Asker, Kurmay Albay, Siyasetçi, XII. Dönem Aydın Milletvekili (D. 1915, Aydın – Ö. 3 Şubat 2009, İstanbul). Baba adı Mehmet, anne adı Ayşe. Harp Akademisi mezunu. Eğitimini tamamlayarak TSK’ya intisap etti. Kurmay Albay rütbesine yükseldi. 22., 8. ve 74. Topçu Alayları Batarya Kumandanı, Başbakanlık Millî Savunma Yüksek Kurulu Sivil Savunma Bürosu Başkanlığı ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı Kurmay Subayı olarak görev yaptı.
Hilmi Aydınçer, 1961 genel seçimlerinde AP’den XII. Dönem (15.10.1961
– 10.10.1965) Aydın Milletvekili seçilerek TBMM’de yasama çalışmalarına
katıldı. 3 Şubat 2009 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Aydınçer'in cenazesi,
ertesi gün İstanbul Levent Camisi'nde kılınan ikindi namazının ardından
Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi. Evli, 1 çocuk babasıydı. Fransızca
biliyordu.
KAYNAKÇA: Eski Milletvekili Aydınçer öldü
(internethaber.com, 4 Şubat 2009), TBMM Albümü 2. Cilt 1950-1980 (2010), Atatürk’ün
Askeri Hilmi Aydınçer (aydinparagraf.com, 17 Haziran 2019), Hilmi Aydınçer -
Türkiye Büyük Millet Meclisi İntranet Sitesi (tbmm.gov.tr, 13.10.2019).
Hilmi Aydınçer’i birkaç kelime ile anlatmak mümkün değil,
Hasan Efendi mahallesinde birkaç yıldır hizmet veren Saklı bahçenin taşlarının
dili olsa da anlatsa onu. Hilmi Aydınçer de bir dönem Aydın tarihinde önemli
yeri olan Atatürk‘ün askeri. Yaz mevsiminin başlangıcındayım. Güneşin batmak
gibi niyeti yok. İş yerinden çıkanlar Üveyse Paşa mahallesinde eski ticaret
yolu üstündeki derneğimizin önünde hızla geçiyor. Sinan’ın kahvesindeki masalar
birer ikişer mahalle esnafıyla dolmaya başladı. Bugün derneğimizin kapısını
erken kapatıp gitmek zorundayım.
Çünkü Hilmi Aydınçer bizi evinde kabul ediyor. Saat 18.00
de ADÜ’den Müslime - Günver Güneş hocalarım ve Ertuğrul - Ayşe Özdemir'le,
Hilmi Bey'in evinde buluşmak üzere sözleştik. Zamanlamamız harikaydı. Hepimiz o
saatte kapının önündeydik. Kapıyı bize Hilmi Bey'in orta yaşlı yardımcısı açtı.
Eski saray sinemasının makine dairesinin önünden geçtik. Bahçeye inen
merdivenlerin önündeki geniş alandaki masaya oturmuş Hilmi Beyin yanındaydık..
Yerler yenice yıkanmıştı.
Güneşin ısıttığı taşlar suyu görünce ısı alışverişine yeni
başlamış taşlardan nemle birlikte sıcaklık yüzümüze çarpıyordu. Ayağa kalktı.
Göbeğinin üstüne çıkan pantolonun içine gömleğini sokmuş, boyu daha da
kısalmıştı. Gül gibiydi yüzü. Hepimizi candan karşıladı ve yer gösterdi. Hilmi
Beyle hal hatırdan sonra anılarını anlatmaya başladı. Gururla, o günkü heyecanı
yaşıyordu anlatırken, gözleri doluyor, dudaklarındaki kavis kaybolmuyordu.
Zeki, anlatacağı her anının altın değerinde olduğunu bilen askerle karşı
karşıyaydım. Onun anlattığı tüm hatıralar içinde beni etkileyen Atatürk'e ve
rahmetli olan eşine karşı duyduğu aşktı.
Yıl 1938 İstanbul’da teğmendim. Atatürk'ün vefatıyla
hepimiz sarsıldık. Ülke ağlıyordu. Herkes yastaydı. Dolma Bahçedeki naşının
başında 1000 kılıçlı teğmen bekleyecekti. Onlardan bir olarak seçildim ve nöbet
tuttum. İstanbul'da tanışıp sevdiği ve evlendiği Münibe Hanımın 1989 yılında
ölünce, Zincirlikuyudaki mezarına her gün gidip ziyaret etmiş Aydınçer. Ona en
güzel mezarı yaptırmış, çiçeklerle, şiirleriyle aşkını anlatmış şair ruhlu
asker. O gün eşi ile ilgili fotoğrafları eşyaları, aile fotoğraflarını, oğlunu,
torunu anlattı tek tek... Her biriyle olan fotoğraflarını gösterdi anlattı.
Aslında gösterdi kelimesi küçük kalır. Evin bir odasını
müze haline getirerek onların arasında yaşamını sürdüren adama saygı duyup
hayran olduk. Dalgalı saçları, endamı ve kıyafetleriyle 1940 ve 50’li yılların
modern Türk Kadınının fotoğraflarıydı onlar. Bir aktris kadar havalı, bakımlı
kadındı Münibe Hanım. Hilmi Beyin levanten tipi Türk evi Adnan Menderesin
dayısı Sadık Beyin konağı imiş. Hilmi beyin babası Mehmet Efendi 1917 yılında
konağı satın almış. Konak geniş bahçeli ve müştemilatlı.
Hilmi Bey, bambu ağaçlarının arkasında kalan tarihi bir
kapıyı göstererek; “burası eskiden sarayiçi mahallesi imiş. Bu mahallenin
içindeki evlerin ve Aydın Beyin sarayının kalıntıları var. Ben onlara hiç
dokunmadım. Onlardan biri de bu kapı
"dedi. Hilmi Beyin hatıraları film
şeridi gibi gözünün önünden geçmeye devam ediyordu.. Bahçedeki havuza değdi
gözü. Bu havuzun etrafı tarih kokar.
Çok komutan çok siyası gelmiş oturmuştur bu havuz başında.
Mesela, Kazım Karabekir Paşa, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Adnan Menderes ilk
aklıma gelenler. Onlarla sohbetlerim burada oldu "diyerek diğerlerini
hatırlamaya çalıştı. Hilmi Bey, 1915 yılında Aydın /köşkte dünyaya gelmiş.
Ailesi 1917 yılında Aydın’a taşınmış. İlk ve ortaokulu Aydında, Liseyi Bursa
Askeri Lisesinde bitirmiş.1937 yılında Ankara Kara Harp Okulundan mezun olmuş.
İlk mezunlarındanmış. Daha sonra da İstanbul Harp akademisinde eğitim görmüş.
Yardımcısı çaylarımızı getirdi. Bu tarihi evde geçmişini korumaya çalışan
değerli büyüğümüzün sözünü kesmeden dinlemeye devam ettik. "1960- yılında
ben emekli oldum.
Aydın’ı çok seviyordum. Baba ocağımı tüttürmek istedim.
Geri döndüm. Bu sarayın bahçesi çok büyük,
bahçeye yazlık sinema yapma fikri geldi aklıma. Yazlık Saray sinemasını
yaptım. Aydın’ın kurtuluş gününde hep Çakırcalı filmini oynatıyordum. Makina dairesini göstererek" hala makina
dairesi sağlam, filmler duruyor. 1990 yılında yazlık SARAY sinemasını kapattım.
Televizyonlar çıkınca iş yapamaz hale geldi.” Emekli olduktan sonra siyasete
girdim. Aydında Adalet Partisi kurucularındanım. 1961 ile 1965 yılları arası
Adalet partisi Aydın Milletvekili olarak da parlamentoya girdim. 65 yılından
sonra Yazlık Saray sineması, anılarım ve kitaplarımla baş başa olmayı seçtim.
Zaman hayli ilerlemişti. 90 yaşındaki ihtiyar delikanlı yorulmaya başladı.
"Eşime yazdığım bir şiirden bir bölüm okuyayım mı?" diyerek konuşmasını
sonlandırmak istedi..
ÇAMLARIN ALTINDA
Dünya aynı dünya,ben,ben değilim..
Ağardı saçlarım,büküldü belim..
Kurumaz asla ıslak mendilim,
Çamların altında yatan Meleğim! …
Dostlar aynı dostlar, uzanmaz elim.
Sonsuz acılarla söndü emelim…
Kuruyan çeşme,esmeyen Yel’im..
Çamların altında yatan sevgilim! ..
Sarı,dalgalı saçın altın teldir..
İnan bana artık,ba’zılar eldir.
Bundan sonra artık Ölüm güzeldir! ..
Beni hicranlara atan Güzelim! ...
Çamların altında yatan Sevgilim!
Tarih sevdalısı, kendisine Atatürk'ün askeri denmesini çok
seven, aşık, centilmen Hilmi Aydınceri 2009 yılında kaybettik. İsteği Üzerine
oğlu Emekli kıdemli Albay Aydın Aydınçer tarafından evinden alınarak Annesinin
mezarının yanına defnedildi. Rahmetle anıyorum.
KAYNAK: Atatürk’ün Askeri Hilmi Aydınçer (aydinparagraf.com,
17 Haziran 2019),