Şair ve
yazar. 1964, Harun köyü / Adıyaman doğumlu. Diyarbakır kökenli bir ailedendir.
İlk ve ortaöğrenimini Adıyaman’da, yüksek öğrenimini ise Ankara’da tamamladı.
1986 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne bağlı Basın
Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdikten sonra, Fransa’ya gitti (1987). Hayatını ve
çalışmalarını Paris’te sürdürdü. Eserlerini Fransızca, Türkçe ve Kürtçe yazdı.
Fransızca olarak altı şiir kitabı ve bir romanı yayımlandı. İlk kitabı “Aşkın
Yalın Hali” (1992), Türkçe olarak İhsan Işık’ın editörlüğünde, Elvan
Yayınları arasında çıkmıştı.
“Sadece
Ateşsiz Bir Köprü - Juste un pont sans feu”
isimli son şiir kitabı ile “Le Prix Théophile Gautier
Fransa’ya
yetişkin çağında gelmesine ve Fransızcayı 22 yaşından sonra öğrenmeye
başlamasına rağmen bu dilde müthiş yaratıcı şiirler yazan Dağtekin, Fransa’daki
tıpkı ünlü şairler, Gerard de Nerval ve Arturd Rimbaud gibi Fransız diline yeni
kavramlar ve söylemler kazandırdı. Fransızca dilini ustaca kullanmasının yanı
sıra bu dile getirdiği yeni derinlik, yeni sesler ve müzikalite ile yepyeni bir
pencere açan genç sair’in ödül alan “Sadece Ateşsiz Bir Köprü”adlı şiir
kitabı, Fransa’daki Le Castor Astral Yayınlari tarafından yayımlandı.
Fransızca
olarak 6 şiir kitabı, bir de romanı yayınlanan Dağtekin, son kitabı “Juste
un pont sans feu -Sadece Atessiz Bir Köprü” ile 2007 yılında da, Fransız
dilinin en önemli şiir ödülü olan Mallermé Şiir Ödülü’nü de kazanmıştı.
“Les
chemins du nocturne - Karanlik Yollar” adlı kitabı ile Uluslararası Yvan
Goll Şiir Ödülü’nü de kazanan Dağtekin’in “Geceyarısi, Kaynakta - A la
source, la nuit” romanı ise 2004 yılında Fransızcanın 5 Kıtası Özel
Ödülü’ne layık görülmüştü.
Şeyhmus Dağtekin, Fransa’da aldığı
ödüller hakkında düşüncelerini şöyle açıklamıştı:
"Hayat uzun bir yolculuğa benzer. Bu yolculuğun bir kısmını trenle
yaparsın. Bir kısmını uçakta yaparsın. Bir kısmını at sırtında, bir kısmını
gemide yaparsın. Benim de böyle kısım kısım araçlarım oldu işte. İlk Kürtçe'de
doğdum, Türkçe'de büyüdüm, Fransızca'da yazmaya başladım ve yazı yazmayı
geliştirdim. Yeni bir dile alışacak kadar artık genç değilim tabii.
Ben kendimi bir köyle, bir ülkeyle, bir coğrafyayla sınırlı görmemeye çalışıyorum. İnsanlığı ve dünyayı kendi bahçem gibi görmeye çalışıyorum. Bu bahçede orada burada dolaşırız. Önemli değil nerede olduğun. Önemli olan, bahçedeki güzellikleri görebilmek. Önemli olan tabii ödül değil, ödülün kendisi değil. Önemli olan, insanın, yazıya, yaptığı şeye nasıl yaklaştığı. Ben yaptığım şeye, yazdığım yazıya hakkını vererek yaklaşmaya çalışıyorum. Önemli olan, bunu zaman içerisinde devam ettirebilmek. Gerisi tabii, Fransız Akademisi gibi Fransız kültüründe çok büyük bir yeri olan bir kurumun ödülünü almak, onun kendine göre ayrı bir değeri var."
HAKKINDA: Kübra Uzun / Kürtçe doğdu, Türkçe büyüdü, ödülü de
Fransızca’dan aldı! (Magazin, 30.11.2008), İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar
ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (c.11, 2009) - Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi
(2013).