Müzisyen, Ermeni asıllı Türk Halk Müziği ses sanatçısı (D. 26 Mart 1913, Arapgir / Malatya – Ö. 28 Haziran 2007, İstanbul). Doğum adı Eliza Surhantakyan. Türkü Ana lakabıyla da ünlüdür.
Zehra Bilir, 26 Mart 1913 tarihinde
Malatya’nın Arapgir ilçesinde dünyaya geldi. Orta okul ve lise öğrenimini
Elazığ ve Kayseri’de yaptı. Sabah Gazetesi'ne verdiği bir demeçte biyolojik
babasının kendisi 1,5 yaşındayken I. Dünya Savaşı sırasında hayatını
kaybettiğini söylemiş ve "Ben Türk babamı bilirim. Nüfusta adım Ermeni
adıymış ama ben Türk'üm, Müslümanım." demiştir.
Müzik hayatına ünlü besteci Artaki
Candan’dan usul ve nota dersleri alarak başladı. Profesyonel nitelikte assolist
olarak sahneye çıktı. Mahalli giysi ve ağız ile türkü söyledi. “Türkü Ana” diye
ünlendi.
Birinci Dünya Savaşı'na katılan babası
bir daha geri dönmeyince annesi bir Türk ile evlenmişti. Üvey babası da genç
yaşta ölünce annesi çocuklarını alarak İstanbul’a götürdü. İlköğrenimini
Elazığ’da, ortaöğrenimini Kayseri’de tamamladı.
Zehra Bilir orta tahsilini tamamlayınca
çalışma hayatına atılarak İstanbul’da gelince bir şapkacı yanında çalışmaya
başladı. 1930'larda Darülbedayi'de balerin olarak çalıştı. Çeşitli işler
denedikten sonra Şehir Tiyatrosu’nun bale kısmına girdi. Daha sonra Süreyya
Opereti kadrosunun bale bölümünde yer aldı.
1943’te halk müziği radyo yayınlarına
katılmaya başladı ve ilk olarak 1944 yazının 2 Haziran gecesi Küçük Çiftlik
Parkı’nda sahneye çıktı.
Zehra Bilir, ilk evliliğini Selahattin Bilir ile
yaptı. Eşi kara yolları müeahhitlerinden olduğu için, onunla birlikte hemen
hemen bütün Türkiye’yi dolaştı. Gezip gördüğü yörelerin halk türküleri ilgisini
çekiyor ve öğrendiği bütün türküleri kayda alıyordu.
İstanbul’a döndüğünde, fark edilen müzik
yeteneğini yönlendirmek amacıyla ünlü bestekar ve kanun sanatçısı Artaki
Candan-Terziyan ile tanışınca, ondan usul ve solfej dersleri alarak müzik
bilgisini geliştirdi.
Artaki Candan o dönem Sahibinin Sesi
plak şirketinin müdürü olduğu için, Zehre Bilir’in ilk plakları Vahram
Gesaryan’ın sahibi olduğu Sahibinin Sesi plak şirketinden çıktı. İstanbullu bir
Ermeni ressama güzel bir resmini yaptırıp, Hagop Ayvaz’ın ‘Kulis’ dergisine
defalarca konuk oldu.
Profesyonel nitelikte ilk assolist
olarak sahneye çıkan halk müziği sanatçısı olan Zehra Bilir, türküleri yerel
ağızla okuyuşunun yanı sıra şalvar, güzel giysiler ve elinde ipek mendili
sallayarak sahnelerde yer alıyordu. Her
yöreye ait türküleri otantik özellikleriyle okuyan Zehra Bilir, türkülerin
gramofonlardan ve radyolardan dinlendiği dönemin adeta bir simgesi oldu.
Türkücülüğü bir meslek olarak seçenlere
öncülük eden Zehra Bilir, çok sayıda plak doldurup ödül kazandı. "Tiridine
Bandım" adlı türküyle ünlenen Eliza, "Kalenin Bayır Düzü",
"Cemo Gül Açanda Gel", "Başındaki Tellere" gibi çok sayıda
eser okumuştur. Türküleri yorumlarken yaptığı mimikler ve mizansen özellikleri
günümüze kadar taşınmıştır.
Yine yıllar önce bir, "Tiridine
Bandım" isimli kendi icadı olan çok bol maydanoz kullanarak yaptığı etli
bir yemeğin tarifini vermiştir. Zehra Bilir çok titiz ve becerikli bir ev
hanımı olduğu, hazırladığı davetlerin masaları dillere destan olmuş; evinde çok
sık davetler düzenlemiştir.
Yakın yıllara kadar konservatuarda
hocalık da yapan Zehra-Eliza, 1952 senesinde, zengin bir madenci ailenin oğlu
olan Necmi Ergener ile evlendikten sonra, mali durumları iyi olduğundan,
ardında pek çok plak bıraktığı müzik yaşamına nokta koymuştur. Çeşitli sahne
çalışmaları yanı sıra 1971 yılında Amerika’da da konser vermiştir.
Doğum yeri olan Arapgir'i hiçbir zaman
aklından çıkarmayan sanatçımız, 1985 yılında doğduğu şehri ziyaret etmiş,
hemşehrilerini coşturmuştur. Bu ziyaret doğmuş olduğu evin bulunduğu caddeye
"Zehra Bilir" adının verilmesine vesile olmuştur.
Gerçek adını, İstanbul’da tanıdığı
Ermeni sanatkâr ve aydınlarına fısıltıyla söyleyen, kamu önünde hiç açıklamayan
Eliza, hayat hikayesini anlattığı zaman da Artaki Bey’in Terziyan olduğundan
hiç bahsetmez. Zehra Bilir’in Eliza Surhantakyan olduğunu bilen az sayıdaki
insan, onu kalabalıkların önünde zor durumda bırakmamak için bu gerçeği
dillendirmezler. Kim bilir, belki de zihinlerindeki, örnek davranışları ile
ailesine, topluma ve yakın çevresine birçok faydalar sağladığından ötürü
kendisine verilen "Türkü Ana" resminin bozulmasını istememişlerdir.
2006 yılının sonlarında düşme sonucu
kalçasındaki protezin zarar görmesi nedeniyle uzun süre Göztepe Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Bilir, Ocak 2007’de taburcu edildikten
sonra Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun, sanatçının huzurevinde barındırılması
talimatı üzerine, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı
Küçükçamlıca’daki Bahçelievler Huzurevine yerleştirilmiştir. 28 Haziran 2007
tarihinde bu huzurevinde vefat
etmiş, Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verilmiştir.
Albümleri:
Diyarbakır Şad Akar (1965, Coşkun Plak)
Popüler Türküleri:
Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına
Mecnunum Leylamı Gördüm
Cemo Cemile
Diyarbakır Şad Akar
Tiridine Bandım,
Bayır Düzü,
Başındaki Telleri.
KAYNAK: Bakan Çubukçu, Zehra Bilir’e sahip
çıktı (hürriyet.com.tr, 19 Ocak 2007), Türkiye Kültür ve Sanat 2008 Yıllığı
(2008), Unutulmayanlar-Zehra Bilir (YouTube · TRT Arşiv, 28 Haziran 2019), Yıl 1951... Türkü Ana
Zehra Bilir, oğlu Ergün Bilir (malatyagazetecilercemiyeti.org, 14 Nisan 2020), Zehra
Bilir (tr.wikipedia.org, 30.12.2022), Malatya Ermenileri (Մալաթիա) (facebook.com,
30.12.2022), Zehra Bilir - İstanbul Kadın Müzesi (istanbulkadinmuzesi.org, 30.12.2022),
Zehra Bilir (eksisozluk.com, 30.12.2022).