Siyaset adamı,
yazar, Meclis-i Meb’ûsân ve TBMM I., II. Dönem Aydın, III. Dönem İzmir Mebusu,
IV. Dönem Bayazıt Milletvekili (D. 10 Ocak 1858, İzmir - Ö. 11 Ağustos 1937,
İstanbul). Tam adı Mehmet Ubeydullah Hatiboğlu olup çoğu yazılarında Ubeydullah
Efendi adını kullandı ve bu isimle de tanındı. Kaynaklarda Ubeydullah Bey
olarak da geçer. Babası İzmir’in ünlü Hatiboğulları ailesinden bilgin bir kişi
olan Hoca Şakir Efendi, annesi ise İzmir’in yine tanınmış ailelerinden Musulluzadeler’in
kızıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin tek parti dönemi hukukçu yazarlarından Mahmut
Esat Bozkurt’un dayısıdır. Bektaşi geleneği içinde yer aldıkları bilinen köklü
ve kültürlü bir aileden gelmektedir. Anılarında yazdığına göre, evlerinde babasının
iki-üç bin cilt, annesinin ise elli cilt kitabı bulunuyordu.
Ubeydullah
Efendi, mahalle mektebini (ilkokul) ve rüştiyeyi (ortaokul) İzmir’de bitirdi. Ayrıca
bir medresede eğitim görerek, icazet (yeterlilik, diploma) aldıktan sonra İstanbul’a
giderek Mekteb-i Tıbbiye’ye (Tıp Fakültesine) girdi. Buradaki öğrenimini yarıda
bırakarak bir süre Mısır, Hicaz ve Suriye’de bulundu. Paris’e Namık Kemal’in
yanına gittikten sonra Rodos’ta bir yıl idadi (lise) müdürlüğü yaptı. 1887
yılından sonra Servet gazetesinde İngilizce, Arapça ve Farsça çevirmeni
olarak çalıştı.
1891’de İttihad
ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. Amerika’da açılacak Chicago Sergisi’ne katılmak
amacıyla Avrupa’ya (Nisan 1893), oradan da Amerika’ya gitti ve dört yıldan
fazla Amerika’da kaldı. Maddi sıkıntılari ve Jön Türklere duyduğu öfke
nedeniyle Türkiye’ye dönmek istedi. Paris Büyükelçisinin yardımıyla Türkiye’ye
dönerken Filibe’ye (1897) uğradı. Ermeni isyanları ile 1897 Türk-Yunan Savaşı
sırasında Abdülhamid yanlısı bir politika izledi. İstanbul’a döndükten (1899) sonra
da kimi siyasi hareketlere karıştığından Taif’e sürüldü. Beş buçuk yıl kaldığı
Taif’ten kaçarak Mısır’a, daha sonra İzmir’e (1908) gitti. Aydın, İçel ve
İzmir’den milletvekili seçilerek (1914) Meclis-i Mebusan’a girdi.
Ubeydullah
Efendi, “ruhen hem sarıklı-cübbeli” hem de bir Jön Türk’tü. Çelişkilerle dolu
kişiliği, Jön Türklerin türdeşlikten ne kadar uzak oldukları hakkında fikir
vericidir. II. Abdülhamid, Ubeydullah Efendi’yi (bugünkü Libya’nın güneyinde,
Büyük Sahra’da bulunan) Fizan’a sürmüş, İttihad ve Terakki ise II.
Meşrutiyet’te onu üç kez mebus seçtirmişti. Ancak, ayrıca hapse de girdi. “Sultan Hamit devrinde bir buçuk yıl hapis,
beş bucuk yıl nefiy, on yıl kaçak olduğumuz için tecrübe-i didegândan
sayılıyoruz” sözü, esprili kişiliğinin kanıtıdır. II. Abdülhamid döneminde
sultana jurnaller verdiği ve İttihadçıları kıyasıya eleştirdiği de öne
sürülmüştür. Mütareke’de iki kez tutuklanmış, sonra da Malta’ya sürülmüştür.
Ubeydullah Hatiboğlu,
Birinci Dünya Savaşı’nda cihad çağrısı yapmak üzere İran’a ve Afganistan’a
gönderildi. Oradan Hindistan’a geçti. Dönüşünde tutuklanıp İskenderiye
yakınlarındaki Seydibeşir tutsak kampına ve Malta’ya (Mayıs 1919) gönderildi.
Malta’dan kurtulup İstanbul’a dönüşü iki yıl sonra mümkün olabildi (1921). Cumhuriyet
döneminde de milletvekili oldu. TBMM’nin 4. ve 5. dönemlerinde (1931-35)
Cumhuriyet Halk Partisi’nden Beyazıt (Ağrı) Milletvekilliği yaptı. Sonra da İstanbul
/ Beyoğlu İlçesi Evlendirme Memuru olarak atandı… Kalender ve esprili söz ve
tavırlarıyla Meclis’in havasını değiştirebilen bir kişiliğe sahipti.
İzmir’in
ilk Türkçe edebiyat dergisi olan Nevruz’un (Mart 1894) yayınlanması ve sürdürülmesine
önemli katkı sağladı. Ayrıca Menemenlizade Tahir, Beşir Fuat ve Küçük Azmi ile
dört sayı Haver (Nisan 1894) adlı bir dergi ile Amerika’da Osmanlı
elçiliğinin desteğiyle Chicago Sergisi gazetesini çıkarmıştı. Paris’te
ise Sada (1897) adlı bir gazete çıkardı. Filibe’de Filibeli Rıza
Paşa’nın çıkardığı Gayret gazetesinde başyazarlık yaptı. Bir yandan da Sada’yı
çıkarmaya devam etti. Arkasından Doğru Yol gazetesini, Kahire’de ise Doğru
Söz gazetesini ve Arapça El-Arab (1909) gazetesini yayımladı. On bir
sayı Hak Yolu (1911) dergisini çıkardı.
Ubeydullah Hatipoğlu’nun I. Dünya
Savaşı esnasında Teşkilat-ı Mahsusa için çalıştığı dönem ayrı bir ilginçliktir.
Afgan Müslümanlarının İngilizlere karşı kışkırtılması planları çerçevesinde,
Enver Paşa, belki İngilizleri şaşırtmak, belki de ileride Afgan Emiri ile
Almanlardan ayrı olarak bir ittifak sağlamak düşüncesiyle, Kabil sefiri olarak
tayin ettiği Rauf Bey (Rauf Orbay) heyetinin yanı sıra bir başka heyeti de
Ubeydullah Efendi başkanlığında Afganistan’a yola çıkarmıştı. İki heyetin
birbirinden haberi yoktu. Aydın Mebusu ve Merdivenköy Bektaşi Tekkesi şeyhi olan
Ubeydullah Efendi’nin İran-Afganistan yolculuğu çok renkli geçti. Ubeydullah
Efendi’nin kurmay başkanı Teşkilat-ı Mahsusa’dan Basra eski valisi Süleyman
Şefik Paşa, heyetin askeri doktoru ise Fahri Kutlar’dı. 8 Nisan 1915’te
başlayan Afganistan yolculuğu Ubeydullah Efendi'nin 24 Ağustos 1918’de
İngilizler tarafından Kabil’e ulaşamadan Tahran’da tutuklanmasıyla sona erdi.
İstanbul’a geri götürülerek hapsedilen Ubeydullah Efendi, 1919’da serbest
bırakıldı. 1920’de yeniden tutuklanarak Malta’ya gönderildi. Jön Türkler
arasında, II. Meşrutiyet (1908) döneminde ve TBMM’nin ilk yıllarında renkli
kişiliği ile dikkati çekmiştir. Özellikle
siyasetçiliği ve kaleme aldığı Amerika anıları ile tanındı.
Osmanlı
Meclis-i Meb’ûsân ve TBMM I., II. Dönem
Aydın, III. Dönem İzmir Mebusu, IV. Dönem Bayazıt Milletvekili olarak seçilip
Mecliste görev yaptı. Uluslararası Parlamentolar Birliği Türk Grubu Üyesi oldu.
Bekâr öldü.
Son yıllarında
Beyoğlu Evlendirme Dairesi’nde nikâh memurluğu yapan Mehmet Ubeydullah
Efendi’nin 80 yıllık yaşamı tam anlamıyla bir serüvendir. Milletvekili, gezgin
ve yazar Ubeydullah Efendi 11 Ağustos 1937’de İstanbul’da öldü. Zincirlikuyu
Mezarlığı’nda, çok sevdiği dostu şair Abdülhak Hamit Tarhan’ın yanında toprağa
verildi.
Fransızca,
İngilizce, Farsça ve Arapça biliyordu
ESERLERİ:
Din ve Dünya (1895), Liverpool Hatıratı:
Akıl yahud Ahir Zaman Peygamberi (1898), Geçit (1905), Matbaa-tu’t-Tevfik
(Türkçe ve Arapça), Kıvâmu’I- İslâm.
Tenbîhü’l- Efhâm ilâ Metâlibi’l-Hayati’l- İctimâiyye ve’l-Islâm Tercümesi
(1906), Islah-ı Medâris-i Kadîme
(1910), Kime Rey Verelim? İttihat ve
Terakki ve Hürriyet ve İtilâf Hangisi İyi? (1912), Hukuk-ı Aile: Müslümanlığa Göre Bir Erkek
Dört Karı Alabilir mi Alamaz mı? (1924), Oruç (1924), Sıra Dışı
Bir Jön Türk: Ubeydullah Efendinin Amerika Hatıraları (1989).
KAYNAKÇA: Hilmi Ziya Ülken / Çağdaş Düşünce Tarihi
(1979), İbrahim Alâeddin Gövsa / Türk
Meşhurları (1946), Yurt Ansiklopedisi (6. cilt, 1981), Ahmet Turan Alkan /
Sıradışı Bir Jön Türk: Ubeydullah Efendi'nin Amerika Hatıraları (1989), Ömer Faruk Huyugüzel / İzmirli Fikir ve
Sanat Adamları: 1850-1950 (2000), TDOE - TDE Ansiklopedisi (c. 4, 2004), Ömer Hakan Özalp
/ Ulemadan Bir Jöntürk: Mehmet Ubeydullah Efendi (2005), İhsan Işık / TEKAA
(2006, 2009, 12. Cilt: 2017) - Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri
Ansiklopedisi, c. 2, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s
Famous People (2013), TBMM
Albümü 1920-2010 (1. cilt, 2010).