Gazeteci
yazar, müzisyen, viyola sanatçısı, öğretim görevlisi. 1987’de Ankara’da
doğdu. Ortaokulda konservatuvara başladı. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu.
Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisansını tamamladı.
Yüksek
lisansı sırasında Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The
Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Christopher WarrenGreen, Bruno
Weil, Daniel Klajner, Jos van Immerseel, Kai Baumann gibi orkestra şefleriyle
Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verme deneyimi edindi. Tatjana
Masurenko, Michael Kugel, Ruşen Güneş, Çetin Aydar, Danel Quartet, Marco
Misciagna, Michel Michalakakos, Apple Hill Quartet, Siegfried Führlinger gibi
hocaların ustalık sınıflarına katıldı.
The
World Youth Orchestra, The World Orchestra, Greek Turkish Youth Orchestra,
Bilkent Youth Symphony Orchestra, Bilkent Youth Virtuosos, Jungenc Philharmonic
Orchestra, AIMA Festival Orkestrası gibi ensemble/ orkestralarda ve Young Euro
Classic, Schloss/Beuggen International Music Fest, Schlern International Music
Fest, Bayreuth Youth Talented Artists ́s Music Fest, The Turco-British
Association Bach Günleri, Datça Uluslararası Müzik Akademisi, T.R.N.C. Malta
Dostluk Günleri, Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali, Uluslararası Istanbul
Müzik Festivali, Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali, AIMA Ayvalık
Müzik Festivali ve Cervo International Music Fest gibi etkinlik ve festival
konserlerinde yer aldı.
İstanbul’a
taşındıktan sonra CRR, AIMA Orkestrası, Orkestra Sion’da çalıştı. Ayrıca
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Doçent Beste Tıknaz Modiri ile
Sanatta Yeterlilik çalışmalarımı tamamlayarak, Okan Üniversitesi’nde öğretim
görevliliğine başladı. Bitirme tezi “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri”
kitap olarak yayınlandı. Trio Pax, Trio Tını gruplarının yanı sıra Okan
Üniversitesi Orkestrası’nda üç yıl öğretim görevlisi olarak çalıştı. Psikoloji
ve edebiyat her zaman ilgi alanım oldu.
İlk
öyküleri Kitap-lık ve Altzine dergilerinde yayınlandı. Sanat haberciliğine
Sanat Atak’ta, dergide çalışmaya ise Milliyet Sanat’ta başladı.
Günsu
Özkarar, 2018’de barınaktan sahiplendiği köpeği Sufle ile Moda’da yaşıyor.
Kitapları:
Tarihsel
Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri (2017),
Küflü
Virgül (2020),
Bazen
Olur (2021.
KAYNAK:
Günsu Özkarar / 68’li ve Gazeteci (neokuyorum.org, 2 Eylül 2019), Kırmızı
Koltuk-Genç Viyolacı Günsu Özkarar (gizemcim.wordpress.com, 26 Eylül 2013),
Günsu Özkarar kimdir? (uplifers.com, piyanoevi.com,kidega.com, gazetesanat.com,
terrabayt.com, Günsu Özkarar (@gunsu_ozkarar) • Instagram (instagram.com,
sanatatak.com, 09.02.2022), Günsu Özkarar Yazarına Ait Tüm Kitaplar
(kitapyurdu.com, dr.com.tr, idefix.com, bkmkitap.com, ilknokta.com,
pandora.com.tr, kidega.com, istanbulkitapcisi.com, amazon.com.tr, 09.02.2022).
Asu
Maro ülkemizin hatırı sayılır gazetecilerinden. Cumhuriyet, Radikal İki, Akşam,
Milliyet Cadde; hepsinde uzun soluklu çalışmalar yapmış bir isim. Aslında
basın-yayın değil iktisat mezunu olan Maro’nun ilk okulum dediği yer Cumhuriyet
Gazetesi. İkinci okulu Radikal İki’de ise Tuğrul Eryılmaz ile tanışıyor. Dört
yıl burada, bir o kadar da Milliyet Sanat’ta birlikte çalışıyorlar. O
zamanlardan nehir söyleşi yapacaklarına dair bir söz alıyor Tuğrul
Eryılmaz’dan. İletişim Yayınları’ndan çıkan “Tuğrul Eryılmaz 68’li ve Gazeteci”
bu sözün bir ürünü. Aradan on üç yıl geçmiş tabii.
2015’in
son günlerinde Tuğrul Eryılmaz’ın vazgeçilmez mekanlarından Kaktüs’e oturup
düğmeye basıyorlar ve çerçeve konusunda da uzun uzun pazarlık ediyorlar.
Kitabın
önsözünde bahsedildiği gibi kayıtsız şartsız çok sevenleri kadar kızanları,
korkanları ve şiddetle hoşlanmayanları olsa da sanırım hepsinin üzerinde
anlaşacağı nokta, Tuğrul Eryılmaz’ın Türkiye basınında bir okul olduğudur.
Asu
Maro’nun kaleme aldığı bu kitapta da O’nun risk almaktan çekinmeyen,
denenmeyeni deneyen, söylenmeyeni söyleyen tarafı ve hayat hikayesi yer alıyor.
Hikâye,
Diyarbakır Sur’da başlıyor. Doğduğu şehir, ev, kimliğinin şekillenişi, İstanbul
zamanları, ilkokul yıllarına dair sorulara cevapları var. Bu cevaplar üstünden
Alevilik-Sünnilik meselesini de tartışmaya açıyorlar birlikte.
Acı-tatlı
anılara giriyorlar sonra. Müzik yarışmasındaki ilk hayal kırıklığını anlatıyor
Tuğrul Eryılmaz.
Sanatla
ilişkisi tango ile başladığı müzikle kalmıyor, sinemanın hayatına girişi de
mevcut. İlk izlediği film Avare. Sonra sıralıyor Tuğrul Eryılmaz; Kaldırım
Çiçeği, Yedi Köyün Zeynebi, Boş Beşik, Büyük Sirk. Türk Sinemasına nostaljik
bir bakış sağlıyor okura…
Aslen
Kadıköy doğumlu Eryılmaz, tam yirmi yıl sonra çocukluğunun geçtiği Diyarbakır’a
geri dönünce oraya dışarıdan bir gözle bakıyor. Diyarbakır’ın yirmi yılda ne
kadar değiştiğini yaşadığı diğer şehirler üstünden kıyaslıyor. Mesela İzmir’e
bir beş yıl sonra gittiğinde aynı değil ama Diyarbakır’da birçok yer aynı
kalmış. Farklı deneyimleri de oluyor doğduğu şehirde. Gazetecilik atölyeleri
gibi. Asu Maro hem Tuğrul Eryılmaz Diyarbakır’da gazeteci olsaydı ne olurdu
diye soruyor, hem de sordukları ile Diyarbakır’daki Kürt gazetecileri, Dicle
Haber Ajansı’nı, Jiyan’dan gelenleri öğrenmiş oluyoruz.
Tuğrul
Eryılmaz gençliğinde Dev-Genç’e de katılıyor. Ama Fikir Kulübü’ne alınmıyor.
Kitapta bu anıları da kendi analizleriyle yer alıyor. O dönem çok kulüp var:
Hür Düşünce Kulübü, sağcılar, sosyal demokratlar, Sosyalist Fikir Kulübü…
Asu
Maro kitapta o döneme oldukça yer ayırıyor ve detaylıca soruyor. İkinci darbe
12 Eylül’de yaşananlar ve Eryılmaz üstündeki etkisi de çok. Bu nehir söyleşi
vesilesiyle Nokta Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi, beğendiği ve beğenmediği
dergileri anlatıyor Tuğrul Eryılmaz.
Cihangir
Mahallesi’ni konuşuyorlar sonra. Mahallede kimlerin yaşadığı da röportajın
içinde. Sonra Sokak Dergisi var. İsmini Yıldırım Türker’in koyduğu bu dergiyi
solcular sevmiyorlar, diyor. Tuğrul Eryılmaz’ın gazetecilik serüveninde Türkiye
siyasi tarihindeki iniş çıkışları okumak da mümkün. Aynı zamanda siyasetin
etkisiyle Türkiye’deki dergicilik serüveni de diyebiliriz hatta. Dergiler çok
etkileniyor ülkedeki çalkantılardan. Yeni Gündem, Cumhuriyet Dergi ve İkinci
Nokta bu döneme denk geliyor.
En
güzel dönem ise Radikal İki dönemi. Günde on sekiz saat çalıştıkları bile
oluyor bu dönemde. Radikal İki’den kimlerin yolu geçmiyor ki…
Tuğrul
Eryılmaz Asu Maro’nun bu insanlarla ilgili sorularını kişisel deneyiminin tüm
naifliği ile anlatıyor. İçten, samimi, birçok insanla yolu kesişmiş bir isim
Tuğrul Eryılmaz. Asu Maro ile bundan daha güzel bir kitap çıkaramazlarmış.
KAYNAK:
Günsu Özkarar / 68’li ve Gazeteci (neokuyorum.org, 2 Eylül 2019).
KAYNAK:
Asu Maro / Ölüm
kalım sınavından sağ çıkmak (milliyet.com.tr, 7 Şubat 2022).