Milli Mücadele
kahramanı (D.1894, İmamköy / Aydın – Ö.1967, İmamköy / Aydın). Efe Ayşe olarak da bilinir. Babasının adı
Mustafa olup, okuma yazma bilmez, bir şehit hanımıdır. Köyünde adı Emir Ayşe olan 23
yaşındaki bu ev hanımı çok zor koşullar altında silahlanıp düşmanın karşısına
çıkmıştı. Emir Ayşe yola çıkınca öteki kadınlar, kızlar da peşine takılmış, bu
yönüyle bölgenin diğer kadın kahramanlarına öncü oldu.
Emir Ayşe, 1910 yılında, Kayacık Köyü nüfusuna
kayıtlı Mustafa adlı bir kişi ile evlenmiş, bu evlilikten iki kız çocuğu dünyaya
gelmişti. Mustafa, 1915
yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında askere alınmış ve Çanakkale’de şehit düştü.
Efe Ayşe, eşinin şehit düşmesi üzerine Kayacık Köyü’nden ayrılarak tekrar eski
köyü olan İmamköy’e yerleşti. Yunanlıların 1919 yılında Aydın’ı işgal ettikleri
sırada İmamköy’ü de ele geçirmeleri üzerine, Ayşe Kadın silahlanarak Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile
birlikte Menderes nehrinin öte tarafına geçmeye çalışırken, arkadaşlarının
kayıktan düşüp boğulması üzerine geri döndü. Çanakkale’de ölen kocasından kalan
tek hatıra olan elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek aldı. Ardından dağa
çıkarak Yörük Ali Efe’ye katıldı ve Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine
kadar Yunanlılara karşı savaşmıştı.
Umurlu’daki Sancaktar Ali Efe grubuna katılan Ayşe
kadın, aynı gruptaki Çiftlikli Kübra ve Ayşe Çavuş ile birlikte ilk olarak Kepez
sırtlarında düşmanla savaştı, daha sonra Aydın Cephesinde yer aldı. Düşmanın
Aydın’dan birinci kez çıkartılması üzerine köyüne geri döndü. Aydın’ın Yunanlılar
tarafından ikinci kez işgal edilmesi üzerine Yörük Ali Efe grubuna katılarak
Köşk Cephesindeki çatışmalarda yer aldı ve Milli Mücadele’nin sonuna kadar
savaştı. Efe Ayşe,
Milli Mücadele’deki başarılarından dolayı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önerisi
ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Kırmızı Şeritli İstiklal
Madalyası’na layık görüldü. Ölene kadar köyündeki tek katlı evinde
mütevazi bir hayat sürmüştür.
Efe Ayşe; “Bazı
kadınların içinde bir pehlivan; bazı erkeklerin içinde de, korkaklıklarından
dolayı, bir kadın gizlidir. Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır.
Mademki burası bizim vatanımız; biz de bu vatanın olmalıyız.” demişti. Öldüğünde İmamköy’de toprağa verildi. Çete Ayşe’nin İmamköy Kahve Meydanı’na da bir
büstü dikilmiştir. 2010 yılında yine İmamköy’de “Çete
Ayşe” adıyla bir de sinema filmi çekilmiştir.
İstiklal savaşı sırasında pek çok vatansever
bir araya gelip düşmanı topraklarımızdan atabilmek için silaha sarılmıştı. Gönüllü
olarak teşkilat kurup savaşan bu kahraman gruplara “Çete”, teşkilatı kuran
kişilere de “Çeteci” denmiştir. Çete Ayşe de bu kahramanlardan birisidir. İlk
kez Kuva-yı Milliye tarihinde efe elbisesi giymiş, ilk kez “Efe” unvanını almış
mücahit bir kadındır. Kastamonu’da Halime Çavuş, Erzurum’da Kara Fatma (Seher),
Adana’da Melek Hanım, Erzurum’da Nene Hatun neyse; dağlarından yağ, ovalarından
bal akan, efeler diyarı Aydın Eli’nde de Çete Ayşe odur. Huriye ve Hafize
adlarında iki kızı vardır.
HAKKINDA: İmamköy Web sitesi (Erişim tarihi: 24 Haziran 2012).