Gazeteci yazar, ekonomi yazarı, öğretim görevlisi. 1957 yılında Ankara'da doğdu. Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi (TODAİE) Sevk ve İdare Yüksek Okulu mezunudur.
Gazetecilik
mesleğine 1984 yılında Dünya gazetesinin İstanbul merkezinde başladı. 1 yıl
sonra Dünya gazetesi Ankara Bürosu muhabirliğine geçti. Sırasıyla Dünya Gazetesi
Ankara Haber müdürlüğü, Hürriyet gazetesi Ankara ekonomi muhabirliği, Hürriyet gazetesi
yazarlığı yaptı.
Yeni
Yüzyıl gazetesinde kısa süre Temsilci Yardımcılığından sonra Star gazetesi
kurulunca Ankara Temsilcisi oldu. Daha sonra Hürriyet gazetesi yazarlığına geri
dönerken aynı zamanda CNN Türk’te ekonomi programları ve yorumları yaptı.
Erdal
Sağlam, 2019 yılından 4 Ocak 2022 tarihine kadar Cumhuriyet gazetesi yazarlığı
ile birlikte Referans Gazetesi Ankara Temsilciliği görevini birlikte yürüttü.
Gazi
Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “ekonomi gazeteciliği “ ve “uzman
gazetecilik” dersleri verdi. Halen ekonomi gazeteciliği dersine devam ediyor.
İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin “En iyi ekonomi muhabiri” ödülü sahibidir. Evli
ve 1 çocuk babasıdır.
KAYNAK:
Erdal Sağlam Hürriyet'ten ayrıldı (gazeteduvar.com.tr, 05 Temmuz Cuma 2019), Erdal
Sağlam Yazıları (cumhuriyet.com.tr, 04 Ocak 2022), Cumhuriyet’te bir ayrılık
daha: Ekonomi yazarı Erdal Sağlam’dan veda mesajı (birgun.net, 04.01.2022), Erdal
Sağlam Kimdir? (haberler.com.tr, 21.01.2022), Erdal Sağlam (eksisozluk.com, 21.01.2022),
Erdal Sağlam (gazetepku.com, 21.01.2022).
Siyasi
iktidarın ekonomideki vahim yanlışları nedeniyle, yıllık enflasyon yüzde
36.08’e çıktı. Elektrik, doğalgaz, akaryakıt zamları, otomatik artan vergiler
ve enflasyona bağlı yeni zamlarla birlikte, yıllık enflasyonun önümüzdeki
aylarda yüzde 45-50 seviyelerine çıkması artık sürpriz olmayacak.
Türkiye,
düşük faiz-yüksek enflasyon sarmalına geçen eylül ayında tekrar girdi. Bunun
nedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağustosta yeniden başlattığı “Faiz sebep,
enflasyon neticedir” şeklinde özetlenen, ekonominin yasalarına karşı çıkan
düşüncesi. Son aylarda buna “Nas ne diyorsa ona uyacağız” diyerek İslami ve
ideolojik kılıf da eklendi ve olanlar oldu. Tüm dünyada artan enflasyon
nedeniyle faiz artışları başlamışken içeride enflasyon zaten artış sürecine
girmişken dört ayda toplam 5 puanlık faiz indirimi yapıldı. Sonunda kurlar ve
enflasyon patladı, belki de ilk kez yaşanacak hiperenflasyon dönemine girdik.
Cumhurbaşkanı’nın
“mandacı” diye suçladığı iktisatçıların çoğu, erken faiz indirimi yapmak yerine
faizler yüzde 19 seviyesinde kalsaydı, bugün kurların 10 TL’nin altında,
enflasyonun da yüzde 15 civarında olacağını söylüyor.
Tüketici
enflasyonunda gelinen yüzde 36 seviyesinin önümüzdeki aylarda yükselmesi de
kaçınılmaz. Toplam 415 maddelik sepetten 364’ünde fiyat artışı görülmesini,
Merkez Bankası’nın birkaç ay önce “Faizde buna bakacağız” dediği çekirdek
enflasyonun bile yüzde 32’ye ulaştığını göz önüne alırsak, zaten artışın devam
edeceği açıkça gözüküyor.
Yıllık
enflasyon oranlarının yüzde 50’ye kadar çıkması ihtimalini düşündüren daha
birçok sinyal var. TÜİK üretici fiyatlarındaki artışın aralıkta yüzde 19.08,
yıllık olarak da yüzde 79.89’a çıktığını açıkladı. Aradaki makas anormal olarak
büyümeye devam etti, bu da tüketici fiyatlarına yansımasının kaçınılmaz
olduğunun göstergesi. Yüzde 50’lik asgari ücret zammı, enflasyon oranında
yapılacak memur, işçi ve memur emeklisi zamları da hesaba katıldığında,
önümüzdeki birkaç ay içinde talebin canlı seyretmesi, dolayısıyla üreteci
fiyatlarından tüketici fiyatlarına geçişin artacağını söyleyebiliriz.
Enflasyondaki
artış trendinin süreceği yolundaki beklenti, talebin öne çekilmesine, bu da
tüketici fiyatlarında daha yüksek oranlı artışlara neden de olabilir.
Bu
da yetmedi; 31 Aralık akşamı elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine ve
otomatik gelen vergi ile harçlarda yüksek oranlı artışları yaşadık. Tüm bunlar
önümüzdeki aylardaki enflasyon oranlarına yansımaya devam edecek.
Geçen
yılın ilk beş ayında baz etkisinin düşük kaldığını göz önüne alırsak, bu
gidişle enflasyonun yüzde 50’ye doğru gidişini de normal karşılamak gerek.
FAİZ
ARTIŞI YAPAR MI?
Tüketici
fiyat endeksinde önemli payı olan sigara ve içki fiyatlarına gelecek zamları da
saymak gerek. Otomatik olarak, önceki altı ayın enflasyon oranı yansıtılırsa
sigara fiyatları yüzde 47 zamlanacak. Uygulanan saçma nispi vergileme
nedeniyle, pakette 5 TL artış bekleniyor. 1 TL’lik artış enflasyona 0.25
oranında etki yaptığına göre, 5 TL’lik sigara zammından bile tek başına yüzde
1.25’lik enflasyon artışı gelecek. Alkollü içki zammı da cabası.
İktidar
böyle bir savunmaya geçse bile enflasyonda gelinen noktayı “geçici” olarak
görmek mümkün değil. Aksine, bu trendin hızlanacağını, özellikle yılın ilk beş
ayında artışın devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Peki,
bu süreçten geri dönüş nasıl olacak? Bu konuda tek çözüm, 2018’de yaptıkları
gibi, yüksek oranlı faiz artışları yapıp kurların ve enflasyon trendinin geriye
gelmesini beklemek. Düşünün; Merkez Bankası politika faizi yüzde 14’e indi,
yıllık enflasyon yüzde 36’yı aştı ve daha da yukarı gidecek. Buradaki negatif
reel faiz yüzde 20’leri aşmışken, yapılması gereken faiz artışının en az bu
düzeyde olması gerekir. Sizce Cumhurbaşkanı Erdoğan buna izin verir mi?
Cumhurbaşkanı’nın
“Faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur” tezinin son dört ayda tam tersinin
çıktığını somut rakamlarla görüp yüklü faiz artışı yapması doğal olandır.
Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni yılda da faiz indirimlerinin devam
etmesini istediğini bilirken, yüklü faiz artışları yapmasını beklemek biraz
garip olur herhalde.
“Kahramanlık”
olarak sunulan kurlardaki düşüşün yerini artışa yeniden bırakması beklenebilir.
“Çalışanı ezdirmem” diyerek lanse edilen yüzde 50’lik asgari ücret zammı da bu
enflasyonla, birkaç ay içinde sıfırlanmış olacak.
Özetle:
tek kişinin söz sahibi olduğu ülkede yapılan yanlış, ülkeyi ve tüm halkı
uçuruma sürüklüyor.
(Cumhuriyet,
4 Ocak 2022)