Oyuncu / Yönetmen; Tiyatro, sinema ve dizi film oyuncusu. 1982, İzmit / Kocaeli doğumlu. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunu. Kadir Has Üniversitesinde Film ve Drama Yüksek Lisansını tamamladı.
Pınar Çağlar Gençtürk, tiyatro
çalışmalarının yanı sıra, Yedi Kocalı Hürmüz filmi ve Muhteşem Yüzyıl dizisi
gibi birçok projede rol aldı. 2019 yılında Kadın dizisinin yeni sezonuna dahil
olarak Kadın Doktor karakterini canlandırdı. Yeni projelerde yer almayı
sürdürüyor.
Tiyatro Ödülleri:
Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri 2016
- "Seçici Kurul Özel Ödülü"
Yalnızlar Kulübü / Afife Tiyatro
Ödülleri 2013 - "Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal / Komedi Kadın
Oyuncusu"
Yalnızlar Kulübü / Sadri Alışık
Tiyatro Ödülleri 2013 - "Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın
Oyuncusu"
Oyuncu veya Yönetmeni Olduğu Bazı Tiyatro Oyunları:
Daha İyi Günlerimiz Olmuştu /
Oyuncu - 2019
Ben Cuma / Yönetmen - 2019
Yan Rol / Yönetmen - 2018
Işıltılı Haşereler / Jill - 2017
Aşk Delisi / May - 2016
Hepimizin Öyküsü Aynı / Oyuncu - 2015
Kurabiye Ev / Stacey - 2012
Disosya Harikalar Dünyası / Lisa -
2011
Kar Küresinde Bir Tavşan / Kadife
Yalnızlar Kulübü / Oyuncu
Rol Aldığı Diziler:
Arıza (2020)
Kadın (Doktor, 2019)
Evlat Kokusu (Meryem, 2017)
Bizim Hikaye (Tufan'ın Eski Karısı
Ferda, 2017)
Arkadaşlar İyidir (Sema - Eren'in
Annesi Sema, 2016)
Çalıkuşu (Münevver, 2013)
Çıplak Gerçek (Gülsen, 2012)
Muhteşem Yüzyıl (Beyhan Sultan, 2011-2013)
Büyük Buluşma (Şermin, 2004)
Rol Aldığı Sinema Filmleri:
Siccin: Büyü Haramdır (Nisa, 2014)
Herkes mi Aldatır? (Arzu, 2010)
7 Kocalı Hürmüz (Havva, 2009)
Rol Aldığı Kısa Filmler:
Misofonya (Ece, 2015)
KAYNAKÇA:
Bahar Çuhadar / Son Komik Kadını Takdimimizdir (baharcuhadar.wordpress.com, 4
Ocak 2014), Kadın Dizisi yeni sezon oyuncuları (diziseti.tv, dizioyuncu.com,
diziler.com, 08.10.2019), Pınar Çağlar Gençtürk (tiyatrolar.com.tr,
08.10.2019), Pınar Çağlar Gençtürk (imdb.com, 15.08.2020), Pınar Çağlar
Gençtürk (diziseti.tv, 15.08.2020), Pınar Çağlar Gençtürk (sinematurk.com,
15.08.2020), Pınar Çağlar Gençtürk (diziler.com, 15.08.2020), Pınar Çağlar
Gençtürk (beyazperde.com, 15.08.2020).
Aynı
anda dört benzemez kadın oluyor, komedi mahareti dikkat çekiyor. Çocukluğundaki
‘Başkası olma oyunundan’ bugüne, Pınar Çağlar Gençtürk’ün öyküsüdür…
İkincikat’ın,
prömiyerini iki sene önce yaptığı ‘Disosya Harikalar Dünyası’; disosyatif
bozukluk yaşayan Lisa’nın bilinçaltında dolaşıyoruz. Lisa’nın tedirgin
bakışları aklımızın bir kenarında asılı kalacak türden. Geçen sene yine bir
ikincikat oyunu olan ‘Yalnızlar Kulübü’nde aynı genç oyuncu bu kez biraz
saftirik, çokça iyi niyetli bir beyaz yakalı kadın, Buse olarak güldürüyor. Bu
kez bize kalan Buse’nin telaşlı ve komik tavırları. Sınırları net çizilmiş bu
iki farklı kadın karaktere bir de televizyon ekranından kaşlarını ve
dudaklarını büzerek, gözlerini devirerek, başka bir zaman diliminde bilmişlik
taslayan Münevver eklendi: ‘Çalıkuşu’nun ‘kötü kadını’ Neriman’ın ‘yancısı’
Münevver.
Pınar
Çağlar Gençtürk bu sezon üç ayrı oyun ve bir TV dizisiyle dört bambaşka halde…
Üçüncü oyun, Yan Etki’nin ‘Kurabiye Ev’i. Kocasıyla birlikte, para için
çocuklarını satmaya karar veren anne Stacey’in git-gelli hallerini taşıyor
sahneye Gençtürk.
İlk
kez ‘Disosya Harikalar Dünyası’nın Lisa’sı olarak izlediğimde, Gençtürk’ün uzun
süredir sahnelerde olduğuna dair bir kanıya kapılmıştım. Kendisiyle bu yazıyı
yazmak üzere buluşmadan kısa süre öncesine kadar da 2012 Ocak’ında izlediğim
‘Disosya Harikalar Dünyasında’nın ilk oyunu olabileceğini düşünmemiştim.
Neşeli
bir tonla anlattığı öyküsünü dinlerken öğrendim; benimkine benzer bir
şaşkınlığı vaktiyle Ezel Akay da yaşamış. ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ün seti:
Gençtürk, Akademi İstanbul ve Yeditepe Üniversitesi’ndeki eğitimlerini
tamamlamış bir oyuncu. Nurgül Yeşilçay ve Gülse Birsel’le, filmin üçüncü kadını
olarak sette. Akay, filmin ‘Havva’sı Gençtürk’e inanamayarak soruyor: “Sen
şimdi hiç profesyonel, böyle para verilerek gidilen bir tiyatroda yok musun
yani?”
Yokmuş,
“Şans işte” diyor. İlk set Akay’ın ‘Yedi Kocalı Hürmüz’üne, ilk tiyatro
deneyimi ikincikat tiyatronun ‘Disosya…’sına nasipmiş. Kendisini ana rollerden
birinde, rüştünü çoktan ispatlamış bir dolu oyuncunun arasında bulduğu o ilk
sete giden yol ise tiyatro merakı ve çabasıyla dolu.
İlk
sahnesi sokaklar…
İlk
performansı ‘Başkası olma oyunu’nu, Kocaeli sokaklarında geçen çocukluğunda
durmadan sahneliyor: “Sokakta topal taklidi yapıyordum; teyzeler bakıyor,
anneme geçmiş olsuna geliyorlar… Mahallede kapanarak geziyorum, bakkal beni
tanıyacak mı diye bakıyorum…” İlkokulda artık yazdığı oyunları kurduğu ekiple
sahneleyen bir öğrenci…
‘Oyunculuk
kıvılcımını’ ilk fark eden Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nda oyunculuk yapan hala
kızı ‘Zehra Abla’. Onun teşvikiyle, ilkokul 5’inci sınıfta kendisini İzmit
Fuarı’nın playback yarışmasında buluyor; Yonca Evcimik olarak. ‘Kendine Gel’
performansıyla derece alıyor, hediye olarak da Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nda bir
senelik tiyatro eğitimi hakkı…
Sahneye
‘Hansel ve Gretel’in ağacı olarak çıktığı ilk oyunu da altı yıl devam ettiği
Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nda. Lise bitince, bir dolu konservatuvar sınavında
deniyor kendini; İzmir, Eskişehir, Ankara… Hepsinde ilk aşamayı geçip, ikincide
tökezliyor. Nihayetinde pes edip, dönemin sıkı tiyatro okullarından Akademi
İstanbul’a giriyor. Işıl Kasapoğlu, Bülent Emin Yarar, Tilbe Sarar, Arzu Bigat
Baril’li bir eğitmen kadrosuna teslim ediyor kendisini: “Temelimi güzel
oluşturdu Akademi. İstanbul’a yeni gelmişim, hiçbir şey bilmiyorum ama çok iyi
arkadaşlara denk geldim. Her provaya giriyorduk, AKM’nin gizli yerlerinden,
oraya da balerinmiş gibi girip, oyunları bedava seyrediyorduk, oyuncularla yeni
yeni tanışıyorum. Çok mutluydum.”
Son
sene eğitmen kadrosunun değişmesiyle yeniden konservatuvarı deniyor. Ve kendini
Yeditepe Üniversitesi’nin kapısında buluyor. İçeri girdiğinde sadece kabul
kâğıdı değil, yüzde 100 burs onayı da cebinde… Yeditepe’deki dört yıl
Akademi’nin üstüne bir dolu başka şey kattığı dönem: “Sektörde kimi biliyorsan
o isimlerden ders aldık.”
‘Sette
bir ünsüz bendim!’
26’sında
konservatuvarı tamamladığında hâlâ henüz bir profesyonel işte rol almış değil.
Ama hız kesmeyip Kadir Has Üniversitesi, İleri Oyunculuk Yüksek Lisansı’na
giriyor: “Orada bambaşka bir kapı açıldı, Çetin Sarıkartal’la çalışmak,
öğrendiklerime bambaşka bir taraftan bakmak demekti. Tilbe Saran, Ayşenil
Şamlıoğlu, Şahika Tekand… Farklı ekolleri çalıştırıyorlardı. Hepsinden alıp
kendi tekniğimi oluştururum diyordum, öyle olduğunu da düşünüyorum.”
Sinemadaki
ilk mühim rol fırsatı da bu dönemde. Hocalarından Ezel Akay, yönettiği ‘Yedi
Kocalı Hürmüz’ için Öner Erkan’ın canlandırdığı Hallaç Rüstem’in karısı
Havva’yı oynamasını teklif ediyor. “Heyecanlandım tabii” diyor, “Nasıldı birden
film setine düşmek?” deyince. Gülüyor: “Şöyleydim: A ünlü, a bu da ünlü, bu da!
Bir ünsüz benim aralarında! Şansım şuydu: Çetin Sarıkartal oyuncu koçluğumuzu
yapıyordu.”
ikincikat
tiyatro grubu ‘Lisa’ için seçme yaparken, Çetin Hoca, oyunun yönetmeni Sami
Berat Marçalı’ya bahsediyor Gençtürk’ten. Oyunu görenler anımsayacaktır,
Lisa-hele de bir ilk rol için- fazlasıyla ağır bir karakter. Babasının cinsel
tacizine uğramış, bilinçaltıyla gerçek dünya arasında gidip gelen bir kız. Uzun
uzun, disosyatif hastalığı incelemiş Gençtürk. İki yıl sahnelenen oyun geçen ay
son kez gösterildi.
İkincikat’ın
Marçalı imzalı oyunu ‘Yalnızlar Kulübü’nde ise ağırlıklı olarak komedi yapıyor.
Bu oyunla son Afife Ödülleri’nde Müzikal/Komedi dalında En İyi Kadın Oyuncu
ilan edilmişliği var. Henüz görmediğim, Yan Etki’nin ‘Kurabiye Ev’indeki anne
rolü için de ‘ağır bir rol’ tanımını kullanıyor. Geçen aya kadar, üç ayrı oyun
arasında mekik dokuyordu. ‘Çalıkuşu’nun setiyle birlikte hem de. 20’lerinin
başındaki boşluğu bu sene fazla fazla kapatmış halde yani! Havva ve Münevver
dışında bir dönem işi daha var portföyünde; ‘Muhteşem Süleyman’ın kardeşi
Beyhan Sultan olarak bir buçuk yıl boyunca ara ara ‘Muhteşem Yüzyıl’ın saray
koridorlarında dolaşmış.
İçinde
bir doğal komik var…
Gençtürk’ün
içinde doğal bir komik kadın hep pusuda bekliyor sanki. Her an bir sakarlık
falan yapıp da üstüne hiç vakit geçirmeden kendisiyle dalga geçip sizi güldürecekmiş
gibi. Ya da şaşkın bir bakış fırlatıp sizi ters köşe bir espriyle baş başa
bırakacakmış gibi. Ama aynı beden ve bakışlarda ağırkanlı bir eski zaman kadını
da duruyor bir kenarda. Dönem işlerinde oynamamış olsaydı da sezilebilecek bir
hal bu. Tuhaf biçimde; ‘Yalnızlar Kulübü’ndeki rolüyle Afife’de ‘komedi’, Sadri
Alışık Ödülleri’nde ‘dram’ dalında ödül almıştı. “İnsanlar komediyi daha çok
seviyor ama dram bana bir tık daha keyifli geliyor” diyor.
Disiplinli,
çalışmaktan yüksünmeyen bir oyuncu olarak anlatıyor kendini. Şanslı olduğunu da
düşünüyor. Yaptıkları hep içine sinen işler olmuş ama içinde dışarı çıkmayı
bekleyen bir sürü başka insan var. Öyle diyor… Ödülleri, oyunları,
arkadaşlarıyla halinden memnun olduğu bir hayatın ortasında. Gelecek için
‘mutlu anlar’ istiyor, “Anlardan mutlu olmayı seviyorum. Şu an buradayım, bana
yetiyor. İleride inşallah mutlu anlarım sık olur” diyor. Önünde büyük hedefler,
hırsla dolup taşmış planlar yok. Belki de bu yüzden her rolünün altından bu
kadar inandırıcılıkla çıkıyor.
Bir
de Tilbe Saran’ın yeri ayrıymış onda, hep söylermiş. Karşılıklı oynamalarını
dileyelim, yolu da açık olsun ki daha çok izleyelim…
4
Ocak 2014’te Radikal Cumartesi’de yayımlandı.
KAYNAK:
Bahar Çuhadar / Son Komik Kadını Takdimimizdir (baharcuhadar.wordpress.com, 4
Ocak 2014)