İsmail Fakirullah

Mutasavvıf, İslam Bilgini

Doğum
19 Nisan, 1657
Ölüm
Eğitim
Medrese mezunu
Burç

İslam bilgini, müderris ve mutasavvıf (D. 19 Nisan 1657, Siirt’in Aydınlar ilçesine bağlı Tillo köyü - Ö. 1734, Siirt’in Aydınlar ilçesine bağlı Tillo köyü).

Asıl adı İsmâil’dir. Hayatı hakkındaki bilgiler Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın Mârifetnâme’sine dayanmaktadır. Hz. Peygamber’in amcası Abbas’ın soyundan geldiği söylenen dedesi Abdülcemal ve babası Kasım Tillo’da müderrislik yapmışlardır. İsmâil’in eğitimiyle bizzat babası meşgul oldu. Yirmi dört yaşına geldiğinde tahsilini tamamlayarak medresede ders vermeye başladı. Babası vefat edince de Tillo’daki caminin imam ve hatibi oldu. İbrâhim Hakkı onun genellikle Arapça konuştuğunu söyler.

Dinin emirlerini büyük bir hassasiyetle yerine getiren, kendi işini bizzat yapmaktan, tarlada çalışarak el emeğiyle geçinmekten hoşlanan Fakîrullah’ın kırk yaşında iken geçirdiği ruhî değişim onun mânevî hayata daha çok yönelmesine sebep oldu. Hacdan döndükten sonra bir gece yatsı namazı için camiye giderken bir kör kuyuya düştü ve burada mazhar olduğu mânevî haller sonucunda sekiz yıl süren bir vecd ve istiğrak dönemi yaşadı. Çevresinde toplanan müridlerinin başında Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın babası Molla Osman Hüsnü ile Molla Muhammed gelir.

İbrâhim Hakkı küçük yaşta babasıyla birlikte onun sohbetlerine katılmış, faziletlerini ve dinî hayatını yakından görerek etkisi altında kalmıştır. Mârifetnâme’de onun Fakîrullah unvanını alma sebebi ve hangi tarikata mensup olduğu hususunda bilgi yoktur. İbrâhim Hakkı dolayısıyla bu konu üzerinde duranlar Fakîrullah’ın Nakşibendî veya Kādirî-Nakşibendî olabileceğini belirtmişlerdir. Mârifetnâme’de Nakşibendîliğe özel bir bölüm ayrılmış bulunması onun Nakşibendî olması ihtimalini güçlendirir. Ayrıca bu eserde Üveysî olduğu, doğrudan Hz. Peygamber’in ruhaniyetinden faydalandığı da anlatılır.

Hayatının son yıllarında zamanını daha çok müridi ve halifesi İbrâhim Hakkı ile sohbet ederek geçiren Fakîrullah’ın şöhreti her tarafa yayıldığından birçok devlet adamı kendisini ziyarete geliyor veya ona mektup gönderiyordu. Hatta bazı sosyal ve siyasî meselelerin çözümü için yardım ve himmeti isteniyordu. İbrâhim Hakkı, “Mürşid-İ Kâmil” olarak nitelediği şeyhinin mütevazi yaşayışı ve ahlâkı hakkında ayrıntılı bilgi verir.

Uzun murakabe halleriyle tanınan Fakîrullah 1147 (1734) yılında tekrar istiğrak haline girdi. Bir cuma akşamı kendine gelince aile fertlerini ve müridlerini toplayarak vasiyette bulundu ve ardından vefat etti. Cenaze namazı büyük oğlu Abdülkadir tarafından kıldırıldı. Defnedildiği yere yapılan türbeye güneş ışınları, 21 Mart ve 23 Eylül günleri 40 × 40 santimlik bir pencereden girip kubbesinde bulunan bir prizmadan geçerek sandukanın baş tarafını aydınlatıyordu. Ancak bu sistem günümüzde bozulmuş durumdadır. Tillo’da daha sonra İbrâhim Hakkı tarafından yaptırılan dergâhta pek çok kimse eğitim gördü, birçok talebe tahsil yaptı.

Kabri Tillo’da kendi ismiyle anılan türbededir. Her sene binlerce kişi türbesini ziyaret etmektedir. Fakîrullah’ın türbesi inşa edildiği tarihten itibaren özellikle bölge halkı tarafından sürekli ziyaret edilmiştir ve günümüzde de bu özelliğini korumaktadır. Şeyhin şahsî eşyaları zamanımıza kadar muhafaza edilmiştir.

İsmail Fakirullah'ın 1734'te vefatının ardından çok üzülen İbrahim Hakkı Hazretleri, "Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim?" diyerek arayışa girmişti. İbrahim Hakkı Hazretleri, hocası için yan tarafında kule bulunan bir türbe ve Tillo'nun yaklaşık 3 kilometre uzağında tepe üzerinde taş duvar yapmıştı.

Her yıl ekinokslarda doğan güneş, duvarın ortasında bulunan pencereden süzülen ilk ışınları, kuledeki aynaya yansıdıktan sonra ışığın kırılması yöntemiyle pencereden türbeye ve oradan da İsmail Fakirullah Hazretleri'nin başucuna doğuyor. 1960'lı yıllarda yapılan restorasyonda, pencerenin yerinin değişmesi sonucu düzenek izlenemez hale gelmişti. 2011'de değişik üniversitelerinden bilim adamlarının yaptıkları çalışmayla yeni bir pencere açılarak olayın tekrar izlenmesi sağlanmıştı.

KAYNAKÇA: İbrâhim Hakkı Erzurûmî / Mârifetnâme (Kahire 1255/1839, s. 504, 520 – Yeni basım: Erzurumlu İbrahim Hakkı / İsmail Fakirullah Hazretleri, çeviren: Masum Aydın (2022), Hüseyin Vassâf, / Sefîne, (II, 152), İslâm Âlimleri Ansiklopedisi (ts., XVI, 318), Evliyalar Ansiklopedisi (1992, VI, 129-144), Hayrani Altıntaş / Fakirullah (TDV İslâm Ansiklopedisi / c. 12, S. 132,  1995 – islam ansiklopeisi.org.tr, erişim 19.04.2021), İsmail Fakirullah Hazretleri kimdir? (yeniakit.com.tr, 19.04.2021).

İSMAİL FAKİRULLAH HAZRETLERİ

“Bismillahirrahmanirrahim, Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile başlar ve yalnız O’ndan yardım dileriz. Allah’a hamd olsun. Mahlûkatın yaratılmışların en üstünü olan Hz. Muhammed Mustafa’ya salatu selamlar olsun. Bu hoş ve tatlı kitabın yazarı olan ben, İbrahim Hakkı, Allah’ın gerçekten fakir bir kuluyum. Bu kitap yüce bir zat olan Gavs-ı azam, Kutbu’l-Aktab, Şeyh İsmail Fakirullah Tillovi Hazretleri’nin menakıbı hakkındadır. Kitabı bir Mukaddime ile yedi bölüme ayırdım ve bir sonuçla bitirdim:

Mukaddime bölümü Gavs-ı azam Şeyh İsmail Fakirullah Tillovi Hazretleri’nin soyunu, nesebini, mezhebini, meşrebini, lisanını ve edebini bildirir. 1. Bölüm vatanını, doğumunu, âdetlerini ve resmini, 2 Bölüm  kuyu hikâyesini, veliliğini keşiflerini, uzlet hâlini, 3. Bölüm  güzel adetlerini ve yüce vasıflarını, 4. Bölüm, günlük âdet ve sohbetlerini,  5. Bölüm giydiği elbiseleri, giyimini, kuşamını,,.6. Bölüm  apaçık kerametlerini, yüce makamını  7. Bölüm herkesin kalbinde sevgisinin olduğu ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını giderdiği, gam, keder ve üzüntü sahiplerinin bu durumlarını bildiğini, Son bölüm ise, onun bu fâni âlemden ebedi âleme göçünü, Allah’a kavuşmasını, vasiyetini ve bıraktığı güzel hatıraları beyan eder. Allah ondan razı olsun ve rızasına erdirsin… ‘mek’ad-i sıdk’ olan doğruluk makamı, onun mekânı olsun.”

 

KAYNAK: Erzurumlu İbrahim Hakkı / İsmail Fakirullah Hazretleri (çeviren: Masum Aydın (2022).

 

 

Yazar: ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör