Roman ve öykü yazarı. 9 Aralık
1953, Bursa doğumlu. 1954-1957 arası Bursa Milletvekili
Sabahattin Çıracıoğlu’nun oğludur. Bursa Erkek Lisesi (1973), İTÜ Metalurji Bölümü
(1979) mezunu. Çeşitli kulüplerde amatör olarak futbol oynadı. Demirçelik
dökümhanelerinde metalurji mühendisi olarak görev yaptı. Çalışmalarını İstanbul’da
sürdürüyor. PEN Yazarlar Derneği ve TYS üyesidir. Yazıları çeşitli dergilerde
yayımlandı. TESK’in, Edebiyatçılar Derneğiyle birlikte
düzenlediği öykü yarışmasında “Pervaneci Artaki Usta” adlı hikâyesiyle
birinci oldu. İlk
kitabı Kara Büyülü Uyku ile 1999 Can Yayınları Roman Ödülünü aldı.
TYS, PEN Yazarlar Derneği,
Edebiyatçılar Derneği ve BESAM üyesidir.
Vecdi
Çıracıoğlu İçin Ne Dediler?
“Olup bitenler hakkında bir
kargaca tutulan günlükteki dil ile yazarın devreye girdiği bölümlerdeki dil ve
de roman kişilerinin konuşturulduğu yerlerde kullanılan dillerin farklılığı da
değinilmesi gereken ayrı bir özellik. Yazarın canlı ve yaratıcı bir dil
kullanarak Türkçenin hakkını vermesi ise günümüzde göklere çıkarılan ancak dili
katleden reklam yazarlarının yanında övgüyü gerçekten hak ediyor. (...) Böyle
giderse, övgülere aldırmaz ve de sabırlı davranırsa kuşkusuz Türk romanına çok
şey katacaktır ama karşımızda günümüzün büyük bir romancısını şimdiden
muştulamaktadır bu romanı.” (Metin Cengiz)
KİTAPLARI:
Roman: Kara Büyülü Uyku (2003), Nehirler Denize Kavuştuğunda -
Boğaza Dair Hikayat (2003), Gemileri Sayan Kedi (2011), Serseri Standartları
Sempozyumu (2018), Son Voli - Serserilik Zor Zanaat (2019)
Öykü: Sarıkasnak Denize Dair Hikayat (2006), Mayhoş Zamanlar
(2011), Ruhisar (2014), Oltacı (2017),
Anlatı: Gladyatör - Futbol Arenalarında Bir İsyanın Hikayesi Metin
Kurt (2009, 2017).
Çocuk Romanı: Cam Kutu İçindeki Mücevher (Çocuk öyküsü, 2005), Kemancı ve Küçük Kuş (2005), Mutlu Balık
(2016),
Derleme: Rafetçe Bir Ressamın Alacalı Paleti.
Tarih: Devşirme Eşiktaşı’nın Ruhu, Rumeli Hisarı (2010).
KAYNAKÇA:
İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin
Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2.
bas. 2007), TBE Ansiklopedisi (2001), Murathan Muratoğlu / Vecdi Çıracıoğlu ile
‘Cimri Kirpi’ Üzerine ‘Vicdanı Olmayan Bağnaz ve Cahildir’ - Salih Aydemir /
Romanda Şiirsel Duyarlık (Cumhuriyet Kitap, söyleşi, 25.7.2002), Metin Cengiz /
Vecdi Çıracıoğlu Günümüzden Geçmişe Bakıyor - Cimri Kirpi (Cumhuriyet Kitap,
22.8.2002), Jale Sancak / Kenti Dinlemek-Büyülü Kent İstanbul’dan Öyküler
(2002), Şeref Bilsel / Boğazda Kalan Hikâyeler (Virgül, sayı: 60, Mart 2003), Vecdi
Çıracıoğlu / Nehirler Denize Kavuştuğunda: Boğaza Dair Hikayât (2003), Ahmet K. / Söyleşi (Varlık Kitap,
Aralık 2004), Söyleşi (Kuzeyyıldızı, sayı: 7, 2003), TBMM Albümü
2. Cilt 1950-1980 (2010), Cem Eroğul /
Demokrat Parti Tarihi ve İdeolojisi (2014), Çıracıoğlu, Sabahattin
(bgc.org.trbgc.org.tr, 24.03.2020), Sabahattin Çıracıoğlu (bursadakultur.org,
24.03.2020), Vecdi Çıracıoğlu kitapları (24.03.2020).
Gemileri Sayan Kedi, darbe dönemlerinden özellikle yazarın
deyimi ile güzdarbesi döneminden açılan yeni bir pencere... Ve o buruk,
hüzünlü, acı kokan günlerinin hayatında oluşturduğu derin çizgilerde biriken,
kanayan anılar. Roman boyunca yer alan zaman ve mekân detaylarıyla okuru o ana
o mekâna götürmeyi başaran yazar, roman kahramanının hesaplaşmalarını kendine
özgü dil ve anlatımıyla okurla buluştururken, öte yandan bir kez daha
güzdarbesinin ruhlarda yarattığı fırtınaları gözler önüne seriyor... O günleri,
o zamanların detaylarını, olayları, sanki hiçbirini yerinden oynatmak istemezcesine
usulca ve bir o kadar da her şeyi yakıp yıkıp belleklerden silmek istercesine
dinamik bir yapıyla okura sunuyor. Bu kitap sadece bir dönem romanı değil; bir
yüzleşmenin öyküsü... Yazarın dediği gibi: "...Zaman, anların tespih
tanesi toplamıdır, bir ten katarı misali raylarda..." -Ogün Kaymak-
"...Sabahın izini açtılar sana en korkunç simada ve en güçlü tarafta. Dibe
doğru yavaş inlerdesin. Ölüm seni gönderiyor. Dip balıklarını görüyorsun
çevrende dolaşan. Birlikteler ve seni gözleyerek gülüyorlar, balık
gözleriyle!.. Kaç kişiydiler? Hatırlamıyorsun... Çok büyük rüzgârlar varmış
bilmediğin..."
Deniz mutedil dalgalıya geçmişti; gök bulutsuz, fare
tüyüydü. Başımı kaldırıp bakmadım ama öyleydi, mutlaka öyleydi. Çünkü denizin
rengi de aynıydı. Bu mevsimde, bu aylarda, bu günlerin bu saatlerinde göğün
rengi, denizin rengiyle aynı olurdu Boğaziçi’nde. Boğaz’ın kıyısında bir köy;
eskiden Rumların, Ermenilerin yaşadığı…
Köyde yeniyetme bir deniz insanı, Mühendis diyorlar ona.
Balıklar, isikara, akçakuşlar, Delisu, deniz aynaları, orkoz, apiko, zigurat ağ
ve iskele başı… Bir deniz köyünün olmazsa olmazları. Tuzlu suyun başkahramanı
Reis, Mavişim Niko, aktör Feridun Çölgeçen, Şoför Nebahat...
Ne duruyorsunuz öyle, haydi asılın küreklere! Son Voli
durgun denizde aniden kopan fırtınaları, boş çekilen ağları, geceyi dolu
kapatan deniz insanlarını anlatıyor. Vecdi Çıracıoğlu yıllar geçse de
sağlamlığından bir şey kaybetmeyecek bir ağ gibi örüyor kitabını.