Şair ve yazar (D. 22
Ağustos 1845, Şıngıs köyü / Abay / Semey / Kazakistan – Ö. 23 Haziran 1904).
Asıl adı İbrahim Kunanbayev’dir. İlk eğitimini Şıngıs köyünün imamı Gabithan
Molla’dan aldı. Semey’deki Ahmet Rıza Medresesinde (1855-58) yatılı öğrenim gördü.
Burada dinî bilgilerin yanında Arapça, Farsça ve Çağatayca öğrendi. Medresenin
kütüphanesinde Neva’î, Nizamî, Fuzûlî, Sadî, Firdevsî, Hoca Hâfız gibi
şairlerin eserlerini okudu. Bu arada kentteki bir Rus okulunda üç ay Rusça
öğrendi. Kazaklara hükmederek halkı ezen hükümdarlarla mücadele eden babasına
destek oldu. Babasının yanında Kazak halkının örf ve âdetlerini, kültürünü,
geçim kaynaklarını yakından tanıdı, halkın çektiği sıkıntılara, yoksulluğa,
toplum içindeki çelişkilere tanık olarak yetişti. Henüz yirmi yaşındayken
şehrin hatip ve şairlerinden biri olarak tanınmaya başladı. Rus ve Batılı
yazarların edebî, felsefî, tarihî eserlerini yakından takip etti ve bir süre
Semey’de devlet memurluğu yaptı. Otuz beş yaşında iken sürgün edildiği Simla’da
Çarın sürdüğü Rus ihtilâlcileriyle tanıştı (1880). Halkının uğradığı
haksızlıkları gidermek amacıyla adaylığını koyduğu Konırkökşe ilçesindeki
seçimleri kazanarak başkanlık yaptı (1876-78). Daha sonra Semey Vilayeti
Kazakları için ceza kanunları hazırlama komisyonuna başkan seçildi (1885).
Eserlerinde sosyal
gerçekleri işledi. Yaşadığı dönemdeki adaletsizliği, halkının dağınık, göçebe
yapısını, Kazak boylarının gereksiz kavgalarını, toplum içindeki eşitsizlikleri
eleştirerek gençleri bilinçlendirmeye çalıştı. Şiirlerinde eşitlik, adalet,
nefisle mücadele, güzellik, tabiat, toplum yaşayışı; Kazak tarihi, dili,
töresi, gelenek ve görenekleri gibi temalar gerçekçi bir biçimde yer aldı.
Yazılarında felsefî
düşüncelerini ortaya koyarak halkı bilinçlendirmeye çalıştı. Soru-cevap
türünde, sade ve etkili cümlelerle kaleme aldığı bu yazılarında Kazak
Türklerinin ekonomik ve kültürel yapısı, sağlam bir yapının oluşumu için
verilmesi gereken mücadele, insanın tabiatı, çocuk psikolojisi, bilimin önemi,
eğitim ve öğretimin gerekliliği üzerinde durdu.
İnsanlığa öğütlerinden
oluşan kırktan fazla eserine “Kara Söz = Algı Söz” adı verildi. Şiirleri ilk
defa Ufa’da Dala Ualayatı gazetesinde (1909), daha sonra Kazan’da M.
Kasimov’un Suli Kız güldestesinde yayımlandı. Abay’ın doğumunun 150.
yılı olan 1995 yılı, Kazakistan Cumhuriyeti’nin girişimleri sonucu UNESCO
tarafından “Abay Yılı” ilân edildi.
Yazılarıyla halkını
gelişmeye, bilime yönelten Abay, aynı zamanda Kazak edebiyatının yazılı türünün
oluşmasına önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Şair, yazar, düşünür, filozof ve
devlet adamı olarak Kazak Türkleri için çağdaşlığın simgesi olmuştu.
ESERLERİ:
Abay Kunanbayevtın
Filosofiyalık Közkarası (Abaydıŋ Ömiri men Şıgarmasılıgı), Makalalar Junagı (1954),
Şıgarmalarının Eki Tomdık Tolık Junagı (1957).
KAYNAKÇA: Cemil Yener / Türk Halk Edebiyatı
Antolojisi (1973), TDE Ansiklopedisi (c. 1, 1976), Türk Dünyası El Kitabı (c.
3, 2. bas. 1992), Ahmet Baytursınuli / Kazakların Baş Şairi (Aktaran: Mustafa
Öner, Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, sayı: 2, 1996), Abdülvahap Kara /
Kazak Türkleri Vakfı Arman Dergisi (Aralık 2004), TDOE-TDE Ansiklopedisi 1
(2002), İhsan Işık (TEKAA, 2009).