Devlet adamı, Vezir,
Budin savunması kahramanı, tarihçi ve şair (D. ?, İstanbul – Ö. 2 Eylül 1686, Macaristan). Asıl adı
Abdurrahman olup, Budin
Beylerbeyi Arnavut Abdurrahman Abdi
Paşa olarak da bilinir. Arnavut asıllı bir aileden olduğunun yanı sıra, Anadoluhisarı
semtinde dünyaya geldiği bilinmektedir. Eğitim ve öğretimini Enderun-ı Hümayun
(saray okulu)’da tamamlayınca, 1648’de Saray-ı Hümayun’un “büyük oda” bölümünde
ilk resmi görevine başladı. İki yıl sonra “seferli koğuşu”na atandı ve 1659
yılına kadar bu görevde kalan Abdi Paşa, daha sonra “has oda”da görevlendirildi.
1665’te tuğra çekme görevine verildi. 1668’de “sır kâtipliği”ne getirilen Abdurrahman
Abdi, ertesi yıl temmuz ayında vezirlik rütbesi ile “nişancı”lığa atanarak
Saraydan ayrıldı. Uzun bir süre bu görevde kalan Abdi Paşa, Çehrin Seferi sırasında
İstanbul kaymakamı oldu (1678), ertesi yıl dördüncü vezirliğe yükseltildi.
Abdurrahman
Abdi Paşa, Eskiden
Budin dediğimiz Buda’nın son ve kahraman
valisi
olan vezirdir. Yeniçerilikten yetişmiş, yüksek zekâsı ve kabiliyeti ile 1668 yılında yeniçeri
ağası oldu.
Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’nın yanında Lehistan ve Girit seferlerine
katıldı. Girit kuşatmasında gösterdiği başarılar üzerine vezirlik rütbesine
yükseltildi. Özellikle
Kandiye’nin alınmasında gösterdiği kahramanlıkları ile tanınan Abdurrahman Abdi Paşa 1674’te Bağdat ve iki yıl sonra
da Mısır Valisi oldu. 1681’de Bosna Valiliğine, bir yıl sonra Kamaniçe
Muhafızlığına, 1683’te ilk kez Budin Valiliğine, 1684’te Engürüs (Macaristan)
Serdarlığına atandı. Yine o yıl içinde Halep Valiliğine gönderildi, 1685 yılında
ikinci ve son kez olarak Budin valisi oldu.
Son kez Budin valisiyken, az bir
kuvvetle, 1686 yılında doksan bin kişilik Haçlı ordusunun kenti kuşatmasına
karşı durdu. On
altı bin Türk askeri ile yetmiş sekiz gün savunmada kaldı. Bu
kuşatma süresince Haçlı ordularının ardarda on sekiz saldırısını püskürttü. Hıristiyan orduları
Başkomutanı Due de Lorraine’in
defalarca hücum ettikten sonra yaptığı ‘teslim ol’ tekliflerini kabul etmeye
yanaşmadı.
Kuvvetlerinin gittikçe azalmasına karşın ve kente hâkim olan tepeleri ele
geçiren Kutsal ittifak ordusu yüzünden yardımcı kuvvet de gelemeyince
askerleriyle birlikte ön saflarda çarpışmaya katıldı. 2 Eylül 1686 tarihinde
Kutsal ittifak birlikleri altı koldan genel taarruza geçtikleri sırada, Abdurrahman
Abdi Paşa, Beç Kapısı’nda şehit düştü. Haçlı ordusu ancak bundan sonra kente
girebildi. Paşa şehit düştüğünde 70’li yaşlarındaydı.
Düşman ordusu
başlıca Macarlar, Hırvatlar ve Almanlardan toplanmış olmakla
birlikte, Avrupa’nın hemen bütün devletlerinin, Hıristiyanlık adına her biri,
Budin Kuşatması’na birer miktar askeri kuvvetle katılmışlardı. Abdi Paşa yetmiş
yaşlarında olmakla birlikte, Osmanlı
İmparatorluğu’nun o zaman Batıda bir tür kapısı hükmünde olan Budin’i kurtarmak
için bir genç kahraman gibi vuruştu. Sadrazam Süleyman Paşa kaleye imdat için
Buda civarına kadar gelmiş ve kuşatma ordusunu yarmaya uğraşmış olmakla birlikte
kente hâkim tepeleri zamanında tutamadığı için, bunda başarılı olamamıştı. Bu yenilgiyle, yüz elli yıldır bir
Türk şehri olan Budin kesin olarak Osmanlı hâkimiyetinden çıkmış, ardından
Macaristan’ın öteki bölgeleri de birer birer kaybedilmiştir.
Bağdat
valiliği sırasında Ma’rûf-i Kerhî’nin türbesini tamir ettiren Abdi Paşa, kaynaklarda
cömert, cesur ve rind meşrep bir kimse olarak tanımlanır. Macarlar, Abdurrahman Abdi Paşa’nın
kahramanlığını yüzyıllar boyunca unutmadılar ve şehit düştüğü yere çok daha
sonraları, üzerinde şu ifadelerin yazılı olduğu bir mezartaşı diktiler.
“145
yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa, bu
yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yaşında
maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun!”
Bu ibare, Paşa’ın şehit
olduğu yerdeki mezartaşına Osmanlı Türkçesiyle ve Macarca olarak yazılmıştır.
Abdi
Paşa, devlet hizmetleri dışında “Vekâyiname”
adlı Osmanlı tarihi çalışmasıyla da ünlüdür. Bu eserini “has oda”da görevliyken
IV. Mehmed Han’ın isteği üzerine yazmaya başlamıştı. Eserin dili oldukça sade
olup, üslubu güzeldir. IV. Mehmed Han dönemi için birinci derecede kaynak olan
eser, daha sonraki tarihçiler tarafından da kullanılmıştır. Eserin yazma
nüshası Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
Abdi
Paşa’nın, ayrıca edebiyat alanında da azımsanamayacak çalışmaları vardır. “Abdî”
mahlası (takma adı) ile yazdığı şiirlerini bir “Divan”da toplamıştır. Ayrıca Ka’b bin Züheyr’in “Kaside-i Bürde”sine ve “Divan-ı Urfî”deki kimi şiirlere şerhler
yazmıştır.
HAKKINDA:
İbrahim Alaeddin
Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Mehmed Süreyya / Sicill-i Osmânî
III (s. 316, 1893-1897), Abdülkadir Özcan / Defterdar Sarı Mehmed Paşa: Zübde-i
Vekâi - Tahlil ve Metin (doktora tezi,
1979), Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (cilt:1, s.156).