Şükran Kurdakul

Edebiyat Araştırmacısı, Yazar, Şair

Doğum
23 Mart, 1927
Ölüm
15 Aralık, 2004
Burç

Şair, yazar, edebiyat araştırmacısı (D. 23 Mart 1927, İstanbul - Ö. 15 Aralık 2004, İstanbul). İstanbul Şehremini 34. İlkokulu ile İzmir Karşıyaka ortaokulunu bitirdi. İzmir Karşıyaka Lisesi ikinci sınıfındayken, okulda Nâzım Hikmet’in şiirlerini okurken yakalandığı için Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesine aykırı eylemde bulunduğu varsayıldı ve hakkında dava açıldı. Dört buçuk ay tutuklu kaldıktan sonra okuldan çıkarıldı (1946), bu nedenle öğrenimini sürdüremedi. Bir süre İzmir Belediye Encümen Kaleminde daktilo memuru (1946), askerlik dönüşü Ziraat Bankası Bahçekapı Şubesinde depo ve muhasebe memuru olarak (1951-53) çalıştı. Yayınına katıldığı Yeryüzü dergisinin (11 sayı, 1951-52) Türkiye Komünist Partisi ile ilgisi bulunduğu gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesinden yargılandı (1953) ve iki yıl tutuklu kaldı. Askeri Yargıtayda cezası bozularak beraat ettikten (1955) sonra Tan, Yeni Gazete ve Varlık Yayınevinde (1956-60) düzeltmenlik yaparak yaşamını sürdürdü. Türkiye İşçi Partisinin çeşitli yönetim kademelerinde (1963-68) bulundu. Yelken dergisini yönetti (1958-62). Ataç Kitabevini kurdu ve yönetti (1958-76); Ataç (30 sayı, 15 Mayıs 1962-1 Ekim 1964) ve Eylem (34 sayı, Mart 1964-15 Mayıs 1966) dergilerini çıkardı ve yönetti. Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu, ikinci başkanlığını (1977) yaptı. 1988’de PEN Yazarlar Derneğinin kurucuları arasında yer aldı ve 1989-91 yılları arasında ikinci başkanlığını, 1991-97 yılları arasında da başkanlığını yaptı. Uzun süren bir kanser tedavisinin ardından yaşamını yitirdi. İstanbul Sahrayı Cedit Mezarlığında toprağa verilmiştir.

Şiir, yazı ve hikâyeleri Fikirler, Çığır, Kovan, Genç Nesil, Kaynak İstanbul, Yeryüzü, Beraber, Yelken, Ataç, Yön, Eylem, Ant, Vatan, Yeni Edebiyat, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Yansıma, Milliyet Sanat, Çağdaş Eleştiri, Yazko Edebiyat, Bilim ve Sanat, Yeni Düşün gibi dergiler ile Akşam, Yeni Gazete ve Cumhuriyet gazetelerinde yayımlandı. Ayrıca birkaç yıl Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.

Çocukluk şiirleri Çocuk Sesi, Maceralar Dünyası ve Yedigün dergilerinde çıkmıştı. İlk şiir kitabını (Tomurcuk, 1943) henüz on altı yaşındayken yayımladı. Bu şiirlerine hüzünlü, kötümser bir hava hakimdir, Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri (1944) kitabında bu hava değişir, hüzün yerini yaşama sevinci ve umuda terk eder. Ölçülü uyaklı ve kişisel duygularını yansıttığı ilk şiir denemelerinden (1943-47) sonra toplumcu şiire yöneldi. Hapishanede yazdığı şiirlerden oluşan Giderayak (1956), içinde bulunduğu durumun havasından dolayı zorlukları anlatır. Ancak dışsal zorluklar değil, bu zorlukların şairin iç dünyasındaki etkileri görülür bu şiirlerde... “1940 Kuşağı”nın en genç şairi olarak tanındı. Ulusal kurtuluş, bağımsızlık, özgürlük ve sömürü izlekleri çevresinde geliştirdiği şiiri kalabalıklara seslenmek isteyen, eylemci bir şiirdir. Daha sonra ayrıntıdan kurtulma, denge, yeni bir ses arayışı Kurdakul’u kendisiyle savaşmaya iter. “Yeniden doğuşum” dediği Acılar Dönemi (1977) kitabındaki şiirlerinde geçmişe uzanan acılı bir duygusallık görülür.

Daha sonraki şiirlerde, “Giderayak’taki durgunluğun yerini hareketlilik almıştır. Eylemsizliğin ve umarsızlığın yarattığı üzünç kavganın getirdiği sevince dönüşmüştür. Onunla birlikte anlatım da değişmiştir: Canlı, duru, sarsıcı bir özelliğe kavuşmustur. Bunun için müzikten ve belâgattan yararlanılmış, eski şiirin imkânları denenmiştir. Çokluk düşünce duygunun, akıl hayalin üstüne çıkmıştır. Bu yüzden bazı parçalar kurulaşmış, derinlikten uzaklaşmış, hatta nutka kaçmıştır. Fakat özün doğurduğu dirilik ile biçimin ulaştığı yetkinlik bu kusurları çoğun gölgelemiş, mısraları alımlı kılmıştır.” (Asım Bezirci)

Gözlem ve yaşantılarına dayanan toplumcu gerçekçi anlayıştaki hikâyelerinde orta tabakadan insanları ve yakın tarihte yaşanan bazı olayları ve insanları anlattı. 1970’li yılların başında yayımladığı hikâye kitaplarını 1987’de Öyküler adıyla bir araya getirdi. Araştırma ve inceleme kitaplarıyla da adını duyurdu. Bunlardan Şairler ve Yazarlar Sözlüğü ile dört ciltten oluşan Çağdaş Türk Edebiyatı en önemlileridir. Tüm kitaplarının yeni basımları 2002 yılından itibaren Evrensel Basım Yayın tarafından yapılmaya başlandı. Bir Yürekten Bir Yaşamdan adlı şiir kitabıyla 1983 Nevzat Üstün Şiir Ödülünü aldı. 2000 yılında TÜYAP 19. İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı seçildi.

ESERLERİ:

ŞİİR: Tomurcuk (1943), Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri (1944), Giderayak (1956), Nice Kaygılardan Sonra (1963), İzmir’in İçinde Amerikan Neferi (1965), Halk Orduları (1969), Acılar Dönemi (1977), Bir Yürekten Bir Yaşamdan (1982, 50. Şiir Yılı nedeniyle toplu şiirleri, 1993), Ökselerin Yöresinde (1984, Ökselerin Yöresinde - Toplu Şiirler 4, 2001), Ölümsüzlerle (1985, Ölümsüzlerle - Toplu Şiirler 5, 2001), İhtiyar Yüzyıla Şiirler (1997), Boşuna Belindeki Anahtar Işığım Kilitlenmez ki Benim (seçme şiirler, 2000).

HİKÂYE: Tanığın Biri (1970), Beyaz Yakalılar (1972), Kurtuluştan Sonra (1973), Onların Çocukları (1975), Öyküler (dört kitabından seçmeler, 1987), Tanığın Biri - Beyaz Yakalılar (Toplu Öyküler 1, 2001), Kurtuluştan Sonra - Onların Çocukları (Toplu Öyküler 2, 2001).

DENEME-İNCELEME: İçe Kapanış / Charles Baudelaire (1959), Sosyalist Açıdan Türk-İş Yargılanıyor (Şaban Yıldız ile, 1966), Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (1971, 6. bas. 1999), Namık Kemal (1977), Nâzım’ın Bilinmeyen Mektupları (1986), Namık Kemal: Yaşamı-Sanatçı Kişiliği-Romancılığı (1991), Nâzım’dan Armağan (K. Coşkun ve Ö. Yağcı ile, 1990), Şairce Düşünmek (edebiyat yazıları, 1990), Çağdaş Türk Edebiyatı (4 cilt, 1992), En Güzel Öyküler: 28 Türk Yazarından Bir Seçki (1994), Nâzım Hikmet Şiirinde Belirgin Temalar: Nâzım Dünya ve Biz (Sennur Sezer ile, 2002).

OYUN: Zindandaki Şair (1990).

ANI: Cezaevinden Babıali’ye Babıali’den TİP’e (2004)

HAKKINDA: Çetin Yetkin / Siyasal İktidar Sanata Karşı (1970), Asım Bezirci / On Şair On Şiir (1971), Hikmet Altınkayanak / Edebiyatımızda 1940 Kuşağı (1977), İlk Gençlik Yıllarının İki Kitabı (Günümüzde Kitaplar, Temmuz 1984), Öner Yağcı / Şiirden Öyküye Şükran Kurdakul (4.4.2002) - Şükran Kurdakul’un Dört Ciltlik Dev Çalışması Yeniden Yayımlandı - Çağdaş Türk Edebiyatı (Cumhuriyet Kitap, 28.11.2002), Ahmet Miskioğlu / Şair Şükran Kurdakul Üzerine (Türk Dili Dergisi, Mart-Nisan 2005).

ŞÜKRAN KURDAKUL

 “Kırk yılın sömüre sömüre sömüre bitiremediği” yurduna sevdalı bir yazar, “Ülkesi ağıdistana dönmüş bir ozan” olarak Cumhuriyet’teki “Bu Aşamada” köşesiyle “ışığı titremeyen dirence selam” gönderen 1927 doğumlu Şükran Kurdakul, 15 Aralık 2004’te aramızdan ayrılmıştı.

40 kuşağının bir genç savaşçısı olarak henüz 19 yaşındayken “komünizm propagandası” olarak bilinen, yıllarca düşünce ve düşünceyi aktarma özgürlüğünün savunucusu olan solcuların başına bela olan 142. maddeden tutuklandı.

“Eskisine benzemeyen, tedirgin bir özgürlük dönemi”nin başladığı bu tutuklanma, ona zorlukla ve zorbalıkla savaşla dolu bir yaşam getirdi.

 

 

‘Biz’ demek

 

 

“Asıl güc”ün “kalem”de, “birlikte çalışma”da, “biz” demede olduğu bilincini edinmişti. 1947’de arkadaşlarıyla birlikte, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “En yavuz evladı bu memleketin/ Nâzım ağabey hapislerde çürür” dediği “Bir Şey” adlı şiirinin son iki dörtlüğünün de çıktığı Genç Nesil dergisini çıkardı. 1950’lerdeki Yeryüzü, Beraber’le başlayan dergicilik tutkusunu Yelken ve Eylem’le sürdürdü.

1964’te girdiği TİP’te Balıkesir İl Başkanı, 1967’de Merkez Yürütme Kurulu üyesi oldu. 1964’te Türk Edebiyatçılar Birliği Genel Sekreteri, 1976’dan sonra Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ikinci başkanıydı. PEN Yazarlar Derneği Kurucu Genel Başkanı, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı yöneticisi oldu.

 

 

Şiir ve kavga

 

 

Şiirini “İzmir’in içinde Amerikan neferi/ Yiğit olan evinde duramaz gayrı... Götürün İzmirlere doğru bizi dünyalar kadar/ Kitabınızın ardından, inancınızın ardından/ Aydın yüzünüzün bilince ulaştığı yerde/ Bütün kitapların eyleme dönüştüğü yerde/ Sesleriniz geliyor özgürlük alanlarından/ Bir bayrak yarışı bu, mutlaka geçeceksiniz/ Güzel başladınız çocuklar, güzel bitireceksiniz” dizelerinin de yer aldığı şiirlerle 1960’larda yükselen toplumsal, siyasal kavga ile buluşturdu.

12 Mart’tan sonra “Biz ki acılar döneminden/ Ellerimizi kirletmeden geçtik/ Direncim senin olsun/ Sevgim senin olsun...” dedi.

Aydın duyarlılığı, yazma tutkusu ve örgütlü olma bilinciyle dolu olarak toplumsal yaşamın derinliklerinde toplumcu gerçekçi okyanusun dirençli bir ırmağı olarak yaşadı.

 

 

Özgürlük ve adalet için yazmak

 

 

Tanığın Biri, Beyaz Yakalılar, Kurtuluştan Sonra, Onların Çocukları öykülerinde, adaletsizlik, Kurtuluş Savaşı’nın insanları, beyaz yakalılar dediği kafa emekçileri konularını işledi. Şairce Düşünmek’te “Her şey, her türlü tutsaklığa son vermekle başlar” düşüncesiyle özgürlük için çıktığı yolda yıllardan beri yazdığı yazıları yayımladı. Zindandaki Şair’le Namık Kemal’i oyunlaştırdı.

Çağdaş Türk Edebiyatı ile gizlenen, yok sayılan gerçekliğimizi yazarak kültürümüzü aydınlattı. Nâzım’ın Bilinmeyen Mektupları ile “Direncin, kendisi gibi tutsak edilemeyen Türkçe gücünün güzelliği” olan Nâzım Hikmet’in 1945-50 arasındaki Bursa hapislik yıllarını aydınlattı.

 

 

Anılar tarihtir

 

 

Yakın geçmişini anlamak isteyenlere 40’lı yılları anlatarak başladığı Cezaevinden Babıali’ye Babıali’den TİP’e adını verdiği anılarında geçmişe yolculuk yaparken geleceğimizi aydınlattı. 1951 TKP tutuklamalarında Şefik Hüsnü, Reşat Fuat Baraner, Mihri Belli, Behice Boran, Sadun Aren, Ahmed Arif, Enver Gökçe, Ruhi Su’nun da olduğu koğuşta nasıl yaşadıklarını, neleri tartıştıklarını portrelerle anlattı.

Hakkında Alpay Kabacalı ile benim kitap yazdığımız, Yeni Dünya Düzeni’nin kirli imparatorluğunun BOP’un bir parçası kılarak dinsel bağnazlığın kucağına atmak, parçalamak istediği yurdumuzda aydınlığımızın yürekli duruşuydu Kurdakul.

 

Onun duruşunu çoğaltmak sorumluluğumuz var.

KAYNAK: (cumhuriyet.com.tr, 14.12.2019).

Yazar: Öner Yağcı

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör