Abdulkadir İkbal

Gazeteci-yazar, Kanaat Önderi, Siyasetçi

Doğum
Eğitim
Ticaret Lisesi
Diğer İsimler
Abdülkadir İkbal

Gazeteci yazar, siyasetçi, kanaat önderi. 1944 yılında Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Suruç’ta, Ticaret Lisesini Urfa’da bitirdi. Şanlıurfa Adliyesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1987 yılında Şanlıurfa Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğüne atandı. 1994 yılında emekli oldu.

Şanlıurfa İlim ve Fikir yayma Cemiyeti Genel İdare Kurulu Üyeliği, Tüm Adliyeciler Derneği Urfa Temsilciliği, Zehra Eğitim ve Kültür Vakfı Urfa Şube Başkanlığı yaptı.

Siyasetle de uğraşan Abdülkadir İkbal, bir dönem Aydın Menderes tarafından kurulan Büyük Değişim Partisi Genel İdare Kurulu Üyeliği yaptı. Bir dönem de Abdüllatif Şener liderliğinde kurulan Türkiye Partisi’nin Şanlıurfa il başkanlığı görevinde bulundu.

Yerel gazete ve dergilerde yazıları ve şiirleri, Halen Şanlıurfa Olay ve Milat gazetelerinde köşe yazıları yayımlanmıştır.

 

KİTAPLARI:

 

Anı: Yaşadığım Bir Suruç Vardı (2001).

 

Araştırma-Derleme: Mazideki Suruç (2000), Nurculuğu Biraz da Benden Dinleyin (2016).

 

KAYNAKÇA: Mehmet Kurtoğlu / Suruçlu Şair ve Yazarlar (A. İkbal / Mazideki Suruç,  2010), İkbal, Suriye'deki Oyuna Dikkat Çekti (haberler.com, 16.05.2016), Abdulkadir İkbal - Milat Gazetesi (milatgazetesi.com, 22.07.2016), Abdulkadir İkbal (URFASTAR YouTube - 2 Mart 2017), Abdülkadir İkbal'den Fakıbaba eleştirisi (YouTube - 28 Mayıs 2018),Abdulkadir İkbal / Yazar Atasoy Müftüoğluna İtiraznamedir (şanliurfaolay.com, 26.12.2018), Abdülkadir İkbal Haberleri - Abdülkadir İkbal Kimdir (haberler.com, 19.03.2020), Abdulkadir İkbal Yazarına Ait Tüm Kitaplar (kitapyurdu.com,pegem.net, 19.03.2020), Abdulkadir İKBAL Makaleleri (sanliurfaolay.com, 19.03.2020), Abdulkadir İkbal Haberleri (haber7.com, 19.03.2020), Abdulkadir İkbal Kitapları (pegem.net, 19.03.2020).

 

YAZAR ATASOY MÜFTÜOĞLUNA İTİRAZ NAMEDİR

Yıl 1992 olsa gerek, bir arkadaşımla birlikte Eskişehir'e gelmiştim. Merhum Molla İzettin Yıldırım'ın  ikamet ettiği Tanış sokaktaki  dört katlı Risale-i Nur medresesinde;  zat-ı aliniz, Urfalı şair Atilla Maraş ve o zamanın et ve Balık Kombinası  müdürü Hasan Gençdal da  sohbete iştirak etmişlerdi.

Malumu olduğu üzere yeme içme bahanedir asıl olan sohbettir.  Öyle güzel bir ortamda zat-ı aliniz Risale-i nur dersini can kulağıyla dinleyip Bediüzzaman Said Nurs'inin yazdığı eserlerin muhteşem olduğunu ifade ettiniz.

Oslo görüşmeleri ile başlayan, MİT tırları, ve nihayet onbeş temmuz darbesini yapmak üzere vahşice kendi insanını bombalayan ekibin o gaddar ve mel'un yapısı gün geçtikçe Feto ile bağlantılı olarak kabul edilen darbe girişiminden sonra,  bazı yazar ve çizerlerin Feto’yu yerden yere vururken  ancak  bunu başka bir mecraya sürükleyip  ve adeta  fırsat kollar gibi Said Nurs'iyi de bu işin içine çekmeye çalışmak ve suçlamak  gizli bir projenin parçaları   olsa gerek.

Sayın Müftüoğlu! Nerede ise bir ömür boyu Said Nurs'i hakkında en ufak bir menfi söylemde bulunmamanız takdire şayan iken, Feto olayından sonra Said Nursi’yi suçlamanız izahtan varestedir.

Sayın Atasoy Müftüoğlu!  Said Nursi'nin yazdığı Zülfikar kitabının Hz. Ali (r.a.) tarafından kendisine yazdırıldığını iddia ederken kitabın hangi bölümünün ve hangi sayfasında böyle bir ifadenin yer aldığını yazmanız gerekirdi. Doğruyu  bilmek herkesin en tabii hakkıdır.  Bu hususta hiç bir şey belirtmeden sadece kitabın ismini vermek hakkaniyete asla uygun  değildir Okuyucuyu yanıltmaktan başka..

Eğer bu gün şeriat mahkemeleri olsaydı böyle bir beyanatın ispat edilmemesi halinde mahkeme hakkınızda nasıl bir hüküm verirdi dersiniz?

Said Nursi'nin gerek sağlığında ve gerekse vefat ettikten sonra en az bin defa eserleri  mahkemeye verilmiş din adamları, uzmanlar, prof.lar tarafından mahkemelere ibraz edilen bilirkişi raporlarının hiç birinde sizin iddianızı destekler bir tek cümle ye rastlanmamıştır. Eğer öyle olsaydı rejimin uygulayıcıları yeri göğü titretirlerdi.  Mahkemeler bu eserleri didik didik etti ve beraat kararı verdiler. Dünyada hiçbir eser bu kadar mahkemeye sürüklenmedi ve bu kadarda tetkik edilmedi.

Malumunuz günümüzde güya İslam adına çıkmış silahlı ve gaddar  bazı örgütler var. Bunlar çıktı diye haşa İslam'ı ve Hz. Muhammed’i (a.s.m.) mi  suçlamak   gerekiyor?. Bunların yanlışını İslam'a mal etmek hangi insafın eseri olabilir?

Said Nurs'i hiç bir zaman  Kur'an ve sünnetin dışında  her hangi bir yola  gitmemiştir.

Bir hakim bir dava dosyasını okumadan karar verse adaleti berbat eder. Bir avukat dosyayı okumadan mahkemeyi takip etse aldığı davanın mahvolmasına sebep olur.

Ne acı gerçektir ki günümüzün bazı aydınları tenkit ettikleri kitapları okumadan ve anlamadan o kitap hakkında bazı dedikodularla amel ediyorlar. Eğer bu hususta ciddi bir araştırmanız var ise,  hangi TV kanalında olursa olsun, Said Nursi'nin kitapları üzerinde sohbet etmeye sizi davet ediyorum. İddiasını ispat eden haklı, edemeyen haksız olacaktır. Aydın olmanın gereğini sizden istemek en tabii ve vazgeçilmez hakkımızdır.

KAYNAK: Abdulkadir İkbal / Yazar Atasoy Müftüoğluna İtiraznamedir (şanliurfaolay.com, 26.12.2018).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör