Albert Camus

Deneme Yazarı, Oyun Yazarı, Edebiyatçı

Doğum
17 Kasım, 1913
Ölüm
04 Ocak, 1960
Eğitim
Cezayir Üniversitesi Felsefe Bölümü
Burç
Fransız deneme ve oyun yazarı (D. 17 Kasım 1913, Oran / Cezayir – Ö. 4 Ocak 1960, Villeblevin, Fransa). Öğrenimini Cezayir Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamladı. Doktorasını Platon ve St. Augustin üzerine yaptı. Doğduğu yıllarda Cezayir, Fransa'nın işgali altındaydı.

Babası işçiydi, annesinin okuma-yazması yoktu. Yoksul bir ailede büyüyen yazar, babası 1. Dünya Savaşı’nda ölünce İspanyol asıllı annesiyle bu yoksul hayatı sürdürmeye devam etti. 1923 yılında Lise öğrenimine başladı. Burada başarılı bir öğrencilik hayatı sürdürdü ve Cezayir Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’ne gitti. Camus, üniversitedeki hayatı boyunca felsefe alanında kendini geliştirirken bir yandan da tiyatro ile ilgileniyordu. Ne yazık ki yazarın 1930 yılında verem hastalığına yakalanması futbol kariyerini sonlandırdı ve yazar, akademik çalışmalarına odaklanmaya başladı.

Yazar, 1934'te Simone Hie ile evlendi fakat evlilikleri çok kısa sürdü. Albert Camus’nün ikinci evliliği 1940 yılında matematikçi ve piyanist Francine Faure ile gerçekleşti ve bu evliliklerinden Catherine ve Jean adında çocukları oldu.

İkinci Dünya Savaşı, ilk yıllarda “Yalancı Savaş”, “Komik Savaş” olarak adlandırılıyordu ve Nazi Savaş Makinesi Wehrmacht’ın, Luftwaffe’nin ve Kriegsmarine’nin insanlık tarihine büyük bir felaket getiren sesleri henüz duyulmamıştı. Camus, bu yıllarda Naziler’e karşı kurulan Fransız Direniş Birliği’ne katıldı ve pasifist olarak yazılarını ve politik görüşlerini Combat adlı bir gazetede sundu.

1942 yılında en çok bilinen eseri Yabancı’yı ve Camus felsefesinin ana hatlarının görülebileceği Sisifos Söyleni’yi yayımladı. Camus, 1943 yılında Combat gazetesinin editörlüğünü yapmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı’ndan iki yıl sonra gazetenin gittikçe ticari bir hâl alması Camus’nün bu gazeteden ayrılmasına neden oldu. Albert Camus, varoluşçu felsefenin o dönemdeki büyük isimlerinden Jean Paul Sartre ile bu yıllarda tanışmıştı. 1950’li yıllarda kendini insan haklarına adadı ve bu amaçla çeşitli eylemlerde bulundu. Bunların arasında idam cezalarına karşı savaşı bilinmektedir. Arap isyanları sırasında bu isyanların Sovyet destekli olduğunu düşündüğünden Cezayir’in bağımsızlığına karşı çıkıyordu fakat ülkenin özerk veya fedarasyon olması gerektiğini savunuyordu. Araplarla Cezayir doğumlu Fransızların beraber yaşayabileceğini düşünen Camus, bu yıllarda idam cezasına çarptırılan Cezayirlilerin bu cezadan kurtulabilmesi için mücadele etti.

Camus, varoluşçu bir yazar olmasına karşın kendisini o kalıba sokmayı reddederdi. Yine de Camus, varoluşçu bir yazar olarak değer görür fakat Camus eserleri varoluşçuluktan da öte absürdizm içerir. Varoluşçuluk ya da egzistansiyalizm, bir insan ve birey olarak “var olmanın” anlamını araştırmaktayken, absürdizm ise bireyin böyle bir anlam bulma amacının beyhude olduğunu savunur. Fakat Camus’nün de belirttiği gibi bu beyhudelik yanlış anlaşılmamalıdır.

Camus sözleri ile bunu kendisi açıklamaktadır: “Hayat hiçbir şey değildir, itina ile yaşayınız.” Camus burada, hayatın bir anlamını aramanın boşuna bir uğraş olduğunu, sonunda hiçbir anlam bulamayacağımızı; fakat bunun hayatı en güzel şekilde yaşamamızın önünde bir engel oluşturmaması gerektiğini savunur. Absürdizmin en net açıklaması budur. Sisifos* Söyleni’de tüm bunlardan bahsederken Camus, fikirlerini Yabancı kitabındaki ana karakteri Mösyö Meursault’ta kişiliğe büründürür.

Mösyö Meursault, hayatın bir anlamı bulunmadığının bilincindedir; fakat dilediği her şeyi yapmakta özgür hisseder kendini. Hayatını kendi biçimlendirir. Kelimenin tam anlamıyla “absürt” yaşamaktadır. Alber Camus kitapları Yabancı’da ve Veba’da bu temaları işlemiştir. Camus’nün en çok bilinen diğer çalışmaları “Başkaldıran İnsan”, “Düşüş” ve “Sürgün ve Krallık” adlı eserleridir.

Yazar, varoluşçu ve absürdist romanlarının yanında birçok piyes uyarlaması yapmıştır ve tiyatro alanında aktif bir rol oynamıştır.

Albert Camus’nün değerli, etkileyici eserleri ve makaleleri, yazarın 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasını sağlamıştır.

Çağımızı derinden etkileyen isimlerdendi Albert Camus. Ona “En tuhaf ölüm şekli nedir?” diye sorulduğunda “Sanırım bir araba kazasında ölmek.” diyordu. Tuhaf bir tesadüftür ki büyük yazar, 1960 yılında Fransa’da bir araba kazasında hayatını kaybetti. Albert Camus’nün ruhu, eserlerinde “var olmaya” devam etmekte.

Kendisine dünya çapında ün kazandıran egzistansiyalist (varoluşçu) çizgideki Yabancı ve Veba romanları başta olmak üzere eserleri pek çok dile çevrilerek yayımlandı. Hayatını Fransa’da bir otomobil kazasında kaybetti. İntihar ettiği de söylenmiştir.

Eserleri dilimize Reşat Nuri Güntekin, Oktay Akbal, Vedat Günyol, Bedrettin Tuncel, Tahsin Yücel vb. çeşitli yazarlar tarafından kazandırıldı.

 

Türkçeye Çevrilen Başlıca Eserleri:

 

Denemeler (Çev. Vedat Günyol, 1960, 1998), Başkaldıran İnsan (Çev. Tahsin Yücel, 1995, 2021), Düşüş (Çev. Hüseyin Demirhan, 2000), Caligula (Çev. Ayberk Erkay, 2015), Sıkıyönetim (Çev. Ayberk Erkay, 2015), Yabancı (Çev. Ayça Sezen, 2019), Çekip Gidene Her Şey Mizah Kalıp Bekleyene Her Şey Şiirdir (Çev. Tolga Bleda Öz, 2020), Veba (Nedret Tanyolaç Öztokat, 2021), Yanlışlık, Tersi ve Yüzü, Bir Alman Dosta Mektuplar, Giyotin, İdam (Arthur Koestler’le birlikte), Mutlu Ölüm, Sisyph Efsanesi (Sisifos Söyleni), Sürgün ve Krallık, Caligula, Adiller, Asturya’da İnsan, Uyumsuz Yaşama,

HAKKINDA: Albert Camus kimdir? - Kitapları (1000.kitap.com, kitapyurdu.com.tr, dr.com.tr,  kidega.com, felsefe.gen.tr, yeniakit.com.tr, paratic.com, 24.07.2022).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör