah evet, nereden bilsin o
ileri cephede ilke çalışanları
döne döne kan mürekkebi

 

tahrikle gelişen tarih
döne döne sıkıntılı nakarat
zulmü, egemen zulmü besleyeli alkışlar
şişirme cesaret, sunak şölenidir
o alkışlar geri tepsin de gör;
kanın gelinciğe yansıyan gümbürtüsünü

 

ol ki; zehirli bir böcek girse
nar çiçeği gamzesine
vurgun acıdır
karayı, egemen karayı berkiten zifir
döne döne zehir zemberek

 

sevda cephesinde şiir çalışanları
muştu olarak
sevgi sektirir imgelem burcuna
döne döne zirve zaferi
bütün renkleri kaynaştıran alkım
usun eşiğinden içeri

 

gümüş söz; simli kamçı yerine
tetiklemiştir sesi
mavinin, egemen mavinin sözdizimine
döne döne dönüşen imge
nariçi kan bedeli, şiir ırmak
yayıldıkça derinleşir

 

(Kum dergisi, Ocak 2002)

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör