İlahiyatçı, gazeteci yazar. 1978, Kars doğumludur. İstanbul Kağıthane İmam hatip lisesi ve Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunudur. Aynı Üniversitenin İlahiyat Fakültesi Tefsir ana bilim dalında yüksek lisansını tamamladı. Halen aynı alanda akademik ve ilmi çalışmalarına devam etmektedir.
Yazıları
Özgün Düşünce, İlayda, ve Tezkire gibi dergilerde yayınlanmaktadır. Milli
Gençlik Vakfında üniversite başkanlığı ve orta öğretim başkanlığı gibi bir çok
kademede görev yaptı. Ehli Sünnet Alimler birliği ve Müslüman alimler
Birliğinde aktif görev aldı. Anadolu Gençlik Adana Şubesi bünyesinde DAİM Davet
ve İslami ilimler Araştırmaları merkezinin kuruculuğunu yaptı.
Halen
Anadolu Gençlik Derneği & Milli Gençlik Vakfı Genel Merkez Danışma Kurulu
Başkanlığı ve Milli Gazetede köşe yazarlığı yapmaktadır. Aynı zamanda Davet ve
İslami İlimler Merkezinde Tefsir, Hadis ve Davet dersleri vermektedir. Evli ve
iki çocuk babasıdır.
Kitapları:
Ahlak
ve Maneviyat Risalesi,
İslam
Davetçilerine Dersler,
Sosyal
Medya İlmihali,
Son
Okçular Tepesi Evimiz Ailemiz,
Müslüman
Gençlere,
İslami
Solun Müfessiri.
KAYNAK:
Hakkımızda - Abdulaziz Kıranşal Kimdir? (abdulazizkiransal.com, 20.12.2020), Abdulaziz
Kıranşal - Yazarlar (milligazetel.com.tr, 20.12.2020).
Bütün
mazlumların dört gözle beklediği, zalim ve günahkârların ise hiç gelmesin
istediği o büyük mahkeme kurulduğu gün, hepimiz tek tek hesabımızı vermek için
o mahkemeye çıkacağız… * O gün tüm insanlar “Üzerinde hiçbir alamet (dağ, dere,
bitki vb.) bulunmayan, halis buğday unundan yapılmış yufka gibi beyaz ve parlak
bir düzlükte toplanacak.” (Buharî) Ve o büyük mahkeme kurulacak… * Bu
mahkemenin hâkimi yani hüküm vereni; âlemlerin rabbi olan Allah olacak.
Bu
mahkemenin hukuku; batı hukuku, Roma hukuku, AB yasaları, ya da İtalyan ceza
hukuku değil, Adil olan Allah’ın koyduğu hukuk olacak… * O gün, kimseye
haksızlık yapılmayacak, hiçbir şey unutulmayacak. Amel defterini eline alan, bu
nasıl bir kitapmış, küçük, büyük her şeyi yazmış diyecek. (Kehf, 49) O gün,
hesap, zerreler üzerinden görülecek. Kim zerre kadar hayır işlemişse onun
karşılığını, kim de zerre kadar şer işlemişse onun karşılığını görecek.
(Zilzal, 7-8) * Bu mahkemede azalarımız şahitlik edecek, dillerimiz, ellerimiz
ve ayaklarımız şahitlik edecek. (Nur, 24) Kulaklarımız, gözlerimiz ve
derilerimiz şahitlik edecek. (Fussilet, 20) Üzerinde gezip dolaştığımız yer,
bizim tüm yapıp ettiklerimizi haber verecek. (Zilzal, 4) * O gün mahşer
meydanındaki kalabalık yarılacak ve bir sessizlik olacak, çünkü tüm bu
şahitlerden başka büyük bir şahit daha gelecek. Ve Peygamber (s.a.s) konuşacak
şahit olarak ve diyecek ki, “Ey Rabbim benim bu kavmim bu Kur’an’ı terk edilmiş
bıraktı.” (Furkan, 30) * O gün, kimse şahitleri satın alamayacak. Tehdit
edemeyecek. Baskı yapamayacak. Yalancı şahitler getiremeyecek. Gizli tanıklar
olmayacak. Kimse kimseye iftira edemeyecek. Kimse kimsenin suçunu
üstlenemeyecek… *
Hâkimin
değişmesi talebinde bulunuyorum! İtiraz ediyorum! Temyize gidiyorum! Bir üst
mahkemeye havale ediyorum! Avukatlarımı değiştiriyorum! Delillerin toplanması
ve şahitlerin dinlenmesi için mahkemeyi 6 ay sonraya erteliyorum! Orada
bunların hiç birisi olmayacak… * O gün, adam kayırma, rüşvet, torpil, iltimas
olmayacak. Yukarıdan bir telefon ya da küçük bir not da gelemeyecek. Makam
sahipleriyle akrabalık, dostluk, yakınlık hiçbir işe yaramayacak. Çünkü o gün
herkes birbirinden kaçacak. O gün, kişi, kendi öz kardeşinden, annesinden ve
babasından, eşinden ve çocuklarından bile kaçacak. Çünkü o gün herkes kendi
derdine düşecek. (Abese, 34-37) * O gün, tüm dokunulmazlıklar kaldırılacak.
Orada kimseye gücünden, malından, makamından, zenginliğinden, akademik
kariyerinden, ünvanından, apoletinden dolayı bir ayrıcalık yapılmayacak… * O
gün, yönetenler ve yönetilenler, takip edilenler ve takip edenler, emredenler
ve emre uyanlar, efendiler ve köleler, troller ve sahipleri, liderler ve
halkları herkes birbirini suçlayacak.
O
gün liderlerine uyup yanlış yollara sapanlar, siz olmasaydınız biz müminlerden
olurduk diyerek kime uymuşlarsa onları suçlayacaklar. Liderler de; siz doğru
yoldan gittiniz de biz mi size engel olduk diyerek onları suçlayacak. (Sebe,
31-33) * O gün, günahkârlar, zalimler, müstekbirler, cehennem azabından
kurtulmak için önce oğullarını fidye olarak vermek isteyecekler. Onlar kabul
edilmeyince hanımımı ve kardeşimi alın! Ama beni almayın diyecekler. Onlar da
kabul edilmeyince bütün aşiretimi alın ama beni bırakın diyecekler. Bu da
reddedilince, kendini kurtarmak için yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak
vermek isteyecek. Ama bunların hiç birisi fayda etmeyecek. (Mearic 11-14) O gün
gelip, o büyük mahkeme kurulmadan hazırlık yapalım…
KAYNAK:
Abdulaziz Kıranşal - Köşe Yazıları (abdulazizkiransal.com, 20.12.2020).