Eğitimci, şair ve yazar. 1959 yılında Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde doğdu. Okuma alışkanlığını ilkokul ve ortaokulda kazandı. Lise öğrenimi sırasında yazmaya başladı. O yıllarda yazdığı şiirler Hürses gazetesinde ve Antakya Güney dergisinde yayımlandı. Düziçi Eğitim Enstitüsü’nü bitirdikten sonra Hatay, Kütahya ve Adana illerinde sınıf öğretmenliği yaptı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması, Ekonomisi anabilim dalında lisans tamamladı. Adana ilköğretim müfettişliği, Adana Milli Eğitim Müdür vekilliği, Tunceli ve Kilis Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 2005 yılında emekliye ayrıldı.
Veli Cuma, halen Adana’da yaşıyor. Mavi Çizgi, Söylem, Aykırı Sanat, ABECE, Çağdaş Eğitim, Öğretmen
Dünyası gibi dergilerde öykü ve makaleleri çıktı. Zaman zaman Yeni Adana gazetesinde köşe yazıları yazmaya,
şiir karalamaya, öykü üretmeye devam ediyor.
ESERLERİ (Çocuk Kitabı):
Coşkun’un Değişen
Huyu, Sakar Oğlak, Naylon Gözlük, Kargalar da Yaşasın, Tasarruf, Kendini
Üzmeyenler.
KAYNAK: Veli Cuma (Evrim Gazetesi, 1 Ekim 2009, Adana).
Sokuldun, dokundun
vardı hevesin,
Közüm tutuşturdun
duman eyledin,
Savrulur alevim koyup
gidersin
Zalim mi doğmuşsun
ezelden güzel.
Kalbim ağlar lime
lime bölünür
Uzak kalsam belki
yaram silinir
Hayâl meyâl bizim
dağlar görünür
Başım alıp gidem
tezelden güzel.
Düldül senin ala
karın seveyim Dumanlı’ya varmak için eveyim
Ulu çınarlara sırtım
vereyim
Medet umar oldum
serinden güzel.
Kınalı kekliğe avcı
çok olur
Devir döner tak tak
eden tık olur
Sendeki hevesler bir
gün yok olur
Bir iz bulamazsın
Veli’den güzel.
(Evrim Gazetesi, 1
Ekim 2009, Adana)
Ben
Kara trenlerin
homurtusunu severim
Sıcaktan bunaldığım
yaz gecelerinde Debelenirken
Ve koyunları sayarken
uyumak için Damda yatarken gece yarısı.
Bir de
Türküsünü severim
Uzadıkça uzayan
İçime gurbet salan
düdüğünü.
Yokuştur Gavur
Dağları
Yüklüdür bütün
vagonlar
Yetmiyormuş gibi
Binmiştir görünmez
âlemin mahlûkları Neşeli çığlıklar atmaktalar
Zorlandıkça tren.
Gâvur Dağı’nda
trenler
Ameleler gibi terler
Ölecekmiş gibi inler
Yorulmuş atlar gibi
Yürek parçalar
soluyuşları.
Dinlemez kara tren
O halinde pes etmez
Yürür üstüne engelin.
Çünkü
Sevdadır yükü
Söylediği türkü
İnsafa getirir
görünmez âlemin mahlûklarını
Hafifler yükü.
Yollar açılır
Tanyeri ağarır
Dünya
aydınlanır.
Ben
Kara
trenlerin homurtusunu severim
Sıcaktan
bunaldığım yaz gecelerinde
Damda
yatarken sabaha karşı.
Bir
de
Uzadıkça
uzayan
İçime
gurbet salan düdüğünü
Yani
sevda türküsünü.
(Evrim Gazetesi, 1
Ekim 2009, Adana)
Durmak
nedir bilmez misin?
Yine
düştün yola Munzur
Bulanarak,
durularak
Yolculuğun
nere Munzur?
Küçücük
bir pınar idin
Şimdi
oldun dere Munzur
Irmak
oldun yetinmedin
Gönül
koydun göle Munzur.
Geceyi
gündüze kattın
Göle,
denize ulaştın
Çalkalandın,
dalgalandın
Derdin
nedir söyle Munzur?
Buhar
oldun yok olmadın
Çıktın
yükseklere Munzur
Bulut
oldun gökyüzünde
Tekrar
döndün yere Munzur.
Veli’m
gibi uzaklara
Gideceksin
deryalara
Sevdan
bitmeyecek asla
Yolun
açık ola Munzur.
(Evrim Gazetesi, 1 Ekim 2009,
Adana)