Pakistanlı
Müslüman Düşünür, Sosyolog. 1938'de Pakistan'ın Sakker şehrinde doğan Asaf
Hüseyin, üniversite öğrenimi ardından bir süre kamu hizmetinde bulunduktan
sonra 1969'da sosyoloji dalında akademik çalışmalarını sürdürmek üzere ABD'ye
gitti.
Pakistan
ve daha sonra da İngiltere'de çalışmalarına devam eden Asaf Hüseyin, burada Open
University (East Midlands Regionl 'de öğretim üyesi olarak görev yaptı.
İslam
dünyasında İslami hareketleri etüd eden Asaf Hüseyin'in, Ortadoğu konusunda
yayınlanmış birçok eseri mevcuttur. "Lübnan Hizbullah'ı",
"Filistin İslami Hareketi: HAMAS" ve "Modernizm ve Postmodernizm
Arasında İslami Dönüşüm" başlıklı çalışmaları da vardır.
TÜRKÇE'YE ÇEVRİLEN
ESERLERİ:
İslâm
Köktenciliğin Ötesi - İman ve Amelin Sosyolojisi (Orijinal adı:
Beyondıslamic
Fundamentalism, Çev. Sefahattin Ayaz, 1.
Bas. İslami Radikalizmin Ötesi, İman ve Amelin Sosyolojisi adıyla, 1993; 2.
Bas. 1996),
Ortadoğu'da
Devlet Terörü (2004),
İran'da
Devrim ve Karşı Devrim (2009),
Batı'nın
İslam'la Kavgası (Çev. Mustafa Karaşahan, 2006)
Oryantalistler
ve İslamiyatçılar: Oryantalist İdeolojinin Eleştirisi (Robert Olsan ile, Çev. Bedirhan
Muhib)
İslam
Dünyasına Siyasi Bakışlar
İslami
Uyanış Fikri (2017),
İslam
Dünyasına Siyasi Bakışlar
KAYNAKÇA:
Asaf Hüseyin / İslâm Köktenciliğin Ötesi - İman ve Amelin Sosyolojisi (Çev.
Sefahattin Ayaz, 2. Bas. 1996), Asaf Hüseyin kitapları (idefix.com, kidega.com,
kitapyurdu.com, sozcukitbevi.com, kitapambari.com, 13.08.2019).
ASAF HÜSEYİN'İN
İRAN'I NASIL?
İran'da
Devrim ve Karşı Devrim Asaf Hüseyin'in Ortadoğu odaklı kitaplarından biri.
Ayrıca Türkçeye çevrilen ilk kitabı. Yeni baskısı Pınar Yayınları tarafından
tekrar yayımlandı.
20
Haziran 2009 Cumartesi 13:32
İRAN'DA DEVRİM
VE KARŞI DEVRİM
İran
bugünlerde yaşanan seçim tartışmalarından dolayı dünya gündeminin ilk
sıralarındaki yerini aldı. Bu şundan kaynaklanıyor: İran kelimesi coğrafi bir
kavramı işaret etmesine rağmen tam anlamı ile coğrafi mekân olarak karşılığını bulamaz.
İran insanların zihninde farklı çağrışımlara yol açan simgesel bir terimdir.
İslam, petrol, modernleşme İslam ilişkileri, Amerikan karşıtlığı, Ayetullahlar
gibi tanımlamalar kavramın klişeleşmiş öncülleridir. Bu tespitten hareketle
‘İran’ kavramsal olarak simgeler yumağıdır diyebiliriz.
Asaf
Hüseyin, İran’da Devrim ve Karşı DevrimDenilebilir ki bugün ‘İran’ batının
kendi ötekisi olarak kodlanmıştır.
Batılı gazetecilerce İran olayını tanımlamak için yeni bir jargon (özel dil)
icat edildi ve rastgele kullanıldı. İslamî 'diriliş', 'fundamentalizm',
'kimliğin öne çıkışı', ve 'canlanış' gibi kalıplara bolca rastlanmaktaydı. Tüm
bu kalıpların ortak varsayımı ise, evvelce ölmüş bir şeyin hayata yeniden
dönüşünü içermesiydi. Çünkü 1979’da
İran’da gerçekleşen Devrim pek
çok açıdan “ilk”leri olan bir Devrim’dir.
Batılı
Paradigmanın Temelden Sarsılışı
Asaf
Hüseyin devrimin bu yönünün Batılı paradigmayı temelden sarstığını vurguluyor
kitabında: “İslam Cumhuriyeti'nin ortaya çıkışı Batılı akademik teorisyenler
arasında bir kafa karışıklığına yol açtı. O zamana dek, sosyal ve siyasal
bilimciler kendi alan araştırmalarından türettikleri bir ilke üzerinde görüş
birliği içindeydiler: 'Modernizasyon' ilkesi.” Ve bu ilkeyi açıklayıp tahlil
ediyor.
İki Kutuplu Bir
Dünyada Devrim
İran’da
İslam devriminin gerçekleştiği dönem, “iki kutuplu dünya”nın henüz hüküm
sürdüğü bir dönemdir. ABD ve Sovyetler Birliği’nin küresel düzlemde çekiştiği,
en küçüğünden en büyüğüne, her problemde zıt tutumlar sergilediği yıllar, İslami
hareketin yavaş yavaş yükselişe geçtiği yıllardır. Sovyetler’in, 1978’de, KGB
işi askeri bir darbeyle, “dünya halklarına “1Mayıs armağanı” diye sunduğu,
“Afganistan Devrimi”, İslami hareketin yükselişinde itici bir rol oynar. Ülke
içi dinamiklerden gelişmemiş, bu dışarıdan dayatılmış gayri meşru devrimin ömrü
fazla uzun olmaz. Ardından, “devrimi korumak” adına, sıra Sovyet işgaline
gelir. İran’da süreç farklı gelişir. Şah Rıza Pehlevi’nin damgasını vurduğu,
Franco İspanya’sı kadar namlı monarşi ABD yanlısı olduğu için, gelişen İslami
hareket doğal olarak anti-Amerikan özelliklidir. ABD İran’da “şeytan-e bozorg”
(büyük şeytan) olmaktan kurtulamaz.1 Nisan 1979’da yapılan referandumla İslam
Cumhuriyeti ilan edilir.
ABD'nin
önce şer eksenine dahil ettiği, nükleer silah geliştirme suçlamasıyla savaş
tehditleri savurduğu ardından Obama ile nükleer silah edinme hakkına saygı
duyduğunu açıkladığı İran, ABD yanlısı şah rejiminin yıkıldığı 1979'dan beri
yapılan ilk kez dünyanın gündemini böylesine işgal ediyor. Hatemi ile
belirginleşen Musavi ile devam eden reformculardan statükocu güçlere değin
kaynayan bir kazan görünümünde olan İran hakkında ne biliyoruz?
İran’da
Devrim ve Karşı Devrim Asaf Hüseyin’in hakikate su karıştırmayan Ortadoğu
odaklı kitaplarından biri olmasının yanında Türkçeye çevrilen ilk
kitabıdır. Dünyaca ünlü araştırmacı ve
akademisyen Asaf Hüseyin İran üzerine incelemesinde bizi İran’a ilişkin bildik
klişelerin dışına çıkartarak, İran’da yaşanan devrimi ve karşı devrimi
sömürgecilik ve emperyalizm terimi çerçevesinde alternatif bir tarih anlatısı
sunuyor. Önemli olayların, kültürel eğilimlerin, kişilerin ve siyasi
gelişmelerin benzersiz bir analizini yapan Hüseyin, İran-Irak savaşını da içine
alan karşı devrim çalışmalarına kadar getiriyor. Yazarı için bu kitabı
yazmanın, bir müdafaa eylemi olduğunu unutmamak gerekir. “Devrim" ve
"İslami" sözcüklerini, siyasal ve dinsel kategoriler arasındaki
ilişkiyi bu kategorilerden birine indirgemeksizin, bir arada tutabilen bir
bakış açısıdır bu.
Sol Sözcük
Dağarcığı
İran
Devrimini irdeleyen analiz eden pek çok kitap
olmasına karşın İran’da Devrim ve Karşı Devrim konusunda belirgin etkileri olan çalışmalar
içinde mutlaka söz edilir sık sık, özellikle de kitabın İslam Devrimini
anlamaya çalışırken sömürgecilik ve sömürgeci modernlik üzerinde önemle durduğu görülür. Hiç kuşkusuz, büyük ölçüde
doğru bir tespittir bu. İran İslam devrimi öncelikle siyasal bir devrim
olmuştur. Altmışlı ve yetmişli yıllarda özellikle Marksist aşırı sol çevrelerde
ortaya çıkan şiddetli Amerika eleştirisi bütün bir radikal protesto hareketini
kanalize etmiştir. Özgürleşme ve ekonomik ve kültürel emperyalizme karşı
mücadele sloganını kendi hesabına yeniden ele almıştır. Sol sözcük dağarcığı
ile de kesişen inkılap (devrim), mustaz'af, müstekbir (ezilenler/ezenler), vb.
1962'den 1989'a kadar İmam Humeyni 610'dan fazla fetva, vaaz, röportaj ve
siyasi demeç verdi. Bunlar içerisinde, Zen (Kadın), Şahsiyaetha (Kişilikler),
Şehit ve Şehadet, Cenk ve Cihad, İnkılab-ı İslami (İslam Devrimi), Zıddı
İnkılabi (Karşı Devrimci), Merdum (Halk), Ümmet, Millet, Tarih-i İran (İran
Tarihi), Azadi (Özgürlük), Guruhay-i siyasi (Siyasi Gruplar), İsti'mar
(Emperyalizm), Nehzethay-i Azadibahş (Özgürlük Hareketleri) ve Mustazafin
Müstekbirin (Mazlumlar Zalimler) sayılabilir. Humeyni'nin bu kitaplarının
adları bile devrimin nasıl bir altyapıya dayandığını anlatır. Bu kitaplar
olmadan İslam Devrimi olamazdı. İslam Devrimi olmasaydı Humeyni İran tarihinde
bir dipnot olmaktan öteye gidemezdi.
Bu
önemli kitabın ilk kez yayımlandığı 1985 yılında, gerek İran Devriminin
öncelikle İslami niteliği, gerekse İran’ın toplum ve siyasal yaşamı üzerine
geliştirilmiş alternatif söylemler yok
değildir. Ama Asaf Hüseyin onlardan fazla bir şey yapar: Bir bilimsellik savı
gütmekle birlikte, analitik bakışın sağladığı azmini sadece masa başında
kullanmak yerine bu tarz çalışmaların sınırlarını zorlayarak, olguları/olayları
elden geldiğince dizgesel bir biçimde değerlendirmeye, bunun için de onları
adlandırmaya, sınıflandırmaya aynı
zamanda bizatihi olayın aktörleri ile iletişim içinde olmaya yönelir. Böylece, kendine özgü anlatımı da
işin içine girince, kendinden önce başkalarının da söylediği şeyler bile, Asaf
Hüseyin’in yapıtında bambaşka bir gerçeklik ve somutluk, bambaşka bir
çarpıcılık ve inandırıcılık kazanır.
Kitapta
İran'ın son iki yüzyıllık tarihini okuyacaksınız, ama karşı çıkışı, bakış açısı
ve masaya vuracak yumruğu olan bir tarih bu; İranlıların sömürgeci modernlikle
karşılaşma sürecinde gündeme gelmiş ama çözümlenmemiş sorunlarını tartışmaya
açan bir tarih.
Bu
bakımdan, İran’ın siyasî hayatı ve dünya sistemine etkileri konusunda, eksiksiz
bir kavramsal anlayışın geliştirilmesi esas olsa gerektir. Bu kitapta, böyle
bir anlayışı kolaylaştırmak için, merkezî görüşler sunulmakta. Karşılaştırmalı
siyasî perspektiflerin yer aldığı bu kitapta, münhasıran bir perspektife ilgi
duyan okuyucular da, daha ileri inceleme için malzeme bulacaklar.
Asım
Öz
Güncelleme
Tarihi: 30 Kasım 2018, 16:57
Asaf
Hüseyin,
İran
da Devrim ve Karşı Devrim,
Pınar
Yayınları,
İran
İRAN'DA DEVRİM
VE KARŞI DEVRİM
Yazar: Asaf
Hüseyin
Kitap Açıklaması
Amerikan
Emperyalizminin Korkulu Rüyası
1979
İslam Devrimi'yle birlikte, Amerika güdümündeki monarşik şahlık rejiminin
alaşağı edilmesi, uluslar arası siyaset arenasında, dönemin iki hakim süper
gücünü aşağılanmış bir pozisyona düşürdü. En önemlisi, Ayetullah Humeyni'nin
iktidara yürüyüşü ve İslam Devleti-İslami Rejim olgusu, diğer Müslüman halklar
nazarında oluşturacağı örneklik açısından baskıcı kukla yöneticilerin içine
büyük korku salmıştır. Amerika'nın ve Batılı müttefiklerinin desteğiyle bu
yerli yöneticiler, İran İslam Devrimi aleyhine, karşı devrim çalışmalarına
girişmişlerdir.
İran'da
Devrim ve Karşı Devrim adlı bu önemli tarihi yapıtında Asaf Hüseyin, bizi
İran'a ilişkin bildik klişelerin dışına çıkartarak, İran'da yaşanan devrimi ve
karşı devrimi sömürgecilik ve emperyalizm terimi çerçevesinde alternatif bir
tarih anlatısı sunuyor. Önemli olayların, kültürel eğilimlerin, kişilerin ve
siyasi gelişmelerin benzersiz bir analizini yapıyor. Kitap'ta, İran'ın son iki
yüzyıllık siyasi-sosyal-dini tarihi masaya yatırılıyor.
Yeni
Amerikan Yüzyılı Projesi'ne ve bu proje kapsamındaki emperyal emellere hizmet
etmelerinin hedeflendiği savaş çığırtkanlarının, onların yerel muhbirlerinin ve
emperyal strateji uzmanlarının ağızlarının sonuna dek açıldığı bir zamanda
İran'da Devrim ve Karşı Devrim'i okumanın kaçınılmaz olduğu kendiliğinden
ortaya çıkıyor.
Ve
yine İran'ın siyasî hayatı ve dünya sistemine etkileri konusunda, eksiksiz bir
kavramsal anlayışın geliştirilmesi noktasında, bu önemli eser, merkezî
görüşler, karşılaştırmalı siyasî perspektifler sunmaktadır.
Sayfa
Sayısı: 332
Baskı
Yılı: 2009
İSLAMİ UYANIŞ
FİKRİ
Yazar: Asaf
Hüseyin
Yayınevi : Pınar
Yayıncılık
Kitap Açıklaması
Asaf
Hüseyin, ağırlıklı olarak söyleşilerinden oluşan İslami Uyanış Fikri adlı
eserinde İslam dünyasının mevcut durumundan hareketle yukarıdaki sorulara nasıl
çözüm bulabileceğimizi cevaplamaya çalışıyor. Sorunları tespit ve bu sorunlara
çözüm bulma konusunda Kur'an eksenli bir yöntemin önerilmesi kitaptaki
metinleri daha da önemli kılıyor. Yazar, metinlerinin tümünde Kur'an vurgusunu
yapmakta ve yine iman ve amel kavramlarının ayrılmazlığını metodolojisinin temeli
yaparak bu konudaki eksik değerlendirmelere göndermelerde bulunmaktadır.
Ona
göre, İslam ülkelerindeki kriz iç sebeplerle başlamış, dış sebepler de ona ivme
kazandırmıştır. Bundan dolayı daha ziyade kendini yenileme sorunu yaşayan
Müslüman toplumlara sunulan modernizasyon, bağımlılık ve İslamizasyon
teorilerine değinmektedir. Güce dayalı yönetim biçimlerinden kaynaklanan
iktidar ve devlet buhranı, bilgi sorunu, değerler çıkmazı, adalet buhranı başta
olmak üzere bireyin varoluşu ile sosyal ve siyasi gerçeklikler arasındaki
bağıntıya değinmekte ve bu durumun olumsuzluğuna dikkat çektikten sonra çıkış
yolunu da göstermektedir.
İslami
Uyanış Fikri, İslam dünyasının yaşadığı krizleri tespit ederek mümkün çözümün
ne olabileceği üzerinde duruyor. Hasılı sosyal ve siyasi gerçekliklerin
Müslümanlara körü körüne kabul etmeleri için hazır bilgiler sunduğunu ve
bunların aşılması için yapılması gerekenlere dikkat çekiyor.
(Tanıtım
Bülteninden)
Kitap
Adı: İslami Uyanış Fikri
Yazar:
Asaf Hüseyin
Yayınevi:
Pınar Yayıncılık
Hamur
Tipi: 2. Hamur
Sayfa
Sayısı: 102
Ebat:
14 x 21
İlk
Baskı Yılı: 2017
Baskı
Sayısı: 1. Basım
Medya
Cinsi: Ciltsiz
Barkod:
9789753524483
ORTADOĞUDA
DEVLET VE TERÖR
Asaf Hüseyin
PINAR YAYINLARI
Politik
terörizmin, yetkililerce algılanışında ve kamuya takdiminde yalnızca « ulusal
güvenlik » boyutu gerektiğinden fazla önemsenerek ön plana çıkarılmakta,
meselenin diğer boyutları « ulusal güvenlik » boyutunun koyu gölgesinde adeta
gözlerden saklanmaktadır. Devlet terörizmi politik terörizme vücut verir mi; ve
aksi de doğru mudur? Bu soru, özellikle devlet terörizmine yabancı olunmayan
Ortadoğu için son derece önemli bir sorudur. Ortadoğu'da terörizm, devletin
doğasının ve kurumlarının tabii bir sonucu gibidir ve doğuşu, devletin
doğuşuyla birliktedir."
Yayın
Tarihi 2004-10-01
ISBN 9753521451
Baskı
Sayısı 1. Baskı
Dil TÜRKÇE
Sayfa
Sayısı 316
Cilt
Tipi Karton Kapak
Kağıt
Cinsi Kitap Kağıdı
Boyut 13.5 x 21 cm
ORYANTALİSTLER
VE İSLAMİYATÇILAR
İnsan Yayınları
"Oryantalizme
bir disiplin olarak hala saygıyla bakılmakta ve bu disiplinin pratisyenleri pek
çok batı Üniversitesi ve kurumunda saygın yerlerini korumaktalar. Batılı
olmayan bir çok öğrenci de bu oryantalistlerden, bir Batı Üniversitesinde
doktoralarını almakta ve kendi ülkelerinde aynı geleneği sürdürmekteler. Bu
yüzden, bağlantılar hala güçlü ve bu insanlar İslam konusunda uzman olduklarını
hala iddia etmekteler. Fakat ne var ki bu maske düşmekte artık. Batılı olsun
olmasın pek çok bilim adamı bu disipline ciddi darbeler indirmekte ve
"akademik nesnellik" gibi, "değer yargılarından arınmışlık"
gibi iddialarının ardında nelerin saklı olduğunu gözler önüne sermekteler.
İşte
elinizdeki Oryantalistler ve İslamiyatçılar adlı kitap, oryantalizmin ölüm
ilanını açıklayan anlayışın hızla çoğalan örneklerinden biri. Kitapta sunulan
makaleler, müslüman ya da müslüman olmayan yazarların, genelde oryantalizme
yönelik tutum ve tepkilerini, özelde de oryantalistlerin eserlerine yönelik
değerlendirmelerini kapsıyor."
Çevirmen: Bedirhan
Muhib
ISBN 9755741429
Baskı
Sayısı 2. Baskı
Dil TÜRKÇE
Sayfa
Sayısı 272
Cilt
Tipi Karton Kapak
Kağıt
Cinsi 3. Hm. Kağıt
Boyut 13 x 19 cm