Ersin Ergün

Şair ve Yazar, İş İnsanı

Eğitim
ODTÜ
Diğer İsimler
Ersin Ergün Keleş

Şair ve yazar, iş adamı. Tam adı: Ersin Ergün Keleş. 1957'de Adapazarı'nda doğan Ersin Ergün, Kurtuluş İlkokulu, Ozanlar Ortaokulu ve Adapazarı Lisesi'nin ardından eğitimini ODTÜ'de sürdürmüştür. 70'li yılların yoğun sosyal ve siyasi olaylarını en yakıcı biçimde yaşayan Ersin Ergün, daha sonra 12 Eylül'ün hatırı sayılır mağdurlarından da biri olmuştur.

1981’de tutuklandı. Giresun Devrimci Yol davasında yargılandı. Müebbet hapse mahkûm oldu. Bazı şiirleri bestelenen Ersin Ergün Keleş, 1991 Martında tahliye oldu.

Hapisten çıktıktan sonra iş hayatına atılan Ersin Ergül Keleş, Demirpark firmasının genel müdürüdür.

 

Şiir Çalışmaları

 

Şiir çalışmaları esas olarak hapishane dönemde yoğunlaşmış ve ilk kitabı Bir Avuç Şiir 1987 yılında basılmıştır. Daha sonra Gülyangını Ömrümüz ve Yeniden Haziran adlı kitapları yayınlanan Ersin Ergün İsveç ve Katalan PEN klüplerinin onursal üyeliğine alınmış, bazı şiirleri İngilizceye çevrilerek Index For Censorship dergisinde ve İsveç'te yayınlanmıştır. Birçok şiiri bestelenmiş olup, Beni Tarihle Yargıla, Kaybana Geceler, Gülyangını Ömrümüz, Didar Şensoy'a Ağıt, O Sönmez, Akıyordu Dere, Kanat Çırp en çok bilinenlerdir.

Şiir dışında Direniş ve Ölüm Günleri adlı ortak bir anı öykü kitabının da yazarıdır. Ayrıca çeviri çalışmaları olmuştur.

Şiirlerine 12 Eylül darbesinin rengini verdiği şair Ersin Ergün, belki de bu sürecin bütün mağdurlarının bir biçimde içinde kendisini hissettiği ‘Beni tarihle yargıla’ adlı şiirlere sesleniyor. O mağdurlardan biri olan Ahmet Kaya ise kendine has tonuyla şiiri yorumlar ve ‘Başkaldırıyorum’ (1988) adlı albümünde besteye yer verir.

 

KİTAPLARI:

 

Bir Avuç Şiir (Şiir, 1987), Gül Yangını Ömrümüz (Şiir, 1990), Kaybana Şiirler (Şiir, 2004), Saklı Kırmızı (Şiir, 2018), Direniş, Sürgün ve Ölüm Günleri (Anı-öykü, 1991, 2015), Yeniden Haziran.

 

KAYNAK: Demirpark, kent yaşamına renk katıyor (pusulagazetesi.com.tr, 26 Mayıs 2009), Ahmet Kaya Albümlerinde Gizli Kalmış 12 Şair (presshaber.com, 08.08.2020), Ersin Ergün kimdir? – Ersin Ergün kitapları (ersinergun.com,1000kitap.com, ayrintiyayinlari.com, sozcukitabevi.com, kitapyurdu.com, 01.09.2020), Ersin Ergün Keleş (goodreads.com, 01.09.2020).

 

 

KAYBANA GECELER

ooy sevdasına kurban olduğum ooy

bilsen ne kaybana geceler yaşarım

kaybana gecelere looy

bir türlü sığmaz soluklarım

yalnızlık deccal tokmağı gibi iner sessizliğe

kulaklarımda uğru uğru uğultular

ben günlere yanarım

günler bana

demem o ki sana

hasretin o kadar koymazdı ama

geceler öyle bir kaybana

geceler öyle bir kötü dinli gavur ki sorma

bir içre canım alı sana götürür beni

Bir içre canım dört duvar kilit içinde hasret

 

dönerim olmaz

yatarım olmaz

upuzun hint fakiri yatağı gece

öyle bir batar ki dört yanımdan

ayağımı uzatırım parmaklık

elimi uzatırırm soğuk duvar

bir avuç havada hücremin ağır kokusu var

ooy kilit

parmak demir

soğuk duvar

ooy andır geceler andır

kan revandır kan revandır

yüreğim hasretinde

yalnızlık değme puşt

kaybana gecelerin esaretinde

 

ooy sevdasına kurban olduğum ooy

bilsen ne kaybana geceler yaşarım

kaybana gecelere looy

oooyy sevdasına kurban olduğum

bilsen ne kaybana geceler yaşarım,

ne bilmeceler çöreklenir başıma.

dallarım sonbaharda yapraklarını yitirmiş,

çay filizleri gibi kesilmişim gövdemden,

karaçalılar dalamış ayaklarımı,

dikenlerinde gövdem delik deşik kan.

dibi çıkmış çuvaldaki fındıklar gibi

saçılırım kaybana gecenin boşluğuna

muncurunun ortasına

ha şöyle bir yumruk

vurasım gelir karanlığın.

 

geceler geceler

gavur kaybana geceler

fındık bahçelerine sonbahar

çaylıklara makas demektir

yaprak dökse

filiz kesse de gövdem

yarın daha gür sürgün verecektir

 

KAYNAK: Bir Avuç Şiir (1987)

 

TİTREK BİR MUM ALEVİ

Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is,

Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz

Beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla,

Ve tarihle yargıla…

 

Bal değildir ölüm bana,

İdam gül değildir bana,

Geceler çok karanlık,

Gel düşümdeki sevgilim,

Ay ışığı yedir bana…

 

Ahh… Ben hasrete tutsağım,

Hasretler tutsak bana

Bıyığımdan gül sarkmaz,

Bıyık bırakmak yasak bana,

Mahpus bana, sus bana.

Yağlık ilmek boynuma…

Sevgili yerine

Koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım,

Ve sonra sabırla beklerim,

Bulutları çekersiniz üstümden,

Suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız,

Ve o güzel geleceği getirirsiniz bana…

Ölüm tanımaz işte o zaman sevgim,

Tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum,

Gözlerimde güneş koşar,

Ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma…

 

Duygu bana, öykü bana,

Roman gibi her an bana

Hücremde yalnızım gel,

Gel düşümdeki sevgilim,

Soyunup hazırlan bana.

 

Biraz sonra asmaya götürecekler beni,

 

Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni,

Hoşçakalın sevdiklerim;

Dört mevsim, yedi kıta, mavi gök…

Bütün doğa hoşçakalın…

Hoşçakalın sevdalılar,

Çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,

Sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar,

Hoşçakalın…

Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları,

Sevda türküleri ve şiirler.

Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler.

Dağlarında yürüdüğümüz toprak,

Yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın…

Hoşçakalın ağız tatlarım;

Sıcak çorbam, çayım, sigaram…

Havalandırma sıram, banyo sıram, kelepçe sıram…

Parkamı, kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı,

Ve kalemimi, ve saatimi,

Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar

Hoşçakalın, hoşçakalın…

 

Dostum bana, sevdam bana,

Soluğunu geçir bana,

Uyku tutmuyor gözüm,

Anılar sıraya girdi.

Gel anne süt içir bana.

 

Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,

Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,

Yedi bölge, dört deniz,

Yedi iklim, altmış yedi şehir,

Okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları…

Deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,

Asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,

Ve işçiler ve köylüler…

 

Hoşçakal ülkem

Hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,

Hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,

Hoşçakalın dünyanın bütün halkları,

Sınırlı olmayan mekâna,

Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;

En sevda halimle, en yaşayan halimle,

Gidiyorum dostlarım,

Hoşçakalın, hoşçakalın…

 

Beni yaşamımla sorgula iki gözüm,

Beni yüreğimle, beni özümle,

Bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,

Tarihle anla beni,

 

Ve öyle yargıla.

 

KAYNAK: Ahmet Kaya Albümlerinde Gizli Kalmış 12 Şair (08.08.2020).

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör