Ahmet Tüzün (Antalyalı)

Çevirmen, Yazar, Edebiyatçı

Doğum
02 Ocak, 1958
Ölüm
04 Mart, 2012
Eğitim
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı
Burç

Yazar, çevirmen (D. 2 Ocak 1958, Antalya – Ö. 4 Mart 2012, Antalya). İlkokulu burada tamamladıktan sonra, Orta ve Lise tahsilini Almanya’da sürdürdü. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. 1979 – 1981 yılları arasında DAAD Bursu ile misafir öğrenci olarak Münich Üniversitesi’ne devam etti. 1982 yılında fark derslerini vererek Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı, Tiyatro Tarihi Bölümlerinden mezun oldu. Aynı yıl, “Alman Edebiyatı’na Berlin Duvarı’nın Etkileri” adlı Yüksek Lisans çalışmasını tamamladı.

Ahmet Tüzün’ün yazdığı kitapların dışında yayına hazırladığı kitaplar ve Türkçe’den Almancaya çevirdiği kitaplar bulunmaktadır.

Çeşitli dergilerde edebiyat yazıları ve şiir çevirileri yayımlanmıştır. (Yeni Biçem, Mühür, Mor Taka, Şiiri Özlüyorum, Şair Çalışıyor, Yom Sanat, Tömer Bursa, Bahçe, Yeni Düşlem, Oluşum, Zalifre Yazıları, Ücra)

Antalya Sanatçılar Derneği,  Edebiyatçılar Derneği, PEN, BESAM, Özerk Sanat Konseyi üyesiydi. 1998 ‘den 2010 yılına kadar, Altın Portakal Şiir Ödülü ve Sempozyum’u Yürütme Kurulu Üyeliğini sürdürdü. Bu etkinlik çerçevesinde yayımlanmış olan Sempozyum kitaplarının editörlüğünü yapmıştır.

4 Mart 2012’de hayatını kaybeden Ahmet Tüzün, uzun yıllar Antalya Kültür Sanat Vakfı ve Altın Portakal Film Festivali’nde sanat danışmanlığı görevini üstlenmiştir.

 

 

Yayına Hazırladığı Kitaplar:

 

’40 Şiir ve Bir...’ Odağında Haydar Ergülen Şiiri (1998),

Sessiz Arka Bahçeler Odağında Gülten Akın Şiiri (2000),

Küflü Şimşek Odağında Mehmet Taner Şiiri (2001),

Hayalete Övgü Odağında Ahmet Oktay Şiiri (2003),

Necmi Zeka Şiiri - Yavru Aslan'dan Konu Komşuya (2005)

2005 Altın Portakal Şiir Ödülü Sempozyumu Kitabı (2007)

Cendere ve Güven Turan Şiiri  (2006),

Yücel Kayıran Şiiri ve "Beni Hiç Göremezsin" (2007)

Birhan Keskin Şiiri ve Ba (2008),

Cevat Çapan Şiiri ve Bana Düşlerini Anlat (2010),

Fuat Hoca - Çağa Meydan Okuyan Bir Dervişin Hikayesi (2019)

 

Türkçe’den Almanca’ya Çeviri Kitapları:

 

Jale İnan’a Saygı: Perge Kazıları

Antalya Müzesi Tarihçesi ve Heykelleri

 

KAYNAKÇA: Ahmet Tüzün (ahmettuzun.com, 25.03.2020), Ahmet Tüzün (imrenahmettuzunkutuphanesi.org, 25.03.2020), Ahmet Tüzün kitapları (sozcukitabevi.com, ilknokta.com, kitapyurdu.com vd., 25.03.2020).

 

 

 

 

ANMA YAZISI

Bıraktığın kültürel miras her zaman yaşayacak ve yolculuğun bizimle devam edecek…

 

 

"Arşiv ilkin, söylenebilen şeyin ilkesi, ifadelerin bireysel olaylar olarak ortaya çıkışını yöneten sistemdir.”

 

Foucault

 

Ahmet Tüzün’ü yaşama vedasının 8. yıl dönümünde sevgi ve özlemle anıyoruz.

 

Yazılı kültürü tam içselleştiremeden, dijital çağ bizi yeniden sözel ve görsel topluma doğru dönüştürmeye başladı. Bu bağlamda, görseller ve kısa cümleler reflekslerimizi belirliyor, kalıcı olandan çok geçiciliğe odaklıyor zihnimizi. Sözlü bellek yazıya dönüştürülemediğinde, içinden geçtiğimiz dünya koşullarında, uçup gidiyor adeta.

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, her an her şey değişiyor, Emperyalizm’in baskısı altındaki dünya insanını, bir yanda sosyo-ekonomik koşullar, savaş ve göçler, diğer yanda iklim krizi sürekli zora sokuyor, içinden çıkılmaz ruhsal bunalımlara sürüklüyor. İnsan olarak neye, neden inanmamız gerektiği konusunda sürekli imtihan ediyor bizi. Bu nedenle duruşumuzu, yaptığımız işe inancımızı korumayı başarmakta zorlanıyoruz.

Bu süreçlerden geçerken, kolay olmasa da kendi işimize odaklanmanın çabasını harcıyoruz. Edebiyat, felsefe ve sanat alanında bıkmadan, yılmadan çalışmanın kolay olmadığı aşikâr. Bu disiplinlere yaşamını adamış, ürün vermiş, ürünlere sahip çıkmış bir kültür insanından kalanlara sahip çıkmak, Aristoteles’in Entelektüel erdem kavramı üzerine düşünmeyi ve bilinçli olmayı zorunlu kılıyor.

Ahmet Tüzün’ün yaşama vedasının 8. yıl dönümü, kolay geçmedi bu sekiz yıl. Arşivimizde bulunan kitapları kataloglamaya devam ediyoruz. Bugüne kadar kataloglamasını yaptığımız kitap sayısı dört bin dört yüze ulaştı. http://imrenahmettuzunkutuphanesi.org adresinden ulaşılabilir durumdadır. İnternet üzerinden; gelişmiş arama/kitap/anahtar kelime yazılarak kitapların bibliyografik bilgilerine erişilebilir, sepete ekle butonuyla dikkatinizi çeken kitapları bir araya getirebilirsiniz. Üyelik olanağı da mevcuttur, ancak sistemde yeterli alan olmadığı için şimdilik aktif değildir.

Ahmet Tüzün’ün yazıları ve şiir çevirilerini kitaplaştıramadık henüz. Kütüphane’nin bütünlüğe ulaşması, geleceğinin belirlenmesi önceliğimiz arasındadır ve kurumsal bir yapıya kavuşmasının yollarını nasıl bulabileceğimiz konusu bir sorun olarak önümüzde duruyor. Elbette hem bilgi birikimi hem de ekonomik koşullar, bir çok olanağın önünü açacaktır, çabalarımız bu yöndedir.

Kataloglamayı sürdürdükçe gördüğümüz, yayıncılığın İstanbul odaklı olması, Anadolu’da bir aydınlanma arzu ediliyorsa, yayıncılığın Anadolu’da hayat bulması, butik yayıncılığın ötesine geçmesi, toplumsal değişimi de etkileyecektir hiç kuşkusuz.

Felsefe, Edebiyat, Sanat’ın varlığını sürdürebilmesi, adanmış yaşamlar sayesinde mümkün olabilecektir. Bu bağlamda, Ahmet Tüzün’ün kültür insanı olarak, Entelektüel birikimini görünür kılabilmenin çabası içindeyiz.

 

Ahmet Tüzün’e kültürel iklimimize kattığı değer için teşekkür ediyor, sevgi ve özlemle anıyoruz.

 

İmren Tüzün

 

Antalya, 03 Mart 2020

 

Yazar: İMREN TÜZÜN

AHMET TÜZÜN HAKKINDA

Edebiyatçı, Çevirmen Ahmet Tüzün’ü 10. Yıl dönümünde sevgi ve özlemle anıyoruz.

Biir yazarın, çevirmenin, kültür sanat insanının hem yol arkadaşı olmak,  hem de aynı kulvarda yürümek,  yapıp ettiklerine, isteklerine, arzularına, hayal kırıklıklarına, karşılaştığı pek çok zorluğa tanıklık ederken daha dikkatli kılar sizi. Bir yazınsal  aura oluşturmuş, düşünsel teatilerde bulunmuş, yeri gelmiş fikir ayrılıkları yaşamışsınızdır. Bütün bunlar olup biterken aklınıza getirmek istemediğiniz tek şey, bir gün gelip  onu sonsuzluğa uğurlayacağınızı tasavvur edememektir,.

Yaşam onu sizden ayırdığında, günlerin nasıl geçeceğini düşünürsünüz, yıllar kocaman bir dağ olarak önünüzde bir bent gibi gerilmiş, bütün yolları tıkamış gibi gelir ilk önceleri. Nereden başlayacağınızı, ne yapacağınızı bilemez halde geçer ilk günler, aylar. Sonra kavramaya başlarsınız bilginin arkeolojik kazısını yapmanız gerektiğini. Sanki gayya kuyusu gibidir, her gün bir not, şiir çevirisi, yazılar keşfedilmeyi bekliyor, sizden emekle bakmanızı talep ediyordur.

Bu süreç, önemli bir ahlaki kararla karşı karşıya bırakır sizi. Sadece kendi yapıp ettiklerinize mi odaklanacaksınız, yoksa birlikte bir yaşam kurduğunuz eşinizin bıraktıklarına da sahip mi çıkacaksınız, her iki külliyatın sorumluluğunu üstlenme kararınız çok da iyi anlaşılamayacaktır. Kant’ın  da söylediği gibi, kendi aklınızı kullanmaya cesaret etmek kararını alırsınız. Zira eşlerden biri yaşamdan ayrıldığında, Simmel’in ;”Grubun bütünlüğü bir nesnede sembolik ifadesini bulur.”, şeklindeki saptamasını, Ahmet Tüzün’le oluşturduğumuz  ikili grubun, ortak değeri Kütüphane’yi bir sembol olarak nitelendirebiliriz,  sanıyorum.

Bugün, Ahmet Tüzün’ün ve benim kitaplarım bir kütüphaneye dönüşmüş, hepsi bir arada korunuyor, yazıları olabildiğince tarandı, kayıt altına alındı, giysileri, tüm eşyaları bir arada tutabilmenin çabası veriliyor tarafımdan.  Daha iyisinin yapılabilmesi hem zamana hem de maddi manevi olanaklara bağlı, hele şu içinden geçtiğimiz süreçte.

Ahmet Tüzün’ün yazılarını, özellikle çevirilerini en iyi anlayan ve üzerine bir yazı kalem alan Necmi Zekâ oldu, diyebilirim. “Bir çevirmen ya da aşık – Bir aşık ya da çevirmen”, başlıklı yazısında vurguladığı gibi.;

“Ahmet Tüzün’ün Ulla Hahn, Rose Auslaender, Reiner Kunze gibi şairlerden yaptığı “pırıl pırıl”, özellikle yalınlıklarıyla güçlü çevirilerin sırrını ilk bakışta kendini çok öne çıkarmayan, fazlasıyla mütevazi, gizli kalmış “iyi edebiyatçı” yönüne bağlayabiliriz. Kendisini tanıyanların da çok iyi bildiği gibi, Ahmet Tüzün oldukça gelişmiş (aynı zamanda hep taze ve önyargısız kalabilen) bir edebiyat zevkine sahipti. Ancak, bu çevirilerin gücünü ve güzelliğini sadece gelişmiş bir edebiyat zevki ile açıklamak kolaya kaçmak olacaktır. Ben bu yaratımı, bu güzelliği yaratabilmenin ön koşullarını “aşk” kavramıyla ilişkilendireceğim. Tüzün’ün çevirdiği şiirlerin önemli bir bölümünün “aşk”ı konu edinmesini de tesadüf olmasa gerek diye düşünüyorum.”

Dünyanın içinden geçtiği sosyo politik olaylara da her zaman duyarlıydı Ahmet Tüzün, Türkiye ve dünyanın gidişatı üzerine düşüncelerini dile getirirdi. Yaşamı boyunca Entelektüel bir çaba içinde olmayı sürdürdü.

On sene içinde, ülkemiz ve dünya pek çok dönüm noktalarından geçti, üstesinden gelmesi zor günleri, pandemi şartlarını hep birlikte yaşadık, tam biraz huzur bulmayı umarken savaş karşımıza çıktı, içinde olmasak bile yakınında olmak hepimizi tedirgin ediyor. Dünya barışının sağlanabilmesi için, hepimizin  emek ve çaba harcaması gerekiyor. Umarım bu zorlu süreç barış ile sonuçlanır. Annales Okulu tarihçilerinden Braudel’in  söylemiyle, on yıllık bir zaman dilimi “kısa süre”yi anımsatır, şimdi geçmişten bağımsız değildir. Bu on yıllık süreçte, kültürel mirasın korunmasında, desteklerini esirgemeyen, kurum ve kişilere teşekkür ederim.

 

Ahmet Tüzün’ün entelektüel çabasının değerinin anlaşılmasını dileyerek, sevgi ve özlemle anıyoruzİ

 

İmren Tüzün

 

[email protected]

 

Ceo tel: 0 555.24428 35

 

www.ahmettuzun.com

 

http://imrenahmettuzunkutuphanesi.org

   4.03.2022

 

 

Yazar: İmren TÜZÜN
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör