İbni Battuta

Gezgin, Gezi Yazarı

Doğum
Ölüm
Eğitim
Medrese mezunu
Diğer İsimler
İbn Battûta. İbn-i Battuta. İbn-i Batuta. İbni Battuta. İbni Battuta Seyahatnamesi.

14. Yüzyıl Arap seyahat yazarı (D. 1304, Tanca  /Fas ’-Ö. 1368/69 ya da 1377, Fas). Tam adı Şerafettin Ebu Abdullah Muhammet bin Abdullah bin Muhammet bin İbrahim et-Tanci el-Levati. Bazı kaynaklarda adı İbn Battûta, İbn-i Batuta, İbn-i Battuta, İbni Battuta olarak da geçer.

İbni Battuta, Tanca’da din eğitimi gördü. Hacca gitmek için Tanca’dan ayrılmasıyla başlayan (1325) uzun yolculuğu, çeyrek yüzyılı aşkın bir süre aldıktan sonra yeniden Tanca’ya dönmesiyle son buldu (1354). Fas’ın Merini sultanı Ebu İnan’ın isteği üzerine gezileri sırasında gördüklerini Muhammet bin Cuzey el-Kelbi adlı bir bilim adamına yazdırdı.

Gerçek adı Tuhfet ün –nüzzâr fî garâ’ib  il-emsâl ve’l-acâ’ib il-esfâr olan, Rihle de denen ve genel olarak İbni Batuta Seyahatnamesi diye anılan bu eserin yazımı üç yılda tamamlandı (1357).

Üç gezi dizisinden oluşan yapıta bakılırsa, yolculuğunun ilk bölümünde gezgin, Kuzey Afrika yoluyla Mısır’a ulaşır  ve geleneksel hac güzergâhı yerine Şam’dan hareket eden bir kervana katılarak Mekke’ye gelir (1325). Mekke’den ayrılıp Huzistan, Fars, Cebel Sammara, Musul yörelerini dolaşarak Tebriz’de son büyük ilhanlı hükümdarı Ebu Sait ile görüştükten (1326) sonra Bağdat’a gider. Anlattığına göre, gezisinin bu ilk bölümünde uğradığı yerlerde din ve şeriat konularından anlayan bir kişi olarak belde önde gelenlerinin saygınlığını kazanması, kendisinde çağının İslam dünyasını tanıma merakını uyandırır. Böylece gezi notları tutmaya başlar.

Yeniden Hicaz’a dönerek gezisinin ilk bölümünü noktalayan gezgin, Mekke ve Medine’de üç yıl ibadetle vakit geçirir (1327-1330). Gezisinin ikinci bölümünde Kızıldeniz kıyılarını Yemen’e kadar izler, Aden’e geçip Doğu Afrika’daki Müslüman ticaret merkezlerini görür, Arabistan yarımadasının G.-D. Kıyıları boyunca yol alarak Umman’a uğrar ve Basra körfezinde karaya çıktıktan sonra Mısır’a, oradan da Suriye’nin Lazkiye limanından deniz yoluyla Anadolu’ya geçer. Alanya’da (Alaiye) karaya çıkan gezgin, anlatımına göre Antalya ve yöresine egemen olan Tekeoğlu Hızır Bey’i hasta yatağında ziyaret eder. Muğla ve Milas’ı gördükten sonra Karamanoğulları beyliğinin başkenti Karaman’da (Larende) Karaman beyi Bedrettin Mahmut tarafından ağırlanır.

Tire-Efes yoluyla İzmir’e geçen ve Aydınoğulları beyliğinin kurucusu Gazi Mehmet Bey’in konuğu olan gezgin, oradan kuzeye yönelerek Manisa-Bergama-Balıkesir yoluyla Osmanlı beyliğinin başkenti Bursa’ya vardığını ve İznik’te Orhan Gazi ile görüştüğünü söyler. Onun savaşçılığını, kalelerini savunma yöntemlerini ve ordusunun disiplinini çok öven gezgin, Orhan Gazi’yi Anadolu beylerinin en güçlüsü olarak tanımlar.

Sakarya ırmağını geçerek Taraklı’ya (Yenice), sonra da Safranbolu üzerinden Kastamonu’ya ulaşır ve Sinop’ta Kırım’a gitmek için bir gemi kiralar. Bu arada, Anadolu’da gittiği her yerde esnafın birlik ve dayanışma örgütü olan ahiliğe bağlı kişilerce karşılanıp ağırlandığını anlatırken, ahileri över ve onlar hakkında çok değerli bilgiler verir. Kerç’te Kırım’a ayak basan gezgin, Altınordu hükümdarı Gıyasettin Mehmet Özbek Han’ın Kafkasya’daki ordugâhını ziyaret ettiği gibi, Bulgar Türklerinin bulunduğu Volga kıyılarına kadar da uzanır. Ailesini görmek isteyen Özbek Han’ın Bizans prensesi olan eşini, hükümdarın izniyle  İstanbul’a götürür ve orada imparator Andronikos III Palaiologos ile görüştüğünü söylerken, o dönemin İstanbul’unu da ballandırarak anlatır. Hükümdarın eşiyle birlikte Altınordu Hanlığı’nın başkentine dönmesi ve Özbek Han’ın sarayında bir süre konuk edilmesiyle gezinin ikinci bölümü de sona erer (1330-1333).

Harizm bozkırlarını geçerek Buhara’ya ulaşması, Horasan’ı da gezdikten sonra Hindi Kuş dağlarını aşıp İndus vadisine varmasıyla yolculuğunun üçüncü bölümü başlar (1333). Rihle’nin üçüncü bölümünde önemli bir yer tutan Hindistan’ın tarihi, görenekleri, kurumları, halkı ve yetiştirdiği ürünler ayrıntılarıyla anlatılır. Delhi’de Gıyasettin Muhammet Şah II tarafından kabul edilir, orada kadı olarak görev yapar (1334-1337). Bir elçiler kurulunun başında Çin’e gönderilir. Orta Hindistan’dan geçerek Malabar kıyılarına iner. Ancak, Çin’e gidecek gemilerin şiddetli bir fırtınada kayalara çarparak batmaları üzerine bir süre Malabar Sultanlığı’nda kalır.

Maldiv adalarına geçerek burada da kadılık yapar (1342-1344). Sumatra adasına gittiğinde, adanın Müslüman sultanı kendisine Çin’e gitmek için bir gemi verir. Kanton ve Pekin’i (Hanbalık) gören gezgin, büyük Moğol hakanı Togan Timur’u göremediği için yakınır. İç savaşların şiddetlenmesi nedeniyle Çin’de daha çok kalamayacağını anlayarak dönüş hazırlıklarına başlar (1347). Sumatra ve Malabar üzerinden Dofar’a, Umman ve Güney İran yoluyla da Bağdat’a gider. Suriye’de halkı büyük can kaybına uğratan veba salgınına tanık olur (1348).

Mısır’a geçip bir Katalan gemisiyle Tunus’a ulaşır (1349). Buradan önce Sardinya adasına, sonra da Cezayir’e giden gezgin, Cebelitarık boğazını geçerek İspanya’ya varır (1350). Granada Krallığı’nı gezdikten sonra Mandigo Müslüman zenci devletini görme merakına kapılır ve Nijer kıyılarına iner (1352). Ardından Büyük Sahra’yı boydan boya geçerek Batı Sudan’a ve Mali’ye ulaşır (1352-1353). Mali İmparatorluğu’nda bir yıl kalıp incelemeler yaptıktan sonra berberi Tuaregler’in  ülkesinden geçerek Fas’a döner (1354). 29 yıl süren ve yaklaşık 130 500 km tutan gezi de böylece sona ermiş olur.

Doğu’da ve Batı’da geniş yankılar uyandıran ve birçok dile çevrilen (Fransızca, Almanca, Portekizce, İngilizce, Urduca vb. ) seyahatname Damat Mehmet Şerif Paşa tarafından Türkçeleştirildi (1917-1919).

Muhammet bin Cuzey’in kaleminden çıkmış ilk metin, Paris’te Bibliothéque Nationale’de bulunur. Ancak, İbni Battuta’nın tuttuğu notlardan bir bölümü Hindistan’da başından geçen bazı olaylar sırasında kaybolduğundan, kitabın yazılması kimi noktalarda gezginin sadece belleğinde kalan gözlemlere dayanır. Buna bir de gezi notlarını derleyen Cuzey’in kendi kafasından yaptığı eklemeler ve üslubu nedeniyle bazı anlatım yanılgıları katılınca, seyahatnamede açık kronoloji yanlışlıkları kadar, birbiriyle çelişen tutarsızlıklar ve eksik yerler göze çarpar.

Seyahatname, bu yüzden daha İbni Batuta’nın sağlığında bile uzmanlar arasında kuşkuyla karşılandı. Ancak, her şeye karşın, Anadolu beyliklerini, Hindistan ve Nijer kıyısındaki Mandigo Krallığı’nı tanımlaması açısından önemli bir kaynak niteliği taşıdığı gibi, bu ülkeler insanlarının toplumsal yaşamlarını, gelenek ve göreneklerini aydınlatması yönünden de bilgi verici olma özelliğini korur.

HAKKINDA: Büyük Larousse, 1986, c. 9, s. 5520), Turan Tektaş / İbn Battuta "Ortaçağın Enbüyük Seyyahı" (kitapyurdu.com, 2019), İbn Batuta'ya göre Türkler; "Kadınları erkeklerden üstün tutarlar" (indyturk.com, 5 Eylül 2020), İbni Battuta Seyahatnamesi (Sesli Kitap, YouTube · Sesli Kitap, 21 Aralık 2020), İbn Battûta - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr, erişim 25.08.2022), İbn Battuta Seyahatnamesi (kitapyurdu.com, 25.08.2022), İbn Battûta kimdir ? (sabah.com.tr, 25.08.2022), İbrahim Akkurt / Ortaçağ’ın Meşhur Müslüman Seyyahı İbn-i Battuta (istanbultarih.com, 25.08.2022),

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör