Gazeteci
yazar, çevirmen, televizyon programı
sunucu ve yorumcusu, talk showcu, spor
yöneticisi, Galatasaray eski yöneticisi. Galatasaray Lisesi mezunu mühendis
Sabih Bey ile Robert Kolej mezunu Yekta Hanım'ın oğlu olarak 1946 yılında
Ankara'da doğdu. Nazlı Ilıcak dayısının kızıdır. Filiz Üstel ile evlidir.
Anne
ve babası boşandıktan sonra babası ve üvey annesiyle ABD'ye gitti. Üniversite
tahsilini California Üniversitesi İletişim Bölümünde tamamladı.
Askerlik
için Türkiye'ye döndü ve sonrasında iki arkadaşıyla tercüme bürosu kurdu,
Anthony Burgess'in Otomatik Portakal adlı eserini Türkçeye çevirdi ve "En
iyi çeviri Ödülü"nü kazandı. 50'ye yakın kitabın çevirisini yaptı.
Tercüman
Gazetesi'nde Yan Yayınlar Genel Müdürlüğü yaptıktan sonra Günaydın Gazetesinde
çalıştı. 1974 yılında TRT dizileri çevirmenliği vasıtasıyla televizyonculuk ile
tanıştı. TRT’de yayınlanan Kaçak, Uzay Yolu, Görevimiz Tehlike yabancı yapım
dizileri Türkçe çevirilerini yaptı.
TRT'nin
tek kanal olduğu dönemlerde Gecenin Konukları adlı programın yapım ve sunumunu
dokuz yıl boyunca üstlendi. Daha sonra bu programı Kanal 6 ve Kanal E'de devam
etti.
Senaryosunu
yazdığı Kartal Kaya dizisi, 1994 yılında Kanal D yayınlandı ve başrolünde
Bülent Kayabaş rol aldı.
CNN
Türk'te “Futbolmania” adlı programda futbol yorumculuğu yaptı, 24'te Patron
Katı isimli programı hazırladı ve sundu. Star'da köşe yazıları yazmaktadır.
TGRT
Haber'de, Aziz Üstel ve Gecenin Konukları programıyla talk show programlarına
yeniden başladı. Radyospor kanalında Aslan Yuvası isimli spor programında
yorumculuk yaptı.
Hitap
şekliyle televizyon programcılığında önemli bir yer edindi.
Tv Programı:
Gecenin
Konukları (TRT, Kanal 6 ve Kanal E)
Futbolmania
(CNN Türk)
Patron
Katı (tv24)
Aslan
Yuvası (Radyospor)
Kitapları:
Beni
Kim Öldürdü? (2012)
Osmanlı'nın
Son Kartalları (2013)
Ölü
Çocuklar Şehri (2013)
Bazı Çevirileri:
Ölüm
Kalım Oyunu (Emmett Grogan’dan, 2018)
Otomatik
Portakal (Anthony Burgess’ten, 2019)
Senaryosunu
Yazdığı Diziler:
Kartal
Kaya (1994)
Çevirdiği
Yabancı Diziler:
Kaçak,
Uzay Yolu, Görevimiz Tehlike
Rol Aldığı
Diziler:
İyi
Saatte Olsunlar (Tekin, 2004)
Rol Aldığı Sinema
Filmleri:
Abuzer
Kadayıf (Fahrettin Abi, 2000)
Cumhurbaşkanı
Öteki Türkiye'de (2004)
KAYNAKÇA:
Aziz Üstel: "Saracoğlu'na PAF'ları yollarız! (milliyet.com.tr,
29.04.2013), Dipten zirveye çıkan
Üstel’den hayat dersi (Söyleşi: Berrin Tuncel Birer, sabah.com.tr, 8.5.2016), Aziz Üstel kitapları (1000kitap.com,
dipnotkitap.net, nadirkitap.com, kitapyurdu.com, 23.04.2020), Star yazarı Aziz
Üstel'den Emre Belözoğlu'na bel altı hakaret (gercekgundem.com, 2 Şubat 2020), Aziz
Üstel kimdir? (gazeteoku.com, 23.04.2020), Aziz Üstel kimdir? (sacitaslan.com, 23.04.2020), Aziz Üstel: "Saracoğlu'na PAF'ları yollarız!
(milliyet.com.tr, 29.04.2013), Aziz ÜSTEL Yazıları - Köşe Yazıları (star.com.tr,
23.04.2020), Aziz Üstel (eksisozluk.com, 23.04.2020), Aziz Üstel yazıları (gazeteoku.com,
18 Ocak 2019), Aziz Üstel Tüm yazıları (internetmedya.com, 23.04.2020), Aziz
Üstel (sinematurk.com,23.04.2020), Aziz Üstel (imdb.com,23.04.2020), Aziz Üstel
(diziler.com,23.04.2020), Aziz Üstel (beyazperde.com,23.04.2020).
DİPTEN ZİRVEYE
ÇIKAN ÜSTEL’DEN HAYAT DERSİ
Mutsuz
bir çocukluk dönemi geçiren Aziz Üstel, 18 yaşındayken yaşadıkları ile dibi
gördü. Sonra okuyup Türk televizyon tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Aziz Üstel şimdi de eşi ile birlikte İzmir’deki gençlere ‘hayat dersi’ vermeye
hazırlanıyor
Söyleşi: Berrin
Tuncel BİRER
Amerika'da
geçirdiği mutsuz çocukluk, 18'inde evden atıldığında yaşadığı sefil hayat bir
yana bırakılırsa, bu ülkede öğrendikleri onun yolunu açtı. TRT'nin kravatlı
yayıncılarının "sayın"sız, "siz"siz, "efendim' 'siz
konuşmadığı günlerde bacak bacak üstüne atıp, evindeymiş gibi rahat sohbetler
yaparak bütün tabuları alt üst etti. Bu tavrı "bazılarını" rahatsız
edip TRT'den kovdursa da Türk televizyonlarına farklı bir renk getirdi. Neredeyse
tüm televizyon kanallarında taklit bile edilemeyen programlar yaptı. Tüm
Türkiye onu tanıdı. İstanbul ile televizyon ile bütünleşmesine rağmen, gönlünü
kaptırdığı dünyalar güzeli bir kadının arkasına takılıp İzmirli oldu. Yalnız
karısına değil, onun mesleğine de aşık oldu. Ünlü televizyoncu, gazeteci, yazar
Aziz Üstel, gelecek yıl İzmir'de eğitime açılacak UKEB'de çocuklara "hayat
dersi" vermeye hazırlanıyor. Eğitimciliği de televizyonculuğu gibi herkese
örnek olarak şekilde yapmak için araştırıyor, yazıyor, çiziyor. Aziz Üstel
çocukluğunu, televizyon günlerini, yeni heyecanını konuştuk.
Çocukluğunuz Amerika'da geçmiş...
Evet,
Amerika'da üvey anne elinde geçti. Canımıza okudu. 10 yaşında eline gittim.
Külkedisi'nin anası gibi. Babana sürekli seni şikayet eden, seninle ilgili
yalanlar söyleyen bir üvey anne. Bana göre kardeşimin ölümüne sebep oldu. Babam
da her dediğine inanan dominant, sert bir baba...
Çocuğunuzun olmamasının nedeni kendi anne baba
modeliniz olabilir mi?
Olabilir.
Ben hiç çocuğum olsun diye çabalamadım. İstemedim. Çocuk bana pek bir şey ifade
etmedi.
Kardeşiniz ölümü seçecek kadar etkilenirken
siz nasıl ayakta kaldınız?
Kendini
fazla ciddiye almayacaksın. Olaylar seni fazla sıkmaya başladığı zaman bir
hayal dünyası oluşturup, oraya kaçacaksın. Ben onu yapardım çocukluğumda. Hayal
dünyam vardı, oraya kaçar giderdim, kimse dokunamazdı. Ortalık durulunca tekrar
realiteye dönerdim. Ben öyle ayakta kaldım. Beni 18 yaşında evden attılar,
cebimde 5 kuruş param yoktu. Parklarda yatıyordum. Bir parkta gece uyku
tulumumun içinde uyumuşum, nasıl yağmur yağıyor, gökyüzüne bir baktım, güneş
pırıl pırıl. Meğer fıskiyenin altına yatmışım. "Bu sana bir şey
gösteriyor, dip bu" dedim. "Bundan daha dibe düşemezsin, bundan sonra
çıkış başlayacak kafana takma" dedim. Benzin istasyonlarında yıkanırdım.
Tanırlardı beni, seslerini çıkarmazlardı. Hayatım böyle geçti. Bunun için çok
param olduğu zaman da hiç önemsemedim parayı, hiç olmadığında da. Hiç para
kazanmak için yola çıkmadım.
Televizyonculuktan önce ne yapıyordunuz?
Amerika'da
yayıncılık okudum ama kullanamadım. Burası ile dünya kadar fark vardı. Bilgi
Yayınevi'nde editörlük yaptım, kitap çevirmeye başladım. TRT'de dizileri
çektim. Metin Akpınar, Zeki Alasya'nın küçük skeçlerini yazdım. Tercüman,
Güneş, Hürriyet, Günaydın gazetelerinde görev yaptım, sonra televizyon. İlk
yılı TRT'de, sonra Star'da, sonra Show TV, ATV'de, ne kadar televizyon kanalı
varsa hepsinde program yaptım. CNN'de 8 yıl spor programı yaptım. Çok tuttu o
da. "Ne olacak bu memleketin hali" diye program yaptım, "Patron
Katı"nı yaptım. Saymakla bitmez.
TRT sıkıcı mı gelmişti?
TRT'den
beni Kenan Evren kovdu. TRT Genel Müdürüne, "Çok saygısız herif karşıma
geçip bacak bacak üstüne atıyor" diyor. Genel Müdür, "Yapmaz efendim
ben yıllardır tanırım çok saygılı insandır" diyor. Televizyonda bacak
bacak üstüne atmamı söylüyormuş. "Düşünecek benim o televizyonu
seyrettiğimi" diyor. Böyle bir mantık kimsede olamaz. "Kusura bakma,
güle güle" dediler. Oyuncu, aktör falan olmadığım için evde neysem oydum.
İnsanlar işimin o tarafını çok tuttular. O güne kadar televizyona çıkmaları
yasak olan insanları çıkardım. Ahu Tuba'sından, Serpil Çakmaklı'ya kadar seks
filmlerinde oynadıkları için televizyonun kapısından bile geçmeleri yasak olan
insanlar kendilerini anlatma imkanı buldular. Mecburiyetten seks filmlerinde
oynadıklarını anlattılar. Bunu çok tuttu halk, açık, dürüst anlatmalarını
sevdi. Herkesle her şeyi konuştuk. Mustafa Denizli, Sibel Can, Ferdi Tayfur'a
birdirbir oynattım. Böyle bir şeyi kimse yaptıramazdı onlara. Seçimin Konukları
yaptım, izlenme oranı yüzde 94'tü. Bu bir rekordur herhalde. Uğur Yücel'i
aldım, çekim 16 saat sürdü. Erdal İnönü, Özal, Demirel oldu, karşılıklı sohbet
ettiler, ortalık yıkıldı. Özal ile oturup sohbet ettik altında eşofman, üstünde
atlet. Bugün bile mümkün mü? Sakıp Sabancı ile bisiklete binip sohbet ettik.
Kaç yıl televizyonculuk yaptınız?
Aralıksız
35 sene. En son 2013'te yaptım son programımı. Geçenlerde Basın Yayın Yüksek
Okulu'ndan aradılar, tez yapacaklarmış hakkımda. Fırat diye bir çocuk,
"Ben bütün arşivleri taradım, 3 bin program yapmışsınız" dedi. Dile
kolay. Yöneticilik, çevirmenlik ayrı, bin tane de ayrı iş yaptım. Türkiye'de
karşılığı olmayan bir meslek bu.
Türkiye'de şöhret olmanın yolu biraz farklı
gibi mi?
Türkan
Şoray, Dolapdere'de 2. katta oturuyor. Türker İnanoğlu, "Film çekerken
gözüm penceredeki kıza takıldı. Evine gittim, kız küçük olduğu için sözleşmeyi
anneannesine imzalattık, aldım oynatmaya başladım. Çok tuttu" diyor.
Hiçbirinin oyunculuk eğitimi yok yani. Hülya Koçyiğit de Ankara'da yaşıyor,
sevgilisine kaçıyor İstanbul'a. Yolda otobüs kaza yapıyor, Hülya Samatya Devlet
Hastanesi'ne kaldırılıyor. Senarist Sefa Ünal bir ahbabını ziyarete gidiyor,
Hülya'yı görüyor. "Ne güzel yüzü var bu kızın" diyor, ahbaplık
ediyor, 64'te Susuz Yaz'ı çeviriyor. Sanat para kazandırmıyor Türkiye'de. Bu
işleri yapmak dün de zordu, bugün de.
Ve 40 yıllık televizyoncu Aziz Üstel eğitimci
olarak ne yapacak?
Tecrübemi
anlatacağım. USLUB, akıl döngüsü dediğimiz bir program yazıldı. Mentörlüğünü
ben yapacağım. Çocuklara duruş, yürüyüş, diksiyon, tanışma, selamlaşma, yemek
yeme, insanın yaşamda duruşunu belirleyen değerleri öğreteceğiz. Erkeklere kız
çocuklara nasıl davranması gerektiğini, büyüklere, küçüklerimize nasıl
davranacağımızı öğreteceğiz. Çocukları hayata hazırlayacağız. Bu nedenle de çok
heyecanlıyım.
UKEB
FARK YARATACAK
Filiz
Üstel, 14 yıl anaokullarında yöneticilik yaptıktan sonra hayalindeki çocukları
yetiştirmek için Küçük Kulüp Anaokulu'nu kurdu. Ancak eğitim sistemi inci dizer
gibi özenle hayata hazırladığı çocukları kısa sürede sıradanlaştırınca, onları
yarı yolda bıraktığını düşünmeye başladı. Bunun üzerine İzmir'in köklü
ailelerinden Sepiciler ile birlikte elini taşın altına koydu. Kendi kültüründen
uzaklaşmadan tüm kültürleri harmanlayacak, hayata armağan edecekleri çocukları
yetiştireceği UKEB'i kurmak için kolları sıvadı. Filiz Üstel ile kapılarını
2016-2017 eğitim yılında 470 öğrenci ile açacak bu uluslararası bilim okulunun
çalışmalarından bulduğumuz ilk fırsatta, Sahil Evleri'ndeki, duvarları sevgi,
saygı ile örülmüş yuvalarında konuştuk.
Aziz Üstel nasıl eş?
Çok
iyi dostuz. İlişkimizdeki temel özellik. Uykusunda severim. Bir şeye üzülecek
diye, hasta olacak diye ödüm patlar. Birbirimizle gün içinde konuşmazsak boşluk
hissederiz. İstanbul'da bir toplantıda tanıştık. Evlendikten sonra üç yıl kadar
o İstanbul'da, ben İzmir'de yaşadım. İkimiz de birbirimizi çok özlediğimizi
fark ettik. Apar topar o evi kapatıp, İzmir'de buluştuk. 6 yıl bitti, hala
Aziz'i görenler, "Aziz Bey ne işiniz var burada" diyor.
Sepicilerle yolunuz nasıl kesişti?
Perihan
Sepici ile 2003 yılında, İrem Sepici, Doğa Sepici'yi Narlıdere'deki okula kayıt
ettirmeye geldiğinde tanıştık. Şube açmamı önerdiler, binalarını teklif
ettiler. Bina tadilatı sırasında dost olduk. Çok değer verdiğim, unutulan
ailevi değerleri yaşatan bir aile. İrem Sepici, uluslararası ilişkiler okumuş,
3 çocuk sahibi anne. Benimle çalışmalısın dedim. İşin tüm inceliklerini
öğrettim, Hatay Küçük Kulübü açtık. Köşkün bahçesinde, şehrin çöplüğü olmuş dev
bir arazi var. 30 yıldır boş duruyormuş. UKEB'i de buraya açıyoruz Sepici ve
Üstel aileleri olarak. 2016-2017 yılında açılacak. İlk binada 470 öğrencilik
kontenjanımız olacak. İlk 4 ve ikinci 4 olacak.
Sizin okulunuzda diğerlerinden farklı ne
olacak?
Doğal
öğrenme süreçlerinin içine eğlenceli, yaşayarak öğrenecekleri dersler
koyuyoruz. Üstün yetenekli ve üstün zekalı çocuklar bölümünden arkadaşlarla
YETMER diye bir bölüm de koyduk Yetenek Keşif ve Geliştirme Merkezi. Mind and
Science ve yabancı dille eğitimde sistem düşüncesi ile çocukların
performansının üstüne çıktığını gördük. Demek ki çocukları cımbızla ayıklamak
yerine şans verirsen herkesi üstün hale getirebiliyorsun. Çocukları kategorize
ederek ayırmak, altta üste kalan çocuklar yaratmak yerine her çocuğa eşit şans
verecek, 1. sınıftan 3. sınıfa kadar yeteneklerini keşfedecekleri program
hazırlıyoruz. Bilgisayarda kod yazmayı öğrenecekler. Okula garaj yapıyoruz,
içeriye araba sokacağız. Mentörlük yapabilecek araba tamircisi çağıracağız,
motor indirecek, lastik söküp takacağız, buji temizleyeceğiz. UKEB-Life'da
tecrübelerini paylaşacaklar. Çocukları uluslararası vizyona hazırladığımız için
çoklu dili öğrenmelerini istedik. Birinci kademe İngilizce, Fransızca, 5.
sınıfa geldiklerinde Almanca ya da Rusça ekleyeceğiz. Çocuklar çok iyi derecede
İngilizce konuşacak. Bu ülkede bir sınav gerçeği var, sınavı reddetmiyoruz,
sınava hazırlanmanın yolunu değiştiriyoruz, yaşam sınavına da hazırlıyoruz.
KAYNAK:
Dipten zirveye çıkan Üstel’den hayat dersi (Söyleşi: Berrin Tuncel Birer,
sabah.com.tr, 8.5.2016).