Ressam, Siyasetçi, VI. Dönem Konya ve VI. Dönem Siirt milletvekili (D. 1875, İstanbul – Ö. 23 Mayıs 1944, İstanbul).
Kafkasya’dan
göç eden bir aileden olup, İstanbul'un
Küçük Mustafa Mahallesinde dünyaya geldi. İlköğrenimini Hacı Ferhat Okulu'nda,
orta öğrenimini ise Darül Muallimin'de (İstanbul Öğretmen Okulu) tamamladı.
Unkapanı’da gemi ve harita resimleri çizen Halk ressamı Emin Baba sayesinde
resim sanatına karşı ilgisi ortaya çıktı.
Harb
okulları, Galatasaray Lisesi, Darüşşafaka Liselerinde öğretim veren ilk Fransız
ressam öğretmenleri ve Fransa’ya gönderilen öğrencilerimizden resim sanatına
ilgi duyarak resim öğrenimi görüp gelen, Primitif ressamlarımız Tanzimat’tan
sonra resim sanatını ülkemize kazandırmaya başlamışlardı. Bu ressamlarımızın
öğretim verdiği Askeri liseler, harp okulları, Darüşşafaka, ve Galatasaray
liselerinden sonra 3 Mart 1883’de eğitime başlayan Sanayi-i Nefise Mekteb-i
Alisi, Türk resim sanatına yeni bir yön kazandırmıştı. Ressam Şevket Dağ ise
işte bu okulun verdiği ilk mezunlardan birisidir. Şevket Dağ çoğunluğu
azınlıklardan seçilen ve ilk yıl sadece 20 öğrenci alınan bu okula yetenek
sınavını kazanarak girdi.
Resim
sanatını ise Osman Hamdi Bey'in öğretmenlik yaptığı Sanayi-i Nefise Mektebi
Alisi'nden (İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) Osman Hamdi Bey ve
Valeri'nin öğrencisi olarak mezun oldu.1897 Karakalem hocası Zarzecki,
yağlıboya hocası ise Valery idi. Şevket Dağ Sany-i nefise okulunda öğrenci iken
okulun amiri Osman Hamdi Bey idi. Şevket Dağ 1897 yılında bu okulu birincilikle
bitirmiştir.
Okul
arkadaşlarından bazıları ise şunlardır: İbrahim Çallı, Celal Esat Erseven, Sami
Yetik, Ali, Sami, Boyar, Hikmet Onat ve Hüseyin Avni Lifij
Osman
Hamdi Bey ve Valeri' den klasik- akademik çizgide bir resim eğitimi aldığı
artık bu günlerde Eski Şark Eserleri Müzesi olarak kullanılan binadaki eğitimi
ardından 1897 yılında, 21 yaşındayken Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi resim
şubesinden mezun olmuştur.
Bir
süre Evkaf'ta memur olduktan sonra, 1902 yılında başlayan ve yirmiüç yıl süren
resim öğretmenliğine Mahmudiye Rüştiyesi'nde başladı. Sırasıyla Galata,
Nişantaşı, Aksaray, Feriköy, Koca Reşit Paşa ve Kadıköy Numune Okulları ile
Vefa, Nişantaşı ve Galatasaray Lisesi'nde çalıştı. Dar-ül Muallimin'de
(İstanbul Öğretmen Okulu) resim öğretmeniyken, Malik Aksel'in, Galatasaray
Lisesi'nde ressam Fikret Mualla'nın hocası oldu.
Ardından
Galatasaray Sultanisi’nde resim öğretmeni olarak çalışmış ve kendisi de resim
yapan okulun müdürü Tevfik Fikret’in takdirini kazanmıştır. Yine Özsezgin’in
aktardığına göre Şevket Dağ, öğrencilerine doğadan resim çalışma alışkanlığını
kazandırmakta etkili olmuştur. Daha sonra Dar’ ül- Muallimin (İstanbul Öğretmen
Okulu)’de resim öğretmeni olmuş ve burada bir resim atölyesi kurmuştur.
Şevket
Dağ, "Enteriyör" resim türünü kapsamlı olarak işleyen ilk sanatçıdır.
1916 yılından itibaren her yıl düzenlenen "Galatasaray Sergileri" ile
1939 yılında gerçekleşen ilk "Devlet Resim Heykel Sergisi"ne katılan
ve "Enteriyör" (iç mekân) resim türü ile uğraş içinde olan Şevket
Dağ, Cumhuriyet sonrasında yaşanan "Modernleşme" hareketine tepki
duysa da, 1920'lerden sonra "izlenimci" (Empresyonist) bir palete
doğru değişim göstererek, 14 Kuşağı (Çallı Kuşağı)'nın sanatçıları Feyhaman
Duran, Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Sami Yetik arasında yer aldı.
VI.
Dönem Konya ve VI. Dönem Siirt milletvekilliği de yapan sanatçı, 23 Mayıs 1944 tarihinde
Siirt milletvekili iken vapurda geçirdiği kalp krizi ile hayata veda etmiştir.
Evli ve 2 çocuk babasıydı.
Sanatçı
Kişiliği
Türk
resim sanatının 1914 kuşağı denilen ressamları içerisindedir. Hocalarının
aksine, kalın fırça vuruşları ve serbest fırça kullanma tekniğini tercih eden
bir ressamdır. Yapıtlarının pek çoğu küçük boyutlu resimlerdir. İç mekân
resimleri dışında peyzaj çalışmalarına da yer vermiştir. Peyzajlarında
izlenimcilere yakın sebest vuruşlu fırçalar kullanmayı tercih etmektedir. Işık
ve perspektife önem vermiştir. Peyzajlarında açık duru ve özgünlüğüne yakın
betimlemelere yönelmeyi tercih eder. İç mekânlara ait resimlerini genellikle
tarihi mekanların dokularını iyi etüt ederek resmettiği anlaşılır.
Şevket
Dağ, Türk resim sanatında asker ressamlar kuşağının yetiştirdiği ilk sivil
kuşak ressamlarımız arasındadır. Şevket Dağ, yetişme ve sanat ortamının
yetersizliğine rağmen kendine özgü bir resim üslubu oluşturmayı başaran Türk
resim sanatında kendine yer edinen ressamlarımızdan biridir. Eserlerinde hiç bir yabancı etkinin izlerini
hissettirmeyen sanatçının resimlerinde tamamen milli karakterlerle çizilmiş
resim teknikleri vardır. Ressamın resimlerinin listesini veren Hatice Şimşek,
ressamın hayatı ve sanatı hakkında yaptığı Yüksek lisans tezi çalışmasında onun
124 resminin adını sıralamıştır.
Şevket
Dağ’ın adı çağdaş sanatımızda “cami ressamı” olarak geçer. Bu nedenle kuşağının
ressamları, onu “mahalli” ve “dini” bulmuşlar, camilerin iç havasını
resimlerine başarıyla yansıttığı için, kendine özgü bir sanatçı saymışlardır.
Tekniğiyle klasik geleneğe bağlı olmakla birlikte, cami içlerine pencerelerden
sızan gizemli ışığı, izlenimci ressamların paletine özgü bir duyarlıkla ve
biraz da akademik sanatın yönlendirici etkisiyle ele almıştır.Tek bir konuya
içtenlik ölçüsünde bağlılık, Şevket Dağ’ı seçkinleştiren başlıca özelliktir.
Yapıların içini titiz bir dikkatle gözden geçiren, aynı köşenin birkaç etüdünü
yaparak konusunu yetkin bir çizgiye ulaştırmaya çalışan Şevket Dağ’daki cami
konusuna eğilim, bir eski yapı hayranlığından çok, görsel bir içgüdünün,
yöresel bir kültür beğenisinin ürünüdür. Cami içlerine pencerelerden sızan
ışığın dinsel etkisi, bu bakımdan sanatçının resimlerinde belirgin bir anlam
kazanmıştır. Ayasofya, biraz da bu ressamın özel ilgisi sonucu resim dünyamıza
mal edilmiştir. Döneminin sanatçıları ve ondan sonra gelenler için mimari bir
yapı, ancak manzarayı tamamlayan bir ayrıntı niteliği yansıttığı halde, Şevket
Dağ dikkatini salt cami konusu üstünde yoğunlaştırmış, bu yolda kaba bir
betimlemeciliği ve gösterici bir kolaylığı aşarak, Türkiye’de “enteryör” ressamlığının
başlatıcısı olmuştur.
Şevket Dağ İçin
Ne Dediler?
"Fikret
Mualla, Şevket Dağ ile ilgili olarak anılarında şunları söylemiştir:
"Pehlivan yapılı, zarif, iri gözlü ve pos bıyıklı idi. İlk dersimize
girdiğinde; cebinden üç kurşunkalem ile bir çakı çıkarttı. Kurşunkalemin nasıl
açılacağını ilk ders olarak gösterdi. Şevket Bey her konunun alfabesinden
başlayan bir eğitimciydi." diye bahseder.
KAYNAKÇA:
Türk Ansiklopedisi, Şevket Dağ Maddesi (C. 12, s. 179, 1964), Hatice Şimşek,
Şevket Dağ (hayatı, eserleri ve sanat anlayışı (Marmara Üniv. Türkiyat
Araştırmaları Enstistüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2007), Şevket Dağ kimdir?
(sabah.com.tr, 3 Eylül 2004), Şevket Dağ Kimdir? (nkfu.com, 9 Ekim 2013),
Şevket Dağ Hayatı Sanatı Tabloları - Türk Ressamlar
edebiyatvesanatakademisi.com, 31 Ocak 2012), Cumhuriyet'in İlanından Bu Güne
Kadar İlimizi Temsil Eden Milletvekilleri (mucadelegazetesi.com, 14.07.2019),
Şevket Dağ hayatı ve eserleri ( istanbulsanatevi.com, 7 Ekim 2016), Şevket Dağ
biyografi ve eser arşivi (istanbulsanatevi.com, 28.07.2019), Şevket DAĞ -
Sanatçı Detayı (turkishpaintings.com, 28.07.2019), Şevket Dağ (antikalar.com,
28.07.2019).