Eğitimci, şair ve yazar. 20 Mart
1972, Rıfatiye köyü / Andırın / Kahramanmaraş doğumlu. Şiirlerinde
Aşıg Garip almasını kullandı. Rıfatiye Köyü İlkokulu (1984), Akifiye Köyü
Ortaokulu (1987), Kadir Lisesi (Adana, 1991), Selçuk üniversitesi Eğitim
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü (1995) mezunu. Eğitimini
tamamladıktan sonra değişik
yerlerde edebiyat öğretmeni olarak görev
yaptı. Halen mesleğini Kahramanmaraş’ta sürdürmektedir.
İlk şiiri 1992 yılınsa Andırın
Postası’nda yer almıştı. Sonraki yıllarda yazı ve şiirleri Tirşik, Yeni Ufuk, Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş ve Türk Dili dergileri ile Andırın Postası gazetesinde yayımlandı.
Şiirleri halk şiiri tarzındadır. Hakkında 1995 yılında Atatürk Üniversitesinde
lisan tezi hazırlanmıştır.
ESERLERİ:
ŞİİR: Çaykeş (2001).
ARAŞTIRMA-İNCELEME: Türk Dili Bilgileri, Toroslarda Ağıtlar.
KAYNAK: Yrd. Doç. Dr. Ali Berat Alptekin / Prof. Dr.
Saim Sakaoğlu’na 55. yıl Armağanı (1994), Prof. Dr. Saim Sakaoğlu / Karacaoğlan
(2004), Ramazan Avcı /
Kahramanmaraşlı Şairler Antolojisi (2008), Bilgi Formu (2009), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).
Yağmur
taneleri var saçlarında
Rüzgârların
coşturduğu gönlünü
Rüzgârlara
bırakmaktan çekinme
Âğlasın
üveyik dal uçlarında
Her
taraf zifiri oysa yıldızlar var gökte
Ay
ışığında bir çılgın rakkase
Figürler
çiziyor gölgelere
Üveyik
kendisini arıyor gökte
Yıldızlar
masal dinliyor aydan
Bir
yıldız tutkunken diğer birine
Bir
yıldız aşkı soruyor sevdaya
Üveyik
yüreği bir damla kan
Sağanaklara
boğulurken saçlar
Kızıllık,
sevincini yaşar sevincin
Simsiyah
bir bulutun ardından
Üveyikin
kanadına kan yağar
Yutar
ışıkları bir çingene çocuğu
Siyahla
sarı arası mahpusluk
Köşelerden
ferman çıkar kapkara
Ferman
üveyikin ölüm buyruğu
Ey
çingene ey ölü yüzlü kahraman
Ey
saçları yağmursuz kalası güzel
Aldınız
üveyikin ahını madem
Biriniz
"ah" olsun biriniz "figan"
23
Aralık 1999 S: 2.00
Kahramanmaraş
Daha dündü
biliyorum daha dün
“Yavrum yavrum”
diye anıldığım gün
Hatırası bile
kaybolmuş bugün
Hayalleri gibi tatlı günlerdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Soru
olan her soruyu sorardım
Aklımca
kılları kırka yarardım
Bazen
yıkar, bazen döker kırardım
Çocuk der her şeyi hoş görürlerdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Komşuların
kızı Göğce Senem’in
Saçını
yolmuştum bak bir de yemin
Namazını
kaç kez bozdum ninemin
Kızmak ne ki her defası gülerdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Gündüz olur
dedeminen oynardık
Akşam olur
yıldızları sayardık
Dayımınan dahi aynı
ayardık
Dövüşürdük, bazen bana küserdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Köyümüzün
tam yarısı benimdi
Öbür
ortağı da Mulla emmimdi
İşin
asıl tarafına bak şimdi
Babam “Azıcık da bana ver derdi”
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Canım çekip daldım
mı bir bahçeye
Tek dal erik
bırakmazdım geriye
Şu bebenin ettiğine
bak diye
Erik sahipleri gıpta ederdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Padişahlık ilan
eder zevk ile
Fermanlar yazardık
her gün şevk ile
Nice su verdirttim
teyzeme bile
Ne buyursam hemencecik gelirdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
Yalvarsak
beraber şöyle Allah’a
O
günler bir daha gelir mi ola
Ya
da bir an çocuk olsak mesela
Bunca dert üstüne iyi giderdi
Vay o günler vay ne güzel günlerdi
2 Mayıs 2001 S:
0.05 K.Maraş
Rahat günün olmayacak dünyada
Ya bir derdin dert olacak derdine
Ya sen düşeceksin derdin ardına
Rahat günün olmayacak dünyada
Gökten yağmurlar boşanacak bir
gün
Başka gün alev yağacak güneşten
Daha uyanmadan yattığın düşten
Gökten yağmurlar boşanacak bir
gün
Sebepsiz için burkulur bazen
Yıldızlara yürürsün geceleri
Unutuverirsin de heceleri
Sebepsiz için burkulur bazen
Sâlâ ile uyanırsın bir sabah
Dedeni kütükten düşer nüfusçu
Yaşamaktır nüfusçunun tek suçu
Sâlâ ile uyanırsın bir sabah
Teselli danışırsın sigaraya
Rakı haram derler uzanamazsın
Sen ayranda şeker çaylarda tuzsun
Teselli danışırsın sigaraya...
İşte: bugün misafirsizim dersin
Adalet kapını çalar güllerle
Mahpusluk yolunda bitkin dillerle
İşte bugün misafirsizim dersin
Sen sende bulmaya suç arayadur
Aklına doğ'verirsin de birinin
Dinsizde fetvâsı mı olmaz dinin
Sen sende bulmaya suç arayadur
Hapsane kaçkınıdır sanki gönlün
Gölğeler köprüyü tutar yolunda
Beratın ışkınlar zakkum
dalında
Sanki hapsane kaçkınıdır gönlün
Dertlerin biteni olmaz ya neyse
Bittiğini düşürtelim kaderde
(Bakarsın) Bir karınca gözyaşı
döker, yerde...
Dertlerin biteni olmaz ya neyse
Rahat günün olmayacak elhasıl
Ya bir derdin dert olacak derdine
Ya sen düşeceksin derdin ardına
Rahat günün olmayacak dünyada
13.9.1999
Kahramanmaraş