19.
Yüzyıl şair ve hattatlarından. Diyarbekirli "Azmzâdeler" ailesinden
olan bu zâtın adı Osman, mahlası Şevkî'dir. Alim ve hattatlardan Halil Hâmid
Efendi'den ilim ve hat öğrenerek, bazı valilerin divan kâtipliğini yapmıştır.
Sonradan İstanbul'a gitmiş ve nihayet Şam'da iken h. 1255 (1839) yılında
ölmüştür. İki gazeli bilinmektedir.
KAYNAK: Eşa, Şevket Beysanoğlu /
Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (2. bas. 1996, c. 1, s. 290-291), İhsan
Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) - Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim
Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014).
Söylese
hayran ider ol dişleri incû beni
Gülse
gönlüm açılur şâd eyler ol meh-rû beni
Tîr-i
müjgânm yeter kasd eyledi bu canıma
Yetişür
sad-pâre kıldın ey kemân-ebrû beni,
Tıfl
iken bend eylemişdi murg-i gönlüm bir zaman
Şimdilik
itmiş esîri halku-ı geysû beni
Gelse
bir şeb hâne-i virane dil ma'mûr olur
Kendi
lûtfiyle kılarsa nâzenîn ârzû beni
Şevkî'yâ
râz-i derûnum cümle derdim âşikâr
Bir
gün eylerse felek yâr ile rûberû beni.
KAYNAK: Şevket Beysanoğlu / DFSA (2.
bas. 1996, c. 1, s. 290-291).